CHP ve HDP yeni kabineyi yorumladı: Hanedan A.Ş.
Gündem, 11 Temmuz 2018 16:24
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ve HDP Grup Başkanvekili Ayhan Bilgen ve Emekli Gazeteci Rahmi Yıldırım yeni kabineyi Evrensele değerlendirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yemin etmesi sonrası açıklanan yeni kabinenin yankıları sürüyor.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, yeni kabin için ‘müsteşarlar heyeti’ tanımlaması yaptı. “Hazine ve maliyenin Cumhurbaşkanı’nın damadına bağlanması bir hanedan görüntüsü algısı yaratıyor” diyen Altay, Soylu’ nun İçişleri Bakanı olmasını ise “içeride fiili istibdati yönetim mantığıyla devleti idare edecekler” şeklinde yorumladı. Altay, buna karşı muhalefet partileri ve halkla birlikte mücadele edeceklerini vurguladı.
HDP Grup Başkan Vekili Ayhan Bilgen ise “dışlayıcı, hedef gösterici politikanın süreceği” şeklinde yorumladı.
TSK’ dan Re’sen Emekli Gazeteci Rahmi Yıldırım ise Akar’ın Milli Savunma Bakanı olmasını Akar’ın Erdoğan’la yaptığı kader birliğinin devamı olarak yorumladı. Akar konusunda 15 Temmuz gecesinden, ordu içindeki ‘FETÖ’ cü yapılanmaya kadar pek çok konuda soru işaretleri olduğunu söyleyen Yıldırım, “15 Temmuz gecesindeki rolüyle ilgili olarak TBMM’ye gidip hesap vermekten kaçınmıştır” dedi.
15 TEMMUZ’DAN GÜL’ÜN BAHÇESİNE...
Erdoğan’ın önceki gün açıklanan yeni kabinesinde damadı Berat Albayrak, başdanışmanı Mustafa Varank, kızı Sümeyye Erdoğan’ın yöneticisi olduğu Kadın ve Demokrasi Vakfı’nın (KADEM) Ankara Temsilcisi Zehra Zümrüt Selçuk ve Erdoğan ile belediye başkanlığı döneminden beri birlikte çalışan Fatih Dönmez de yer aldı. Yeni kabinenin en çok konuşulan isimleri ise Milli Savunma Bakanlığına getirilen Hulusi Akar ve İçişleri Bakanlığına getirilen Süleyman Soylu oldu.
15 Temmuz’da rehin alınan Genelkurmay Başkanı Akar’ı o süreçte Erdoğan da eleştirmişti. Akar son olarak adı ‘muhalefetin adayı’ olarak geçen 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ofisine Erdoğan’ın o zamanki danışmanı İbrahim Kalın ile birlikte inmiş ve bu ‘ziyaret’ çok konuşulmuştu. Akar’ın Gül’ün adaylığına mani olmak için gönderildiği iddia edilmiş ancak açıklamalarda bu görüşmenin ‘ziyaret’ amaçlı olduğu iddia edilmiş.
Yeni kabine patronlardan oluşuyor: Açık ve çıplak bir sermaye iktidarı
HDP’YE TEHDİT CHP’YE YASAK
Yeni Kabine’de yeniden İçişleri Bakanlığı görevi verilen Süleyman Soylu, “Çözüm Süreci”nde hükümet heyetinde yer alan dönemin İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın yerine getirilmişti. Soylu, DYP ve ANAP’ın birleşmesi ile kurulan Demokrat Parti’nin Mehmet Ağar’dan somnraki genel başkanı olmuştu. Demokrat Parti Genel Başkanıyken AKP’ye demediğini bırakmayan Soylu daha sonra AKP’ye geçti, milletvekili ve ardından da bakan oldu. Soylu seçim sonrası HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ı tehdit etmesi ve tüm valiliklere talimat göndererek CHP’lilerin yaşamını yiteren askerlerin canazesine alınmamasını istemesi ile de çok konuşuldu.
ERDOĞAN DEVLETİ ŞİRKETLEŞTİRİYOR
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ve HDP Grup Başkan Vekili Ayhan Bilgen ile TSK’den Re’sen Emekli Gazeteci Rahmi Yıldırım yeni kabineyi gazetemize değerlendirdi.
CHP Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Engin Altay: Kabineden çok müsteşarlar heyeti demek daha doğru. Bununla beraber Ak Parti’nin siyasi kadrolarının yürütme organından tasfiye edildiğini söylemek mümkün. Siyasi kadrodan çok özel ve aile hukukuna dayalı bir kadro görüntüsü veriyor.
Hazine ve maliyenin Cumhurbaşkanı’nın damadına bağlanması bir hanedan görüntüsü algısı yaratıyor. Kabineden çok belki Osmanlı’daki divanı çağrıştırıyor. Bakanların atama yetkisi büyük oranda budanmış. En alt düzeydeki yöneticileri bile cumhurbaşkanı atayacak.
