6-7 Eylül: Hesabı sorulmayan suçlar kendini tekrarlar

Asayiş, 10 Eylul 2017 15:34

6-7 Eylül: Hesabı sorulmayan suçlar kendini tekrarlar

 

 

    Hepimiz 6-7 Eylül’ü hâlâ yaşıyoruz! Tarihçiler için 1955’de yaşananlar akademik bir uğraş olabilir. Oysa bizler bu ülkede tutunmaya çalışan ‘ötekiler’ için, o “kırık mezarlıklar”, o 'harabeye dönmüş kiliseler’, talan ve baskı, günlük alelade olaylar. Türkiye’nin her köşesindeki kültürel mirasımız, devlet politikası sonucunda, çürümeye terk edilmiş, bizzat yıkılmış veya definecilerin insafına bırakılmış yapılardan oluşuyor.

    “Doğduğumuz, büyüdüğümüz, dedelerimizin ve babalarımızın şimdi kırık dökük de olsa mezarlarının bulunduğu bu ülkede kalacağız. Kırık mezarlardan, harabeye dönmüş kilise, okul, dükkân ve evlerimizden yeni bir dünya yaratacağız. Sebat ve cesaretle o harabelerin arasında yine yaşantımızı düzene koyacağız.”

Bu satırlar 15 Eylül 1955 günkü, İstanbul’da Rumca yayın yapan Embros gazetesinin başyazısından…

Şimdi bir de bunun yanına, aynı dönemde, yani 1955 yılında Türkiye’de kalan bir avuç azınlığa iki gün boyunca sistematik ve planlı bir zulmün uygulandığı günlere ait başka bir alıntıya gidelim:

“6-7 Eylül de bir Özel Harp işidir. Muhteşem bir örgütlenmeydi. Amacına da ulaştı.”

    Bu sözler, 6-7 Eylül pogromu sırasında Seferberlik Tetkik Kurulu’nda görev yapan Sabri Yirmi beş oğlu’ na ait. O dönem yaptığı bu ‘muhteşem organizasyon’ sayesinde bürokrasinin basamaklarını kademe kademe çıkan Yirmi beş oğlu, 12 Eylül darbesi sonrası Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı, 1984’de Genelkurmay Harekât Dairesi başkanlığı ve nihayetinde Milli Güvenlik Kurulu genel sekreterliği yapmıştır. Daha ‘başarılı’ bir kariyer, herhalde pek az askere nasip olmuştur!

     Devlet, elini kire bulaştırmak pahasına kendisine hizmet edenleri mükâfatlandırmaktan geri durmaz. Atatürk’ün Selanik’teki evine bomba atarak bu ‘muhteşem organizasyon’un fitilini ateşleyen Oktay Engin de Yirmi beş oğlu gibi ‘parıldamış’, Selanik Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde öğrenciliğiyle başlayan kariyerini 1992-93 yıllarında Nevşehir Valiliği’yle taçlandırmıştır.

Peki, ne olmuştu 6-7 Eylül’de? Ve bu neden onca yıl sonra biz azınlıklar, hatta hepimiz için hala önemli?

Teknik olarak 1955 yılında yaşananlara, ‘pogrom’ diyoruz; kısaca dinsel, etnik veya siyasi nedenlerle bir gruba karşı yapılan toplu şiddet eylemleri.

Devlet aygıtından; azınlıklara dönük bu tip eylemlerin olmaması için çabalamasını, eylem olursa engellemesini ve faillerini yakalayıp en ağır şekilde cezalandırması beklenir.

Peki ya bu suçları bizzat devlet organize ediyorsa?

Siyasetçiler, mağdurun kimliğine bakarak, milliyetçi veya radikal dinci bakışlarıyla suça sessiz kalıp yol veriyorsa…

İşte o zaman, o günlerde nefret objesi yapılanlar gadre uğrar.

Kötülük sıradanlaşır.

Devlet içinde hesap vermeyen zihniyet, bir seri katil gibi suç işlemeye devam eder…

6-7 Eylül 1955’te olan tam da buydu…

Devletimiz bu provokasyonu “Atatürk’ün evi bombalandı” haberiyle tezgahladı. Ardından iki gün boyunca İstanbul ve İzmir’de organize edilmiş linççi güruhlar eliyle Rumların, Ermenilerin, Yahudilerin ve diğer azınlıkların malları yağmalandı, kadınlara tecavüz edildi, din adamları darp edildi, ibadethane ve mezarlıklar talan edildi.

