AİHM KARARLARI UYGULANSIN
Kültür, 13 Şubat 2018 15:34
CEM Vakfı Malatya Şube Başkanı Eşref Doğan, Bazı Alevi Örgütleri, “çakma” örgüt olarak nitelendirerek, Aleviliği yanlış tanıtma çabası içerisinde olduklarını belirtti.
CEM Vakfı Malatya Şube binasında, değerlendirme yapan, CEM Vakfı Malatya Şube Başkan Eşref Doğan, Alevilikte farklı boyutta örgütlenmelere tepki gösterdi. Doğan ayrıca, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının biran evvel uygulanmasını istedi. Doğan, yaptığı açıklamada şu hususlara yer verdi;
“Türkiye’de bir defa şunu kabul etmek lazım, Türkiye Cumhuriyetinin resmi dini İslam’dır, Yüzde 99’u Müslüman’dır. Hâlbuki Devletin dini olmaz, devlet laiktir, kişilerin ve şahısların dini olur veya olmaz. Bu vesile ile Diyanet Başkanlığının 1924’lerden itibaren kurulması ile beraber, belki kuruluş amacı o değil ama bugünkü geldiği itibari ile Anadolu’da Türkiye Coğrafyasında, Sünni hanifi mezhebe hizmet eden kamusal bir örgüt haline gelmiş oldu. Bir bütçesi olan 180 bin kişilik bir kadrosu olan bir yapı. Büyük kesim olan, geçen gün televizyonlarda bir alt yazı geçildi, 9500 kişilik bir kadro tahsisi söz konusu.
100 bini aşan bir cami var, camileşme mıntıkası bütün hızıyla devam ediyor. Bu arada da ülkede belirli bir Alevi İslam anlayışını taşıyan vatandaşlarımızın ihtiyaçlarının giderilmesine yönelik herhangi bir ciddi atılım görmüyoruz.
Bu zaten, sivil toplum örgütleri kapsamında bir Alevi örgütlenmesini meşru ve mecbur hale getiriyor. Bunu da Öncülüğünü, Diyarbakır yapmıştır, mahkeme ismini tesis ederken, büyük harflerle CEM, Cumhuriyet Eğitim Merkezi olarak tescil etmiştir.
Burada amaç, ileriye doğru hedeflenen, Türkiye’nin birlik ve beraberliğe ihtiyacı varsa, mezhepsel üstü bir anlayışla bütün vatandaşların, kamu hizmetlerinden, eğitimde dahil olmak üzere, eşit miktarda yararlanmalılardır. Türkiye’de, CEM Vakfına bağlı şubeler kurulmuştur, yeterli mi yeterli olduğunu sanmıyorum.
Çünkü halen, Avrupa’da da belirli bir örgütlenme var. Fakat bu örgütlenmeye hiç gerek olmasaydı da, Devlet eşit mesafede, yerine getirecek kurumları kendisi organize etmiş olsaydı, Alevi’nin Cem evi, Sünni’nin Camisi, tabiri de olmasaydı ama maalesef bugüne gelmiştir. Amacına ulaşmış mıdır, şu şekilde amacına ulaşmıştır, en azından devleti yöneten siyasi otorite, Türkiye’de Alevilerin varlığını kabul etmek mecburiyetinde kalmıştır. Cem Vakfı Kurucu Genel Başkanımız İzzettin Doğan, Türkiye’de şafilerin de olduğu gerçeğini de açıklayarak, Türkiye’deki Şafi kardeşlerimizi de biraz, varlıklarını en azından CEM Vakfıyla yöneticilere duyurma şansına sahip olmuşlardır.
Örgütlenme diyoruz, tek elden bir örgütlenme söz konusu olmamıştır. Buda maalesef bir örgüt çeşitliliği kanısı yaratmıştır. Hani düşünün Bir yerde CEM Vakfı gibi hareket edipte, Alevilik İslam2ın özüdür diyenlerin yanı sıra, Alevilik İslam dışıdır diyen, sözde çakma Alevi örgütleri, ben Aleviyim, Ateistim diye gururla söyleyen, sözde Alevi örgüt liderleri olmuştur. En son Tunceli’de yapılan, Dersim Aleviliği sempozyumunu düzenleyenlerin sonuç bildirgelerinde belirttikleri gibi, “Biz Arap Ali’yi tanımıyoruz” diyebilen sözde Aleviler bunu bir kaos haline getirmişlerdir. Aleviliği Ata izime doğru kaydıran birçok çakma Alevi örgütlerinden de bahsetmek lazım. Bunu tamamen projeler bazında, Alevi birliğini sarsmak, Türkiye’deki Kaosu da biraz hızlandırmak açısından, çeşitli mercilerce de finanse ve organize edilen örgütler diye görüyorum.
Kültür, 13 Şubat 2018 15:34
Yorumlar (0)