BİZ KAZANACAĞIZ, GERİ DÖNECEĞİZ! YAŞASIN KESK; YAŞASIN EMEK, BARIŞ VE DEMOKRASİ MÜCADELEMİZ!
Yaşam, 21 Temmuz 2020 11:11
BTS Malatya Şube Başkanı ve KESK Malatya Dönem Sözcüsü Hasan AKDEMİR yazılı bir açıklama yaparak emek ve demokrasi mücadelesini enin de sonunda kazanacaklarını belirterek ” Daha birkaç gün önce Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı 15 Temmuz’u diriliş olarak tanımladı. Bu açıklama erimekte, bitmekte olan iktidarın 20 Temmuz sivil darbesi ile 15 Temmuz darbe girişimini fırsata çevirdiklerinin açıkça itiraf edilmesidir.
15 Temmuz darbe girişimi paylaşılamayan iktidarın ele geçirilmesini ve başarılı olması durumunda ezilenlerin, emekçilerin ülkemizde on yıllardır büyük bedeller ödeyerek elde ettikleri demokratik kazanımların gasp edilmesini hedefler iken 20 Temmuz sivil darbesi ile de AKP aynı hedefleri kendi açısından gerçekleştirmek istemiştir.
AKP 20 Temmuz sonrası bir yandan ikili iktidara son vererek kendi iktidarını tahkim ederken bir yandan da demokrasiye, temel hak ve özgürlüklere, emeğe ve kadın kazanımlarına dair tüm değerlere bir saldırı başlatmıştır.
OHAL KHK’ ları ile yaşamın her alanına müdahale edilmiştir. Kamunun tek parti devletine ve piyasacı anlayışa uygun hale getirilmesi, kadrolaşmanın tamamlanması, iş güvencesinin tümüyle ortadan kaldırılması, fişlemenin yasal hale getirilmesi gibi yıllardır emek ve demokrasi güçlerinin mücadelesi nedeniyle yapamadıkları ya da tamamlayamadıkları hedeflerini hayata geçirmek istemişlerdir.
OHAL KHK’leri ile resmi açıklamalara göre 126.000 bini aşkın kişi fişleme, müdür/kurum kanaati, sosyal medya paylaşımları, sosyal çevre soruşturması, sendika üyeliği, banka hesabı vb. gibi normal koşullarda asla suç olmayan gerekçelerle kamudan ihraç edilmiş, hukukun temel ilkeleri ayaklar altına alınmıştır.
KHK’ler ile gerçekleştirilen ihraç işlemiyle aynı zamanda anayasa ile güvence altına alınan başta çalışma hakkı olmak üzere temel haklar yok sayılmıştır.
OHAL İşlemlerini İnceleme Komisyonu, 23 Ocak 2017 günü 685 sayılı OHAL KHK’si ile iki yıl süre içinde kamudan ihraç edilmiş yüz binlerce kamu emekçisinin ihraç başvurularını değerlendirmek ve karar altına almakla yetkilendirilmiştir.
Komisyonun kurulması üzerinden yaklaşık 4 yıl geçmiş olmasına rağmen komisyonun önünde hala 18.100 dosya karara bağlanmayı beklemektedir.
Cumhurbaşkanlığının komisyon üyelerini görevden alma yetkisi ve komisyon üyelerinin atanma usulleri, tüm kurumlar üzerindeki iktidarın açık baskısı gibi nedenlerden dolayı komisyonun tarafsız ve bağımsız çalışma olanağı yoktur.
Komisyon asgari ilkelerden olan kişiden savunma alınmasına dahi gerek duymamıştır. Başvurucular hiçbir aşamada ne ile suçlandıklarını bilmeden, aleyhlerine olan delilleri görmeden ve savunma haklarını kullanmalarına olanak tanınmadan dosya üzerinden kararlar verilmektedir.
Konfederasyonumuza bağlı sendikalarımız üyelerinden olup ihraç edilenlerden şu ana kadar savunması istenen tek bir kişi yoktur. Kişiler başvurusunu yaparken dahi neden ihraç edildiğine ilişkin bilgi sahibi değildir.
İhraç edilen kamu emekçilerinin başvurularını hangi usul ve esasa göre kabul ya da ret ettikleri, yaptıkları soruşturmada hangi kıstasların temel alındığı tamamen muğlâktır. Bu muğlâklık bilinçli olarak tasarlanmış ve bir politika olarak benimsenmiş olup iktidarın istediği kararların çıkması amaçlanmıştır.
Komisyonun yasal dayanaklar ve emsal kararlara riayet etmeden, tarafsızlık ve adil yargılanma haklarını gözetmeden başvuruları karara bağlaması temel hak ve özgürlüklere de aykırılık teşkil etmektedir.