Cinayet, tecavüz, yağma, hırsızlığın içinde olduğu bu öykü, Cumhuriyet tarihine bir utanç vesikası olarak geçti. Ancak pek çok benzer olay gibi, failleri ceza almadı, tam tersine terfi etti.

Peki, bütün bunları bugün neden anıyoruz?

62 yıl önce olmuş kötü bir olayı bugün diline pelesenk etmenin anlamı var mı?

Yok diyorsanız, bu ülkede son dönemde yaşananlara bir daha bakın derim.

     On yıl önceki Hrant Dink, Rahip Santoro ve Zirve Yayınevi cinayetleri gibi, 7 Haziran seçimleri öncesi HDP binalarına yapılan saldırılar da, bir ay önceki Neve Şalom Sinagoguna yapılan saldırı da, devletin belli kademelerinin içine olduğu organizasyonlardı.

 

    Bütün bu provokasyonların ortak özelliği ‘milli mutabakat’ saldırıları olmalarıdır. Devletin yüzeyinde veya derinindeki muktedirler ve muktedir gözükenler bu eylemleri organize ederek veya sessiz kalarak suç ortağı olurlar.

    6-7 Eylül 1955’te iktidar olan Demokrat Parti ve Adnan Menderes, milli mutabakat çerçevesinde işlenen suçun hesabını sormamasının bedelini ağır ödedi. 1960 yılında bir darbe ile devrildi. Darbeciler, 6-7 Eylül 1955 pogromunu planlayan ekipti. Menderes’i astılar.

    Hrant Dink, Rahip Santoro ve Zirve Yayınevi cinayetleri AKP iktidarı döneminde milli mutabakatla işlendi. Bu cinayetleri aydınlatmayan iktidar on yıldır darbe girişimleri ile boğuşuyor.

    15 Temmuz darbesinin öncesinde darbe şartlarının oluşması için barış süreci dinamitlenmeliydi. AKP; HDP merkezlerinin yakılması, Suruç, Ceylanpınar, Ankara Gar gibi provokasyonların darbe dinamiğinin parçası olduğunu okuyamadı. Bu suçlara, Kürt meselesine darbecilerle aynı paralelde baktığı için yol verdi. Sonuçta darbe şartları olgunlaştı. ‘Muhteşem bir organizasyon’ olarak hazırlanan 15 Temmuz darbe girişimi mucize eseri bertaraf edildi. Ancak paralel kötülük, darbecilerin dayatacağını bildiğimiz cenderenin bir versiyonunu hepimize yaşatıyor.

    Mevzu bahis Ermeni, Süryani, Rum, Yahudi, Kürt olduğunda, sivil asker, AKP CHP fark etmiyor. Hep kötülük üreten, hiç hesap vermeyen zihniyet toplumun da rızasını manipülasyonla alarak yoluna devam ediyor.

    Hepimiz 6-7 Eylül’ü hâlâ yaşıyoruz! Tarihçiler için 1955’de yaşananlar akademik bir uğraş olabilir. Oysa bizler bu ülkede tutunmaya çalışan ‘ötekiler’ için, o “kırık mezarlıklar”, o ‘harabeye dönmüş kiliseler’, talan ve baskı, günlük alelade olaylar. Türkiye’nin her köşesindeki kültürel mirasımız, devlet politikası sonucunda, çürümeye terk edilmiş, bizzat yıkılmış veya definecilerin insafına bırakılmış yapılardan oluşuyor.

Daha iki hafta önce Van’daki kayyımın atalarımın mezarları üzerine tuvalet ve mescit yaptığına bizzat şahit oldum.

    Bu mirasın içinde, azınlıklardan her daim biat talep eden, onlar sanki bu ülkenin vatandaşı değil de birer rehineleriymiş gibi işleyen bu kirli çark, bugün de dönmeye devam ediyor. Biat etmezse başına neler gelebileceğini ibadethanelerine saldırarak, adını küfür gibi anarak, tehditler savurarak her daim hatırlatıyor.

