M.Tevfik KIZGINKAYA
[email protected]
Emperyalizmin İnsanlığa İhaneti
18 Temmuz 2021 20:30
Ülkemiz, dünya nüfusunun 3’de 2’sinin yaşadığı üç ana kıta Asya, Avrupa ve Afrika’yı birbirine bağlayan tek kara parçasıdır.
Anadolu ve Boğazlar bu üç ana kıtanın merkezindedir ve kıtalar arasında önemli bir geçiş bölgesidir.
Tarih boyunca zengin kuzey ve gelişmiş batı ülkeleri, geri kalmış ve yoksul doğu ve güney ülkelerinin zengin kaynaklarına ulaşmak ve bu ülkeleri sömürgeleştirmek,
Ortadoğu’nun üstü kutsal, altı petrol dolu topraklarında egemen olmak için Anadolu’ya ve Boğazlara sahip olmaya çalışmışlardır.
Sömürgecilik Asya, Afrika ve özellikle de Ortadoğu ülkelerinde Halkların cehaletin, geri kalmışlığın ve yoksulluğun karanlığı ve acıları içinde yaşamalarının temel nedenidir.
***
İkinci Dünya Savaşı sonrası Soğuk Savaş döneminde ise Sovyet Rusya’nın, günümüzde de Rusya’nın ideolojik yayılma planına ve sıcak denizlere açılma politikasına karşı ABD “yeşil kuşak” politikasını ortaya koydu.
ABD, Rusya’nın ittifak kurduğu ve desteklediği yönetimlere karşı din ve etnik kimlik farklılıklarını kullandı. Bu ülkelerdeki egemenlik mücadelesini de kendisinin oluşturduğu ve desteklediği radikal terör örgütler üzerinden yürüttü.
Günümüze kadar bu politikayı sürdüren ABD ve emperyal müttefikleri, Afganistan’da El Kaide’yi, Irak’ta ve Suriye’de İşid’i, PKK, PYD vb terör örgütlerini destekleyerek bu ülkelerin ve Halklarının sürekli bir savaş ve çatışma içinde yaşayacakları ortamları yarattılar.
Cahil ve yoksul bıraktıkları ulusal bilinçten yoksun Halkları bölerek, parçalayarak yönettiler ve sömürdüler.
***
Sömürgecilikle başlayan, emperyalist politikalarla da günümüze kadar uygulanan kapitalizmin bu sömürü düzeninin yarattığı yoksulluk ve çatışma ortamından kaçan insanlar güven içinde olacakları batı ülkelerine doğru göç etmeye başladılar.
Ancak dünyaya demokrasi ve insan hakları dersi (!) veren Batı gerçek yüzlerini gösterdi ve kendi yarattığı bu yoksulluk ve çatışma ortamından kaçan insanlara kapılarını kapattı.
Dahası, Irak’ta, Suriye’de ve Afganistan’da kendi yaktığı ateşten çıkmaya çalışan ABD, yerine askeri güç olarak Türkiye’ye bırakmaktadır.
Bir anlamda Türkiye’yi ateşe atmaktadır. Üzücü ve tehlikeli olan ise RTE-AKP’nin siyasi destek almak, ABD ve Batı sermayesine şirin gözükmek adına bu milletin evlatlarının canı pahasına Afganistan’da ve BOP’da yer almaya gönüllü olmasıdır.
Kore’de olduğu gibi…
Sonuçta, özellikle Irak, Suriye ve şimdi de Afganistan’dan kaçan insanların sığındığı ülke Türkiye oldu.
Emperyalizmin bu ülkelerde insanlığa ihanetinin yükünü taşımak da Türkiye’ye kalmıştır.
***
Temel hatlarıyla çizmeye çalıştığım bu sürecin sonunda bugün, Göç İdaresi Genel Müdürünün açıklamalarına göre;
Son on yılda 2. Dünya Savaşından beri en büyük insan hareketliliği yaşanmakta,
Dünya genelinde 272 milyon göçmen (BM göre) bulunmakta,
Ve bu göçmenlerin 80 milyonu zorla yerinden kopartılmış kişilerden oluşmaktadır.
Ayrıca, 21 milyondan fazla sığınmacı kendi ülkelerindeki zulümden ve şiddetten kaçarak can güvenliklerini başka ülkelerde aramaktadırlar.
Ülkemizde ise, çoğu geçici koruma statüsüne sahip 196 farklı ülkeden yaklaşık 5,5 milyon göçmen bulunmaktadır.