Haklarında soruşturma yürütülen, savcılıklar tarafından takipsizlik ya da mahkemeler tarafından beraat kararı verilen kamu emekçilerinin görevlerine geri dönmeleri önünde herhangi bir yasal engel olmamasına rağmen, başvuruları ret edilmektedir. İhraç gerekçesi yargı kararı ile açıkça ortadan kalkmış olmasına rağmen başvuruların ret edilmesi komisyonun uluslararası sözleşmeleri, anayasayı ve yasaları hiçe saydığını ve suç işlediğini göstermektedir.
Komisyonun son açıklaması 3 Temmuz 2020 tarihlidir. Komisyon bu tarih itibariyle; OHAL kapsamında yayımlanan KHK’ler ile 125.678’i kamu görevinden çıkarma olmak üzere toplam 131.922 tedbir işlemi gerçekleştirildiğini, Komisyona yapılan başvuru sayısının 126.300 olduğunu açıklamıştır.
Açıklamanın devamında 12.200’ü kabul, 96.000’i ret olmak üzere yaklaşık 4 yıldır alınan karar sayısının 108.200 ve halen incelemesi devam eden başvuru sayısının ise 18.100 olduğu belirtilmiştir.
3 Temmuz 2020 tarihinde yapılan açıklamaya göre KESK li ihraçların dosya incelemeleri geciktirilmektedir.
OHAL komisyonuna yapılan KESK’li ihraç sayısı 4.284 kişi olup 558 adeti göreve iade edilmiş, 1.160 adeti ret edilmiş halen 2.566 adet dosya incelemeye alınmamıştır.
Belirtilen sayılara bakıldığında KESK’linin dosyaları hakkındaki kararların bekletildiği görülmektedir.
İhraçlar sadece hukuki bir sorun ve durum değil çok daha önemlisi aileleri, yakınlarıyla birlikte milyonlarca insanımızı derinden etkileyen devasa toplumsal bir sorundur. İnsanların çalışma hakkının yanı sıra seyahat hakları, sağlık hakları, eğitim hakları, düşünce ve ifade özgürlükleri başta olmak üzere anayasal hakları ellerinden alınmış, kısıtlanmıştır.
Özelde bile çalışmaları, işyeri açmaları engellenmiştir. Kendilerine “geçmiş olsuna gidilmesi kimi kamu emekçilerinin ihraç edilmesine gerekçe yapılmıştır. İhraç edilen arkadaşlarımız aşiret/kabile devletlerinde dahi görülmeyecek uygulamalarla karşılaştılar, halen de karşılaşıyorlar.
Kimi arkadaşlarımızın bedenleri bu zor şartlara daha fazla dayanamadı ve ağırlıkta kanser gibi strese bağlı hastalıklar nedeniyle yaşamlarını yitirdiler. Hakkında açılan davadan beraat etmesine rağmen uzun süre pasaport verilmeyerek tedavisi geciktirilen ve hastalığın geri dönülmez noktaya gelinmesine neden olunan Prof.
Haluk Savaş’ı kısa süre önce yitirdik. KESK’li ihraçlardan SES Malatya eski şube eş başkanı Bülent UÇAR gibi onlarca ihraç edilen kamu emekçisi yoğun stresin tetiklediği hastalıklar nedeniyle aramızdan ayrıldılar.
Bu arkadaşlarımızdan bazılarının evlerine yaşamlarını yitirdikten sonra göreve iade kararları gönderildi!
Tüm bu yaşananların sorumlusu ve hesap verecek olanı iktidardır, iktidarın kurduğu komisyondur.
Bu zulme artık bir son verilmelidir. Komisyon derhal lağvedilmeli, aldığı ret kararları iptal edilmelidir. Haklarında herhangi bir yargı kararı bulunmayan, hukuken suç olmayan gerekçelerle ihraç edilen tüm kamu görevlileri bütün haklarıyla birlikte derhal görevlerine iade edilmedir. Görevden uzaklaştırma süreçleri bağımsız yargı organlarınca yürütülmelidir.
Hukuksuz ihraç edilen tüm kamu emekçileri görevlerine iade edilinceye, yaşatılan haksızlıkların, nefessiz bırakmayı, sosyal ölü haline getirmeyi amaçlayan politikaların hesabı verilinceye kadar mücadeleye devam edeceğiz.
BİZ KAZANACAĞIZ, GERİ DÖNECEĞİZ! YAŞASIN KESK YAŞASIN EMEK, BARIŞ VE DEMOKRASİ MÜCADELEMİZ!” dedi
Hasan AKDEMİR
BTS Şube Başkanı
KESK Dönem Sözcüsü
Yaşam, 21 Temmuz 2020 11:11
Yorumlar (0)