Okullar OHAL ve çatışmalar gölgesinde açılıyor
Gündem, 15 Eylul 2017 20:39
Yeni eğitim öğretim yılının başlamasına sayılı günler kala eğitim alanında yaşanan sorunlara ilişkin tartışmalar devam ediyor.
OHAL sürecinde öğretmenlere yönelik yaşanan açığa almalardan, ihraçlardan ve sürgünlerden en çok etkilenen yerler ise Kürt illeri oldu. Çatışmalı süreçle birlikte ise bölgede birçok merkezde okullar kapatıldı, öğrenciler mağdur edildi. Eğitimde yaşanan sorunların giderek katmerleştiği bölgede yıllardır dile getirilen ana dilde eğitim talebi ise halen görmezden geliniyor. Kürt illeri bu eğitim öğretim yılına da OHAL ve artan çatışmaların gölgesinde giriyor.
Diyarbakır Eğitim Sen 1 No’lu Şube Örgütlenme Sekreteri Zülküf Güneşin yaptığı açıklamalar;
4+4+4 eğitim sistemiyle birçok okul velilere danışılmadan imam hatibe dönüşünce öğrencilerin sorun yaşamaya başladığını söyleyen Güneş, “İmam hatiplerde derslik başına ortalama 10 öğrenci varken, diğer okullarda bu rakam 60 oluyor. Öğrenci sayısının azlığına rağmen her bölgede her semtte bir imam hatip okulu açılmaya devam ediyor. Herhangi bir talep olmamasına rağmen böyle bir tablo var” dedi.
ANA DİLDE EĞİTİM TALEBİ
Bölge illerindeki ana dilde eğitim talebine değinen Güneş, “Ana dilde eğitim insani temel bir haktır. Bunu bütün topluluklar ister. İki yıl öncesine kadar Diyarbakır’da 3’ü belediye bünyesinde olmak üzere ana dilde eğitim veren özel anaokulu tarzı okullar vardı. Tabii Milli Eğitime bağlı okullarda da seçmeli olarak eğitim görülebiliyor. Ancak bu sorunu çözen bir boyutta değil. Belediyeye bağlı okullar son bir yıl içerisinde kayyım atanmasından sonra tamamen kapatıldı, anaokulu düzeyinde eğitim veren okullarda ise önce çalışan öğretmenlerin büyük bir kısmı çıkarıldı, ardından bu okullardaki müfredatlarda değişiklik yapıldı. Şu an tamamen dini eğitim veren kurumlara dönüştüler. Bundan kaynaklı ise veliler çocuklarını göndermediler. Ana dilde eğitim yapılırken Kur’an kursu verilen yerlere dönüştürdüler. Kürtçe eğitim kısmen devam ediyor bu okullarda” dedi.
‘ÇAĞIN İHTİYACINA GÖRE YAPILMALI’
Yaşanan müfredat değişikliğinin de kendilerini kaygılandırdığını dile getiren Güneş, “Müfredat değişikliği bilim ve gelişen dünya koşullarına uygun olmalı. Ama bugün yapılan müfredat değişikliğine baktığımız zaman bırakın çağa yetişmesini veya çağ atlamasını, çağı geriden takip eden anlayışla yapıldığını görüyoruz. Düşünün evrim konusunun müfredattan çıkarılıp cihadın müfredata girdiği bir değişiklikten bahsediyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı evrimi çıkarırken Sağlık Bakanlığı da bir açıklama yapıyor diyor ki, kuş gribi virüsü evrimleşerek farklı bir boyut kazandı. Yani kuş gribi virüsü evrimleşebiliyor. Sağlık bakanlığı bunu söylüyor ama MEB evrim konusunu müfredattan çıkarıyor. Yani müfredat belli bir zihniyete göre oluşturuluyor ve gelecek kuşağın belli bir zihniyete göre dizayn edilmesi amacı taşıyor. Bunu yapan ülkelerin eğitimde ne şekilde çağın gerisinde kalmış olduğunu görüyoruz. Bu yüzden gelecekten çok kaygılıyız. Dini motiflerin böyle işlenerek hayatın tüm alanlarına sirayet etmesinden endişeliyiz açıkçası. İnsanların dinini öğrenmesine karşı değiliz. Ama bu devlet politikası olarak değil de inanç temelinde camiler de rahatlıkla öğrenilebilir” dedi.
‘EĞİTİM ÖZELLEŞTİRİLİYOR’
Okulların özelleştirilmesine ayrı bir parantez açan Güneş, “Diyarbakır’da bu yıl içinde açılan özel okul sayısı 9. Bugün özel okul açmak istiyorsanız devlet size her türlü teşviki veriyor ve çok rahat şekilde açabiliyorsunuz. Eğitim sistemine katkısı ise olmuyor. Özel okul demek para kazanmaktır. Özel okul açıp orada eğitim yapmak isteyen vardır ama bir elin parmağını geçmez. Özel okullara yönelim de her yıl katlanarak artmaya devam ediyor. Devlet bu teşviki yaparken de uzun vadede ‘Ben bu kadar okulda bu kadar öğretmen çalıştırmak zorunda kalmayacağım’ diyor. Buralarda iş güvencesine de ticari olarak bakılacaktır” dedi.
Gündem, 15 Eylul 2017 20:39
Yorumlar (0)