M.Tevfik KIZGINKAYA
[email protected]

CUMHURİYETİN KADINLARI

09 Mart 2021 06:22

 

 

 Söze, bir yanlışa ve haksızlığa itiraz ederek başlayalım.

“Kadınlar, mücadele etmeden haklar kazandılar” sözü tartışmasız yanlıştır.

                  Kadınların, yaşamın her alanında eşit haklara sahip olma mücadelesinin başlangıcı olarak, Amerika’nın New York kentinde tekstil sektöründe çalışan yüzlerce kadının düşük ücretlerini, uzun çalışma saatlerini ve insanlık dışı çalışma koşullarını protesto ettikleri grevlerin başlangıç tarihi olan 08 Mart 1857 Dünya Emekçi- Çalışan Kadınlar Günü olarak kabul edilmektedir. 8 Mart, kutlamaktan öte haklar için mücadele günüdür.

               Kadınlar ilk siyasi haklarını ise Yeni Zelanda’da (1893’de seçme, 1918’de seçilme) ve Avustralya’da (1902’de seçme) kazanarak elde etmişlerdir. Ardından İskandinav ülkelerinde kazanılan haklar, 1917’den itibaren Avrupa’da yaygınlaşmıştır.

 

*****

                 Cumhuriyet öncesinde de kadınların eğitim, çalışma ve sosyal yaşamda yer almalarını sağlayan yasaların çıkartıldığını görüyoruz. Bu yasalarla kazanılan hakların 100 yıl öncesinin koşullarında büyük çoğunluğu kırsalda yaşayan kadınlarımız tarafından yok denecek düzeyde kullanılabildiği açıktır.

 

1843 Türk kadınları ilk kez, Tıbbiye Mektebi bünyesinde aldıkları ebelik eğitimi ile sosyal yaşamda yerlerini almaya başladı.

1847 Kız ve erkek çocuklara eşit miras hakkı tanındı

1856 Kadınların köle ve cariye olarak alınıp satılması yasaklandı

1858 Kadınların mülkiyet hakkı yasalaştı,

1913 Devlet memuru olarak çalışmaya başladılar

1914 Tüccar ve esnaf olarak çalışma yaşamına katıldılar

1914 Kızlar için ilk yüksek öğrenim okul “İnas Darülfünunu” açıldı.

               Cumhuriyet Devrimiyle beraber kadınlarımız, insan ve yurttaş kimliğini kazanmışlar ve eğitimden sanata, çalışma yaşamından siyasete kadar yaşamın her alanında hak ettikleri yerlerini almışlardır.

 

*****

               Kurtuluş Savaşımızın başından itibaren cephede mücadeleye katılan ancak ne yazık ki, birçoğumuzun bilmediği kahraman kadınlarımızın varlığı, başta söylediğimiz “kadınlar, mücadele etmeden haklar kazandılar” sözüne verilecek en güzel yanıttır.

               Kadın erkek eşitliği o dönemin İngiltere’sinde caddelerde sokaklarda tartışılırken Türkiye’de Milli Mücadele ortamında kadın erkek birbirine eşit, omuz omuza savaşıyorlardı.

               Miting kürsülerinden seslenen Halide Edip’ten elindeki silahla cephede savaşan Kara Fatma, Kılavuz Hatice, Nezahat Onbaşı, Şerife Bacı, Kastamonulu Halime Çavuş, Tayyar Rahmiye, Gördesli Makbule, Binbaşı Ayşe, Süreyya Sülün Hanım, Antepli Yirik Fatma, Tarsuslu Adile Onbaşı, Çavuş Penbe, Senem Ayşe Hatun, Nafize Kadın, Bitlis Defterdarının Hanımı, Sultan Hanım, Faika Hakkı, Ali kızı Alime, Hacı Osman kızı Fatma, Besim kızı Şükriye, Musa kızı Fatma, Veli Onbaşı kızı Ayşe, Molla İbrahim kızı Fatma, Molla Hasan kızı Fatma’ya kadar daha yüzlercesi, binlercesi… özgürlük ve bağımsızlık mücadelemizin kahramanlarıdır.

