MALATYA ADD “ YOKLUĞUNDA DAHA DA BÜYÜYEN ÖNDER”

Gündem, 09 Kasım 2022 12:39

       Malatya ADD şube başkanı Yunus Millioğlu yazılı bir açıklama yaparak 10 Kasım Atatürk’ün 84.ölüm yıl dönümünü andı.              Millioğlu yaptığı açıklama da “ Vatanımızın kurtarıcısı, Cumhuriyetimizin kurucusu, devrimlerimizin mimarı, değişmez önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü aramızdan bedenen ayrılışının 84. yılında saygı, minnet ve özlemle anıyoruz.

MALATYA ADD “ YOKLUĞUNDA DAHA DA BÜYÜYEN ÖNDER”

 

 

 

             Malatya ADD şube başkanı Yunus Millioğlu yazılı bir açıklama yaparak 10 Kasım Atatürk’ün 84.ölüm yıl dönümünü andı.

             Millioğlu yaptığı açıklama da “ Vatanımızın kurtarıcısı, Cumhuriyetimizin kurucusu, devrimlerimizin mimarı, değişmez önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü aramızdan bedenen ayrılışının 84. yılında saygı, minnet ve özlemle anıyoruz.

Ancak Atatürk’ün, O’nu anmamızdan çok, anlamamızı istediğinin farkındayız.

           Bu farkındalıkla görevimizin; ilke, devrim ve eserlerini koruyup yaşatmak, Türk Ulusu’nu refaha ulaştırıp muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkarmak, “şeyhler, dervişler, müritler ve mensuplar memleketi olamaz” dediği Türkiye Cumhuriyeti’ni ilelebet payidar kılmak olduğunu biliyoruz.

            Özdemir Asaf“Gerçek değer, gelmesi boşluk dolduran değil, gitmesi boşluk yaratandır.” diyor. Atatürk’ü yitirdiğimiz günden bu yana yazık ki, gidişiyle yarattığı büyük boşluğu dolduramadık.

           Kimileri O’nun ışıklı yolunda yürüdüğünü söylerken kimileri de büyük görünecekleri zannıyla ilkelerine, devrimlerine, eserlerine, kişiliğine, aziz anısına pervasızca saldırdılar. Her saldırı, saldıranları küçültürken Atatürk’ü daha da büyüterek ulusu birleştirdi. Bazı aymazlar ise, halk düşmanı politikalarını Atatürk maskesiyle gizlemeye çalıştılar.

            Ancak, Atatürk gibi giyinmek, O’nun gibi tren pencerelerinde poz vermek ve benzeri zavallı girişimleri, Atatürk Cumhuriyeti’ne ve Aydınlanma Devrimleri’ne ağır darbeler indiren bu gibilerin maskelerini daha kolay düşürdü.

 

HER KOŞULDA MECLİSE GÜVENEN BAŞKOMUTAN

 

          Atatürk, parlak bir asker olduğu kadar, tarihle, özellikle dünya tarihiyle çok ilgili bir kurmaydı. Sürekli okuyor, kendini geliştiriyor, düşüncelerini olgunlaştırıyordu. Büyük Fransız Devrimi’ni özümsemişti. 1. Dünya Savaşında Osmanlı Devleti’nin en zorlu cephelerinde başarılar kazanmış, Çanakkale’de adını dünya harp tarihine yazdırmıştı.

              Savaştan yenik çıkan Osmanlı ülkesinin emperyalist devletlerce yağmalanmaya başlaması üzerine İstanbul’da kaldığı yaklaşık 6 ay, tasarladığı Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın plan ve kadro hazırlıklarını yaptıktan sonra Samsun’a hareket etmişti.

              İlk iş olarak dağıtılmış ordu yerine yeni bir ordu kurmaya değil, kurtuluşu yönetecek bir Milli Meclis oluşturmak için kongrelerle milletin azim ve kararını harekete geçirmeye girişti. Erzurum ve Sivas Kongreleri yanında yurdun her tarafında yerel kongreler yapılmasını sağladı.

              Bu arada İstanbul’da toplanacak Meclis-i Mebus an’da etkin olabilmek için Erzurum Mebusu seçildi ve arkadaşlarından kendisini Meclis Başkanı seçmelerini istedi. Tıpkı İşgal altındaki İstanbul’da uzun süre çalışamayacağını ve dağıtılacağını öngörerek Meclis-i Mebusan’ın Anadolu’da toplanması gerektiğini söyleyip kabul ettiremediği gibi, dağıtıldığında Ankara’da kurtuluşu örgütleyecek bir meclisi toplantıya çağırma yetkisine sahip olmak amacıyla dillendirdiği bu isteği de gerçekleştirilemedi.

