İHD gecesi çok büyük katılımla yapıldı ' İnsan haklarıyla insandır''
Gündem, 17 Ekim 2018 16:29
Malatya İHD etkinliklerine bir tane daha katarak çalışma performansını bir çıta daha yükseltti. Öğretmen evinde yapılan etkinliğe siyasi partiler demokratik kitle örgütleri çağdaş gazeteciler derneği destek verdi.
Bu güne kadar kirada oturan bu nedenle zorluklarla ayakta duran İHD başkanı Gönül Öztürkoğlu yeni bir kampanya başlatarak İHD nin ekonomik giderlerini karşılamak adına üyeleri ile İHD dostları ile yemekli bir toplantı düzenledi ve üyelerle kaynaşma sağlandı.
Çok sayıda üye ve misafirin yer aldığı etkinlikte bir konuşma yapan İHD Malatya şube başkanı Gönül Öztürkoğlu “ İnsan haklarıyla insandır’’ diyen bütün değerli arkadaşlarımızı, üyelerimizi, mücadelemizde bizi yalnız bırakmayan dost kurum temsilcilerini, Barış aileleri ve bölge temsilcimiz, hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum. Etkinliğimize hoş geldiniz.
DOSTLAR;
İnsan Hakları Derneği, 17 Temmuz 1986 tarihinde, aralarında tutuklu-hükümlü yakınları, yazar, gazeteci, hekim, hukukçu, mimar, mühendis ve akademisyenlerin yer aldığı çeşitli meslek gruplarına mensup 98 insan hakları savunucusu tarafından kuruldu. Ancak bilinmelidir ki insan hakları mücadelemiz bu süre zarfıyla sınırlı değildir.
12 Eylül 1980’de yapılan askeri darbenin ardından siyasi parti, dernek, sendikaların kapatılması, başta anayasa olmak üzere temel hak ve özgürlüklerle ilgili yasaların iptal edilmesi, toplum üzerindeki baskıcı-otoriter uygulamaların yoğunlaşması, gözaltında ve cezaevlerinde işkence, kötü muamele ağır tahribatın giderilmesi, toplumun duyarlı olmasına katkıda bulunmak fikriyle harekete geçildi.
Derneğimizin kuruluş amacı “İnsan hak ve özgürlükleri konusunda çalışmalar yapmak” şeklinde formüle edildi ve bu ifade İHD Tüzüğünde yer aldı.
İHD’ nin yönetici ve aktivistleri, bu amaçla yıllar içinde, ülkedeki ve dünyadaki insan hakları ile ilgili uygulamaları izleyerek bilimsel incelemeler ve araştırmalar yaptık. Bu alana ilişkin raporlar yayınlayarak, dünya ve Türkiye kamuoyunu bilgilendirmeye çalıştık. Bu güne kadar misyonumuz gereği dini, dili, ırkı, yaşam tarzı ne olursa olsun hak gaspına uğrayanlar derneğimize başvurmuştur.
Kurumumuz, kimse için ayrım yapmadan bu yaklaşımla derneğimiz çalışmaktadır ve her zaman aynı koşulda tüzüğümüze uygun çalışmaya devam edeceğiz.
Kurumumuz yönetici ve üyeleri, bir yanda insan hak ve özgürlüklerini savunurken, diğer yanda devletin ve hakları ihlal eden kesimlerin baskılarına maruz kaldı. Yıllar içinde 30’a aşkın üye ve yöneticimiz faili meçhul cinayetler sonucu yaşamını yitirirken, yüzlerce üyemiz yaralandı.
DEĞERLİ MÜCADELE ARKADAŞLARIM;
İçinden geçtiğimiz zorlu sürece de değinmeden geçemeyeceğim.
Zaman içerisinde Türkiye’nin temel meseleleri ile görüş ayrılıkları derneğimizin çalışma alanlarında da kendisini göstermiştir. Eğer insan hakları savunucusu iseniz ateşin düştüğü yerde olmak zorundasınız. Kürt sorununda çözümden uzak politikalar sonucu savaşta ısrar edilmesi, hak ihlallerinin boyutlarını inanılmaz derecede arttırmıştır.
En son 2013 yılında mecliste oluşturulan barış ve çözüm komisyonunun raporuna baktığımızda aslında çok ciddi insan hakları ihlalleri ile karşı karşıya olduğumuz anlaşılacaktır. Çözümsüzlüğün geldiği son noktada birçok mahalle ve şehir yıkılarak oturulamayacak hale geldi.
İktidar içinde bulunduğu siyasi krizi atlatabilmek adına gazetecileri, yazarları, akademisyenleri, insan hakları savunucularını, sendikacıları, sanatçıları, kadınları, belediye başkanlarını, milletvekillerini, siyasetçileri, öğrencileri ceza evlerine tıktı.
Binlerce kamu çalışanı adil bir yargılama olmadan ihraç edilerek çalışma alanından uzaklaştırıldı. Barış için bildiri imzalayan 1128 akademisyenin birçoğu kamu görevinden ihraç edildi, bir kısmı ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. Yüzlerce öğrenci üniversitelerden atılarak eğitim hakkı elinden alındı.