                Türkiye Cumhuriyeti’nin var olmasında borçlu olduğumuz binlerce isimsiz kahraman Kadınlarımızı saygıyla ve şükranla anıyorum.

 

                Tüm kadınlarımızın Kurtuluş için nasıl bir bütünlük içinde ve var olan güçleriyle Milli Mücadelede yer aldıklarını gören ve yaşayan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ve Cumhuriyetin kurucu kadrosunun kadınlarımıza hak ettikleri Hakları kendilerine teslim etmelerinden daha doğal ne olabilirdi ki?

               Kurtuluş ve Kuruluş mücadelesinde canıyla, kanıyla, emeğiyle var olan Kahraman Kadınlarımızın tarih derslerinde okutulması ve genç kuşaklara anlatılması gerektiğine inanıyorum.

 

*****

Cumhuriyet’in kadına bakışını Mustafa Kemal Atatürk’ün sözlerinde görüyoruz;

              “Milletimiz kuvvetli bir millet olmaya azmetmiştir. Bugünün gereklerinden biri de kadınlarımızın her hususta yükselmelerini temindir. Binaenaleyh kadınlarımız da alim ve mütefennin olacaklar ve erkeklerin geçtikleri bütün öğretim derecelerinden geçeceklerdir. Sonra kadınlar sosyal hayatta erkeklerle beraber yürüyerek birbirlerinin yardımcısı olacaklardır.”

                Eylül 1922’de Haydarpaşa Tıp Fakültesi’ne ilk kez 7 kız öğrenci alınmıştır. 1927’de fakülteyi bitiren kız öğrenciler 1928’de de doktor unvanını almışlardır.

               03 Mart 1924, Tevhid-i Tedrisat (Öğretim Birliği) yasası ile tüm eğitim kurumları Milli Eğitim Bakanlığına bağlandı, kızlar ve erkekler birlikte eşit haklarla eğitim almaya başladılar.

07 Şubat 1924, Türk Kadınlar Birliğini kuran kadınlar,  Birliğin tüzüğüne amaçlarını,

“…kadınların sosyal ve siyasal haklarını elde edecek olgunluğa eriştirilmesi…” olarak yazdılar.

 

              05 Kasım 1925, Ankara Hukuk Fakültesi açıldı ve 1929’da ilk kadın yargıçlar göreve başladılar.

1925 Kılık kıyafet yasası ile (bazı kisvelerin giyilemeyeceği) kadınların peçe ve çarşaf giyme zorunluluğu kaldırıldı.

            04 Ekim 1926, Kabul edilen Medeni Kanunla aile birliği kuruldu ve kadın ile erkek eşit haklara sahip oldu.

1927 Nüfus sayımında kadınlar da sayıldılar.

              03 Nisan 1930, Belediye Kanunu ile kadınlar ilk kez Belediye seçimlerinde oy kullanma ve Belediye Meclislerine seçilme hakkını elde ettiler.

               1932, Keriman Halis Türkiye ve Dünya Güzellik Kraliçesi seçildi. Gazi Mustafa Kemal’e çektiği telgraf; “Kazandığım başarı sizin ülkemiz kadınlarına ilham ettiğiniz fikirlerin sonucudur.”

                1933, Kız çocuklarına meslek eğitimi vermek üzere Kız Teknik Öğretim Müdürlüğü kuruldu.

26 Ekim 1933, 1924 tarihli Köy Kanunu’nun 20.ve 25. Maddelerinde yapılan değişiklikle kadınlar, muhtar ve ihtiyar meclisi seçimlerinde oy kullanma ve seçilme hakkını elde ettiler.

                   5 Aralık 1934, dönemin Başbakanı İsmet İnönü ve 191 arkadaşının verdiği, 1924 Teşkilât-ı Esasiye Kanunu’nun (Anayasa) 10.ve 11. Maddelerinin değiştirilmesine ilişkin kanun teklifinin kabul edilmesiyle kadınlar, milletvekili seçme ve seçilme hakkını kazandılar.

               Kadın, erkek her Türk’ün seçme yaşı 22, seçilme yaşı 30 olarak belirlendi. Böylece, kadın ile erkek arasındaki eşitsizlikten biri daha ortadan kalkmış oldu.

