Geçtiğimiz günlerde 43 meslektaşımızı gerekçesiz işten çıkarırken yüzlerine bakmaya bile cesaret edemeyen, gazete yönetimini bile haberdar etme ihtiyacı duymayan Demirören Holding yöneticileri, çalışanlarına ve topluma karşı suç işlemiş, düşebileceği seviyenin ve çürümüşlüğünün boyutlarını bir kez daha göstermiştir.
Simaviler’den bugüne Hürriyet gazetesinin en karanlık dönemi olarak önceki işveren ve yöneticisi Ertuğrul Özkök’ün sendikasızlaştırma operasyonunun ardından Demirören yönetiminin bu tavrı, yöneticilerinin alnındaki bir kara leke olarak basın tarihine de geçecektir.
Daha önce de birçok kez vurguladığımız gibi Doğan Medya grubu, Demirörenler’esatışının ardından gittikçe daha da niteliksizleşen, haber içeriği kaybolan, gazetecisizleşen ve yandaşlaşan bir medya grubu haline gelmektedir. Demirören yöneticilerinin önce Milliyet’te, sonra Vatan, Posta, Kanal D ve CNN Türk’te hayata geçirdiği gazetecilik düşmanı çizgi bugün Hürriyet’teki uygulamayla sürmektedir.
Gazeteler sıradan ticari işletmeler değildir, topluma karşı sorumlulukları vardır. Gazetecilerin işleri ve hakları da patronun iki dudağı arasında olamaz. 43 gazetecinin bir günde işsiz bırakılması tam anlamıyla bir gazeteci kıyımıdır ve bu kıyım mesleğe dönük de bir saldırıdır. İşten çıkarılan gazetecilerin tümünün Türkiye Gazeteciler Sendikası üyesi olması ise soruna yeni boyutlar kazandırmaktadır.
Gazetecilerin örgütlenerek haklarını aramasının, bir araya gelerek basın özgürlüğünü ve gazetecilik ilkelerini savunmasının önüne geçmek için sendika üyesi gazetecileri işten çıkarmak Anayasal özgürlüklerin de ihlalidir.
İktidar ise eminiz ki, sözde önünü açtığı sendikal örgütlenmenin karşısında durmaya devam edecek, ikiyüzlü tavrıyla örgütlenme özgürlüğüne karşı her hareketi destekleyecek ve kamu bankası kredileriyle havuz medyasına ekleyerek “bu işlere kendisi için giren” medya patronlarının arkasında duracaktır.
Demirören grubu çalışanlarına, topluma ve örgütlenme özgürlüğüne karşı işlediği suçun hesabını vermeli, işsiz bıraktığı 43 meslektaşımızın işe dönüşünü sağlamalıdır, yenilerinin beklendiği işten çıkarmaları durdurmalıdır.
Tüm meslektaşlarımızı sermayenin gazetecilere, gazeteciliğe ve topluma karşı giriştiği bu saldırılar karşısında bir arada durmaya, işten çıkarmaların ve sendikal örgütlenme önündeki tüm engellerin sona ermesi için birlikte hareket etmeye çağırıyoruz. Hürriyet okurlarını, demokrasi ve basın özgürlüğünden yana tüm kesimleri, gazeteciliğin kamu yararına yapılması gerektiğine inanan tüm yurttaşları da Hürriyet işverenine tepki göstermeye davet ediyoruz.
Çağdaş Gazeteciler Derneği olarak işten çıkarılan meslektaşlarımızın yanında olduğumuzu, her türlü desteği sağlamak için elimizden geleni yapacağımızı ve yaşananlara karşı mücadele yürütecek tüm meslek ve emek örgütleriyle bu süreçte birlikte hareket edeceğimizi ifade ediyoruz.
Öte yandan sadece işsiz kalan meslektaşlarımızla değil işverenin baltalamaya çalıştığı sendikal örgütlenmenin güçlendirilmesi için çalışan meslektaşlarımızla da her zaman dayanışma içinde olacak ve çabalarını destekleyeceğiz.
Son olarak belirtmek isteriz ki gazeteciler sermayenin kölesi ve iktidarın yanaşması değildir. Gazetecilik de sermayenin nefesi, iktidarın sesi olmak değildir. Biz gazeteciler özlük haklarımızı ve mesleğimizi savunmaya, bunlara karşı yapılan saldırılarla mücadele etmeye devam edeceğiz. Tüm meslektaşlarımızı ve kurumları da bu mücadelede birlikte olmaya çağırıyoruz.
Yorumlar (0)