13 KASIMDA İSTİKLALDE GERÇEKLEŞTİRİLEN SALDIRIYI ŞİDDETLE KINIYOR LANETLİYORUZ!
Gündem, 16 Kasım 2022 12:38Malatya Emek ve demokrasi platformu PTT Önünde bir basın açıklaması yaparak canice hunharca yapılan ve 6 vatandaşımızı katleden 81 vatandaşımızı yaralayan katliamı şiddetle nefretle kınıyor ve lanetliyoruz dediler.
Artık Yeter Diyoruz!
Malatya Emek ve demokrasi platformu PTT Önünde bir basın açıklaması yaparak canice hunharca yapılan ve 6 vatandaşımızı katleden 81 vatandaşımızı yaralayan katliamı şiddetle nefretle kınıyor ve lanetliyoruz dediler.
Malatya emek ve demokrasi platformu adına Ali Amanatın yaptığı basın açıklamasında “13 Kasım Pazar günü İstanbul İstiklal Caddesinde gerçekleştirilen acımasız saldırı sonucunda resmi rakamlara göre 6 kişi hayatını kaybetmiş,2 si ağır 81 kişi yaralanmıştır.
Malatya Emek ve Demokrasi Platformu olarak gerçekleştirilen bu katliamı lanetliyor, yakınlarını kaybedenlere başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz.
Ülkemiz, tarihinde olmadığı kadar büyük katliamları geçtiğimiz sekiz yıl içerisinde yaşamıştır. Tek bir yetkili bile bu katliamlardan sonra eksiğini, kabul edip istifa etmemiştir.
Bu katliamlarda hükümet yetkililerinin dışında herkes suçlu ama hükümet yetkilileri hiçbir sorumlulukları olduğunu kabul etmek istememektedirler. İstikrar için oy isteyenler, ülkenin kalbinde patlayan bombalardan sonra ülkeyi nasıl bir istikrarsızlık içerisine soktuklarını görmek istememektedirler.
Hükümet şehirlerimizin merkezlerinde patlayan bombalardan yürütme erki olarak sorumludur. Stratejik Derinlik diyerek başlattıkları dış politikada geldikleri nokta itibariyle stratejik çöküşü yaşayan hükümet Orta Doğu`daki istikrarsızlığı Türkiye`ye taşımıştır. Stratejik yayılma politikalarının iflası olan bu durum ülkemizi de gün geçtikçe Orta Doğu gibi istikrarsızlaştırmıştır.
5 Haziran 2016 tarihinde Diyarbakır`da, 20 Temmuz 2015`de Suruç`ta, 10 Ekim 2015`de Ankara tren garında, 12 Ocak 2016 tarihinde Sultanahmet Meydanı`nda,17 Şubat 2016 Ankara Merasim sokakta,13 Mart 2016 tarihinde Ankara Kızılay’da ve en sondaha üç gün önce 13 Kasım’da İstanbul İstiklal caddesinde bomba patlatılmıştır.
10 Ekim saldırısı sonrasında kendilerini seçim hükümeti olması sebebiyle sorumluluk kabul etmeyenler, Ankara`da ve İstanbul`da yaşanılan katliamdan sonra seçim hükümeti olmadıklarını hatırlamalı, eksikliklerini kabul etmek, gereğini yapmak durumundadırlar.
Daha önce olduğu gibi, bugün ki saldırı sonrasında da "jet hızıyla" yayın yasağı getirilmesi dikkat çekicidir. Bu saldırının neden, nasıl ve kimler tarafından gerçekleştirildiğine ilişkin bilgilerin kamuoyu ile paylaşılması gerekmektedir. Saldırıyla ilgili gerçekler tüm açıklığıyla ortaya çıkarılmalı, sorumlular, saldırının arkasındaki güçler hesap vermelidir.
Bu ve benzeri saldırıların sonuçları kadar, nedenleri de sorgulanmalıdır. Siyasi iktidarın "Ya başkanlık ya kaos" anlayışı doğrultusunda başlatmış olduğu "İçeride savaş, dışarıda savaş" politikası, Türkiye`yi böylesi saldırı ve katliamların hedefi haline getirmektedir.
Analar ağlamasın derken, gün geçtikçe çok daha fazla ananın kaybettikleri evlatları için gözyaşı döktüğünü görmekteyiz. Dört bir yanımız kan, barut kokuyor. Ne bugünümüzün ne de yarınımızın en ufak bir güvencesi kalmadı.
Son sekiz yıl içinde yüzlerce insanımızın yaşamını yitirmesine yol açan saldırı ve katliamlara rağmen Cumhurbaşkanının hala "endişe etmeyin" demesinin kendisi en büyük endişe kaynağıdır. Toplumsal kaygı ve güvensizlik ortamını kendi hedefleri için desteğe dönüştürmeye çalışan AKP Hükümeti bu şekilde yeni katliamlara davetiye çıkarmaktadır.
AKP hükümetinin Orta Doğu`da izlediği yanlış dış politikanın ülkemize yansıması olan bu tür saldırı ve katliamlar ancak Yurtta, Ortadoğu`da ve Dünyada barış politikasıyla ve komşu ülkelerle girilecek dostluk ilişkileriyle engellenebilir.
Komşu ülkeler ile sonu belirsiz bir savaşa girmek, stratejik derinlik adı altında mezhepçi bir stratejik yayılma politikası çözüm olmadığı gibi ülkemizi Orta Doğu bataklığında sonu belirsiz maceralara sürükleyecektir.
Siyasal iktidarın ülke içi ve dışında uyguladığı politikaların yansıması olan bu saldırı ve katliamlar, toplumsal kaygı ve güvensizlik ortamını artırmakta, geçmişte olduğu gibi bu durumu seçimde oy desteğine dönüştürme çabaları yeni katliamlara davetiye çıkarmaktadır.
Yapılması gereken, iç ve dış politikada ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı söylem ve uygulamalardan uzak durmaktır. Ülkemizin meydanlarında özgürce gezmek ve kardeşçe ve barış içerisinde yaşamak istiyoruz.
Çocuklarımız ve bizler özgür, eşit ve bağımsız bir ülkede meydanlarda özgürce koşmak, el ele olmak, bir arada yaşamak istiyoruz. Biz eşitlik, adalet, özgürlük, emek, demokrasi ve bağımsızlık mücadelesi veren emek ve demokrasi güçleri olarak ülkemizde yaşanan bu katliamları yapanları nefretle kınıyoruz.
Malatya Emek ve Demokrasi Platformu olarak 13 Kasım’da İstanbul`da yaşanan katliamda hayatını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyor bu alçakça saldırıyı kınıyor ve lanetliyoruz.”
Malatya Emek ve Demokrasi Platformu Adına
Gündem, 16 Kasım 2022 12:38
Yorumlar (0)