M.Tevfik KIZGINKAYA
[email protected]
ÇELİŞKİLER ÜLKESİ
22 Mart 2021 20:07
Ant İçtik, Söz Verdik...
Bir hafta içinde yaşanan yine onlarca olay ve akşamdan sabaha alınan kararlar karşısında “Türkiye nereye gidiyor ya da götürülüyor” diye sormamak elde değil.
İnsan hakları eylem planıyla ekonomik reform paketini daha sindirememişken,
Danıştay’ın Andımız ve milletvekili Gergerlioğlu kararları geldi.
Neler oluyor demeye kalmadan Yargıtay’dan gelen HDP’yi kapatma davasıyla da başka bir boyuta geçtik.
Belediye Başkanlarının yetkileri Belediye Meclislerine,
Gezi parkı İBB’ den alınıp Vakıflara devredildi.
Merkez Bankası parasızlıktan faizleri 2 puan yükseltti, başkanı da gece 02.00’de görevden alındı. “Görevden alınmam nedeniyle de şükranlarımı arz ediyorum” demesine ne demeli?
Sabah kalktık ki İstanbul sözleşmesi feshedilmiş.
Geçen hafta ekonomi için kullandığım “çelişkiler ülkesi” bile yaşadıklarımızı tanımlamaya yetersiz kalıyor.
*****
Salgında vaka sayısı 20 binin üstüne çıkmış…
İşsizlik tavan yapmış…
Millet yoklukla, açlıkla çaresiz kalmış…
Kadınlar her gün şiddete uğramış, can vermiş…
Kimin derdine?
RTE-AKP ve ortağı DB-MHP’nin derdi ülkede egemenliği sürdürmek.
Yürüdükleri yol aynı; partide sessizlik, ülkede gerginlik.
Üyelerinin yaşamını tehlikeye sokarak yapılan tıklım tıklım kurultaylarda,
Maske, mesafe hak getire.
Maske; dertleri örten vatan, millet, yerli ve milli diye atılan nutuklar,
Mesafe; Halka ve Cumhuriyetle araya konan uzaklıklar.
Bir de düşman yaratmak gerek,
O da belli, muhalefet.
Siyasi muhalefete ağız dolusu hakaret,
Kadınlara, gençlere karşı şiddet,
İtiraz edenlere duyulan nefret,
İşte sana siyaset!
*****
Böyle siyasetin hedefi açık, tek başına iktidarda kalmak,
İktidarda kalıp, hesap vermeyen hükümdar olmak…
İyi de evdeki hesap çarşıda tutmuyor,
Halkın derdi bini aşmış burnundan soluyor,
Yoklamalar diyor ki bu yoldan iktidarda kalınamıyor.
Ne yapmalı ki Halk derdini unutsun,
Hesap sormak yerine iktidarın yanında dursun.
Sözü biten siyasete çare oldu Diyanet,
Müjde verdi Halka “korku ve açlık bir sınavdır, sabret.”
*****
Biliyorlar ki, sabırla bu iş bitmeyecek,
İktidarda kalmaya sadece Türkçü-Turancı ortak yetmeyecek,
Kürtçülük de yapmadan iktidarları süremeyecek.
İkisiyle beraber aynı yolda yürümeli,
İkisini de ayrı ayrı mutlu etmeli.
Bunun yolu yasal olmalı, Danıştay’daki dosyalar bu işe yaramalı.
İyi ki sağlandı kuvvetlerin birliği,
Yeni düzenin gereği yürütmenin isteği yargının görevi,
Sıraya sokuldu diğer milletvekillerinin tezkereleri…
Üstüne bir de kapatma davası,
Mutlu oldu iktidarın ortağı.
Yetmedi, Ortak yolda bırakılmamalı,
Barajın bendi ortağa göre ayarlanmalı.
*****
Dönelim yolun diğer tarafına,
Andımızı kaldırmakla selam verelim Kürt oylarına.
Bir selam yetmez, seçeneksiz kalmalı taban,
Kapanmalı bu oyları alan,
Sandıkta seçeneksiz kalmalı Erdoğan,
Gerekirse destek istenir adadan.
Bir de seçim sistemi değişmeli,
Daraltılmış bölgelerden çıkmamalı başka parti.
Böylece bu yolun sonunda gelecek tek başına iktidar,
ktidar olmak ama ne uğruna ve nereye kadar?
*****
60’lı yıllardı, ilkokul 1. Sınıfta tüm yaşıtlarımla beraber başladık her sabah Andımızı okumaya.
5 yıl her sabah okudum, okuduk öğrendik, özümsedik ve haykırdık Andımızı.
Ant içtik, söz verdik,
Irkçı olmadık yurtsever olduk.
Kindar olmadık hümanist olduk.
Kişisel çıkar peşinde koşmadık toplumcu, halkçı, ulusalcı olduk.