             Arkadaşları O’nu meclis Başkanı seçtiremediler ancak, Misak-ı Milli kararlarını kabul ettirmeyi başardılar. Kısa süre sonra öngörüsü gerçekleşti ve Meclis-i Mebus an işgalci İngilizler tarafından 16 Mart 1920 günü basılarak dağıtıldı, mebusların önemli bir kısmı tutuklanıp Malta’ya sürüldü.

             Bunun üzerine bir yandan misilleme olarak Yarbay Ravlinson dahil Anadolu’daki birçok İngiliz subayını tutuklatan Mustafa Kemal, bir yandan da Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Heyet-i Temsiliye Reisi sıfatıyla derhal harekete geçerek Milli Meclis’i Ankara’da toplamak üzere eksilen mebusların yerine yenilerinin seçilmesini isteyecek, kalan ve yeni seçilen 324 mebusun ulaşım güçlüklerini aşıp Ankara’ya gelebilen 115’i ile de 23 Nisan 1920’de Büyük Millet Meclisi’ni açacaktı.

            Artık kurtuluşun ve savaşın meşruiyet zemini Ulusal Meclis olacak, Milli Mücadele bu meclise dayanılarak yönetilecekti. Yani Atatürk önce Ulusal istencin yansıyacağı meclisi, sonra da savaşacak orduyu örgütlüyor, meclisin adını Büyük Millet Meclisi, ordunun adını da Büyük Millet Meclisi Orduları olarak belirliyordu. Yakın tarihte, Atatürk maskeli sözde askerler demokrasi(!) adına meclis kapatırken Atatürk kutsal savaşını, her türlü muhalefete rağmen Meclise dayanarak kazanacaktı.

 

ANTİEMPERYALİST - ANTİKAPİTALİST DEVLET ADAMI

 

             Mustafa Kemal Paşa kurtuluşun; ideolojik bir temel, bu ideolojiyi kararlılıkla uygulayacak bir önderlik ve duyurup yayacak bir yayın organı olmadan gerçekleştirilemeyeceğini çok iyi biliyordu. Bu nedenle, Ankara’ya geldiği 27 Aralık 1919’dan itibaren bir yayın organına sahip olma çabası içine girdi ve 10 Ocak 1920 tarihinde Hâkimiyet-i Milliye gazetesini çıkardı.

             Kurtuluşun ve devrimin ideolojisi bu gazetede inşa edilecek, özellikle emperyalizme ve kapitalizme çok net vuruşlar yapılacaktı. Örneğin; Atatürk’ün 1 Aralık 1921 tarihli “Biz, bizi mahvetmek isteyen emperyalizme karşı ve bizi yutmak isteyen kapitalizme karşı savaşmayı uygun gören bir mesleği izleyen insanlarız.” demeci gazetenin manşetindeydi.

           Atatürk, 1935 yılında yapılan CHP 4. Kurultayındaki “Bizim 19 Mayıs 1919’dan bugüne kadar yaptıklarımızın, Türk Devrimi’nin ve yalnız birkaç yıl için değil, geleceği de kapsayan tasarlarımızın esası KEMALİZM prensipleridir” sözleriyle de, ideolojisini tanımlıyor, adını koyuyordu.

 

EZİLEN ULUSLARIN DA UMUDU

 

            Mustafa Kemal Paşa sadece Türk Ulusu’nun değil, bütün mazlumlar dünyasının da umudu ve önderiydi. Ulusal Kurtuluş Savaşına başlarken zafere ulaşacağına ne kadar inanıyorsa, ezilen ulusların bağımsızlık ve özgürlüklerine kavuşacağına da o kadar inanıyor, bunu her fırsatta dile getiriyordu.

              Daha 1922 yılında bu davayı gerçekleştirmekle yeni bir tarih yapılacağını duyuruyor ve diyordu ki, "Türkiye’nin bugünkü mücadelesi yalnız kendi nam ve hesabına olsaydı, belki daha kısa, daha az kanlı olur ve daha çabuk bitebilirdi.

              Türkiye azim ve mühim bir gayret sarf ediyor. Çünkü müdafaa ettiği bütün mazlum milletlerin, bütün Şarkın davasıdır ve bunu nihayete getirinceye kadar Türkiye, kendisiyle beraber olan Şark milletleriyle birlikte yürüyeceğinden emindir.” Keza, Mısır Büyükelçisi ile elçilik bahçesinde sabaha kadar süren 27 Mart 1933 tarihli sohbetinde ise şu tarihi sözleri söyleyecekti: “Doğudan şimdi doğacak olan güneşe bakınız.

