HUKUKSUZLUĞA VE ADALETSİZLİĞE SON VERİLMELİDİR!
Eğitim, 12 Temmuz 2017 12:28
Kayıplarımızı ve taleplerimizi karşılayan bir toplusözleşme istiyoruz!
Malatya eğitim – sen yürütme kurulu başkanı Tarık Kaya basın açıklaması yaparak yapılan yapılacak olan toplu sözleşmeleri eleştirirken kendi isteklerini de sıraladı
Kaya yaptığı açıklama da “ Bir yıla yaklaşan OHAL sürecinde hukuksuz ihraçlar ve açığa almaların yaşandığı, sendikal faaliyetlerin engellendiği ve hukuk dışı bir şekilde suç kapsamına alınmaya çalışıldığı, en demokratik eylemlere tahammül edilmediği bir ortamda, gerçek anlamda özgür ve demokratik bir toplu sözleşme sürecinin yaşanması kesinlikle mümkün değildir.
2,5 milyon kamu emekçisinin hak ve çıkarlarını savunması gereken kimi sendikaların iktidardan ve devletten bağımsız olması gerekirken, siyasi iktidar ile siyasal-ideolojik ilişkileri herkes tarafından bilinen “yetkili” konfederasyonun, bugüne kadar yapılan toplusözleşme görüşmelerindeki tutumu ve altına imza attığı metinlerde kaybeden hep emekçiler, kazanan ise siyasi iktidar olmuştur.
Kamu emekçilerinin ortak ekonomik, sosyal, demokratik, özlük ve mesleki hak ve çıkarlarının tümünü kapsaması gereken toplu sözleşme süreci, yıllardır konusu, tarihi ve çerçevesi önceden hükümet tarafından belirlenen son derece sınırlı mali ve sosyal haklara indirgenmiştir. Bütün sınırlılıklarına ve eksikliklerine rağmen, kamu emekçilerinin toplusözleşme süreci, başta ağır ekonomik sorunlarımız olmak üzere, çalışma ve yaşam koşullarımızı belirlemesi ve geleceğimizi yakından ilgilendirmektedir.
Toplusözleşmeye Hangi Koşullarda Gidiyoruz?
2016-2017 yıllarını kapsayan toplu sözleşme görüşmeleri, 2,5 milyon kamu emekçisi, 2 milyon emekli, toplamda 5 milyon, aileleri ile birlikte 20 milyon insanı yakından ilgilendirmesine rağmen, tıpkı öncekiler gibi Hükümet-Memur Sen ittifakıyla imzalanmıştır.
Hükümet ve Memur Sen’in uzlaşmasıyla kamu emekçilerine 2016 yılı için altışar aylık dilimler halinde yüzde 6+5, 2017 yılı için ise yüzde 3+4 maaş zammı verilmiştir. Yılın ilk yarısında yapılan zamlar, artan oranlı vergi dilimi uygulaması nedeniyle yılın ikinci yarısında geri alınmaktadır.
Toplusözleşme görüşmelerinin kamu emekçilerinin çoğunun tatilde olduğu, kamu emekçilerinin bir milyondan fazlasını oluşturan eğitim ve bilim hizmet kolunda işyerlerinin kapalı olduğu bir dönemde yapılacak olması, kamu emekçileri açısından başlı başına bir dezavantajdır. Bu durum iktidarın elini önemli ölçüde güçlendirirken, kamu emekçilerinin ve onların mücadele örgütlerinin elini ciddi anlamda zayıflatan bir durumu ortaya çıkarmaktadır. Bu nedenle 4688 sayılı yasada belirtilen toplusözleşme tarihinin mutlaka değişmesi ve Ekim aylarına alınması gerekmektedir.
Eğitim ve Bilim Emekçilerinin Toplusözleşme Talepleri Nelerdir?
Eğitim Sen olarak, 2018-2019 yılları için belirlemiş olduğumuz toplusözleşme taleplerimiz şu şekildedir;
? Kamu emekçilerinin grevli toplusözleşme hakkı önündeki yasal ve fiili engeller kaldırılmalı, özgür bir toplusözleşme düzeni yaratılmalıdır.
? OHAL KHK’ ları ile hukuk dışı bir şekilde hayata geçirilen ihraçlar ve açığa almalara son verilmeli, hukuki deliller ve mahkeme kararları olmadan ihraç edilen tüm kamu emekçileri derhal görevlerine iade edilmelidir.
? Toplusözleşme görüşmeleri kamu emekçilerinin büyük bölümünün izinli olduğu Ağustos ayında değil, Ekim ayında yapılmalıdır.
? 2018-2019 toplusözleşme dönemine ilişkin ekonomik kayıplarımız, TL’de yaşanan değer kaybı ve satın alma gücündeki azalma üzerinden net bir şekilde hesaplanarak ödenmeli ve söz konusu fark, kamu emekçileri ve emeklilerin taban aylığına mutlaka yansıtılmalıdır.
? 2018-2019 yılları için, 2002’den bu yana satın alım gücümüzde yaşanan azalmayı ve ekonomik kayıplarımızı karşılayacak kadar, adaletli bir ücret artışı sağlanmalıdır.