Alevilerin eşit yurttaşlık hakkı talepleri 2017-2018 de yılında da karşılığını bulamamıştır. AHİM’ in zorunlu din derslerinin kaldırılması ve cem evlerin ibadethane olarak kabul edilmesi ile ilgili kararlarının gereği yerine getirilmemiştir. Benzer durum gayri Müslim yurttaşlarımız için de geçerlidir. Eşit yurttaşlık hukuku ve anlayışı inşa edilememiştir.
Maaşlarının düzenli ödenmesini, daha iyi çalışma koşulları yaratılmasını isteyen, 3. Havalimanı işçileri tutuklandı.
Tek parti tek adam rejiminin inşasıyla birlikte zaten ciddi eksiklileri olan hukuk sistemi tamamen çöktü. Artık hukuk siyasi iktidarın söylemleri dışında karar veremez hale geldi. Diyarbakır, Suruç, Gaziantep ve Ankara başta olmak üzere ülkenin birçok yerinde canlı bombalar nedeniyle yüzlerce insanımız öldürüldü…
Barış için 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara’da miting yapmak isteyen emekçilere bombalı terör saldırısı gerçekleştiren İŞİD’ e karşı önlem almayan ve bu saldırıyı önlemeyen hükümet mi suç işlemiştir, yoksa bu mitinge katılan ve barış isteyen herkes mi suç işlemiştir.103 canımız patlamada hayatını kaybetti arkadaşlarımızı özlemle minnetle anıyoruz..
Açık bir şekilde ifade etmek isteriz ki “SAVAŞA KARŞI BARIŞ” isteyen kamu EMEKÇİLERİ” bizim nazarımızda birer “BARIŞ EMEKÇİLERİ”DİR. Tarih onları en temiz sayfalarında birer barış kahramanı olarak yazacaktır, OHAL bahanesiyle KESK’ e bağlı sendikalardan ihraç edilen ve aynı zamanda üyelerimiz olan insan hakları savunucuları onurumuzdur.
Ülke adeta bir kausa sürüklendi. Bu saldırıların hiç birisinde asıl failler, siyasi sorumlular ve kamu görevlileri vicdanları rahatlatacak cezaları almadılar. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hukuk sitemi hiçbir dönem bu kadar yara almamıştı. Mahkeme kararlarının bizzat mahkemeler tarafından uygulanmadığı bir süreci yaşamaktayız. Yargı vicdanını kaybetmiş ve tüm irade tek adama teslim edilmiştir.
Üyemiz Bülent UÇAR ihraç olduktan sonra geçirdiği kalp krizi sonucu hayata gözlerini yumdu. Kendisini bir kez daha saygıyla MİNNETLE anıyoruz..
Gözaltında Zorla Kaybetme İnsanlığın Bir Utancı, Uygarlığımızın Kara Deliğidir. Hakikat ve Adalet Mücadelesi Yürüten Cumartesi Anneleri Sadece Türkiye’nin Değil Tüm Dünyanın Yüz Akı ve Onurudur. Cumartesi Anneleri Yasaklanamaz!
Değerli arkadaşlar;
Son verilere göre cezaevlerinde 402’si ağır olmak üzere, 1554 hasta tutuklunu kaderine terk edilmiştir.
Biz insan hakları savunucuları olarak acilen;
· Barışın tahsis edilmesini silahların susmasını,
· Kürt sorununun barışçıl yöntemlerle çözülmesini,
· Hayatın her alanında, şiddet dilinin konuşulmasından vaz
· Siyasilere yönelik baskıların son bulmasını,
· İhraç edilen kamu emekçilerinin işe iadesini ve adil yargılanmasını,
· Basın özgürlüğü üzerinde ki baskıların ortadan kaldırılmasını,
· İşçilerin, emekçilerin örgütlenme ve hak arama mücadelesinin önündeki engellerin kaldırılmasını,
· Gerçekleşen katliamlardan sorumlu siyasilerin, kamu görevlilerinin yargı önüne çıkartılmasını talep ediyoruz.
Sevgili dostlar;
İşte böyle bir dönemde isminde insan hakları ibaresi bulunan bir derneğin üzerine düşen görev ve sorumluluklar artmıştır. Biz İHD Malatya yönetim kurulu olarak bütün üye ve aktivistlerimiz başta olmak üzere herkesi mücadeleye omuz vermeye barışı, kardeşliği, eşitliği ve adaleti birlikte kurmaya çağırıyoruz.”
Diyoruz ki yaşasın Demokrasi Yaşasın Barış, taleplerimizden asla vaz geçmiyoruz..” dedi
Konuşmaların arkasında İHD nin Malatya da kurulmasında katkıları olan ve halen üyelikleri devam eden beş kişiye
İbrahim Göçmen, Hasan Doğan, Hasan Boran , Rıza Özen ve Abuzer plaketler verildi.
Daha sonra Müzüi dinletisi ile üyeler halaylar çekti eğlendi ve etkinlik İHD ye yakışır bir şekilde son buldu.
Gündem, 17 Ekim 2018 16:29
Yorumlar (0)