Müftülere nikâh yetkisi veren yasa tasarısı Malatyalı kadınları ayaklandırdı
Yaşam, 03 Ekim 2017 12:31
BİZE SORULMADAN YAPILMASINA İTİRAZIMIZ VAR!!
Kadınlar, hükümetin meclis kapanmadan önce gündeme getirdiği, müftülere nikâh yetkisi veren yasa tasarısı ve kadınları daha da mağdur hale getirecek Mağdur Hakları Yasa Tasarısına karşı Türkiye’nin pek çok ilinde eş zamanlı eylemler düzenledi. Kadınlar, acil taleplerinin görmezden gelindiğini ve bu haliyle yasalaşırsa kadınları daha da mağdur edecek yasa tasarılarına karşı basın açıklaması yaptı. Malatya demokratik kadın platformu adına konuşan sevim Alagöz şu ifadeleri kullandı,
Müftülere nikâh yetkisi, eşitsizliğin garantisi: Tasarının yasalaşması durumunda evlendirme işlemi için müftülüklerin yetkilendirilmesiyle çoğu kadın evlenmek için olsun, ailede sorun yaşayınca olsun kadın-erkek eşitsizliğini doğal sayan, erkeklerin çıkarına olacak şekilde dini referansları temel alan, kadınların boşanmaması gerektiğini savunan bir kuruma başvuruyor olacak. Diyanet İşleri Başkanlığı sosyal politika alanından ve medeni haklarımızla ilgili konulardan çekilmeli, evlendirme işlemi ve psikolojik danışmanlık için yetkili kılınmamalıdır.
2- Çocuk yaşta evlendirme cinsel istismardır; kesinlikle engellenmeli açıkça suç olarak düzenlenmelidir. Nüfus hizmetleri Kanunu’nda yapılmak istenen değişiklikte ‘sağlık personelinin takibi dışında doğan çocukların doğum bildirimi nüfus müdürlüklerine sözlü beyanla yapılır’ şeklinde bir ibare bulunuyor. Aslında bu ibare şu anda yürürlükte olan kanunda da mevcut ve çocukların nüfusa kaydedilebilmesi önemli; ama sözlü beyan cinsel istismarın üstünü örtmenin bir yöntemi haline gelebiliyor. Çocuk yaşta evlendirmenin suç olarak düzenlenmesi ve sözlü beyanın çocukların cinsel istismarının üzerini örtmeye yönelik olarak gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin anlaşılması bakımından araştırılması şart.
3- Muğlâk bir ‘genel ahlak’ ,şartı sadece kadınlara zarar: anayasadan başlayarak pek çok kanunda yer alan sınırları belirsiz genel ahlak kriteri hali hazırda kadın ve LTBTİ’ lerin hayatlarının her alanında insan haklarına aykırı yaptırımlar ile karşılaşmalarına neden oluyor. Zaten evlilik yolu ile vatandaş olma için evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama ve kamu düzeni bakımından engel teşkil etmeden şartları hali hazırda kadınların aleyhine uygulanırken, bir de genel ahlak gibi iyice muğlâk bir şartın eklenmesi kabul edilemez.
Soyadına kolaylık ile yine eşitsiz: neden kadınlar evlenirken kendi soyadlarını muhafaza etmek için hala mahkemeye gitmeli bu da diğerleri gibi kadınların lehine olacak şekilde kolaylaştırılmalı.
İlgili hak örgütlerine danışılmadan hazırlanan mağdur hakları yasa tasarısı bulunduğumuz OHAL yönetiminde tüm hak mekanizmalarının işleyişi neredeyse tamamen durmuş ve yasalardaki muğlâklıklar uygulamalarda genellikle bize zarar olarak dönerken biz kadınlar aleyhine olacak çünkü
1-şiddetin kadın-erkek eşitsizliğinin bir sonucu olduğunu görmezden gelen bir mağdur halkları yasası, şiddet karşısında kadınları güçlendiremez, şiddetin önünü alamaz; içinde bulunduğumuz koşullarda kadınlara özel güçlendirici ve koruyucu yasal düzenlemeler yapılmadan bitmek bilmeyen kadın cinayetleri ve şiddet engellenemez. Bu da biz kadınlara şiddet alanında ve kadınların hakları için yıllardır çalışan kadın örgütlerine sormadan gerekli biçimde yapılamaz.
2- Resmi şikâyette bulunmayana hak ve hizmet yok: özellikle tasarı kapsamında açılması planlanan cinsel suç mağdurlarına yönelik özel merkezlerdeki hizmetler ileride mağdur istediği takdirde başlatılacak bir adli süreçte kullanılmak üzere delil toplayarak savcılığa ifade vermek zorunda bırakılmadan yani bir soruşturma veya kovuşturma olmadan da sağlanmalı. Ayrıca sayılan suçlar kapsamına girmeyen ama kadınların hayatını etkileyen taciz, ısrarlı takip, psikolojik şiddet vakaları için de geçerli kılınmalıdır.
3-Kadınların can güvenliği erkeklere mali külfetten daha önemsiz olmasın diye çocuk teslim sürecinde kararı kadınlara bırakın: Özellikle teslim adresi ve teslim sırasında bulunup bulunmama kararı, bundan dolayı zarar görebilecek kadınlara bırakılmalıdır. Ayrıca çocuk teslimi için öngörülen süreç geçecek zaman açısından da son derece muğlâk. Planın ne kadar sürede hazırlanacağı, aile hâkiminin onayının ne zaman alınacağı, taraflar plana uymuyorsa zorla yerine getirmenin ne kadar zaman içinde gerçekleştirilmesi gerektiği açıkça belirtilmediği sürece bu ’kadınların hayatını zorlaştıran bir yasa daha ‘olmaktan öteye geçemez.
Haksız fiil maddesi kadınların maddi yardıma erişimine engel: Mağdurun haksız fiilinin maddi yardımının reddi gerekçesi sayılması şiddete uğrayan kadınların kolaylıkla maddi yardımdan yoksun bırakılması anlamına gelebilir.
Haksız fiilin sınırları net bir şekilde belirlenmedikçe kadınların zararına uygulanması engellemediğinden bu tasarıdaki tüm muğlâk ifadeler açıkça tanımlanarak tekrar düzenlenmelidir.
Bu tasarılar toplumun yarısı olan biz kadınları doğru ve eksiksiz bilgilendirerek, yararımız için çalışan kadın örgütlerini sürece katarak bizlerle birlikte tartışıp çalışarak hazırlamıyorlar. Bu böyle oldukça bizim ihtiyaçlarımıza karşılık gelmeyecek, hatta bizleri daha eşitsiz ve güvensiz hale getirmeye devam edecekler. Bunun sonuçlarına katlanacak olan yine –kim olursak olalım veya nasıl hayatlar yaşarsak yaşayalım- biz kadınlar olacağız. Hayatlarımızı belirleyecek yasaların bize sormadan yapılmasına itirazımız var!
Yaşam, 03 Ekim 2017 12:31
Yorumlar (0)