? Yıllardır talebimiz olan 3600 ek gösterge uygulaması bu toplusözleşme döneminde mutlaka hayata geçirilmelidir.
? Ek dersler başta olmak üzere, tüm ek ödemeleri temel ücrete ve emeklilik hesaplamasına dahil edilmeli, bu konuda yaşanan mağduriyetler mutlaka giderilmelidir.
? Yılın ikinci yarısında maaşlarımızda yaşanan erimenin önüne geçilebilmesi için artan oranlı vergi dilimi uygulamasına son verilmelidir.
? Tüm eğitim ve bilim emekçilerine yaptıkları işin önemi ve zorluğu dikkate alınarak her dört yıla bir yıl olmak üzere yıpranma hakkı verilmelidir.
? Eğitim ve bilim hizmet kolunda en düşük ücret yoksulluk sınırının üzerinde belirlenmelidir.
? Devlet okullarının tüm ihtiyaçları genel bütçeden karşılanmalı, eğitime yeterli bütçe, okullara ihtiyacı kadar ödenek ayrılmalıdır.
? En az 50 çalışanın bulunduğu işyerlerinde bebek bakım üniteleri ile kreş açılmalı, çalışan sayısı 50’en az olan işyerleri birleştirilerek, ihtiyaç duyan tüm kamu emekçilerinin kreş hizmetinden faydalanmaları sağlanmalıdır.
? Ebeveyn izinleri arttırılmalı ve ebeveynlere bu konuda kolaylıklar sağlanmalıdır. Doğum sonrası yarı zamanlı çalışma yasasının uygulanmaya başlanması ile birlikte kaldırılan süt izni her hangi bir ücret kaybına neden olmadan yeniden uygulanmaya başlanmalıdır.
? Tüm Dünya’da “Kadınların Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü olan 8 Mart” tarihi kadın emekçiler için tatil ilan edilmelidir.
? Eğitim ve bilim emekçilerine kira yardımı, servis ya da yol parası ve yemek yardımı yapılmalıdır.
? Kadın kamu emekçilerine; çalışma yaşamında uygulanan ayrımcılık, mobbing, baskı ve şiddete son verilmeli, uygulayanlar hakkında etkili cezai yaptırımlar getirilmelidir.
? Toplumsal cinsiyet eşitliği dersi zorunlu ders olmalıdır.
? Öğretmen, hizmetli ve teknik personel açıkları sözleşmeli ya da güvencesiz istihdam ile değil, doğrudan kadrolu/güvenceli istihdam ile kapatılmalıdır.4-B,4-C statüsünde istihdam edilen eğitim emekçileri kadroya alınmalıdır.
? Eğitimde performans değerlendirme, güvencesiz istihdam ve esnek çalışma uygulamalarına son verilmeli, iş güvencemizi ortadan kaldırmayı hedefleyen her türlü hazırlık ya da girişim derhal durdurulmalıdır.
? Eğitimde siyasi kadrolaşma uygulamalarına son verilmeli, eğitim yöneticileri belirlenirken sendikal-siyasal referanslar değil, liyakat ve objektiflik temel alınmalıdır.
? Eğitim Yöneticileri belirlenirken kadınların cinsiyet ayrımcı uygulamalarla yönetici olmaları zorlaştırılmaktadır. Kadınların eğitim yöneticisi olmaları konusunda pozitif ayrımcılık uygulanmalıdır.
? Yardımcı hizmetliler, idari ve teknik personele yönelik isteğe bağlı yer değiştirmeye ilişkin sorunlar çözülmelidir.
? Eğitim öğretim tazminatı senede iki kez en az bir maaş tutarında olmalı ve ayrım yapılmaksızın bütün eğitim ve bilim emekçilerine ödenmelidir.
? Norm kadro yönetmeliği taleplerimiz doğrultusunda değiştirilmeli, özellikle eşit işe eşit ücret uygulaması ile çelişen bütün uygulamalara son verilmelidir.
? Yardımcı hizmetlilerin yaptıkları fazla çalışma “fazla mesai” olarak kabul edilmeli ve yüzde yüz zamlı olarak ücretlendirilmelidir.
? Akademik zam ve teşvik ödeneği sadece akademisyenlere değil, tüm üniversite çalışanlarını kapsayacak şekilde yeniden düzenlenmelidir.
? Eğitimde sürgün anlamına gelen zorunlu rotasyon hazırlıklarına son verilmeli, öğretmenlerin farklı okullarda görev alması isteniyorsa zorlayarak değil, teşvik sistemi getirilerek sorunun çözülmesine çalışılmalıdır.
? İl içi ve iller arası atamalarda her yıl yaşanan sorunlar taraflar mağdur edilmeden çözülmeli, hiç bir eğitim ve bilim emekçisi ailesinden koparılmamalıdır.
? Faranjit, varis, bel fıtığı, astım vb hastalıklar meslek hastalığı sayılmalıdır.
Kayıplarımızı ve taleplerimizi karşılayan bir toplusözleşme istiyoruz!" dedi
Eğitim, 12 Temmuz 2017 12:28
Yorumlar (0)