ADALET MANİFESTOSU
Siyaset, 12 Temmuz 2017 16:26
Adalet Mitingi: 2 milyonu aşkın kişi adalet istedi
Adalet Yürüyüşü'nün son gününde yurdun dört bir yanından 2 milyonu aşkın kişi Maltepe'de Adalet Mitingi'nde buluştu. Halk miting alanına sığmadı.
24 gün boyunca devam eden Adalet Yürüyüşü'nün finali olarak İstanbul Maltepe'de Adalet Mitingi gerçekleştiriliyor. Türkiye'nin dört bir yanından adalet talep eden 2 milyonu aşkın kişi sabah Maltepe'de buluştu. Halk miting alanına sığmadı. Sanatçılar, demokratik kitle örgütü temsilcileri, milletvekilleri de mitingteki yerini aldı. Mitinge katılan farklı kesimlerden vatandaşlar neden mitigte olduklarını Evrensel'e anlattı.
Miting alanında anons yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Özgür Özel sadece miting alanında 1 milyon 600 bin kişinin olduğunu anons etti. CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat ise 1 milyon kişinin de miting alanı dışında olduğunu ve katılımın 2,5 milyon civarında olduğunu belirtti.
KEMAL KILIÇDAROĞLU: HAPİSTEKİ VEKİLLER VE GAZETECİLER İÇİN YÜRÜDÜK
Adalet Yürüyüşü'nün 25'inci gününde yürüyüşünü Maletep'de sonlandıran Kemal Kılıçdaroğlu Maltepe'deki miting alanında 2 milyonu aşkın kişiye konuşuyor. Kemal Kılıçdaroğlu konuşmasında şunları söyledi:
"15 Haziran'da başlattığımız yürüyüşü Maltepe'de noktaladık. Ama kimse bunun bir son olduğunu düşünmesin. Herkes şunu çok iyi bilsin 9 Temmuz yeni bir adım, yeni bir tarihtir. Ankara'dan yürüyüşe başladığımda ilk gün 21 km yürüdük. Yol boyunca bizi yüreklendiren destek veren Ankara, Bolu, Düzce, Adapazarı, İzmit ve İstanbul'a şükranlarımı sunuyorum.
Çayını ikram eden, yemek gönderen, hayır dualarını bizden eksik etmeyen annelere babalara dedelere şükran borçluyuz. Yol boyunca birlikte yürüdüğümüz Harp Okulunda tutuklu oğlu için yürüyen Veysel amcaya da sevgi ve saygımı gönderiyorum.
Bizi protesto eden sevgili vatandaşlarımız da vardı. Kimse unutmasın Kemal Kılıçdaroğlu herkese saygılıdır. Herkes özgürce düşüncesini ifade edebilir.
Bir teşekkür de güvenlik güçlerimize. Polisi jandarması bizim sağlıklı bir şekilde buraya gelmemizi sağladı. Halkın polisine jandarmasına teşekkürlerimi sunuyorum. Biz yürürken taşkınlık yapacağımızı düşünmüyorlardı. Dünyanın en barışçıl yürüyüşünü yaptık hiçbir vatandaşımızın burnu kanamadı.
Yürüyüşün başında bir vatandaşımız kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti ailesine başsağlığı diliyorum. Kızları babalarının vasiyetini yerine getirip yürüyüşe devam etti. Kendilerine saygılarımı iletiyorum.
Ergenekon, Balyoz, KHK mağdurlarına, işçilere, kadınlara destek veren herkese yürekten teşekkür ediyorum. Neden yürüdük? Olmayan adalet için, mazlumların hakkı, hapisteki vekiller, tutuklu gazeteciler için yürüdük."
NURİYE VE SEMİH İÇİN YÜRÜDÜK
Üniversite hocalarının KHK ile atılması tam bir demokrasi ayıbıdır. Kaboğlu gibi dünya çapında bilinen isimler KHK ile ihraç edildi, yurtdışına çıkışı yasaklandı. Darbeye karşı yürüdük, 20 Temmuz darbesine karşı olduğumuz için yargı siyasetin eline geçtiği için yürüdük. Mavi Marmara şehitleri için yürüdük, işlerine dönmek için hak arayan bunun için terörist ilan edilen açlık grevindeki kardeşlerimiz Nuriye ve Semih için yürüdük.