Paranın esiri olmadık, egemenlere boyun eğmedik insana, emeğe ve doğaya değer verdik, sahip çıktık.
Haksızlığa, yolsuzluğa, sömürüye karşı çıktık adaleti, hakkı, eşitliği savunduk.
Kavgayı, savaşı değil Yurtta ve Dünyada Barışı savunduk.
Geçmişimize ihanet etmedik sahip çıktık, geleceği aydınlık kılmak için çalıştık.
Dogmalara değil akla ve bilime inandık, Cumhuriyetçi, devrimci olduk.
*****
Bugün yaşadıklarımız gösteriyor ki,
İktidarda kalmak uğruna, Andımızı kaldırmaya kalkanlar,
Öğrenememişler anlamını.
Oturup bir daha okusunlar Andımızı,
Düşünsünler yazılanların anlamını ve amacını,
Ve görsünler, geçmişi yok ederek geleceğin kurulamayacağını.
Tarih, insanlığı aydınlığa taşıyanların adlarını yazar.
Millete vekil, ülkeye yönetici olurken ettikleri yemine bile bağlı kalamayanlar,
Aydınlanmayı karartmaya kalkanlar ise tarihin karanlıklarında kaybolurlar.
Bir kez daha söyleyelim.
Ülkemizin ve Ulusumuzun geleceğini aydınlık kılmak için
Ant içtik, söz verdik.
Türküm, doğruyum, çalışkanım,
İlkem: küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm: yükselmek, ileri gitmektir.
Ey Büyük Atatürk,
Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Ne mutlu Türküm diyene...
***********************
Çeliişkiler ülkesi
Salgın koşulları nedeniyle ABD ve AB ülkeleri dahil tüm gelişmiş ülkelerin ekonomileri 2020 yılında küçülmüşken iki ülke, Çin (%2,3) ve Türkiye’nin (%1,8) ekonomileri büyümüş.
Bu müthiş bir başarı…
Ancak,
Bu başarılı ekonominin başında olan bakanın neden görevden affedildiğini ve o günden bu yana neden bir türlü ortaya çıkmadığını,
Bu büyük başarıyı sağlayan ekonomi politikasında neden reform yapıldığını,
Anlayamadık…
Türkiye ekonomisi büyümüştü hatta sıra uzaya çıkmaya, aya gitmeye bile gelmişti de,
Ülkemizde ve Halkın yaşamında nelerin büyüdüğüne bakınca,
IMF verilerine göre Türkiye’nin rezerv kaybında (55,7 milyar dolar) 2020 yılında birinci olmasına,
Merkez Bankasında döviz rezervinin eksi 40 milyar doları aşmasına,
Büyüyen ekonomide 128 milyar doların nerede olduğu sorusuna
Önce çok kızılmasına,
Sonra finansal piyasaları dengelemede kullanıldığının açıklanmasına,
Sonunda da Merkez Bankasında olduğunun söylenmesine,
Türk Lirası’nın Dolar karşısında %23,5 değer kaybetmesine,
Bir anlam veremedik.
Üstüne üstlük TÜİK’ten gelen açıklamayla işler arapsaçına döndü.
Enflasyonun 14,60’a çıkarken,
İşsizlikle ilgili açıklanan 4 veride
Geniş tanımlı işsizliğin %29,1’e çıkarken,
İşsiz yurttaş sayısı 10 milyonu aşarken,
Dar tanımlı işsizliklerin düştüğü,
İstihdamın 822 bin kişi arttığı,
Artışın Tarımda hem de Ocak ayında 366 bin olduğu söylenince,
Duyduklarımızla yaşanılan gerçekler arasındaki çelişkilerin girdabına kapıldık, gidiyoruz...
*****
Ekonomide büyüyeceksin ama ekonomide reform yapacaksın…
“Özel sektörü dinledik…” diyerek hazırlanan ekonomi reformundan da doğal olarak dinlediklerine verilen destekler çıktı.
Somut olarak söylenen;
Devlet, iş verdiği şirketlerin (beşlilerin) kredi alması için de garantör olacak.
Gelir garantili yollar, köprüler, tüneller, hastaneler için kullanmasak da vergilerimizle payımıza düşeni ödeyen “doğal müşteriler” olarak, gelecek “büyük” projelerin kredileri için de garantör olmuş olacağız.
850 bin esnaf gelir vergisinden muaf olacak.
Esnaflara verilen bu desteğin maddi karşılığını düşünmeden geçmeyelim.
Bir yıldır iş yeri kapalı olan, iş yapamayan esnaf ne kazandı ki ne vergisi ödeyecek? Zararın vergisi yok ki…
*****
“İstihsal, istiklal, istikbal” üzerine kurulmuş ekonomi reformunda başka neler var?
