M.Tevfik KIZGINKAYA
[email protected]

MANDA YUVA YAPMIŞ…

03 Nisan 2022 20:53

 

 

 Nedense bu haftanın başından beri dilime takıldı, dönüp duruyor.

“Manda yuva yapmış söğüt dalına,

Yavrusunu sinek kapmış gördün mü?

Amanını amanını amanını yandım,

 

Tiridine tiridine bandım,

Bedava mı sandın para verip aldım.”

Boşuna Halk Ozanı denmemiş bu bilge kişilere,

Yüzyıllar öncesinde,

Elde saz, dilde söz anlatmışlar Halkın derdini,

Beş satıra sığdırmışlar memleketin, milletin halini…

********

Merak bu ya,

Bakmak lazım dedim,

Ozanlar neden çıkartmışlar mandayı söğüt dalına,

Öykünün yöresi Kastamonu Tosya.

             “Osmanlı döneminde Kastamonu’da her bahane ile halktan vergi toplayan, zalim bir bey varmış. Halk ozanları da köy düğünlerinde ve diğer sazlı sohbetlerde beyin bu uygulamalarını, bu adil olmayan düzeni, türküleri ile eleştirirmiş.

            Bu eleştiriler beyin kulağına gitmiş. Bey çok kızarak, yöredeki din adamlarına da talimat verir ve kendisine yapılan eleştirilere karşı onları da uyarır. Beyin bu kızgınlık ve sözlerini de camilerde imamlar konuşmalarında halka parça parça söyler olmuşlar. Konuşmalarda beyi haklı kılacak söylemleri öne çıkarmışlar. Ancak ne var ki ozanlar beyin de eğlencelerinin vazgeçilmezleri arasındadır.

           Bir gün bey misafirlerini ağırlamak için bir şölen düzenler. Ozanlar da eğlence için çağrılırlar. Ancak bey şu talimatı verir: ‘bu çalgıcılara herkese verilen yemek, et verilmeyecek. Cezalandırılacak. Dillerini tutmasını bilecekler. Onlara sadece et suyu ve ekmek verilsin. Bir de söylemlerinde idare eleştirilmeyecek, eğlence böyle olacak. Onun dışında ne yaparlarsa yapsınlar.’

            Öyle de yapılır. Çalgıcılara et suyu ve ekmek verilir. Kastamonu’da tirit yemeği et suyuna ekmek doğranarak yapılan bir yemektir. Çalgıcılar bu et suyuna ekmeği doğrarlar ve yerler.

Eğlenceye sıra gelince ozan bu türküyü yakar...”

Öykü uzun, türkünün her satırı da anlamlı…

************

Mandadan çıktık yola geldik tiridine banmaya.

Yüzlerce yıl önce yoksul olan ekmeği doğruyormuş et suyuna.

Lüks içinde yaşarken “açlık en büyük ibadet” diyen Diyanet,

Meğerse tirit yemeyi önermiş millete.

          “Peygamber efendimiz evinde pişen yemeklerin sulu yapılmasını ve bu yemeklerin yanında ekmeğin bol tutulmasını ister, bol ekmeği yemeğin suyuna banarak yemeyi müminlere tavsiye ederdi.”

 

İyi de,

Bugün ekmek oldu 3 lira,

Etin kilosu 120 – 130 lira,

Tiridine banmak bir yana,

Ne asgari ücret ne de emekli maaşı yetmiyor ki et almaya,

Tiridine banmak için kaldık kemik suyuna.

Yoğurdunu yemek faydalıymış ama

Manda çıkmış söğüt dalına, inmiyor ki aşağıya.

*****

1 Nisan şaka günü olarak bilinir,

Her söylenene inanmamak gerekir.

Sabah saatlerinde dalgalar halinde gelince zamlar,

Dedik ki ne kadar da şakacı şu bizim iktidar.

Dediler ki ne şakası, düzenin gereğidir bunlar.

******

Doğalgaza gelen zam dondurucu dozunda,

Duyduk ki elektriğe zam da girmiş sıraya bekliyormuş kapıda…

Isınmak, sıcacık bir evde yaşamak hayali bile artık çok uzaklarda.

Şekere yapılan zamla da iyice kaçtı ağzımızın tadı,

Dün üretirken şekeri, bugün yokluğunu yaşamak gerçekten çok acı.

Bu arada meclisten geçince iktidarın kendini seçtirme yasası…

Aklıma düştü yine bir şarkı,

Oynatmaya az kaldı, doktorum nerde…

**********

Şükrü Kızılot 2003’te yazmış fıkrayı,

Memleketin birinde…

        “Padişahlardan biri, yeni vergiler koyduğunda ya da mevcut vergileri artırdığında, sadrazama demiş ki,

- Git bakalım, halkın arasında bir dolaş. Vergilere alışmışlar mı?

Sadrazam halkın arasında dolaştıktan sonra anlatmış.

