Erdal Eren idam edilişinin 40. yılında mezarı başında anıldı
Yaşam, 14 Aralık 2020 21:07
17 yaşında olmasına rağmen yaşı büyütülerek darağacına gönderilirken 12 Eylül faşizmine boyun eğmedi. Devrimci inancıyla, kararlı bir duruş sergileyerek; inandığı davasına sonuna kadar bağlı kalarak, başı dik ve onurlu bir şekilde gözünü kırpmadan darağacına gitti.
İşte onun adı Erdal Eren'di.
Onu saygı, sevgi ve özlemle anarken; anısı önünde saygıyla eğiliyorum. 12 Eylül faşist cuntasının idam ettiği genç komünist Erdal Eren ve yoldaşları Ankara’da mezarları başında anıldı.
12 Eylül faşist cuntası tarafından idam edilen Erdal Eren ve yoldaşları, idamının 40. yılında anıldı. Erdal’ın mezarı başında Emek Gençliği adına konuşan Dilan Ortakçı, Erdal Eren’in burjuva siyasi partilerin gençliğin önüne çıkardığı geçici çözümler karşısında; eşit ve özgür bir dünyanın kurulması gerektiğini söyleyerek sosyalizm mücadelesinin bir neferi olduğunu vurguladı.
Ankara’da bulunan Karşıyaka Mezarlığında düzenlenen anma pandamı nedeniyle kısıtlı katılımla yapıldı. Emek Gençliğinin çağrısıyla Karşıyaka Mezarlığı 1 No’ lu Kapıda toplanmanın ardından “Yaşasın devrim ve sosyalizm” sloganlarıyla Erdal Eren’in mezarına yürüyüş yapıldı.
"40 YIL ÖNCE DE TEK ELDEN YÖNETMEYE ÇALIŞIYORLARDI"
Emek Partisi Ankara İl Başkanı Şükran Doğan, sınıf mücadelesine ve sınıfın partisine bağlılığın müstesna örneğini veren Erdal, Sinan ve Ercan’ın mücadelesinin idealleri gerçekleşinceye kadar süreceğini dile getirdi.
Sınıf hareketinin engellenmesi ve mücadele örgütlerinin kapatılması için yapılan darbedeki planların tutmadığını belirten Doğan, sömüren ve sömürülenler olduğu sürece bu mücadelenin süreceğini vurguladı.
Doğan, “40 yıl önce darbe yapan paşalar bu ülkeyi tek elden yönetmek istiyordu. Bugün de ülkeyi tek adam rejimi ile yönetmeye çalışıyorlar. İktidardan yana olmayan herkes baskılardan nasibini alıyor” dedi.
"ADI TÜM DÜNYADA DUYULDU"
Emek Gençliği adına konuşan Dilan Ortakçı da “Aradan geçen 40 yıl boyunca burası yas alanı olmadı. Yoldaşımızı her ziyaret ettiğimizde onun mücadelesini daha iyi kavrayabilmek için buluşuyoruz" dedi. Erdal Eren’i daha önceki kuşaklarından farklılaştıranın mücadelesini işçi sınıfının partisinde birleştirmek olduğunu belirten Ortakçı, “Tüm dünyayı kucaklayan bir mücadelenin de militanıydı.
Tutuklanmasının ardından işletilen o süreçte tüm dünyada adı duyulan bir komünist oldu. Latin Amerika’da doğan çocuklara onun adı konuldu” diye belirtti..
Burjuva siyasi partilerin gençliğin önüne çıkardığı geçici çözümler karşısında Erdal’ın eşit özgür bir dünyanın kurulması gerektiğini söyleyerek sosyalizm mücadelesinin bir neferi olduğunu vurguladı.
Ortakçı, “Bugün liseli, üniversiteli gençler olarak eşit, ulaşılabilir, bilimsel ve ana dilinde bir eğitim istiyoruz. Öte yandan iki kutuplu dünyanın bir yanında işçilerin kazanılmış hakları pandemide gasbedilmeye çalışılıyor.
Genç işçiler olarak da eşit işe eşit ücret talebiyle mücadelemizi Erdal’ın mücadelesiyle birleştirip en ileriye taşıyacağımıza söz veriyoruz” diye konuştu.
Ardından Sinan Suner ve Ercan Koca’nın mezarları ziyaret edildi.