İstihsal yani üretim var ama üreticiye bir şey yok.
İstiklal ve istikbal yani bağımsızlık ve gelecek var ama Halkın ekonomik bağımsızlığı ve geleceği için somut bir söz yok.
İstiklal Marşının ruhu ile dünyanın en büyük 10 ekonomisinden bir olacakmışız.
Anlaşılan bu yol haritasında Halka, İstiklal Marşını okumak düşecek.
Unutmadan geçmeyelim, bir de RTE-AKP’ye güven duyulacak.
*****
Reformların omurgası makro ekonomik istikrar ve yapısal politikalar olacakmış.
Bu ekonomik düzene istikrarlı bir şekilde devam edeceğiz derken,
Yapısal olarak kamu maliyesini güçlendireceğiz demek…
Halkın gelirinde bir değişiklik olmayacağını ama güçlü kamu için (itibarı korumak için) vergilerin daha da artacağını ve yeni vergilerin de gelebileceğini anlamak hiç de zor değil.
Bu durumun iş dünyasına müjde olduğu da bir başka gerçektir.
Açıkça söylenen “sağlanan garanti sayesinde… şirketlerimizden bu imkanlardan en iyi şekilde faydalanarak işlerini geliştirmelerini büyütmelerini ve istihdamı artırmalarını bekliyoruz” sözleri bu reformun özünü anlatmaktadır.
Her şey iktidar ve sermaye için.
*****
İşsizlikten evine ekmek götüremeyenlerin,
İş yerini kapatan küçük esnafın,
Tarladaki ürününü satamayan çiftçinin,
Atölyesini kapatan KOBİ’nin,
Fabrikadaki işçinin,
Kredi borcunu ödeyemeyen öğrencinin,
Maaşı, asgari ücretin altında olan emeklinin,
Yirmi dört saat salgınla savaşan sağlık çalışanlarının,
Yaşamına son veren müzisyenin… adı bile yok.
Ama işi bile olmayan 18 yaşın altındaki gençlerimize, sigorta piyasasına müşteri ve gelir kaynağı olmaları için, bireysel emeklilik hakkı verilmesi var.
Hayvanlarını kaydettirmeyen çiftçilere ceza kesilmesi de var…
*****
Küçük esnafa ve Halka ekonomik destek veremeyen RTE-AKP çareyi salgınla mücadele için konulan yasakları gevşetmekte buldu.
Halkımız kafelere, kahvehanelere, pasta hane ve lokantalara gidebiliyor, düğünler, toplantılar yapılabiliyor.
Sanki Halk özgürleşti, esnaf para kazanmaya başladı, iktidarda başarılı oldu.
Sonuç, vaka sayıları patladı.
Ne yazık ki, bir hafta sonra hasta ve ölen yurttaşlarımızın sayısı da artacak.
Suçlu da maske ve mesafeye uymayan Halkımız olacak.
İktidarda kalabilmek adına yurttaşlarının göz göre göre hastalanmasına ve yaşamlarını kaybetmesine göz yumabilmenin haklı bir gerekçesi olabilir mi?
Unutmadan söyleyeyim.
Ekonomisi büyüyen Türkiye’de açıklanan bu ekonomik reform paketinde Halka verilecek tek bir liralık destek rakamı bile yok.
Ekonomisi küçülen ABD’nin yeni açıkladığı ekonomiyi canlandırma paketi 1,9 trilyon dolar.
*****
Bir yıldır Covit-19 salgınına karşı bizleri korumak ve yaşatmak için ön cephede savaşan mücadele eden Doktorlarımızın ve tüm Sağlık Çalışanlarımızın Tıp Bayramını kutluyor, bu savaşta yaşamlarını yitiren Doktorlarımızı ve Sağlık Çalışanlarımızı saygıyla ve minnetle anıyorum.
Yorumlar (0)
Yazarın Diğer Yazıları
18 Kasım 2024 20:07
18 Kasım 2024 20:07
Adalet ve Demokrasi
30 Ocak 2023 20:07
Seçim Oyununda İkinci Perde
23 Ocak 2023 20:07
Millet Can Derdinde, Muhalefet Neyin Peşinde?
16 Ocak 2023 20:07
Seçim Oyunları
09 Ocak 2023 20:07
Seçim Tuzağı
26 Aralık 2022 20:07
Saraçhane Diyor ki...
19 Aralık 2022 20:07
Susmak Suça Ortak Olmaktır
14 Aralık 2022 20:07
Umudu Yaşamak
04 Aralık 2022 20:07
Kadına Şiddete HAYIR
29 Kasım 2022 20:07
Büyük Cumhuriyet Buluşması
21 Kasım 2022 20:07
O, Bir İnsandı…
13 Kasım 2022 20:07
2023’te Seçimimiz Ne Olacak?
