Prf. Dr. mesut parlak
[email protected]

“GİTMESİ GEREKENLER GİTSİN!”

16 Temmuz 2022 01:15

 

 

             Bu kurban bayramını da, Konya Şehir hastanesi kardiyoloji uzmanı Ekrem Kara kaya’yı kaybetmenin yürekleri yakan acısı ile geçirdik. Geride iki çocuk, gözü yaşlı bir eş, anne-baba, kardeşler, meslektaşlar ve hastalar kaldı.

Tüm sağlık camiasının ve yüreğinde, halen acıma duygusunu yitirmemiş halkımızın başı sağ olsun.

            2003 yılında, sağlıkta dönüşüm diye bir hareket başlatılıyordu. Bu atılım hem gelecekte sağlıktaki özelleşmenin yolunu açacak, hem de seçmen memnuniyeti oluşturup sandığa yansıyacaktı.

              Uygulamaya koydukları sağlıktaki dönüşüm ve siyasi söylemler ”Doktor vatandaşımın emrinde olacak o Doktor vatandaşımın emrinde olmazsa, o Doktor vatandaşa hesap verecek” söylemi, hekim hasta ilişkilerini nerelere taşıdığını hep birlikte yaşıyoruz. O günlerden başlayarak sağlık çalışanlarına karşı artan şiddet, cinayetlere dönüşüyor.

              Tüm bu acılar yaşanırken Sağlık bakanlığının tırmanan ve cinayetlere varan olaylarla ilgili, nedenlerin araştırıldığı ve geleceğe yönelik ne gibi önlemler alınacağı konusunda kamuya yansıyan ne bir bilimsel çalışması ne de bir önlem olmadı.

           Her defasında ilgililer, birer başsağlığı mesajları ve bir iki gaz alıcı söylemlerle olayları geçiştirdiler. Onlar için önemli olan ne yaparsak neler, söylersek sandığa yansır onun peşindeydiler.

             Bu can yakıcı olaylar yaşanırken Sağlık Bakanlığı bu olayların önüne geçmek için gelin TTB mesleğin önde gelen duayenleri, hukukçular ile bir araya gelelim ve ne gibi önlemler alırsak bu olayların önüne geçebiliriz demediler. Çünkü Ülke yönetenlerin, yaşanan tüm sorunlara ortak akılla nasıl çözüm bulunur gibi bir alışkanlıkları yoktur!

               Tüm bunlar yaşanırken bir gün olsun kendinize sordunuz mu? Biz nerede eksik yaptık, Sağlık Bakanlığının hiç mi kusuru yok dediniz mi?

            Yaşananların çoğu mevcut sağlık kurumlarındaki kaynak, personel yetersizliği ve teknolojik eksikliklerden kaynaklanıyordu. Burada tüm sorumluluk hekimlerin sırtına yükleyerek, hasta  ile Doktoru karşı karşıya bıraktılar.

          TTB; Hekim hakları ve çalışanların sağlık güvenceleri ile ilgili karşı duruşlarında vay hainler, bunlar paracı, gözleri doymaz deyip aşağılandılar.

 

Bu ülke halkının varlığı ve mutluluğu için yemin eden sizler değil misiniz?.

 

              Yıllar önce TBMM de bu sorunlara çözüm bulunması için verilen tüm gensoruları, ya görmemezlikten geldiniz ve/veya reddettiniz. Müşteri memnun edilecek diyerek, hekimleri halkın gözünde değersizleştirildiniz.

              Coronanın ilk aylarında balkonda halkla birlikte alkışlayan Sayın Erdoğan, bu gün “Giderlerse gitsinler” dedi. Gidiyorlar ve gitmeye de devam ediyorlar Sayın Erdoğan.

             Bunlar yaşanırken sağlıkçıların sivil toplum örgütü TTB haklı olarak sesini yükseltip bu yaşanlara karşı çıkınca sadece siyasiler değil, cami imamları da hutbe de şehitlerinin acısı ile kıvranan TTB  ve doktorlara veryansın ediyordu!!

            Milliyetçiliği ayaklarımın altına alıyorum dendiğinde sessizliğe bürünen Sayın Bahçeli, Bayram namazı çıkışında “Bir avuç doktor kılıklı anarşik insanlardan mesleği kurtarmak lazım ve TTB kapatılmalı” diyor.

Yetmiyor; Konya da bir Cami

            İmamı hutbede hekimlere verip veriştirmekle kalmıyor, yaşanan olaylara hak veriyor ve bir tür devam edin demeye getiriyor.

            O din adamına şunu hatırlatmak istiyorum. İmam efendi, hiç olmazsa O konuşma yaptığınız kutsal mekânda “Hastalara iğne bile yapılamadı” diyerek yalan söyleyip cemaati yanılttınız ve kışkırttınız.

           İki günlük boykotta tüm hastanelerin acil servisleri, her türlü sağlık hizmeti vermeye devam ediyorlardı.

              Dolmabahçe cami müezzini “Hayır cami’de içki içilmedi, ben din adamıyım yalan söyleyemem...” deyince sürgüne gönderilirken, Doktorlara hutbede ölüm fermanı veren imam görevden alınır diye beklemeye devam ediyoruz.