İç İşleri Bakanlığına göre (2021) ülkemizde, sayısı 3.688.238 olan Suriyelilerin yanı sıra büyük çoğunluğu Iraklı, Afganistanlı, İranlı olmak üzere diğer ülkelerden binlerce mülteci yaşamaktadır.
***
Kendi ülkesine, toprağına, zenginliklerine ve yaşamlarına sahip çıkamayan insanlar, çareyi başka ülkelere göç etmekte buluyorlar.
Ne acıdır ki, birçoğu yollarda, batan teknelerde, denizlerde yaşamlarını yitirdiler.
İnsanlık dramı ve vahşetini yaşayan bu insanlara kapılarımızı açmak ve öncelikle can güvenliklerini sağlamak bir insanlık görevidir ve doğrudur.
Ancak, RTE-AKP, uluslar arası alanda yürüttüğü etkisiz politikasının sonucu 5 milyonu aşan sığınmacının yarattığı ekonomik yükü ülkemizin tek başına üstlenmesine neden olmuştur. Bu yükü karşılamak da işsizlik ve yoksulluğu yaşayan Halkımıza kaldı.
RTE-AKP’nin bu insanlara ülkemiz vatandaşı kimliği vererek siyaseten kendine taban yaratma politikası ise son derece yanlıştır.
Farklı yaşam alışkanlıklarına ve kültürlerine, ağırlıklı olarak Arap kültürüne sahip insanların yaşam biçimimizle ve kültürümüzle uyumlu olabilmelerinin ne denli zor ve olanaksız olduğu son dönemde yaşanan olaylarla görülmektedir.
Cumhuriyetle şekillenen çağdaş yaşam biçimimize aykırı olan bu Arap kültürünü ve yaşam biçimini ülkemizde yer etmesini amaçlamak, Türkiye Cumhuriyetinin geleceği açısından tehlikeli ve yanlış bir adımdır.
Göç edenlerden bazılarının kendilerine yapılan yardımlar, tanınan haklar ve verilen tavizlere güvenerek fütursuzca hareket etmeleri, insanlarımızı taciz etmeleri ve saldırgan tavırlar içinde olmaları, hatta başka ülkelerden gelen göçmenlere karşı sertleşen tutumları, toplumsal yaşamımız ve barışımız açısından büyük bir sorun yaratmaktadır.
***
Bu süreç Cumhuriyetin “yurtta barış dünyada barış” ilkesini terk etmenin, Ulusal bilinçten uzaklaşmanın ve emperyalizmin sömürü düzenine alet olmanın bir sonucudur.
Komşu ülkeler başta olmak üzere Türkiye Cumhuriyetinin kurtuluş ve kuruluşunu örnek alan ülkelerle “barış” temelinde kurulacak ilişkiler ve dayanışma, emperyalizmin sömürü düzeniyle mücadelenin, insan hak ve özgürlüklerinin ve dünyada barışın olmazsa olmaz koşuludur.
İlhan Seçuk’un sözüyle, “İnsanlık, sömürüsüz uygarlığı kuracaktır…”
Yorumlar (0)
Yazarın Diğer Yazıları
18 Kasım 2024 20:30
18 Kasım 2024 20:30
Adalet ve Demokrasi
30 Ocak 2023 20:30
Seçim Oyununda İkinci Perde
23 Ocak 2023 20:30
Millet Can Derdinde, Muhalefet Neyin Peşinde?
16 Ocak 2023 20:30
Seçim Oyunları
09 Ocak 2023 20:30
Seçim Tuzağı
26 Aralık 2022 20:30
Saraçhane Diyor ki...
19 Aralık 2022 20:30
Susmak Suça Ortak Olmaktır
14 Aralık 2022 20:30
Umudu Yaşamak
04 Aralık 2022 20:30
Kadına Şiddete HAYIR
29 Kasım 2022 20:30
Büyük Cumhuriyet Buluşması
21 Kasım 2022 20:30
O, Bir İnsandı…
13 Kasım 2022 20:30
2023’te Seçimimiz Ne Olacak?
06 Kasım 2022 20:30
AHMET TANER KIŞLALI’ ya
25 Ekim 2022 20:30
Her Yıl Seçim Olsa...
08 Ekim 2022 20:30
Siyasetin Gerçeği ve Çelişkisi
20 Eylul 2022 20:30
9 Eylüller Kutlu Olsun...
10 Eylul 2022 20:30
Gaflet, Dalalet, İhanet…
05 Eylul 2022 20:30
Zafer’in Bayramı
29 Ağustos 2022 20:30
Kanunlarla mı, Fetvalarla mı?
