Alevi Vakfından Malatya il Müftü Yardımcısına Tepki
Kültür, 15 Ağustos 2021 16:30
Malatya il Müftü yardımcısı Abdullah Bekiroğlu'nun,12 İmamlar yassı matem ayının bulunduğu şu günlerde "Yas oruçlarının İslam'da yeri yok" açıklamasına tüm aleviler tepki sert bir dille belirtirken Hacı Bektaşi Veli Kültür vakfı Genel başkanı Hasan Meşeli' den de tepki geldi.
Malatya il Müftü yardımcısı Abdullah Bekiroğlu’nun Muharrem ayı ile verdiği değerlendirmede "İslam dininde yas orucu yoktur, eğer öyle bir şey olsaydı Peygamber efendimiz öldüğünde yas orucu tutardık
En büyüğümüz dolayısıyla bütün ümmetin peygamberi öldüğünde yas orucu yoksa ümmetin üstün fertlerinin birisi de öldüğünde matem olmaz" sözüne Hacı Bektaşi Veli Kültür vakfı Genel başkanı Hasan Meşeli'den tepki geldi.
Meşeli tepkisinde Malatya İl Müftü Yardımcısı Abdullah BEKİROĞLU’nun bu talihsiz demeci Malatya’mızda yaşayan binlerce, Türkiye'mizde yaşayan milyonlarca Alevi Müslüman kardeşimizi derinden üzecektir üzmüştür.
HZ. ALİ efendimiz “Kişi bilmediği şeye düşmandır” buyurmaktadır. Tarihler boyunca zalim yezidin ve soyunun yüce İslam dinimize yapılan kötülükleri hala bilemiyor veya ayırt edilemiyorsa söyleyecek sözümüz yoktur. Konuyu kamuoyunun vicdanına ve ehli irfanın insafına havale ediyoruz." İfadelerini kullandı.
Konu ile alakalı bir değerlendirme yapan Meşeli; "Malatya il Müftü yardımcısı Abdullah Bekiroğlu 12 Ağustos 2021 tarihli yerel gazeteye Muharrem ayıyla ilgili vermiş olduğu talihsiz ve yersiz demecinde "Malatya'mızda birileri (yani Alevilerin) İslam dininde yas orucu yoktur,
Eğer öyle bir şey olsaydı Peygamber efendimiz öldüğünde yas orucu tutardık ki, en büyüğümüz dolayısıyla bütün ümmetin peygamberi öldüğünde yas orucu yoksa ümmetin üstün fertlerinin birisi de öldüğünde matem olmaz" diyor ve devam ediyor.
"Toplumuzun bazı kesimlerinin(Alevilerin)böyle bir oruç tutması kendi iştahatlarıdır, buna dini bir gerekçelik olarak sunmak serbestlik bile olsa dini bir sünnetmiş gibi dinimize uygun bir şey değildir" diyor. Diyanet İşleri Başkanlığı ve ona bağlı ‘Din İşleri Yüksek Kurulunun’ uygun görmeyeceği bir şey diye fetva vermektedir diyor ve olay ‘ ırki, dil, mezhep ve meşrep’ farklılıklarının arkasına sığınarak kardeşliğimizi hedef alanlara coğrafyamızda yeni Kerbelalar yaşanmasını arzulayanlara karşı uyanık olalım diye konuyu mecrasından saptırmaktadır?
Yüce Peygamberimizin sevgili torunu, HZ. ALİ ile HZ. Fatma’nın, şerefli oğlu cennet gençlerinin seyidi ve efendisi HZ. İMAM HÜSEYİN ile 72 şühedasının 10 Muharrem 680 tarihinde Kerbelada Emevi halifesi zalim YEZİDİN emri ile kendisine biat etmediği gerekçesiyle ‘Fırat Suyunu tutarak kundaktaki bir bebeğe bile bir yudum su verilmeden peygamber efendimizin Ehli beytinden olan torunlarını, en yakın akrabalarını hunharca katledilişlerinin 1341. Hüzünlü yıl dönümüdür.
Yüce Peygamberimizin bir hadisi şerifinde “Ey benim sevgili oğlum,Hüseyin’im,seni ve zürriyetini sevene ne büyük bir saadet ve şereftir.
Seni katledene kıyamet gününde ne azim bir vahşettir.(Şekavettir) İlahi sözleri,yaratıcı ilahi kudretin ,kudret kaleminden aldığı ilahi vahyin,kendi ümmetine hüzünlü bir tebliğidir.” Diğer bir Hadisi-i Şerifinde; ALLAHIM, ben Hasan ile Hüseyni çok seviyorum, YA-RABBİ sen de onları sev,onları seveni de sev buyurmaktadır.
Emevi halifesi zalim YEZİD binlerce ordusu tarafından Kerbela çölünde peygamber efendimizin Ehlibeytinden olan torunlarını, yakın akrabalarını insanlık dışı katledildikten sonra üç yıllık halifeliği döneminde binlerce Müslümanları katlettirmiş, askerleri tarafından 1000’den fazla Müslüman kadınların ırzına geçirttirerek tarihte (HİRRE OLAYI) yaşanmıştır.
Emeviler, Bedir’de Uhud, Hendek’de daha birçok savaşlarda özellikle HZ.ALİ tarafından kafir oldukları için bunları katlederek cehenneme göndermiş, işte zalim YEZİD ve soyu İslamiyet’e en büyük darbe ve kötülüğü yaparak HZ. Ali’den Kerbela’da intikamını almışlardır. Kerbela olayından sonra zalim yezid ve soyunun insanlık dışı yürekleri sızlatan bu katliamlarından dolayı HZ. MUHAMMED’İN Ehlibeytini candan sevenler Alevi siyle Sünni’siyle 12 gün tarihler boyunca yas-ı matem orucu tutmuşlardır. Meselenin özü budur.
Muharrem ayında Sünni kardeşlerimizden çoğu Muharrem orucunu tutmuşlar ve özellikle Muharrem ayının 9.10.11’inci günlerini devamlı tutmuşlardır. Bu oruç tek kelimeyle Allah rızası içindir, yüce Peygamberimizin tertemiz soyuna yapılan bu katliamlar nedeniyle yine tarihler boyunca 12 gün tutulan Muharrem orucuna yas-ı matem orucu denilmez de, ne denilir?
Malatya İl Müftü Yardımcısı Abdullah BEKİROĞLU’nun bu talihsiz demeci Malatya'mızda yaşayan binlerce, Türkiye'mizde yaşayan milyonlarca Alevi Müslüman kardeşimizi derinden üzecektir. HZ. ALİ efendimiz “Kişi bilmediği şeye düşmandır” buyurmaktadır. Tarihler boyunca zalim yezidin ve soyunun yüce İslam dinimize yapılan kötülükleri hala bilemiyor veya ayırt edilemiyorsa söyleyecek sözümüz yoktur. Konuyu kamuoyunun vicdanına ve ehli irfanın insafına havale ediyoruz." Dedi.
Kültür, 15 Ağustos 2021 16:30
Yorumlar (0)