                8 Şubat 1935 seçim sonuçlarına göre 17 kadınımız milletvekili seçildi. 1936’da yapılan ara seçimde Çankırı Milletvekili olarak seçilen emekli öğretmen Hatice Özgenel ile bu sayı 18’e çıkmıştır. Böylece kadınlar, Meclis’teki tüm milletvekillerinin % 4,5’ini oluşturdular.

              Ne yazık ki, 2007 yılı seçimlerine kadar kadın milletvekillerinin bu oranı (%4,5) aşılamamış, 1999 seçimlerine kadar da ilk seçilen kadın milletvekili sayısına (18) ulaşılamamıştır.

*****

                Günümüzde ise, Türkiye Cumhuriyetinin demokratik, laik, çağdaş bir devlet olma niteliğini yok ederek “ılımlı İslam” devleti kurmayı amaçlayan siyasi iktidarın hedefinde kadınlarımız vardır. Kadınlarımız,

 

Özellikle eğitim ve çalışma yaşamıyla ilgili çıkartılan yasalarla,

Kadınlarımıza yönelen şiddete ve işlenen cinayetlere karşı sessiz kalınmakla,

Faillerinin korunurcasına cezasız kalmasıyla,

İstanbul Sözleşmesinden çıkmaya kalkmakla…

            Başta eğitim olmak üzere siyasal, sosyal, kültürel ve çalışma yaşamından uzaklaştırılmaya ve toplum yaşamının dışında tutulmaya çalışılmaktadırlar.

              Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurtuluş ve Kuruluş sürecine tüm güçleriyle katılan ve Cumhuriyet Devrimimizin temel gücünü oluşturan kadınlarımız, bugün yine aynı kararlılıkla ve güçle Cumhuriyet’e, haklı kazanımlarına ve çağdaş geleceğimize sahip çıkacaklardır.

 

Türkan Saylan-lar gibi…

Kadın, insandır ve yaşamın her alanında eşit hak ve özgürlüklere sahip bir yurttaştır.

Kadın Haklarına sahip çıkmak; çağdaş, demokratik ve gelişmiş bir Türkiye’de yaşamak isteyen her yurttaşın görevi ve sorumluluğudur.

Mustafa Kemal Atatürk’ün sözü herkese yol göstersin.

“Mümkün müdür ki;

Bir toplumun yarısı topraklara zincirlere bağlı kaldıkça, diğer yarısı semalara yükselsin?”

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!