            - Padişahım, halkın suratı biraz asık, canı da sıkılmış durumda ama işlerine devam ediyorlar...

Padişahın yorumu,

- Tamam, demek ki sorun yok. Alışırlar, alışırlar...

               Bir süre sonra yine vergiler artırıldığında sadrazam yine dolaşmış ve izlenimlerini aktarmış;

- Padişahım, bu kez suratları çok asık. Sanki her an kavga edecek gibiler. Galiba bu kez vergileri çok artırdık.

- Yok yok. Merak etme sen. Önemli bir şey gözükmüyor. Alışırlar, alışırlar...

Bu böyle devam etmiş.

Günlerden bir gün, yine yeni vergiler getirildiğinde, sadrazam halkın arasına karışmış, dolaşıp geldiğinde şaşkın bir vaziyetteymiş.

           - Padişahım hiç sormayın. Bu kez kafam karmakarışık. Çünkü hiçbir şey anlamadım. Herkes çok neşeli, gülüyor hatta sokaklarda dans ediyorlar, oynuyorlar...

Aman demiş padişah,

             - Eğer halk dans etmeye ve oynamaya başladıysa, demek ki durum çok kötü. Galiba vergileri çok artırdık. Hemen vergileri indirelim. Yoksa perişan oluruz...”

Halk oynamaya başlayacak. Bizden söylemesi...

 

Diye bitirmiş yazıyı Şükrü Kızılot, yıllar öncesi.

***

Her ne yaşıyorsak yaşayalım,

RTE-AKP’ye göre güllük gülistanlık olan memlekette,

Ülkemizi Suriye’nin, Ukrayna’nın haline düşürmeyen şahsım yönetimine,

Alkış tutmamız gerekiyormuş, şikayet etmek yerine.

Tezcan Durna da yazmış alkışlayan, halaya duran halkın halini ve nedenini.

           “…Böyle anlarda sapılan akıl dışılıkla toplumların baş etme yöntemleri farklılaşabilir. Kimisi isyan eder, kimisi tevekkülle liderine sarılır. Tevekkülle liderin etrafında kenetlenmek, belki de akıl dışılığın en çaresiz halidir.

            Türkiye’nin içine düştüğü açmazla ilgili olarak hala sokak röportajlarında durumdan şikâyet edenlerin, şikâyete konu olan durumun asıl müsebbiplerine değil de muhalefete kızıyor olmalarına şaşırmamak gerekir.” (Şakanın şiddeti, ironinin sağduyusu, Medyaport, 01.04.2022)

*****

 

Türkü, öykü, şarkı, fıkra derken gelelim gerçek hayata.

Her konuda fetva üreten Diyanetin yüzü dönmüş bilime,

Artık din eğitimi verilecek Diyanet Akademisi’nde.

Adı bilimsel olan bu girişim karşısında birlik olmuş Meclis’teki partiler,

Bir tek ret oyu bile vermeksizin, RTE-AKP’nin medrese eğitimini kabul etmişler.

Şimdi gel de söyleme,

Demokratik Laik Cumhuriyeti ilan eden Cumhuriyet Halk Partisi nerede?

***********

Yaşanan gerçek,

RTE-AKP’nin derdi Türkiye’nin yönetim şeklini değiştirmek,

Sorgusuz sualsiz iktidarını sürdürmek.

Halkın derdi ise yaşarken gülümseyebilmek.

Muhalefetin görmesi ve kabul etmesi gereken gerçek,

Türkiye’nin çağdaş geleceği için

Bu düzenle değil Demokratik Laik Cumhuriyetle yürümek gerek...

********

Ozanlarla girdik söze,

Yüzlerce yıl öncesinden geldik bugüne.

Moğolların dizeleriyle çağrı yapalım bugünden geleceğe ve herkese,

İnsan, insanım diyorsa,

Bir şey yapmalı hey,

Bir şey yapmalı…

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!