28 Ağustos 2022 20:30
20 Yıllık Birikim!
09 Ağustos 2022 20:30
Lozan Ne Demek?
27 Temmuz 2022 20:30
Sorunlar Sıradanlaşırsa
18 Temmuz 2022 20:30
Bahçelerde Maydanoz Gel Bize Bazı Bazı…
12 Haziran 2022 20:30
Hakaret ve Siyaset
05 Haziran 2022 20:30
Dost Doğruyu Söyler
29 Mayıs 2022 20:30
2 İleri 1 Geri
23 Mayıs 2022 20:30
Delikanlım
08 Mayıs 2022 20:30
Kapitalizmin Başarısı
03 Mayıs 2022 20:30
Zor Bir Yazı
27 Nisan 2022 20:30
Hayalin Kilosu Kaça
17 Nisan 2022 20:30
Türkiye'nin Gerçeği Laiklik
11 Nisan 2022 20:30
MANDA YUVA YAPMIŞ
03 Nisan 2022 20:30
RTE-AKPnin Üç Kozu
20 Mart 2022 20:30
Üretmek Pahalı İthalata Bakmalı
13 Mart 2022 20:30
Muhalefetin Adayı Kim?
16 Şubat 2022 20:30
Velet Değil İNSAN
17 Ocak 2022 20:30
2500 TL!
09 Ocak 2022 20:30
Merhaba 2022
31 Aralık 2021 20:30
Şahsım Ekonomisi ile Devlet Yönetmek
07 Aralık 2021 20:30
Emekliler Hak Etmedikleri Koşullarda Yaşıyorlar
14 Kasım 2021 20:30
Mutlu Olmak İnsanın Doğal Hakkıdır
07 Kasım 2021 20:30
Halkın Yanında Olmak
25 Ekim 2021 20:30
Bütün Suç Halkın Mı?
18 Ekim 2021 20:30
Sayıştay Raporu ve Pandora Belgeleri
10 Ekim 2021 20:30
Demokrasinin Fıtratında Kaybetmek de vardır
05 Ekim 2021 20:30
RTEnin Yurt Sevgisi Tartışılmaz.
29 Eylul 2021 20:30
Türkiye Neden Yangın Yerine Döndü?
05 Ağustos 2021 20:30
Amaç, Muhalefetsiz Demokrasi mi?
12 Temmuz 2021 20:30
Çocuklarına Sahip Çıkamayan Ülke
06 Temmuz 2021 20:30
Bu Kirli Oyunu Bozmak Bizim Elimizde
21 Haziran 2021 20:30
Bir Çocuğun Hayali...!
14 Haziran 2021 20:30
Devlet Yaptı, Susun!
29 Mayıs 2021 20:30
Vatan Millet mi Dediniz?
24 Mayıs 2021 20:30
19 Mayıs Neden Bayram Olarak Kutlanmaz?
19 Mayıs 2021 20:30
Sevrden Montröye
Şimdi Nereye?
29 Nisan 2021 20:30
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
19 Nisan 2021 20:30
Millet mi, Ümmet mi?
01 Nisan 2021 20:30
Kadın ve Genç
27 Mart 2021 20:30
ÇELİŞKİLER ÜLKESİ
22 Mart 2021 20:30
CUMHURİYETİN KADINLARI
09 Mart 2021 20:30
İnadına İktidar
01 Mart 2021 20:30
Kurucu Anayasa Yapmak!
25 Şubat 2021 20:30
DEĞİŞİMİN DEĞİŞİMİYLE TÜRKİYE NEREYE?
08 Şubat 2021 20:30
24 OCAK KARANLIĞIN AYDINLIĞA SALDIRISIDIR
01 Şubat 2021 20:30
SİYASETİN DAYANILMAZ HAFİFLİĞİ
28 Aralık 2020 20:30
ÇIKIŞIN YOLU HALKÇI DEVLET
21 Aralık 2020 20:30
BU BİR SAVAŞTIR..
07 Aralık 2020 20:30
SİYASETEN SAVRULMAK
02 Aralık 2020 20:30
CUMHURİYETİN KIRILIŞI (3) YA BİTİŞ, YA ÇIKIŞ.
23 Kasım 2020 20:30
BU NE HİDDET!
18 Kasım 2020 20:30