06 Kasım 2022 20:07
AHMET TANER KIŞLALI’ ya
25 Ekim 2022 20:07
Her Yıl Seçim Olsa...
08 Ekim 2022 20:07
Siyasetin Gerçeği ve Çelişkisi
20 Eylul 2022 20:07
9 Eylüller Kutlu Olsun...
10 Eylul 2022 20:07
Gaflet, Dalalet, İhanet…
05 Eylul 2022 20:07
Zafer’in Bayramı
29 Ağustos 2022 20:07
Kanunlarla mı, Fetvalarla mı?
28 Ağustos 2022 20:07
20 Yıllık Birikim!
09 Ağustos 2022 20:07
Lozan Ne Demek?
27 Temmuz 2022 20:07
Sorunlar Sıradanlaşırsa
18 Temmuz 2022 20:07
Bahçelerde Maydanoz Gel Bize Bazı Bazı…
12 Haziran 2022 20:07
Hakaret ve Siyaset
05 Haziran 2022 20:07
Dost Doğruyu Söyler
29 Mayıs 2022 20:07
2 İleri 1 Geri
23 Mayıs 2022 20:07
Delikanlım
08 Mayıs 2022 20:07
Kapitalizmin Başarısı
03 Mayıs 2022 20:07
Zor Bir Yazı
27 Nisan 2022 20:07
Hayalin Kilosu Kaça
17 Nisan 2022 20:07
Türkiye'nin Gerçeği Laiklik
11 Nisan 2022 20:07
MANDA YUVA YAPMIŞ
03 Nisan 2022 20:07
RTE-AKPnin Üç Kozu
20 Mart 2022 20:07
Üretmek Pahalı İthalata Bakmalı
13 Mart 2022 20:07
Muhalefetin Adayı Kim?
16 Şubat 2022 20:07
Velet Değil İNSAN
17 Ocak 2022 20:07
2500 TL!
09 Ocak 2022 20:07
Merhaba 2022
31 Aralık 2021 20:07
Şahsım Ekonomisi ile Devlet Yönetmek
07 Aralık 2021 20:07
Emekliler Hak Etmedikleri Koşullarda Yaşıyorlar
14 Kasım 2021 20:07
Mutlu Olmak İnsanın Doğal Hakkıdır
07 Kasım 2021 20:07
Halkın Yanında Olmak
25 Ekim 2021 20:07
Bütün Suç Halkın Mı?
18 Ekim 2021 20:07
Sayıştay Raporu ve Pandora Belgeleri
10 Ekim 2021 20:07
Demokrasinin Fıtratında Kaybetmek de vardır
05 Ekim 2021 20:07
RTEnin Yurt Sevgisi Tartışılmaz.
29 Eylul 2021 20:07
Türkiye Neden Yangın Yerine Döndü?
05 Ağustos 2021 20:07
Emperyalizmin İnsanlığa İhaneti
18 Temmuz 2021 20:07
Amaç, Muhalefetsiz Demokrasi mi?
12 Temmuz 2021 20:07
Çocuklarına Sahip Çıkamayan Ülke
06 Temmuz 2021 20:07
Bu Kirli Oyunu Bozmak Bizim Elimizde
21 Haziran 2021 20:07
Bir Çocuğun Hayali...!
14 Haziran 2021 20:07
Devlet Yaptı, Susun!
29 Mayıs 2021 20:07
Vatan Millet mi Dediniz?
24 Mayıs 2021 20:07
19 Mayıs Neden Bayram Olarak Kutlanmaz?
19 Mayıs 2021 20:07
Sevrden Montröye
Şimdi Nereye?
29 Nisan 2021 20:07
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
19 Nisan 2021 20:07
Millet mi, Ümmet mi?
01 Nisan 2021 20:07
Kadın ve Genç
27 Mart 2021 20:07
CUMHURİYETİN KADINLARI
09 Mart 2021 20:07
İnadına İktidar
01 Mart 2021 20:07
Kurucu Anayasa Yapmak!
25 Şubat 2021 20:07
DEĞİŞİMİN DEĞİŞİMİYLE TÜRKİYE NEREYE?
08 Şubat 2021 20:07
24 OCAK KARANLIĞIN AYDINLIĞA SALDIRISIDIR
01 Şubat 2021 20:07
SİYASETİN DAYANILMAZ HAFİFLİĞİ
28 Aralık 2020 20:07
ÇIKIŞIN YOLU HALKÇI DEVLET
21 Aralık 2020 20:07
BU BİR SAVAŞTIR..
07 Aralık 2020 20:07
SİYASETEN SAVRULMAK
02 Aralık 2020 20:07
CUMHURİYETİN KIRILIŞI (3) YA BİTİŞ, YA ÇIKIŞ.
23 Kasım 2020 20:07
BU NE HİDDET!
18 Kasım 2020 20:07