               Bugün günün ağardığını nasıl görüyorsam, uzaktan bütün Doğu milletlerinin de uyanışlarını öyle görüyorum. İstiklal ve hürriyetine kavuşacak olan çok kardeş millet vardır. Onların yeniden doğuşu, şüphesiz ki ilerlemeye ve refaha yönelik olacaktır.

               Bu milletler bütün güçlüklere ve bütün engellere rağmen muzaffer olacaklar ve kendilerini bekleyen geleceğe ulaşacaklardır. Sömürgecilik ve emperyalizm yeryüzünden yok olacak ve yerlerine milletler arasında hiçbir renk, din ve ırk farkı gözetmeyen yeni bir uyum ve işbirliği çağı hâkim olacaktır.”

 

300 YILI 15 YILA SIĞDIRAN BÜYÜK DEVRİMCİ

 

            Mustafa Kemal Atatürk, Ulusal Kurtuluş Savaşını zafere ulaştırdıktan hemen sonra hızla devrimlere girişti. İlk büyük devrimini zaferin üzerinden 6 hafta geçmeden, 1 Kasım 1922’de Saltanat’ın kaldırılmasıyla yaptı.

            Cumhuriyet’in ilanının ardından da, başta Eğitim Birliği Yasası ve Hilafetin Kaldırılması olmak üzere Kılık Kıyafet Devrimi, Medeni Yasa, Uluslararası Takvim ve Ölçü Birimlerine geçiş, Harf Devrimi, Dil Devrimi, Üniversite Reformu, büyük tarım ve sanayi atılımı, kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesi ve diğerleri aralıksız sürdü.

              En önemlisi de, esasen 1920’den beri devletin yazılı olmayan temel niteliği olan Laiklik 1937’de Anayasaya da girdi. 15 yıl süren Cumhurbaşkanlığı dönemine başka ulusların kan revan içinde yüzyıllara sığdıramadığı devrimleri sığdırdı.

               Bu devrimlerle çağ atlattığı Ulusunu diline, tarihine, kültürüne kavuşturdu, kula kulluk etmekten kurtarıp özgür yurttaşlar olmalarını sağladı. Devlet yönetiminde namus ve liyakatı, hukuk ve adaleti, akıl ve bilimi hâkim kıldı. Bugün zoraki “Mustafa Kemal” deyip, bir türlü “Atatürk” diyemeyenlerin hemen tamamının kabullenemedikleri işte bu “Devrimci Atatürk”tür.

 

SAVAŞTIĞI DÜŞMANLAR BİLE SAYGIYLA ANARKEN

 

             Atatürk yaşamı boyunca esas olarak emperyalistler ve piyonları ile savaştı. Kaderlerini emperyalizm ile birleştirmiş dâhili bedhahlarla (işbirlikçi hainlerle) hem Ulusal Kurtuluş Savaşı, hem de devrimler sürecinde mücadele etti.

              Atatürk’ün yenilgiye uğrattığı emperyalist devletlerin temsilcileri zaferden sonra, ebedi aleme göçüşünün ardından ve hâlâ büyük önderden saygı ve övgü ile söz eder, Birleşmiş Milletler oybirliği ile doğumunun 100. yılı 1981’i “Atatürk Yılı” olarak kabul ederken, Laik Cumhuriyet düşmanı gericiler her fırsatta Atatürk’e ve mücadelesine hakaret ve saldırılarda bulundular, bulunuyorlar.

            Bunların “Deccal”, “İki Ayyaş ”, “Keşke Yunan kazansaydı”, “Kâfir” ve benzeri pek çok talihsiz ve hadsiz söylemlerine karşın, en önemli rakiplerinden biri olan, istifa etmesine ve siyasi yaşamdan 20 yıl uzak kalmasına neden olduğu Winston Churchill O’nu şu sözlerle uğurlamıştır: “Savaşta Türkiye'yi kurtaran, savaştan sonra da Türk milletini yeniden dirilten Atatürk'ün ölümü, yalnız yurdu için değil, Avrupa için de büyük kayıptır.

              Her sınıf halkın O'nun ardından döktükleri içten gözyaşları bu büyük kahraman ve modern Türkiye'nin Ata'sına değer bir görünümden başka bir şey değildir.” Büyük Zafer’den 12 yıl sonra, 1934 yılında Yunanistan önderi Eletherios Venizelos’un Mustafa Kemal Atatürk’ü Nobel Barış Ödülüne aday göstermesi ise, dünya tarihinde benzeri bir daha kolay kolay görülmeyecek bir olaydır.