Şehitler ve gaziler arasında ayrım yapılmasın diye yürüdük. Bu ülkede adalet için yürüdük adaleti getirmek için yürüdük.
9 Temmuz yeniden doğuşun birlikte yaşama iradesinin ortaya konmasının başlangıcıdır. Farklılıklarımızla huzur içinde yaşamak geleceğimi için adalet. Adalet insanların ortak paydası mülkün temelidir. Zulüm ile abad olunmaz herkese zulmediyorlar zulme karşı durmak bizim boynumuzun borcudur. Kâinatın da bir adaleti vardır.
Bütün peygamberler adalet için mücadele etmişlerdir. Adalet içinde olmayan bir toplum ve devlet yaşayamaz çöker tarih bunun örneklerine şahittir. Onun için hak hukuk adalet diyoruz. Siyaset köşeyi dönme amacı değildir vatandaş için ülke için yapılır. Siyaset ülkeyi birleştirmektir bölmek ve kutuplaştırmak değil. Hiç kimsenin etnik kimliğine inancına göre siyaset yapmayacağım. Yapanlar vatan hainidir. Herkese saygı duyacağız. Biz herkesin yaşam hakkına kimliğine inancına saygı duyuyoruz. Beni o kişinin inancı kimliği değil bu ülkede huzur içinde yaşayıp yaşamadığı ilgilendiriyor. Eğer bir ülkede büyük haksızlık hukuksuzluk varsa mahkemeler bağımsız değilse hukukun üstünlüğüne değil de siyasilere göre karar veriyorsa basın susturulmuş veya iktidar tarafından teslim alınmışsa o zaman adalet arayışının tek bir adresi var o da sokaktır
SİVİL DARBE YAPILDI 20 TEMMUZ'DA
Adaleti neden sokakta arıyorsun diyorlar. 15 Temmuz'un önlenmesi halkın sokağa inmesiyle oldu. Darbeyi önlemek için sokağa inmek iyi, adalet için kötü. Sokakta darbeyi de önleyeceğiz adaleti de getireceğiz. Sokağın 15 Temmuz'la mücadelesinden yararlanıp 20 Temmuz saray darbesini yapan zihniyetle mücadele edeceğiz. Sivil darbe yapıldı 20 Temmuz'da TBMM işlevsiz bırakıldı. Yılsonuna kadar ciddi tutuklamalar yapılacak diyor. Bir ülkede birinin suçlu olduğuna siyaset karar vermez ancak hâkim karar verir. Ama beyefendi yeni duruşmaların hâkimi oldu. Senin adaletin ve cezaların bizi durduramaz
20 Temmuz sivil darbesinden sonra hâkimler gözünü saraya dikti. Oradan gelen talimata göre ceza veriyor. Delil var mı diye bakmıyor. Bunu Türkiye'ye anlatmak buradaki herkesin görevidir. Hâkim aldığı talimatla karar veriyor. Oysa hâkimin cübbesinde düğme yoktur, ilik yoktur. Hâkim kimsenin önünde eğilmez. Buradan bütün hâkimlere, savcılara sesleniyorum. Adaletin hakkını korumak, benim kadar Maltepe meydanında toplananlar kadar sizin de görevinizdir.
15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİNİ LANETLİYORUZ
15 Temmuz darbe girişimini bir kez daha açık ve kesin bir dille lanetliyoruz. 15 Temmuz gecesi TBMM’nin kararlı, onurlu duruşu ve halkımızın sokağa çıkarak FETÖ darbe girişimine karşı direnmesi ülkemizin anayasal ve demokratik kazanımı olmuştur. Biz buna sokağın/halkın 15 Temmuzu diyoruz. Ancak bu darbe girişiminin siyasi ayağının ortaya çıkarılması iktidar tarafından bilinçli olarak engellenmektedir. 249 şehidimizin aziz hatırası ve 2301 gazimiz için Fetullah Gülen Terör Örgütünün siyasi ayağı ortaya çıkarılmalı ve gerçek darbecilerden hesap sorulmalıdır.
