M.Tevfik KIZGINKAYA
[email protected]

Türkiye'nin Gerçeği Laiklik

11 Nisan 2022 20:31

 

 

 

           Bugün için bilinen tarihle, Urfa Göbekli Tepe’de, Karahan Tepe’de, Mardin Dargeçit Boncuklu Tarla’da bulunan yerleşim merkezleri ve tapınaklar gösteriyor ki,

 

13300 yıldan bu yana insanlar yaşıyor, yaşadığımız bu topraklarda.

Jeopolitik konumu ve siyasi açıdan önemini bir tarafa bırakarak baktığımızda,

İnsan yaşamı için gerekli olan suyun ve verimli toprakların olduğu Anadolu’ya

Doğudan batıdan, kuzeyden güneyden gelmiş insanlar,

Devletler, medeniyetler kurmuşlar, kültürlerini, sanatlarını katmışlar bu topraklara.

Böylesi köklü bir tarihe ve zengin kültüre sahip olan bu toprakların mayasında,

Hümanizma vardır, sevgi, dostluk, dayanışma ve barış vardır.

Bu toprakların ruhunda özgür ve bağımsız yaşama isteği vardır.

           Yunus Emre’den Mevlana’ya, Hacı Bektaş-ı Veli’den Pir Sultan Abdal’a, Karacaoğlan’dan Dadaloğlu’na, Âşık Veysel’e, Neşet Ertaş’a…

Yüzlerce, binlerce ozan sazıyla sözüyle dillendirmiş bu toprakların özünü, tözünü…

**********

“Gelin tanış olalım, işi kolay kılalım,

Sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz” diyen Yunus Emre,

“Ne olursan ol yine gel” diyen Mevlana,

“Aslan ile ceylan dosttur kucağımızda” diyen Hacı Bektaş Veli,

“Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine” diyen Nazım Hikmet,

“Sen Türkiye gibi aydınlık ve güzelsin! Benim doğduğum köyler de güzeldi,

Sen de anlat doğduğun yerleri, Anlat biraz!” diyen Cahit Külebi,

“Barış mübarektir, barış hareket, ikilikten doğar bunca felaket” diyen Mahzuni Şerif ve daha niceleri…

Çağırdılar bizleri dostluğa, sevgiye ve barışa…

********

          İnsan, var olduğundan bu yana beslenme, barınma ve güven içinde yaşama çabası ve mücadelesi içinde olmuştur,

Önceleri doğaya, sonrasında egemenlere karşı…

           Egemenlerin amacı bulunduğu bölgenin hatta dünyanın zenginliklerine sahip olmak ve diğer insanlardan daha rahat, daha güzel, daha varlıklı bir şekilde yaşamak…

Amacına ulaşmanın yolu insanları sömürmek ve baskılamak.

Araçları ise ya ırkçılık olmuştur da din.

Tarih boyunca bu sömürünün sonucu yaşandı kavgalar, çatışmalar, savaşlar,

Yitirildi yaşamlar, dostluklar ve barış.

Yaşamadık mı bu topraklarda böylesi acıları?

Maraş’ta, Çorum’da, Yozgat’ta, Erzincan’da, Sivas’ta…

***********

İnsanlığın barış içinde insanca yaşama mücadelesinin sonucunda ulaşıldı,

Laikliğe ve Demokrasiye.

İnancının, etnik kimliğinin ve emeğinin sömürülmemesinin güvencesi oldu, Laiklik ve Demokrasi.

Aslında insanlığın gelişmesinin de ön koşuludur, Laiklik ve Demokrasi.

Katolik Kilisesinin ve derebeylerin baskısı altında Orta çağın karanlığında yaşayan batı,

Rönesans ve Reformla yürümeye başladı Laiklik ve Demokrasi yolunda.

İnsanlar kavuşunca barışa ve toplumsal adalete,

İnsan aklı ulaşınca özgürlüğe bilgiye,

Başladı buluşlar ve gelişmeler bilimde ve teknolojide.

**********

Bizler, batıdan 600 yıl sonra Cumhuriyetle başladık Demokrasi ve Laiklik yolunda yürümeye.

          10 Nisan 1928’de TBMM’de oy birliği ile kabul edilen Anayasa değişikliği ile Laik bir devlet olma yolunda atıldı ilk adım.

5 Şubat 1937’de Anayasa’ya ilke olarak yazıldı,

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin temel niteliği Laikliktir, diye.

Yunusların, Hacı Bektaşların ektiği sevgi, dostluk, adalet, özgürlük ve barış tohumları,

700 yıl sonra yeşerdi bu kadim topraklarda.