             Atatürk sadece Türk Ulusu için değil, dünyanın dünü, bugünü ve yarını açısından da değeri her geçen gün daha iyi anlaşılan büyük bir önderdir. Saldıranlar cüceleşirken O, yokluğunda büyümekte, tarifsiz özlenmektedir.

             Milyonlarca yurttaşımızın her fırsatta akın akın Anıtkabir’e koşmaları, komşumuz İran’da kadınların yükselttiği “Tek yol Atatürk” çığlıkları, Irak’tan duyulan “Bir Atatürk’ümüz olmadığı için bu haldeyiz” hayıflanmaları boşuna değildir.

              O kadar ki; her fırsatta Atatürk’e hakaret etmeyi marifet bilenler bile başları sıkıştığında boydan boya Atatürk posterlerinden medet ummak, Lozan’a “Hezimet” deyip Montrö’den bir imza ile çıkılabileceğini söyleyenler, dönüp dolaşıp Lozan’a, Montrö’ye sarılmak, O’nun 86 yıl önceden Karadeniz’i kan gölüne dönmekten, Dünyayı 3. Dünya Savaşına sürüklenmekten kurtaran dehasına şapka çıkarmak zorunda kalmaktadırlar.

 

ÇARE YENİDEN ATATÜRK CUMHURİYETİ

 

              Değerlerinden, devrimlerinden, birliğinden ve özgüveninden yoksun bırakmak için iç ve dış olumsuz güçlerin on yıllardır elbirliğiyle çabaladıkları Türk Ulusu, hiç kuşkusuz Atatürk’ün akıl ve bilim yolunda aydınlık geleceğine güvenle yürüyecektir.

            Atatürk’ü anlamayı, ilke, devrim ve eserlerini koruyup yaşatmayı varlık nedeni ve temel görevi sayan Atatürkçü Düşünce Derneği, ülkemizin acil gereksinimi olduğunu düşündüğü devlet yönetim anlayışını 23 Nisan 2022’de yayınladığı YENİDEN ATATÜRK CUMHURİYETİ MANİFESTOSU ile duyurmuştur.

               Tarihin en büyük devrimcisi Atatürk’ü aramızdan ayrılışının 84. yılında özlem ve minnetle anarken, O’nun da isteği olduğu inancıyla, bir kez daha siyaset kurumunu Yeniden Atatürk Cumhuriyeti hedefine yönelmeye, Aziz Milletimizi de bu hedefe sahip çıkmaya çağırıyoruz.

 

RUHUN ŞAD OLSUN BÜYÜK ATATÜRK!

TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLELEBET PAYİDAR KALACAKTIR!

 

 

Gündem, 09 Kasım 2022 12:39

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Gazetecilik  suc degildir

Gazetecilik suc degildir

Özgür basin demeye devam edecegiz"

Özgür basin demeye devam edecegiz"

AGBABA; MALATYA'DA MADENLER CİDDİ  SIKINTI YARATIYOR

AGBABA; MALATYA'DA MADENLER CİDDİ SIKINTI YARATIYOR

EĞİTİM SORUNLARINI TARTIŞIN

EĞİTİM SORUNLARINI TARTIŞIN

YESILYURTU ÇÖZÜM ODAKLI BELEDIYECILIKLE AYAĞA KALDIRACAGIZ

YESILYURTU ÇÖZÜM ODAKLI BELEDIYECILIKLE AYAĞA KALDIRACAGIZ

ABDAL MUSA LOKMASI

ABDAL MUSA LOKMASI

Hekimhan belediyesinden çiftçilere KIŞLIK  YEM destegi

Hekimhan belediyesinden çiftçilere KIŞLIK YEM destegi

Malatya su kaynaklari sürdürülebilir  calismalari

Malatya su kaynaklari sürdürülebilir calismalari

SEZAİ YILMAZ EKIBI ILE MÜTHİŞ BIR DESTAN YAZIYOR

SEZAİ YILMAZ EKIBI ILE MÜTHİŞ BIR DESTAN YAZIYOR

100 Duruşma salonlu Malatya adalet sarayi 2026 da hizmete aciliyor

100 Duruşma salonlu Malatya adalet sarayi 2026 da hizmete aciliyor

İzmir'de Malatya Lezzetleri Haftası: Coğrafi İşaretli Tatlar İzmir’le Buluştu

İzmir'de Malatya Lezzetleri Haftası: Coğrafi İşaretli Tatlar İzmir’le Buluştu

DOĞANŞEHİR SÜRGÜ MAHALLESİNDE  2500 METRE İÇME SUYU HATTI :