    Geçenlerde Hayrettin Karaman “Gâvur dan Dost Olmaz” başlıklı nefret söylemi dolu bir yazı yazdı. Çoğunluk mahallelerinden bir tepki gelsin diye birkaç gün bekledim. Suç duyurusunda bulunan olmayınca ben yaptım.

    Ülke yeniden kötücül bir iktidar tarafından yönetiliyor. Yüz yıldır suç işleyen geleneklerin devamı bütün aktörler bazen ittifaklar kurarak, bazen kavga ederek devleti parselliyorlar.

    İşte böyle bir iklimde, biz azınlıklar, Hrant Dink’in tabiriyle güvercin tedirginliğinde yaşıyoruz. Dört kuşaktır başımıza gelenleri hatırlıyoruz.

    “Geçmişle yüzleşin!” çağrılarımız, bu coğrafyanın mağdurlarının ruhlarını şad etmek için olduğu kadar, bugüne ve geleceğimize dairdir. İyi biliriz ki, hesabı sorulmayan tüm suçlar kendini tekrarlar.

Garo paylan

Asayiş, 10 Eylul 2017 15:34

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
AGBABA; MALATYA'DA MADENLER CİDDİ  SIKINTI YARATIYOR

AGBABA; MALATYA'DA MADENLER CİDDİ SIKINTI YARATIYOR

EĞİTİM SORUNLARINI TARTIŞIN

EĞİTİM SORUNLARINI TARTIŞIN

YESILYURTU ÇÖZÜM ODAKLI BELEDIYECILIKLE AYAĞA KALDIRACAGIZ

YESILYURTU ÇÖZÜM ODAKLI BELEDIYECILIKLE AYAĞA KALDIRACAGIZ

ABDAL MUSA LOKMASI

ABDAL MUSA LOKMASI

Hekimhan belediyesinden çiftçilere KIŞLIK  YEM destegi

Hekimhan belediyesinden çiftçilere KIŞLIK YEM destegi

Malatya su kaynaklari sürdürülebilir  calismalari

Malatya su kaynaklari sürdürülebilir calismalari

SEZAİ YILMAZ EKIBI ILE MÜTHİŞ BIR DESTAN YAZIYOR

SEZAİ YILMAZ EKIBI ILE MÜTHİŞ BIR DESTAN YAZIYOR

100 Duruşma salonlu Malatya adalet sarayi 2026 da hizmete aciliyor

100 Duruşma salonlu Malatya adalet sarayi 2026 da hizmete aciliyor

İzmir'de Malatya Lezzetleri Haftası: Coğrafi İşaretli Tatlar İzmir’le Buluştu

İzmir'de Malatya Lezzetleri Haftası: Coğrafi İşaretli Tatlar İzmir’le Buluştu

DOĞANŞEHİR SÜRGÜ MAHALLESİNDE  2500 METRE İÇME SUYU HATTI :

DOĞANŞEHİR SÜRGÜ MAHALLESİNDE 2500 METRE İÇME SUYU HATTI :

YESILYURT BELEDIYESI; ÇOCUKLARI  PİKNİĞE GÖTÜRDÜ

YESILYURT BELEDIYESI; ÇOCUKLARI PİKNİĞE GÖTÜRDÜ

Battalgazi Belediyesi Malatya stadyomunu yeniden futbola hazırlıyor

Battalgazi Belediyesi Malatya stadyomunu yeniden futbola hazırlıyor

Agbaba " Allah kimseyi 21metre kare lik alanda yıllarca yasatmasin"

Agbaba " Allah kimseyi 21metre kare lik alanda yıllarca yasatmasin"

BARIŞ YILDIZ "Bizim tek gundemimiz var o da ekonomi

BARIŞ YILDIZ "Bizim tek gundemimiz var o da ekonomi

.Medya dayanisma gurubu:Ifade ve basin ozgurlugu ağır tehdit altinda"

.Medya dayanisma gurubu:Ifade ve basin ozgurlugu ağır tehdit altinda"

