“Emek ve Özgürlük İttifakı” Yola Çıkarken Emek Siyaseti ve İttifak Üzerine
Siyaset, 29 Eylul 2022 16:27HDP ve beş sosyalist partinin oluşturduğu Emek ve Özgürlük İttifakı seçimlere yaklaşık 8 ay kala 24 Eylül 2022 tarihinde yapılan toplantı ile yola çıktı.
HDP ve beş sosyalist partinin oluşturduğu Emek ve Özgürlük İttifakı seçimlere yaklaşık 8 ay kala 24 Eylül 2022 tarihinde yapılan toplantı ile yola çıktı.
Öncelikle söylemeliyiz ki TKP ve Sol Parti içinde olmasa da HDP ve sosyalist güçlerin bir bölümünün siyasal bir program çerçevesinde bir araya gelmesi şüphesiz ki ülkenin otoriter AKP-MHP iktidarından kurtulması, demokratik hak ve özgürlüklerin genişletilmesi mücadelesi için önemli bir adımdır.
Bu yazıda Emek ve Özgürlük İttifakı vesilesiyle Türkiye işçi/emek/sosyalist siyaseti ve Kürt demokratik hareketi ile ittifak yaklaşımları üzerinde değerlendirme yapmaya çalışacağım.
Kürt siyasal hareketi ile ittifak doğru ama önceliğimiz bağımsız, demokratik, çoğulcu, birleşik kitlesel bir emek/sosyalist parti inşası olmalıdır
Öncelikle genel olarak söylemeliyim ki TKP, Sol Parti, TKH ve benzerleri gibi HDP ve Kürt Siyaseti ile hiçbir koşulda seçim ittifakına bile girmeyiz diyen bazı sosyalist yaklaşımların hem evrensel sosyalist ilkelerden hem de toplumsal gerçekliklerimizden uzak olduğunu düşünüyorum.
Öte yandan HDP bileşeni olan sosyalist partilerin de bu konumları ile Kürt sorunu ve diğer demokratik sorunların çözümü için de temel ihtiyacımız olan işçi sınıfı ve emekçilerin sermayenin bütün güçlerinden bağımsız kitlesel bir siyasal taraf oluşturma politikalarına anlamlı katkı yapmadıkları da ortadadır.
Bu açıdan önceki yanlış olan iki tutumdan farklı olarak beş sosyalist partinin HDP ile kurdukları bu tür bir ilişki, seçim ittifakını da kapsayan ve oldukça anlamlı bir siyasal ortak program çerçevesindeki işbirliği yaklaşımı daha doğru bir yaklaşım örneğidir.
İttifak güçlerinin Kürt halkı dışında organik bir toplumsal ilişkisi yok
Evet, bu tür bir ittifak yaklaşımı genel olarak doğrudur ama tartışmamız gereken şey yukarıda sözünü ettiğim, ülkenin kaderinde söz sahibi olabilecek kitlesel siyasal bir emek hareketi oluşturma yolunda yerine getirilmesi gereken diğer görevlerimiz ve bu ittifakın bu süreç bağlamında nasıl değerlendirebileceğidir.
Mutlak tespit etmemiz gereken bir gerçeklik ortadadır. İttifakın kamuoyuna duyurulduğu salondaki görünüm de ortaya koyduğu gibi bu ittifakın toplum kesimleri ile organik tek bağı Kürt halkı iledir. Alevi hareketi ile kısmı bağlar olsa da bunun da en azından şimdilik Kürt-Alevi kesimlerin pek ötesine geçmediği gerçeği ortadadır.
HDP bileşeni olan veya olmayan sosyalist partilerin asıl temsil etme iddiasında oldukları işçi sınıfı ve emekçiler ile bağlar ise çok sınırlı olup siyasal örgüt çevrelerindeki kesimlerin dışına taşamadığı ortadadır.
Sınıf mücadelesi ve demokratik hak ve özgürlüklerin kalıcı olarak kazanılması açısından asıl sorunumuz ise budur, yani güçlü bir emek siyasal hareketinin oluşturulma mücadelesi. Güçlü bir emek siyaseti olmadan sosyalist grupların başta Kürt sorunu olmak üzere demokratik sorunların çözümüne katkısı da sembolik olmanın ötesine pek geçememektedir.
