'Sivas için adalet, herkes için adalet''
Gündem, 01 Temmuz 2020 16:10
Sivas Katliamından bugüne kadar 27 yıl bu şekilde geçti.
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Malatya şubesi Sivas/Madımak otelinde katledilenleri katledilişlerinin 27.yılında demokratik kitle örgütleri ve Pir Sultan üyelerinin katılımıyla ''Sivas için adalet, herkes için adalet'' şiarıyla andı.
Katliamı kınadıklarını üstüne basarak ifade eden dolayısıyla Alevi halkının taleplerini dile getiren PSAKD genel başkan yardımcısı Mehmet Topal''Sivas katilleri gereken cezaya çarptırılıncaya kadar, Madımak utanç müzesi olana kadar mücadelemiz devam edecek'' dedi.
Bundan tam 27 yıl önce büyük halk önderi ve Alevi piri/ozanı Pir Sultan Abdal’ı anma etkinlikleri kapsamında Sivas’a giden canlarımızdan, 33 canımız karanlık zihniyetli, gerici, nefret dolu, barbar, şeriatçı bir güruh tarafından katledildi.
Bu korkunç katliam, son derece planlı ve organize bir çalışmanın sonucunda gerçekleştirildi. Dönemin Sivas Belediyesi tarafından katliamdan birkaç gün önce şehrin içinde hiçbir yerde kaldırım çalışması gibi bir faaliyet yok iken, Madımak Otelinin çevresine kamyonlar dolusu parke taşları bırakıldı.
“Gazanız mübarek olsun”
Dönemin belediye başkanı katliam sırasında “gazanız mübarek olsun” diyerek katliamda tahrik edici bir rol oynadı. Otelin önünde bulunan askerler ise katliamcı güruha herhangi bir müdahalede bulunmadan otelin önünden ayrılarak katliamın yolunu açtılar.
Katliamın gerçekleştirildiği bölgeye bilerek hiçbir polis gücü de gönderilmedi. Göstermelik olarak gelen birkaç polis ise, ya olayları izledi ya da katliamcılarla kol kola hareket etti. Yandaş Medya ise işbirlikçi ve tetikçi zihniyetine uygun bir şekilde hareket ederek katilleri aklayıp neredeyse katledilen canlarımızı suçlu gösteren aşağılık yayınlar yaptılar.
Bu barbarlar kan ve intikam sloganlarıyla kan dökmek için harekete geçerlerken hiç kimse onlara müdahale etmedi. Müdahale etmek bir yana teşvik edilip yönlendirildiler. Katiller önce etkinliğin yapıldığı Kültür Merkezine saldırdılar ancak buradan püskürtüldüler.
Gerici katil güruh “kahrolsun laiklik, şeriat isteriz” , “şeriat gelecek zulüm bitecek” gibi sloganlar ve tekbirler eşliğinde otele yönelip kolluk güçlerinin gözü önünde bu vahşi katliamı gerçekleştirdiler.
Açıkça görüldüğü gibi Sivas Madımak Oteli Katliamı egemenlerin bütün unsurlarıyla birlikte organize ettiği ve şeriatçı katil güruhun tetikçiliğiyle hayata geçirdiği planlı bir katliamdı.
Katliamdan sonra gerici katil güruh içinden sadece küçük bir grup hakkında dava açıldı. Uzun süren yargılamalar sonunda bu katillerin çoğu ya hiç ceza almadılar ya da küçük cezalarla kurtuldular. Hiçbir sağlık sorunu olmayan ve katliamda başı çekip mahkemede hiçbir pişmanlık belirtmeyen Ahmet Turan Kılıç haksız ve hukuksuz bir kararla affedildi.
Haklarında dava açılan katillerin bir kısmı ise hiç bulun(a)madı. Daha sonra bu katillerin bazılarının Sivas’tan hiç ayrılmadan yaşamlarına devam ettikleri, hatta resmi olarak haklarında arama kararları olmasına rağmen evlendikleri, askere gittikleri, işe girip çalıştıkları, ehliyet aldıkları anlaşıldı.
Bir kısmı da arama kararlarına rağmen ellerini kollarını sağlayarak yurtdışına çıktılar. Haklarında kırmızı bülten olmasına karşın Avrupa ülkeleri arananları iade etmemişlerdir. Bu ülkelere katillerin iadesi için çağrıda bulunuyoruz. Davası halen devam eden 3 sanığın da iadesi konusunda çağrımızı yeniliyoruz.
Sivas katillerinin avukatları AKP tarafından milletvekili, belediye başkanı, bakan ve hatta Anayasa Mahkemesi üyesi yapılarak ödüllendirildiler. Sivas Katliamından bugüne kadar 27 yıl bu şekilde geçti.
Bugün ise AKP iktidarı sadece Alevilere değil diğer tüm ilerici-demokrat-muhalif toplum kesimlerine karşı da baskı ve sindirme politikalarını sürdürmektedir. Gezi direnişinden beri olağan bir şekilde iktidarını devam ettirme şansı kalmayan İktidar, ülkeyi süreklileştirilmiş bir Olağanüstü Hal rejimiyle yönetmeye çalışmaktadır.
Özellikle Gezi direnişi sürecinden ve 15 Temmuz bahanesiyle ilan edilen OHAL’ den sonra baskı politikaları daha da ağırlaştırılmıştır. Bu süreçte çıkarılan KHK’ larla yüz binlerce insan haksız yere işinden atılmış, muhalif basın yayın organları kapatılmış, binlerce insan
2 Temmuz toplumsal demokrat muhalefet kesimlere karşı yapılan bir katliamdır.
2 Temmuz 1993 Sivas Madımak Katliamı özünde sadece Alevilere karşı değil; ezilen, ötekileştirilen, dışlanan, yok sayılan bütün toplumsal kesimlere karşı yapılan bir katliamdır. O yüzden ezilen, ötekileştirilen, dışlanan ve yok sayılan herkesi zulme karşı ortak mücadeleye çağırıyoruz.
Gelin acılarımızı ortaklaştıralım.
Acılarımızı paylaşarak azaltalım. Gelin hep birlikte dayanışmayı ve mücadeleyi büyütelim. Büyütelim ki bize bu acıları yaşatanlardan hesap sorabilelim. Bütün halkımızı bir daha böyle acıları ve katliamları yaşamamak için Sivas Madımak Katliamında yitirdiğimiz canlarımızı Önderimiz Pir Sultan Abdal’ın “Dönen Dönsün Ben Dönmezem Yolumdan” şiarıyla 2 Temmuz 2020 Perşembe günü saat 12:00’de salgına karşı fiziksel mesafeyi koruyarak, Madımak katliamı şehitlerimizi unutmadığımızı, unutturmayacağımızı bir kez daha haykıralım.
Sivas Madımak Katliamını Unutmadık Unutturmayacağız!
Sivas’ın Işığı Sönmeyecek!
Madımak Utanç Müzesi Olacak!
Gündem, 01 Temmuz 2020 16:10
Yorumlar (0)