NE İSTİYORUZ?
Biz, 15 Haziran’dan bu yana yürüyen on binler, bugün İstanbul Maltepe’de bir araya gelen yüzbinler, milyonlar olarak tüm Türkiye’ye ve dünyaya sesleniyoruz.
Biz, sadece ve sadece adalet istiyoruz. Sadece burada bir araya gelenler için değil, sadece bizleri destekleyenler için değil, herkes için adalet istiyoruz.
Biz, 25 gündür, on binlerce ağızdan hep birlikte haykırdığımız ‘Hak, Hukuk, Adalet’ talebimizin çok geç olmadan karşılanmasını istiyoruz.
Biz, siyasete ve toplumsal yaşama Adalet Yürüyüşümüzün gösterdiği barışçıllığın hakim olmasını istiyoruz.
ADALET BİR HAKTIR. ADALET HAKKIMIZDIR. BİZ HAKKIMIZI İSTİYORUZ
Adalet mülkün temelidir. Günümüz Türkiye’sinde mülkün temeli ne yazık ki sallanmaktadır. Gün, temelinde adalet olan yeni bir toplumsal sözleşme yapma günüdür.
İşte bu anlayışla bir araya gelen milyonlar olarak Türkiye’nin özellikle son bir yılda içine sokulduğu duruma dair tespitlerimiz ve en acil şekilde yerine getirilmesi gerekenlere ilişkin çağrımız şudur:
ADALET MANİFESTOSU
1- 15 Temmuz darbe girişimini açık bir şekilde lanetliyoruz. 249 şehidimizin aziz hatırası ve 2301 gazimiz için FETÖ terör örgütünün siyasi ayağı ortaya çıkarılmalı ve gerçek darbecilerden hesap sorulmalıdır.
2- İktidar tarafından 20 Temmuz’da getirilen OHAL ile biz buna sivil darbe diyoruz yasama yürütme ve yargı tek elde toplanmıştır. OHAL bir an önce kaldırılmalıdır.
3- Yargıyı siyasetin emrine vermek demokrasiye ihanettir. Kolektif suç gibi insan haklarına aykırı uygulamalardan vazgeçilmelidir.
4- OHAL mağdurlarının yargıya erişim ve sosyal güvenlik haklarını kısıtlayan tüm uygulamalara son verilmelidir.
5- FETÖ ile hiçbir ilişkisi Bile bulunmayan ama sırf hükümete muhalif olduğu için görevlerinden alınan akademisyenler görevlerine dönmeli ve tutuklu milletvekilleri serbest bırakılmalıdır.
6- Mesleklerini yaptıkları için tutuklu bulunan gazeteciler serbest bırakılmalıdır.
7- OHAL ortamında ve devletin tüm imkânları seferber edilerek yapılan anayasa değişikliği gayrimeşrudur. Bu bir mühürsüz seçimdir. Türkiye gayrimeşru bir anayasa ile yönetilemez, yönetilmemelidir.
8- Demokratik parlamenter sistem üzerindeki her türlü vesayet kaldırılmalıdır. Eğitimde laiklik ilkesinin aşındırılmasına son verilmelidir.
9- Sadece hukuk alanında değil toplumsal alanın tüm alanlarında adaletsizlik devam etmektedir. Yoksulluk, yaygın şiddet, terör gibi sorunlara karşı ortak irade geliştirilmelidir. Toplumsal adaletsizliğin en vahimlerinden olan kadın hakları konusunda ayrımcılığın önüne geçilmelidir.
10- Son zamanlarda uygulanan saldırgan dış politika ülkemiz içindeki sorunları da kökleştirmiştir. Türkiye coğrafyasındaki tüm halklara kardeşçe yaklaşan adilane bir dış politikaya dönüş yapmalıdır.
Siyaset, 12 Temmuz 2017 16:26
Yorumlar (0)