Alevi Dernekleri bölge toplantısı Malatya da yapıldı; Aleviler Vardır, Alevilik haktır.
Gündem, 04 Aralık 2022 16:09Alevi dernekleri bölge toplantısı Malatya PSKAD şube başkanı Latife Ulutaş ın gayret ve çabaları ile Malatya da Öğretmen evinde ki bir salonda yapıldı
Alevi dernekleri bölge toplantısı Malatya PSKAD şube başkanı Latife Ulutaş ın gayret ve çabaları ile Malatya da Öğretmen evinde ki bir salonda yapıldı.
Yoğun bir katılımın olduğu toplantıda konuşan Latife Ulutaş “ Aleviler tarih boyunca sürekli katliamlara maruz kaldılar. Sürgünlerle doğdukları topraklardan uzak diyarlara gönderildiler köklerinden koparıldılar. Asıldılar, öldürüldüler, zindanlara atıldılar. Başka ülkelere göç etmek zorunda bırakıldılar.
İnançlarından ve kimliklerinden ötürü ayrımcılığa tabi tutuldular. Kamusal alandan uzak tutuldular yüzlerce yıldır asimilasyon politikalarına tabi tutuldular. İsimleri değiştirildi. Zorunlu din derslerine tabi kılındılar. Köylerine cami yapıldı ibadethaneleri dergâhları ellerinden alındı adeta gasp edildi.
Onlarca yüzlerce binlerce iftiraya uğradılar. Alevilerin ve Aleviliği inkâr ettiler inkarla kalmadı imha etmeye çalıştılar. Cem evlerimize cümbüş evi dediler. Sapkın mezhep dediler Alevilik diye bir şey yok dediler. Mum söndü yalanlarıyla bunların kestiği yenmez bunlar ana bacı bilmezler gibi insanlık dışı iftiralarla bugüne kadar travma yaşattılar.
Hâlbuki bu ülkenin aydınlık yüzlü insanları aleviler di gerçek anlamda laikliği savunan gerçek anlamda kadın haklarından yana olan gerçek anlamda demokraside yana olan ve her şeyden önemlisi kati suretle Cumhuriyeti savunan cumhuriyetten yana tavır alan aleviler di. Sanatta müzikte edebiyatta sinemada Aleviler adeta damga vurdular. Bütün bunlara rağmen yok sayılmaya hakir görülmeye ve ötekileştirilmeye devam edildi.
Şimdi dün cümbüş evi dedikleri cem evlerini Kültür ve turizm bakanlığına bağlayarak aslında bu söylemlerini daha üsttruklu daha süslü kelimelerle devam ettiriyorlar esasında Aleviliği inkar etmeye reddetmeye devam ediyorlar çıkardıkları yasa ile Alevileri kültürel bir topluluk, folklorik bir topluluk olarak gören alevi değil de inanç olarak tanımayan bir yaklaşımı aslında bir inkar politikasını yasal güvence altına almak istiyorlar.
Dün de Alevilik yok diyorlardı, bugün de yok diyorlar tek farkı dün sapkın dedikleri bu topluma şimdi siz bizdensiniz aynı inancın mensuplarıyız Allah’ımız bir Kuran’ımız bir dinimiz bir kitabımız bir demeye başladılar.
Bu yaklaşım açıkça inkar yaklaşımıdır Aleviliği inanç olarak görmeyen cem'i ibadet olarak görmeyen ve cem evlerini ibadethanemiz olarak tanımayan her yaklaşım esas itibariyle inkar yaklaşımıdır.
Dün Aleviler öldürülüyordu bugün ise Alevilik öldürülmek isteniyor. Çıkarılan yasada yayınlanan cumhurbaşkanlığı kararnamesi de bu temel üzerine kuruludur. Israrımız ve talebimiz nettir Alevilik kendine özgü bir inançtır ve asla tanımlanamaz hiç kimsenin hiçbir inancın Aleviliği tanımlamaya tarif etmeye hakkı yoktur nasıl ki Aleviler başka inançları tanımlamıyorsa tarif etmiyorsa herkes Aleviliğe bu şekilde bakmalı asla bir tarifin bir kalıbın içine sokmamalıdır. Biz tarif edilmek değil tanınmak istiyoruz taleplerimiz çok açık ve nettir bu taleplerimizin hiçbiri çıkarılan yasada ve kararnamede yer almamaktadır.
1500 küsur Cem evi gezdik talepleri topladık 8.000 talebin bilmem ne kadarını karşıladık ifadeleri tamamen gerçek dışıdır Alevilerin 8000 küsür talebi yoktur Alevilerin tek ve en önemli talebi eşit yurttaşlık talebidir.