***********

Kurucu önder Mustafa kemal Atatürk’ün sözleri,

Egemenlerle insanlık arasındaki mücadelenin gerçek yüzünü gösteriyor o günlerden bugünlere,

          “Laiklik, yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Tüm yurttaşların vicdan, ibadet ve din özgürlüğü de demektedir.” (1930)

           “Laiklik asla dinsizlik olmadığı gibi sahte dindarlık ve büyücülükle savaşma kapısı açtığı için gerçek dindarlığın gelişmesi olanağını sağlamıştır. Laikliği dinsizlikle karıştırmak isteyenler, ilerleme ve canlılığın düşmanları ile gözlerinden perde kalkmamış doğu kavimlerinin fanatiklerinden başka kimse olamaz.” (1930

Bu yolda can veren Ahmet Taner Kışlalı’nın sözleri ise bir anlamda miras gibidir bizlere.

            “Laiklik, bir anlamda tüm diğer ilkelerin ön koşuludur. İnançlara saygılı, ama dinin siyasal ya da kişisel çıkarlara alet edilmesine karşıdır. Hem toplumda farklı inançlara sahip kesimlerin barış içinde yan yana yaşamalarının; hem de çağın değişen koşullarının getirdiği sorunlara aklın ve bilimin ışığında çözüm arama yolunun açık tutulmasının güvencesini oluşturur.”

***********

Büyükada’da kaldığım kısa süre içinde Türkiye’nin asıl gerçeğini yaşadım.

Musevi’nin, Katolik’in, Ortodoks’un, Süryani’nin, Alevi’nin, Sünni’nin, inananın, inanmayanın,

Nasıl bir arada barış içinde değerlerine saygılı, dostça yaşadığını,

Hangi inanç toplumunun kutsal bir günü ya da bayramı olsa birbirlerini kutlayışlarını,

Sinagogda verilen iftar yemeğini, hazan ile imamın birlikte dualarını…

Ezan, Çan ve Hazzan’ın yarattığı kardeşliğin, uygarlıkların ve hoşgörünün beşiği Hatay…

Peygamberler şehri Urfa, Medeniyetler şehri Mardin ve niceleri…

           Kültür zenginliğimiz olan inançları, dostluğun, kardeşliğin ve toplumsal barışın kaynağı olarak yaşamaktır

Çağdaş Türkiye’nin asıl gerçeği,

Teminatı da Laiklik ilkesi.

*************

Unutmamız gereken,

Laiklik, sadece 10 Nisan’da kutlanacak bir gün değildir,

Aklın özgürlüğünün, toplumsal barışın, demokrasinin ve çağdaş yaşamın gereğidir.

Bugün yaşanan gelişmeler karşısında Laikliğin tehlikede olmadığını düşünmek,

Çağdaş geleceğimiz açısından büyük bir tehlikedir.

İnsanın insanca yaşaması adına,

Barışı, Demokrasiyi, Laikliği yaşamak ve yaşatmak yolunda,

Çağrımız olsun Mahzuni Şerif’in dizeleri.

 

“Barış gelsin dağlara

Yollar birleşin haydi

Geçmişten geleceğe

Yıllar birleşin haydi, yıllar birleşin

 

 Bu memleket bizim can ocağımız

Hak’tan başka yoktur varacağımız

Çağımız insani sevme çağıdır

Kollar birleşin haydi, kollar birleşin

 

Dinli dinsiz insandır

Boş yere akan kandır

Bu kök bu ağaçtandır

Dallar birleşin haydi, dallar birleşin…”

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!

