30 yıllık eğitimciye ev hapsi verildi
Eğitim, 29 Ağustos 2017 15:59
KHK ile görevinden ihraç edildikten sonra yaptığı eylemler gerekçe gösterilerek ev hapsine çarptırılan 30 yıllık Edebiyat öğretmeni Erdoğan Canpolat ev hapsini “ Evimiz cezaevi, biz gardiyan oluyoruz kendimize” diye tarih ederken, tek çarenin iktidara karşı olanların birleşmesi olduğunu söyledi.
Kanun Hükmünde Kararname(KHK) ile mesleklerinden ihraç edilen binlerce eğitimciden biri olan 30 yıllık Edebiyat öğretmeni Erdoğan Canpolat, 29 Ekim’de 675 sayılı KHK ile ihraç edildikten sonra, ev hapsine çarptırılıncaya kadar meydanlarda adalet arayışını sürdürdü. Malatya’da ihraç edilen 46 KESK’li arasında eşi ile birlikte yer alan Canpolat, yıllarca Edebiyat öğretmenliği yaptığı Malatya Gazi Anadolu Lisesi’nden bir gecede yayınlanan KHK sonucu işsiz kaldı.
120 GÜNLÜK EYLEMDE 105 GÜN GÖZLATI
İhraç edildikten sonra ki süreçte Emeksiz Meydanı’nda hafta içi her gün ‘ İşimi geri istiyorum’ diyerek oturma eylemi yapan ve neredeyse her gün gözaltına alınan Canpolat, 120 gün yaptığı oturma eyleminin 105 günü gözaltına alındı. Oturma eyleminin sadece son iki haftasında gözaltına alınmadığını söyleyen Canpolat, bunun nedenini şu sözlerle ifade etti : “ Son iki hafta gözaltına alınmadık. Daha sonra öğrendik ki 75 gün üst üste gözaltına alınma durumunda meğer Gıenes Rekorlar Kitabı’na girebilirmişiz. Daha sonra gözaltına almaya devam ettiler” şeklinde anlattı.
NURİYE VE SEMİHTEN İLHAM ALDIK
Gözaltına her alındıklarında Kabahatler Kanunu’na göre para cezası kesildikten sonra serbest bırakılan Canpolat, 4 arkadaşları ile birlikte 25 bin para cezası aldıklarını ve bu cezalarla tek amacın ekonomik olarak tamamen çökertilme olduğunu ifade etti. Canpolat oturma eylemlerinin daha çok yine onlar gibi ihraç edilen akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’nın eylemlerinden güç aldıklarını ve ülkedeki sessizliğe inat ses çıkarıp adaletsizlik karşısında direnmek için başladıklarını dile getirdi.
Daha sonraki günlerde Malatya’daki eylemlerini sonlandırıp Ankara Yüksel caddesindeki eyleme katıldıklarını kaydeden Canpolat, buradaki eylemde 6 Temmuz günü 5 arkadaşı ile gözaltına alındığını ve 3 günlük gözaltından sonra ev hapsine çarptırıldığını, ev hapsinin cezaevinden yatmaktan daha kötü olduğunu söyledi.
EVİN HAPİSHANE, BİZ GARDİYAN OLUYORUZ
“Evimiz cezaevi, biz gardiyan oluyoruz kendimize” diyerek ev hapsini tanımlayan Canpolat, devletin ev hapsi ile tepkiyi biraz daha azaltmaya çalıştığını, ancak bununla birlikte özel alanların devletin kuralları ile yönetildiğini belirtti. Ev hapsinin bir başka amacının da cezaevlerinin dolmasından kaynaklı tercih edildiğine dikkat çeken Canpolat, “ Ev hapsinin kabul edilecek bir durum olmadığını düşünüyorum. Bunu yaşayarak daha iyi öğrendik. Ayağımda elektronik kelepçe var. Çok özel durumlar olmasa evden çıkamıyorsun. Belli saatlerde ancak izin alarak dışarı çıkıyorsun ve gittiğin yerden belge alıyorsun. Anlayacağınız çekilecek bir durum değildir” dedi.
Soruşturma aşamasında olmalarına rağmen kendilerine ev hapsinin verildiğini söyleyen Canpolat, “ Bizim daha iddianamemiz ve mahkeme günümüz belli değil ev hapsinin ucu açık ne zaman sonuçlanacağı belli değil. Belli bir süre olsaydı belki kendini ona göre programlardın. Savcı beyin ne zaman canı isterse” diyerek hapis hayatının ne zaman biteceğine dair bilgi sahibi olmadığını dile getirdi.
VALİ MERKEZE ÇEKİLDİ POLİS AMİRLERİ GÖZALTINA ALINDI
120 gün boyunca kendilerini gözaltına alan polislerin ve amirlerin FETO’dan gözaltına alındığını hatırlatan Canpolat, kendileri için gözaltı emrini veren Malatya Valisi’nin de merkeze çekildiğini belirtti. Geleceğe kaygı ile baktıklarını ancak her durumda direnmekten başka yolun olmadığını tekrarlayan Canpolat, direnmek ile yeni ihraçlara engel olacağını ve işe geri dönüşlerin mümkün olacağını ifade etti.
HER GEÇEN GÜN GERİYE GİDİYORUZ
İhraçlarla birlikte eğitim sisteminin de çöktüğünü söyleyen Canpolat, eğitimciler olarak günden güne gericileşen sistem karşısında kaygılandıklarını ve bu gidişata her birlikte dur demeleri gerektiğini söyledi. Canpolat, “Demokratik, bilimsel, çağdaş, anadilde eğitimi savunuyorduk. Bunları geliştirmek yerine daha da gericileşiyor. Bu süreç gittikçe geriye doğru gidiyor bunu durdurmak gerekiyor. Anadili geçtik, laik eğitimi geçtik. Bilimsel eğitimi geçtik.
Artık cihatların öğretildiği daha, gerici, daha insanları ayrıştıran insanları daha bölen düşünmeyi tamamıyla engelleyen sisteme gidiyoruz. Her geçen gün daha geriye gidiyoruz” dedi.
ÇARE, İKTİDARA KARŞI OLANLARIN BİRLEŞMESİ
Canpolat, son olarak HDP ve CHP’nin eylemlerini artık halkın tepkisinin sokağa taştığını ve bu durumun kendilerine umut olduğunu söyleyerek, “ Bu tepkileri ortaklaştırdığımız sürece, birleştirdiğimiz sürece ve daha fazla arttırdığımız sürece iktidara da, hükümete geri adım arttıracağımızı düşünüyorum. Biz birleşemezsek, mücadele etmezsek, iktidar bildiğini yapıyor ve çok daha kötü günler bizi bekliyor. Bu kötü günlere dur demek yine bizim elimizdedir.
Bunu için artık yapay ayrımlara gerek yok. İki saf vardır. iktidar ve ona karşı olanlar. Çare, iktidara karşı olanların birle birleşmesidir” dedi.
Eğitim, 29 Ağustos 2017 15:59
Yorumlar (0)