Fabrikalar sağın, milliyetçi siyasetlerin kalesi olmaktan nasıl çıkacak!
Sağ muhafazakâr ve milliyetçi siyasete dayanan bu iktidar dönemde ülke tarihindeki en başarısız hükümet uygulamaları ile yaşamamıza rağmen görünen o ki işçi ve emekçiler hükümetten belirli oranlarda uzaklaşsa ve destekleyecekleri parti adlarında değişim olsa da milliyetçi muhafazakâr siyasetin etkisinden kopuş çok geri planda kalmaktadır.
Fabrikalar sağın, milliyetçiliğin kalesi olmaya devam etmektedir. Sorun bu sürecin değiştirilmesi, giderek esas olarak sınıf güçlerine dayanan sosyalizm yönelimli kitlesel bir işçi/emekçi siyasetinin inşa edilmesidir.
Bunun için öncelikle geniş emekçi kitlelerin dikkatini çekip gündemlerine girebilecek, sendikal yapılar üzerinde belirli düzeyde etkili yönlendirici güç olabilecek asgari kritik bir örgütsel varlığın ortaya konulması gerekmektedir.
Aslında esas olan bizatihi işçi, emekçi kitlelerin kendilerinin ve sendikal yapıların bu sürecin merkezinde yer almalarıdır ama bunun sağlanması siyasallaşmış emekçi yapıları olarak sosyalist örgüt ve kadroların birlikte çalışmasından doğacak asgari kritik gücün bir araya getirilmesi ile mümkün görünmektedir.
Gerçek nasıl olursa olsun HDP geniş işçi, emekçi kitleler tarafından Kürt siyasal hareketinin temsili olarak görünmektedir. Emek/sınıf siyaseti gerekli her durumda HDP veya genelde Kürt demokratik siyaseti ile ittifaklar, mücadele birlikleri yapsa da kendisi olarak bağımsız, güçlü bir varlık ortaya koymadıkça emekçi kitleler ile buluşulamayacak ve ittifaka da anlamlı güçlü bir katkı yapamayacaktır.
Hâlbuki ittifaktaki sosyalist yapılar oluşturacakları tek birleşik bir siyasal yapı ile HDP ile ittifaka girebilselerdi büyük olasılıkla çok daha geniş kesimlerin ittifakı desteklemelerine neden olabileceklerdi.
HDP örgüt modeli ve Emek ve Özgürlük İttifakı sosyalist yapıların çoğulcu demokratik siyasal birliğinin de mümkün olabileceğini işaret etmektedir
Halen mücadele eden sosyalist yapılardan herhangi birinin tek başına doğrusal bir süreçle gereken bu kritik güce ulaşıp yukarıda bahsedilen ulusal çapta etkili siyasal bir işçi hareketi haline gelmesi ciddi bir olasılık olarak görünmemektedir.
Zaten böylesi bir hareket bütün çağdaş dünya deneyimlerini gözden geçirdiğimizde ancak Marksist olan veya olmayan farklı sınıf siyasetlerinin kadın ve çevre mücadelelerini de temel görev olarak önüne koyan çoğulcu siyasal birliktelikleri ile başarılı olabildiğini göstermektedir.
Tabi ki tüm sosyalist akımların siyasal birliğini sağlamak mümkün görünmemektedir, bu belki ancak ilerideki yıllarda seçim ittifakı şeklinde mümkün olabilecektir ama yakın duran sosyalist güçlerin çoğulcu bir modelde bir siyasal birlik sağlamaları mümkündür.
Bir model olarak HDP örgüt yapısı ve anlamlı bir program temelindeki Emek ve Özgürlük İttifakı sosyalist yapıların çoğulcu demokratik siyasal birliğinin de mümkün olabileceğini işaret etmektedir.
Subjektif engellerin aşılarak bu yönde adımlar atmak bütün işçi/emek/sosyalist yapıların önünde acil bir görev olarak durmaktadır.
Bu birlik bir işçi/emekçi cephesinin siyasal birliği temelinde olmalı ve birliğin içi ve çevresindeki devrimci, sosyalist örgüt, platform veya parti yapılarının varlığı ile bir çelişki oluşturmamalıdır.
Siyaset, 29 Eylul 2022 16:27
Yorumlar (0)