ERDAL EREN’İN İDAMINA GİDEN SÜREÇ
ODTÜ öğrencisi Sinan Suner, 30 Ocak 1980 akşamı Ankara Yukarı Ayrancı semtinde, duvara yazı yazarken, dönemin MHP’li Bakanı Cengiz Gökçek’in koruması Süleyman Ezendemir tarafından vuruldu.
Yaralı haldeki Sinan Suner’i arabasında dolaştırarak işkence eden Ezendemir, kan kaybından öldüğünü anlayınca Sinan’ı bir hastanenin kapısına bırakıp kaçtı. Cinayetin ardından ODTÜ’lü arkadaşları ve yoldaşları 2 Şubat 1980’de Sinan Suner’in öldürüldüğü Ayrancı Hoşdere Caddesi’nde eylem düzenledi. Yapılan protestoya askerlerin saldırması ile çıkan çatışmada Er Zekeriya Önge yaşamını yitirdi.
Zekeriya Önge’yi Erdal Eren’in vurduğu iddia edildi. Burada alınan Erdal Eren, Mamak Askeri Cezaevine konuldu. Hızla yapılan yargılamanın ardından idama mahkûm edilen Erdal Eren’in, dava birkaç kez bozulmasına karşın “yukarıdan gelen emir”lerle idamı onaylandı. Erdal’ın 17 yaşında olduğunun belirtilerek kemik yaşının belirlenmesinin istenmesine ve dosyadaki pek çok eksikliğe rağmen Erdal’ın ne kemik yaşı belirlendi, ne dosyadaki eksiklikler tamamlandı.
İdam kararı kesinleşen Erdal Eren, Darbeci Kenan Evren’in “Asmayalım da besleyelim mi?” emriyle 13 Aralık 1980’de idam edildi. Erdal’ın idam haberini duyan yoldaşlarının düzenlediği protestoda gözaltına alınan yine liseli devrimcilerden Ercan Koca da 16 Aralık’ta polislerin işkencesinde öldürüldü. Üç yoldaş Erdal Eren, Sinan Suner ve Ercan Koca her yıl birlikte anılıyor.
Etkinlikte, "İnzibat erini öldürdüğü iddia edilerek balistik raporları dahi oluşturulmadan idama mahkum edilen Erdal Eren sosyalizm ve devrim mücadelesine olan inancından ölüme giderken bile vazgeçmemişti.
Hukuk kanunları yok sayılarak, yaşı büyütülerek asılan Erdal Eren için dünya çapında marşlar bestelendi, ağıtlar yakıldı ve çocuklara ismi verildi. Sosyalizm ve devrim mücadelesinin ön saflarında yer alan Erdal Eren’i anmak ve onun sahiplendiği, yaşamının bir parçası haline getirdiği devrimci tutumdan ders çıkarmak bugün bizlere düşen bir görevdir" denildi.
"DARBECİLERDEN HESAP SORACAĞIZ"
Devrimci 78’liler Derneği’nin çağrısıyla Süleymaniye Geçidi'nde bir araya gelen siyasi parti ve kurumların temsilcileri basın açıklaması düzenledi.
Devrimci 78’liler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Cahit Kolukısa, Erdal Eren’in direncin ve kararlılığın simgesi olduğunu vurgulayarak "Denizlerden aldığı direnme inancını darağacında bile kaybetmeyerek kendisinden sonraki devrimcilere miras bıraktı. Erdal Eren’i katleden 12 Eylül faşizmi 40 yıldır devam ediyor, egemenlerin ihtiyaçlarına göre yeniden tahkim edilerek sürdürülüyor.
Bugün egemenler kaldığı yerden özelleştirmelerle, torba yasalarla, vurgun sözleşmeleriyle, ihalelerle emekçilere ve halka ait ne kadar birikim varsa saldırıyorlar. Savaş ve şiddet politikalarıyla halklar arasına kin ve nefret tohumları saçma ya halkları birbirine karşı kışkırtmaya devam ediyorlar. Biz de barış ve demokrasiyi savunmaya devam edeceğiz.
Erdal Eren’in ve bütün devrim şehitlerinin mücadele inancına ve mirasına sahip çıkarak darbecilerden, cuntacılardan hesap soracağız. Erdal Eren’in yoldaşlarına, dostlarına düşen görev, bugün halka reva görülen açlık, yoksulluk, işsizlik ve köleliğe karşı birleşik bir emek ve demokrasi cephesini örerek emek, barış ve demokrasi mücadelesini yükseltmektir" dedi.
Yaşam, 14 Aralık 2020 21:07
Yorumlar (0)