DOĞANŞEHİR SÜRGÜ MAHALLESİNDE 2500 METRE İÇME SUYU HATTI :

YESILYURT BELEDIYESI; ÇOCUKLARI  PİKNİĞE GÖTÜRDÜ

YESILYURT BELEDIYESI; ÇOCUKLARI PİKNİĞE GÖTÜRDÜ

Battalgazi Belediyesi Malatya stadyomunu yeniden futbola hazırlıyor

Battalgazi Belediyesi Malatya stadyomunu yeniden futbola hazırlıyor

Agbaba " Allah kimseyi 21metre kare lik alanda yıllarca yasatmasin"

Agbaba " Allah kimseyi 21metre kare lik alanda yıllarca yasatmasin"

BARIŞ YILDIZ "Bizim tek gundemimiz var o da ekonomi

BARIŞ YILDIZ "Bizim tek gundemimiz var o da ekonomi

.Medya dayanisma gurubu:Ifade ve basin ozgurlugu ağır tehdit altinda"

.Medya dayanisma gurubu:Ifade ve basin ozgurlugu ağır tehdit altinda"

.Etki Ajanlığı ne getiriyor

.Etki Ajanlığı ne getiriyor

ÖLMEZTOPRAKTAN ÇGD  ZIYARETİ

ÖLMEZTOPRAKTAN ÇGD ZIYARETİ

MESOB Baskani Sevket keskinden Akcadag ve Darene ziyaretleri

MESOB Baskani Sevket keskinden Akcadag ve Darene ziyaretleri

CHP ÜYELERINE

CHP ÜYELERINE

Agbabadan bakan kuruma fahri hemserilik uyarısı

Agbabadan bakan kuruma fahri hemserilik uyarısı

Bu korku iklimine teslim olmayacagiz

Bu korku iklimine teslim olmayacagiz

Karanliklara teslim olmayacagiz

Karanliklara teslim olmayacagiz

RTÜK, basın ve ifade özgürlüğüne vurduğu darbelere bir yenisini daha ekledi.

RTÜK, basın ve ifade özgürlüğüne vurduğu darbelere bir yenisini daha ekledi.

Malatya’dan Afyonkarahisar’a Gönül Köprüsü

Malatya’dan Afyonkarahisar’a Gönül Köprüsü

Malatyada yerinde dönüşüm  yavas yuruyor

Malatyada yerinde dönüşüm yavas yuruyor

Veli Agbaba Deprem bolgesinde Mucbir sebep  ve tesvik suresi uzatilmalip ve

Veli Agbaba Deprem bolgesinde Mucbir sebep ve tesvik suresi uzatilmalip ve

AĞBABA; “BEN SEÇİMİ KAYBETTİM AMA GENÇLERİN GÖNÜLLERİNİ KAZANDIM”

AĞBABA; “BEN SEÇİMİ KAYBETTİM AMA GENÇLERİN GÖNÜLLERİNİ KAZANDIM”

CUMHURİYET KUPASI FUTBOL TURNUVASI HEYECANLI VE ÇEKİŞMELİ MAÇLARLA SONA  ERDİ

CUMHURİYET KUPASI FUTBOL TURNUVASI HEYECANLI VE ÇEKİŞMELİ MAÇLARLA SONA ERDİ

CHP Ahmet Özer İçin Ses Yükseltti 'Egemenlik Milletindir!''

CHP Ahmet Özer İçin Ses Yükseltti 'Egemenlik Milletindir!''

Merkez İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi Aktif Olarak Çalışıyor

Merkez İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi Aktif Olarak Çalışıyor

Diyabet Hastalarına 5 Yaşamsal Öneri!

Diyabet Hastalarına 5 Yaşamsal Öneri!

Vali Seddar Yavuz Kan Bağışı Programına Katıldı

Vali Seddar Yavuz Kan Bağışı Programına Katıldı

Başkan Geçit, “Sağlıklı Ve Temiz Bir Gelecek İçin Çalışıyoruz”

Başkan Geçit, “Sağlıklı Ve Temiz Bir Gelecek İçin Çalışıyoruz”

Başkan Taşkın Kanalboyu Esnafıyla Buluştu

Başkan Taşkın Kanalboyu Esnafıyla Buluştu

Tazelenme Üniversitesi 2024-2025 Eğitim Öğretim Akademik Yılı Açılış Töreni Düzenlendi.

Tazelenme Üniversitesi 2024-2025 Eğitim Öğretim Akademik Yılı Açılış Töreni Düzenlendi.