Yazarın Diğer Yazıları


18 Kasım 2024 20:31


18 Kasım 2024 20:31

Adalet ve Demokrasi
30 Ocak 2023 20:31

Seçim Oyununda İkinci Perde
23 Ocak 2023 20:31

Millet Can Derdinde, Muhalefet Neyin Peşinde?
16 Ocak 2023 20:31

Seçim Oyunları
09 Ocak 2023 20:31

Seçim Tuzağı
26 Aralık 2022 20:31

Saraçhane Diyor ki...
19 Aralık 2022 20:31

Susmak Suça Ortak Olmaktır
14 Aralık 2022 20:31

Umudu Yaşamak
04 Aralık 2022 20:31

Kadına Şiddete HAYIR
29 Kasım 2022 20:31

Büyük Cumhuriyet Buluşması
21 Kasım 2022 20:31

O, Bir İnsandı…
13 Kasım 2022 20:31

2023’te Seçimimiz Ne Olacak?
06 Kasım 2022 20:31

AHMET TANER KIŞLALI’ ya
25 Ekim 2022 20:31

Her Yıl Seçim Olsa...
08 Ekim 2022 20:31

Siyasetin Gerçeği ve Çelişkisi
20 Eylul 2022 20:31

9 Eylüller Kutlu Olsun...
10 Eylul 2022 20:31

Gaflet, Dalalet, İhanet…
05 Eylul 2022 20:31

Zafer’in Bayramı
29 Ağustos 2022 20:31

Kanunlarla mı, Fetvalarla mı?
28 Ağustos 2022 20:31

20 Yıllık Birikim!
09 Ağustos 2022 20:31

Lozan Ne Demek?
27 Temmuz 2022 20:31

Sorunlar Sıradanlaşırsa
18 Temmuz 2022 20:31

Bahçelerde Maydanoz Gel Bize Bazı Bazı…
12 Haziran 2022 20:31

Hakaret ve Siyaset
05 Haziran 2022 20:31

Dost Doğruyu Söyler
29 Mayıs 2022 20:31

2 İleri 1 Geri
23 Mayıs 2022 20:31

Delikanlım
08 Mayıs 2022 20:31

Kapitalizmin Başarısı
03 Mayıs 2022 20:31

Zor Bir Yazı…
27 Nisan 2022 20:31

Hayalin Kilosu Kaça…
17 Nisan 2022 20:31

MANDA YUVA YAPMIŞ…
03 Nisan 2022 20:31

RTE-AKP’nin Üç Kozu
20 Mart 2022 20:31

Üretmek Pahalı İthalata Bakmalı
13 Mart 2022 20:31

Muhalefetin Adayı Kim?
16 Şubat 2022 20:31

Velet Değil İNSAN
17 Ocak 2022 20:31

2500 TL!
09 Ocak 2022 20:31

Merhaba 2022
31 Aralık 2021 20:31

Şahsım Ekonomisi ile Devlet Yönetmek
07 Aralık 2021 20:31

Emekliler Hak Etmedikleri Koşullarda Yaşıyorlar
14 Kasım 2021 20:31

Mutlu Olmak İnsanın Doğal Hakkıdır
07 Kasım 2021 20:31

Halkın Yanında Olmak
25 Ekim 2021 20:31

Bütün Suç Halkın Mı?
18 Ekim 2021 20:31

Sayıştay Raporu ve Pandora Belgeleri
10 Ekim 2021 20:31

Demokrasinin Fıtratında Kaybetmek de vardır
05 Ekim 2021 20:31

RTE’nin Yurt Sevgisi Tartışılmaz.
29 Eylul 2021 20:31

Türkiye Neden Yangın Yerine Döndü?
05 Ağustos 2021 20:31

Emperyalizmin İnsanlığa İhaneti
18 Temmuz 2021 20:31

Amaç, Muhalefetsiz Demokrasi mi?
12 Temmuz 2021 20:31

Çocuklarına Sahip Çıkamayan Ülke…
06 Temmuz 2021 20:31

Bu Kirli Oyunu Bozmak Bizim Elimizde…
21 Haziran 2021 20:31

Bir Çocuğun Hayali...!
14 Haziran 2021 20:31

Devlet Yaptı, Susun!
29 Mayıs 2021 20:31

Vatan Millet mi Dediniz?
24 Mayıs 2021 20:31

19 Mayıs Neden Bayram Olarak Kutlanmaz?
19 Mayıs 2021 20:31

Sevr’den Montrö’ye… Şimdi Nereye?
29 Nisan 2021 20:31

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
19 Nisan 2021 20:31

Millet mi, Ümmet mi?
01 Nisan 2021 20:31

Kadın ve Genç
27 Mart 2021 20:31

ÇELİŞKİLER ÜLKESİ
22 Mart 2021 20:31

CUMHURİYETİN KADINLARI
09 Mart 2021 20:31

İnadına İktidar
01 Mart 2021 20:31

Kurucu Anayasa Yapmak!
25 Şubat 2021 20:31

DEĞİŞİMİN DEĞİŞİMİYLE TÜRKİYE NEREYE?
08 Şubat 2021 20:31

24 OCAK KARANLIĞIN AYDINLIĞA SALDIRISIDIR
01 Şubat 2021 20:31

SİYASETİN DAYANILMAZ HAFİFLİĞİ
28 Aralık 2020 20:31

ÇIKIŞIN YOLU HALKÇI DEVLET
21 Aralık 2020 20:31

BU BİR SAVAŞTIR..
07 Aralık 2020 20:31

SİYASETEN SAVRULMAK
02 Aralık 2020 20:31

CUMHURİYET’İN KIRILIŞI (3) YA BİTİŞ, YA ÇIKIŞ.
23 Kasım 2020 20:31

BU NE HİDDET!
18 Kasım 2020 20:31

Tüm Yazılar