Yazarın Diğer Yazıları


18 Kasım 2024 20:53


18 Kasım 2024 20:53

Adalet ve Demokrasi
30 Ocak 2023 20:53

Seçim Oyununda İkinci Perde
23 Ocak 2023 20:53

Millet Can Derdinde, Muhalefet Neyin Peşinde?
16 Ocak 2023 20:53

Seçim Oyunları
09 Ocak 2023 20:53

Seçim Tuzağı
26 Aralık 2022 20:53

Saraçhane Diyor ki...
19 Aralık 2022 20:53

Susmak Suça Ortak Olmaktır
14 Aralık 2022 20:53

Umudu Yaşamak
04 Aralık 2022 20:53

Kadına Şiddete HAYIR
29 Kasım 2022 20:53

Büyük Cumhuriyet Buluşması
21 Kasım 2022 20:53

O, Bir İnsandı…
13 Kasım 2022 20:53

2023’te Seçimimiz Ne Olacak?
06 Kasım 2022 20:53

AHMET TANER KIŞLALI’ ya
25 Ekim 2022 20:53

Her Yıl Seçim Olsa...
08 Ekim 2022 20:53

Siyasetin Gerçeği ve Çelişkisi
20 Eylul 2022 20:53

9 Eylüller Kutlu Olsun...
10 Eylul 2022 20:53

Gaflet, Dalalet, İhanet…
05 Eylul 2022 20:53

Zafer’in Bayramı
29 Ağustos 2022 20:53

Kanunlarla mı, Fetvalarla mı?
28 Ağustos 2022 20:53

20 Yıllık Birikim!
09 Ağustos 2022 20:53

Lozan Ne Demek?
27 Temmuz 2022 20:53

Sorunlar Sıradanlaşırsa
18 Temmuz 2022 20:53

Bahçelerde Maydanoz Gel Bize Bazı Bazı…
12 Haziran 2022 20:53

Hakaret ve Siyaset
05 Haziran 2022 20:53

Dost Doğruyu Söyler
29 Mayıs 2022 20:53

2 İleri 1 Geri
23 Mayıs 2022 20:53

Delikanlım
08 Mayıs 2022 20:53

Kapitalizmin Başarısı
03 Mayıs 2022 20:53

Zor Bir Yazı…
27 Nisan 2022 20:53

Hayalin Kilosu Kaça…
17 Nisan 2022 20:53

Türkiye'nin Gerçeği Laiklik
11 Nisan 2022 20:53

RTE-AKP’nin Üç Kozu
20 Mart 2022 20:53

Üretmek Pahalı İthalata Bakmalı
13 Mart 2022 20:53

Muhalefetin Adayı Kim?
16 Şubat 2022 20:53

Velet Değil İNSAN
17 Ocak 2022 20:53

2500 TL!
09 Ocak 2022 20:53

Merhaba 2022
31 Aralık 2021 20:53

Şahsım Ekonomisi ile Devlet Yönetmek
07 Aralık 2021 20:53

Emekliler Hak Etmedikleri Koşullarda Yaşıyorlar
14 Kasım 2021 20:53

Mutlu Olmak İnsanın Doğal Hakkıdır
07 Kasım 2021 20:53

Halkın Yanında Olmak
25 Ekim 2021 20:53

Bütün Suç Halkın Mı?
18 Ekim 2021 20:53

Sayıştay Raporu ve Pandora Belgeleri
10 Ekim 2021 20:53

Demokrasinin Fıtratında Kaybetmek de vardır
05 Ekim 2021 20:53

RTE’nin Yurt Sevgisi Tartışılmaz.
29 Eylul 2021 20:53

Türkiye Neden Yangın Yerine Döndü?
05 Ağustos 2021 20:53

Emperyalizmin İnsanlığa İhaneti
18 Temmuz 2021 20:53

Amaç, Muhalefetsiz Demokrasi mi?
12 Temmuz 2021 20:53

Çocuklarına Sahip Çıkamayan Ülke…
06 Temmuz 2021 20:53

Bu Kirli Oyunu Bozmak Bizim Elimizde…
21 Haziran 2021 20:53

Bir Çocuğun Hayali...!
14 Haziran 2021 20:53

Devlet Yaptı, Susun!
29 Mayıs 2021 20:53

Vatan Millet mi Dediniz?
24 Mayıs 2021 20:53

19 Mayıs Neden Bayram Olarak Kutlanmaz?
19 Mayıs 2021 20:53

Sevr’den Montrö’ye… Şimdi Nereye?
29 Nisan 2021 20:53

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
19 Nisan 2021 20:53

Millet mi, Ümmet mi?
01 Nisan 2021 20:53

Kadın ve Genç
27 Mart 2021 20:53

ÇELİŞKİLER ÜLKESİ
22 Mart 2021 20:53

CUMHURİYETİN KADINLARI
09 Mart 2021 20:53

İnadına İktidar
01 Mart 2021 20:53

Kurucu Anayasa Yapmak!
25 Şubat 2021 20:53

DEĞİŞİMİN DEĞİŞİMİYLE TÜRKİYE NEREYE?
08 Şubat 2021 20:53

24 OCAK KARANLIĞIN AYDINLIĞA SALDIRISIDIR
01 Şubat 2021 20:53

SİYASETİN DAYANILMAZ HAFİFLİĞİ
28 Aralık 2020 20:53

ÇIKIŞIN YOLU HALKÇI DEVLET
21 Aralık 2020 20:53

BU BİR SAVAŞTIR..
07 Aralık 2020 20:53

SİYASETEN SAVRULMAK
02 Aralık 2020 20:53

CUMHURİYET’İN KIRILIŞI (3) YA BİTİŞ, YA ÇIKIŞ.
23 Kasım 2020 20:53

BU NE HİDDET!
18 Kasım 2020 20:53

Tüm Yazılar