Israrla ne istediğimizi öğrenmek istiyorlarsa bir kez daha belirtelim biz Aleviler, bu ülkede yaşayan dili, kültürü inancı, milliyeti, cinsiyeti tercihi ne olursa olsun 85 milyon insanın eşit yurttaşlar olarak bir arada demokratik Cumhuriyet temelinde kardeşçe yaşamını savunuyoruz.
Hiç kimsenin dünya görüşünden inancından, dilinden, milliyetinden, renginden, cinsiyetinden dolayı horlamadığı, ötekileştirilmediği, ikinci sınıf vatandaş sayılmadığı, kimsenin bir başkasını kendi gibi düşünmeye zorlamadığı, kendi gibi inanmaya zorlamadı bir ülke istiyoruz.
Asimilasyon politikalarının merkezi haline gelen laiklik için en büyük tehdidi oluşturan, anayasal sınırlarının oldukça dışına çıkan Diyanet işleri başkanlığının kapatılmasını istiyoruz. Zorunlu din derslerinin kaldırılmasını istiyoruz, elimizden zorla alınan adeta gasp edilen dergâhlarımızın cem evlerimizin inanç merkezlerimizin Alevilere yeniden iadesini istiyoruz.
Cem evlerinin ibadethane olarak kabul edildiği, anayasal güvence istiyoruz. İnsanlığa karşı işlenmiş suçların zaman aşımına uğratılmamasını ve tarihimizle yüzleş ilmesini istiyoruz. Nefret suçlarının ceza kanununa eklenmesini istiyoruz.
İnsanlık tarihinin en korkunç katliamlarından biri olan Sivas Madımak katliamı yaşandığı otelin utanç müzesine dönüştürülmesini istiyoruz. Gerçek manada laik ve demokratik bir Cumhuriyet yönetimi istiyoruz.
İsteklerimiz ve taleplerimiz bellidir. Eğitimde ve yaşamın her alanında bilimin esas alınmasını istiyoruz. Vergi usulü Kanunu’nda yapılması planlanan değişiklikler kapsamında Bir torba içinde değerlendirilmek istemiyoruz. Aksine Alevi kurumlarının ve temsilcilerinin muhatap kabul edildiği ön çalışmalar sonucunda hazırlanacak müstakil ve özel bir yasa istiyoruz.
Aleviler vardır Alevilik haktır. Bu gerçeği değiştirmeye hiçbir güç yetmeyecektir. Tarih boyunca onca zulme rağmen bu gerçek değişmemiştir Aleviler asla ve asla zalime diz çökmemiş ve biat etmemiştir.
Bu gerçek bundan sonra da değişmeyecektir. Bu yasa ve kararname Biz Aleviler açısından yok hükmündedir. Yasaya ve kararnameye karşı hukuki ve siyasi mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz ancak bu da yetmez fiili ve meşru mücadelemizden de vazgeçmeyeceğiz.
Yasanın ve kararnamenin iptali noktasında Anayasa mahkemesi başta olmak üzere her türlü hukuki süreci başlatacağız. Toplumda yaratılmak istenen algının tersine tekrar ediyoruz ki bu yasa ve kararname Alevileri reddeden Aleviliği inkâr eden ve tümüyle bugüne kadar ki tüm kazanımlarını gasp etmeyi hedefleyen yasalardır.
Aleviler sadece kendi hakları için mücadele etmezler bu ülkede yaşayan herkes için mücadele ederler Her canlı için mücadele ederler dolayısıyla bizim vermiş olduğumuz mücadele eşit haklar mücadelesidir. Barış mücadelesidir laiklik, demokrasi özgürlük, Emek mücadelesidir kadın ve çevre mücadelesidir. Bu nedenle Aleviler bu mücadelede yalnız bırakılmamalıdır dostlarımız, yoldaşlarımız bizimle birlikte kol kola bu mücadeleye destek olmalıdır.
Zorunlu din derslerine karşı vermiş olduğumuz mücadele sadece Alevi çocukları için verilmiş bir mücadele değildir. Laiklik mücadelesi sadece Alevileri kapsamaz. Aydınlıktan yana bilimden yana laiklikten yana demokrasiden emek'ten barış'tan özgürlüklerden yana tüm güçler güçlerini birleştirmelidir. Sahada Biz Alevileri yalnız bırakmamalıdırlar. Aleviler Vardır, Alevilik haktır.
DEVLET'İN ALEVİ'Sİ OLMAYACAĞIZ.” Dedi
Gündem, 04 Aralık 2022 16:09
Yorumlar (0)