Bakanlar, bakanlıktan çok müsteşarlık yapacaklar. Erdoğan devleti şirketleştiriyor ama devlet çürüyor. Erdoğan’ın Soylu’yu alması içeride fiili istibdati yönetim mantığıyla devleti idare edecekler. Devlete ve Erdoğan’a karşı olan herkesin ensesinde devletin sopası hissedilecek. Tabii biz bunlara geçit vermeyeceğiz. Her türlü mücadeleyi vereceğiz. Süleyman Soylu’nun tek düşüncesi var Erdoğan’a yaranmak. Bence iç barış bakımından tehlikeli bir unsur haline geldi. Hulusi Akar ile ilgili tek cümlem var, dün devlet memuruydu bugün de devlet memuru.
CHP, öncelikle OHAL KHK’leri, yetki kanunu çerçevesindeki KHK’ler ve Cumhurbaşkanı kararnamelerini mercek altına alacağız. Bununla ilgili hem Meclis hem Anayasa Mahkemesi süreçlerinde takipçisi olacağız ve mücadelesini vereceğiz. Kuvvetler ayrılığının tesisinde meclisteki partiler ve halkımızla sürekli temas içinde olacağız.”
BİLGEN: DIŞLAYICI, HEDEF GÖSTERİCİ POLİTİKA SÜRECEK
HDP Grup Başkan Vekili Ayhan Bilgen: Kabinenin bütününde görülen değişim sadece özel sektörün ve sermayenin hükümetin içine, devlet yönetimine taşınmış olması. Ama belli ki demokratikleşme, hukuk, adalet, içişleri gibi alanlarda hiçbir değişiklik yaşanmayacak. Aynı konsept devam edecek. Genelkurmay başkanının Milli Savunma Bakanı olması, İçişleri bakanının aynen devam ediyor olması bunun çok somut göstergeleri. Biz, özellikle bakan olmanın sınırlarını aşıp, doğrudan doğruya nefret söylemi kullanan, partimizi hedef alan yaklaşımların bir biçimde ödüllendirildiğini düşünüyoruz. Bu tavır, bundan sonra bir kişisel yaklaşım olarak okunmayacak. Hükümetin bundan sonra bir bütün olarak cumhurbaşkanının bu yaklaşımı, bu tavrı, kabul edilemez dışlayıcı hedef gösterici politikayı sürdüreceğinin bir göstergesi olarak görebiliriz.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yeni kabinesini açıkladı
ERDOĞAN’LA YAPTIĞI KADER BİRLİĞİNİN MÜKÂFATI
TSK’dan Re’sen Emekli Gazeteci Rahmi Yıldırım: Hulusi Akar TSK tarihindeki en tartışmalı Genelkurmay başkanıdır. Bunu Kenan Evren’i ayrı tutarak söylüyorum. Cumhuriyetin en kanlı darbe girişiminin Genelkurmay başkanıdır ve Genelkurmay Başkanı olarak kanlı darbe girişiminin ne kadar karşısında ne kadar yanında olduğu belirsiz dir. 2013’te Kara kuvvetleri komutanı olmuştur.
AK Parti döneminde TSK içerisinde ulusalcı kadrolara yönelik, sonradan iktidar tarafından ‘’kumpas’’ olarak nitelendirilen operasyonları yönetmiştir. Keza 15 Temmuz gecesi ülkeyi kana bulayan FETÖ’ cü katillerin çok büyük bir bölümü Hulisi Akar’ın Kara kuvvetleri komutanı ve Genelkurmay başkanı olduğu yıllarda kilit noktalara getirilmiştir. En yüksek düzeydeki komutan olarak, kendi özel kalemi de dâhil olmak üzere karargâhını darbeci askerlerle doldurmuştur. MİT müsteşarıyla yaptığı değerlendirmede darbe analizi yapmış olmasına karşın genel alarm vermemiştir.
15 Temmuz gecesindeki rolüyle ilgili olarak TBMM’ye gidip hesap vermekten kaçınmıştır. Burada darbeci cemaate yönelik olarak ‘’Ne istediler de vermedik?’’ diyen Erdoğan ile kader birliği yaptığı anlaşılmaktadır. Zaten Genelkurmay başkanlığı yaptığı dönemde de bir askerden çok siyasetçi gibi davranmıştır.
Bunun en bariz örneği; s askeri helikopterle aday adayları arasında ismi geçen Abdullah Gül’e gitmiş olmasıdır. Bu kader birliğinin devamı olarak da bu gün Milli Savunma Bakanlığı’na getirilmiştir.
Gündem, 11 Temmuz 2018 16:24
Yorumlar (0)