Yazarın Diğer Yazıları


18 Kasım 2024 06:22


18 Kasım 2024 06:22

Adalet ve Demokrasi
30 Ocak 2023 06:22

Seçim Oyununda İkinci Perde
23 Ocak 2023 06:22

Millet Can Derdinde, Muhalefet Neyin Peşinde?
16 Ocak 2023 06:22

Seçim Oyunları
09 Ocak 2023 06:22

Seçim Tuzağı
26 Aralık 2022 06:22

Saraçhane Diyor ki...
19 Aralık 2022 06:22

Susmak Suça Ortak Olmaktır
14 Aralık 2022 06:22

Umudu Yaşamak
04 Aralık 2022 06:22

Kadına Şiddete HAYIR
29 Kasım 2022 06:22

Büyük Cumhuriyet Buluşması
21 Kasım 2022 06:22

O, Bir İnsandı…
13 Kasım 2022 06:22

2023’te Seçimimiz Ne Olacak?
06 Kasım 2022 06:22

AHMET TANER KIŞLALI’ ya
25 Ekim 2022 06:22

Her Yıl Seçim Olsa...
08 Ekim 2022 06:22

Siyasetin Gerçeği ve Çelişkisi
20 Eylul 2022 06:22

9 Eylüller Kutlu Olsun...
10 Eylul 2022 06:22

Gaflet, Dalalet, İhanet…
05 Eylul 2022 06:22

Zafer’in Bayramı
29 Ağustos 2022 06:22

Kanunlarla mı, Fetvalarla mı?
28 Ağustos 2022 06:22

20 Yıllık Birikim!
09 Ağustos 2022 06:22

Lozan Ne Demek?
27 Temmuz 2022 06:22

Sorunlar Sıradanlaşırsa
18 Temmuz 2022 06:22

Bahçelerde Maydanoz Gel Bize Bazı Bazı…
12 Haziran 2022 06:22

Hakaret ve Siyaset
05 Haziran 2022 06:22

Dost Doğruyu Söyler
29 Mayıs 2022 06:22

2 İleri 1 Geri
23 Mayıs 2022 06:22

Delikanlım
08 Mayıs 2022 06:22

Kapitalizmin Başarısı
03 Mayıs 2022 06:22

Zor Bir Yazı…
27 Nisan 2022 06:22

Hayalin Kilosu Kaça…
17 Nisan 2022 06:22

Türkiye'nin Gerçeği Laiklik
11 Nisan 2022 06:22

MANDA YUVA YAPMIŞ…
03 Nisan 2022 06:22

RTE-AKP’nin Üç Kozu
20 Mart 2022 06:22

Üretmek Pahalı İthalata Bakmalı
13 Mart 2022 06:22

Muhalefetin Adayı Kim?
16 Şubat 2022 06:22

Velet Değil İNSAN
17 Ocak 2022 06:22

2500 TL!
09 Ocak 2022 06:22

Merhaba 2022
31 Aralık 2021 06:22

Şahsım Ekonomisi ile Devlet Yönetmek
07 Aralık 2021 06:22

Emekliler Hak Etmedikleri Koşullarda Yaşıyorlar
14 Kasım 2021 06:22

Mutlu Olmak İnsanın Doğal Hakkıdır
07 Kasım 2021 06:22

Halkın Yanında Olmak
25 Ekim 2021 06:22

Bütün Suç Halkın Mı?
18 Ekim 2021 06:22

Sayıştay Raporu ve Pandora Belgeleri
10 Ekim 2021 06:22

Demokrasinin Fıtratında Kaybetmek de vardır
05 Ekim 2021 06:22

RTE’nin Yurt Sevgisi Tartışılmaz.
29 Eylul 2021 06:22

Türkiye Neden Yangın Yerine Döndü?
05 Ağustos 2021 06:22

Emperyalizmin İnsanlığa İhaneti
18 Temmuz 2021 06:22

Amaç, Muhalefetsiz Demokrasi mi?
12 Temmuz 2021 06:22

Çocuklarına Sahip Çıkamayan Ülke…
06 Temmuz 2021 06:22

Bu Kirli Oyunu Bozmak Bizim Elimizde…
21 Haziran 2021 06:22

Bir Çocuğun Hayali...!
14 Haziran 2021 06:22

Devlet Yaptı, Susun!
29 Mayıs 2021 06:22

Vatan Millet mi Dediniz?
24 Mayıs 2021 06:22

19 Mayıs Neden Bayram Olarak Kutlanmaz?
19 Mayıs 2021 06:22

Sevr’den Montrö’ye… Şimdi Nereye?
29 Nisan 2021 06:22

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
19 Nisan 2021 06:22

Millet mi, Ümmet mi?
01 Nisan 2021 06:22

Kadın ve Genç
27 Mart 2021 06:22

ÇELİŞKİLER ÜLKESİ
22 Mart 2021 06:22

İnadına İktidar
01 Mart 2021 06:22

Kurucu Anayasa Yapmak!
25 Şubat 2021 06:22

DEĞİŞİMİN DEĞİŞİMİYLE TÜRKİYE NEREYE?
08 Şubat 2021 06:22

24 OCAK KARANLIĞIN AYDINLIĞA SALDIRISIDIR
01 Şubat 2021 06:22

SİYASETİN DAYANILMAZ HAFİFLİĞİ
28 Aralık 2020 06:22

ÇIKIŞIN YOLU HALKÇI DEVLET
21 Aralık 2020 06:22

BU BİR SAVAŞTIR..
07 Aralık 2020 06:22

SİYASETEN SAVRULMAK
02 Aralık 2020 06:22

CUMHURİYET’İN KIRILIŞI (3) YA BİTİŞ, YA ÇIKIŞ.
23 Kasım 2020 06:22

BU NE HİDDET!
18 Kasım 2020 06:22

Tüm Yazılar