.Etki Ajanlığı ne getiriyor

.Etki Ajanlığı ne getiriyor

ÖLMEZTOPRAKTAN ÇGD  ZIYARETİ

ÖLMEZTOPRAKTAN ÇGD ZIYARETİ

MESOB Baskani Sevket keskinden Akcadag ve Darene ziyaretleri

MESOB Baskani Sevket keskinden Akcadag ve Darene ziyaretleri

CHP ÜYELERINE

CHP ÜYELERINE

Agbabadan bakan kuruma fahri hemserilik uyarısı

Agbabadan bakan kuruma fahri hemserilik uyarısı

Bu korku iklimine teslim olmayacagiz

Bu korku iklimine teslim olmayacagiz

Karanliklara teslim olmayacagiz

Karanliklara teslim olmayacagiz

RTÜK, basın ve ifade özgürlüğüne vurduğu darbelere bir yenisini daha ekledi.

RTÜK, basın ve ifade özgürlüğüne vurduğu darbelere bir yenisini daha ekledi.

Malatya’dan Afyonkarahisar’a Gönül Köprüsü

Malatya’dan Afyonkarahisar’a Gönül Köprüsü

Malatyada yerinde dönüşüm  yavas yuruyor

Malatyada yerinde dönüşüm yavas yuruyor

Veli Agbaba Deprem bolgesinde Mucbir sebep  ve tesvik suresi uzatilmalip ve

Veli Agbaba Deprem bolgesinde Mucbir sebep ve tesvik suresi uzatilmalip ve

AĞBABA; “BEN SEÇİMİ KAYBETTİM AMA GENÇLERİN GÖNÜLLERİNİ KAZANDIM”

AĞBABA; “BEN SEÇİMİ KAYBETTİM AMA GENÇLERİN GÖNÜLLERİNİ KAZANDIM”

CUMHURİYET KUPASI FUTBOL TURNUVASI HEYECANLI VE ÇEKİŞMELİ MAÇLARLA SONA  ERDİ

CUMHURİYET KUPASI FUTBOL TURNUVASI HEYECANLI VE ÇEKİŞMELİ MAÇLARLA SONA ERDİ

CHP Ahmet Özer İçin Ses Yükseltti 'Egemenlik Milletindir!''

CHP Ahmet Özer İçin Ses Yükseltti 'Egemenlik Milletindir!''

Merkez İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi Aktif Olarak Çalışıyor

Merkez İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi Aktif Olarak Çalışıyor

Diyabet Hastalarına 5 Yaşamsal Öneri!

Diyabet Hastalarına 5 Yaşamsal Öneri!

Vali Seddar Yavuz Kan Bağışı Programına Katıldı

Vali Seddar Yavuz Kan Bağışı Programına Katıldı

Başkan Geçit, “Sağlıklı Ve Temiz Bir Gelecek İçin Çalışıyoruz”

Başkan Geçit, “Sağlıklı Ve Temiz Bir Gelecek İçin Çalışıyoruz”

Başkan Taşkın Kanalboyu Esnafıyla Buluştu

Başkan Taşkın Kanalboyu Esnafıyla Buluştu

Tazelenme Üniversitesi 2024-2025 Eğitim Öğretim Akademik Yılı Açılış Töreni Düzenlendi.

Tazelenme Üniversitesi 2024-2025 Eğitim Öğretim Akademik Yılı Açılış Töreni Düzenlendi.

Malatya Kitap Fuarı Bölge İllerine de Hitap Ediyor

Malatya Kitap Fuarı Bölge İllerine de Hitap Ediyor

Vali Seddar Yavuz, Malatya TSO’nun meclis toplantısına katıldı

Vali Seddar Yavuz, Malatya TSO’nun meclis toplantısına katıldı

Başkan taşkından 29 ekim cumhuriyet bayramı mesajı

Başkan taşkından 29 ekim cumhuriyet bayramı mesajı

“Çocuklarımız Ne Kadar Neşeli ve Mutlu Olursa Biz De O Kadar Mutluyuz”

“Çocuklarımız Ne Kadar Neşeli ve Mutlu Olursa Biz De O Kadar Mutluyuz”

Cumhuriyet Kupası Futbol Turnuvası Heyecanlı ve Çekişmeli Maçlarla Sona Erdi

Cumhuriyet Kupası Futbol Turnuvası Heyecanlı ve Çekişmeli Maçlarla Sona Erdi