             Artık ülkede derin bir sessizlik isteniyor. Yaşanan bu denli haksızlık, hukuksuzluk, TBB, TTB, ADD, diğer meslek örgütleri, sendikalar ve halk susturulmak isteniyorsa yönettiğiniz ülkede rejimin adının ne olduğunu bize anlatırımsınız?

            Artık aykırı hiçbir sese tahammülünüz kalmadı. Sıra, Tıp fakülteleri mezuniyet törenlerindeki hekimlik yeminlerine geldi. Yeminlere bile tahammül edilmiyor, değiştirilmeye çalışılıyor. Ama öğrenciler, her türlü engellemelere rağmen yemin metnini okumaya devam ediyorlar.

            Bu yemin on yıllardır yapılıyor. Bu yeminin ne içeriği, ne de okunmasından kimsenin rahatsızlığı söz konusu olmamıştır.

             Hacettepe Tıp Fakültesi mezuniyet töreninde dönem birincisi Kaya Avşar hekimlik yeminini okurken, Fakülte Dekanı’nın müdahalesi ile konuşması bitirilmek isteniyor. Ancak öğrenci devam ediyor.

             Aynı olay İstanbul Tıp Fakültesi, Konya Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi mezuniyet töreninde yemin metni değiştirilip okutulmak istenmiş, öğrenciler yemin metninin aslını ışıklar kapatılıp perde indirilmesine rağmen ön tarafa çıkıp okumuşlardır.

             Bu muhteremler, yıllardır okutulup hiç kimsenin dikkatini bile çekmeyen hekimlik yemini içinde ki ”Cinsel Eğilim” sözünden rahatsız oluyorlar ve bu cinsel eğilim metinden çıkarılıp okunmasını istiyorlar.

               Ülkenin ekonomik nedenlerden kavrulduğu, hukuk ihlallerinin yaşandığı, hekimlerin öldürüldüğü, kadın cinayetlerinin işlendiği, ormanlarının yakıldığı canım ülkede,  muhteremler sizin bu cinsellik dışında hiçbir meseleniz yok mu?

                Siyasiler; Tatilinizi yarıda kesin ve TBMM olağan üstü toplanarak, sağlıkta yaşanan bu acımasız olaylara engel olacak yasaları derhal çıkarın.

                 Avustralya’da, sağlık çalışanlarını korumak için duvarlara asılan uyarı ilanı bakın ne diyor. “Eğer bir hemşireye, Doktora, ya da bir ambulans görevlisine saldırmakta bir sakınca olmadığını size etraflıca düşünebilmeniz için 14 yıla kadar zaman veriyoruz” (Hapis!)

 

SON SÖZ; “Edepli edebinden susar, edepsiz ben susturdum sanır.”

HZ. MEVLANA

 

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!

Yazarın Diğer Yazıları

YANLIŞ YAPAN SONUCUNA KATLANIR
30 Ocak 2023 01:15

NEYE GÖRE GÜNCELLEME
26 Ocak 2023 01:15

ÜLKE, YURTTAŞ  KOLTUK……
19 Ocak 2023 01:15

AKLIN YOLU BİR
11 Ocak 2023 01:15

ÜLKE, YURTTAŞ KOLTUK……
03 Ocak 2023 01:15

BAŞKA YOLU YOK BAŞARACAĞIZ
29 Aralık 2022 01:15

DEMOKRASİ KAZANACAK
23 Aralık 2022 01:15

DAHA NELER YAŞAYACAĞIZ
19 Aralık 2022 01:15

İÇİM ACIYOR
14 Aralık 2022 01:15

KIRMIZI İBİKLİ TAVUK
09 Aralık 2022 01:15

GERMENİN KİMSEYE YARARI YOK
07 Aralık 2022 01:15

AYDINLIĞA YÜRÜYÜŞ
04 Aralık 2022 01:15

"MARAŞ BİZE MEZAR OLMADAN DÜŞMANA GÜLZAR OLMAZ"
29 Kasım 2022 01:15

YAKIŞANI YAPSAK
25 Kasım 2022 01:15

HALKI DAHA FAZLA YORMAYIN
21 Kasım 2022 01:15

ARTIK TADINI KAÇIRIYORSUNUZ
13 Kasım 2022 01:15

TEK YOL DEMOKRASİ
07 Kasım 2022 01:15

TÜRKİYE CUMHURİYETİ’ NİN YÜZ YILI
04 Kasım 2022 01:15

LÜGATIMIZI ALFABEMİZİ DİLİMİZİ KAYBETTİK DİYENLERE
01 Kasım 2022 01:15

CUMHURİYET BÖYLE KURULDU  
27 Ekim 2022 01:15

YENİDEN DOĞUŞ
18 Ekim 2022 01:15

LİDER OLMAK
14 Ekim 2022 01:15

RAKAMLAR GERÇEĞİ SÖYLER
05 Ekim 2022 01:15

HAK HUKUK ADALET
03 Ekim 2022 01:15

GEREKİYORSA  DALLARI BUDAYACAK SIN
30 Eylul 2022 01:15

APTALLIĞIN TEORİSİ
23 Eylul 2022 01:15

APTALLIĞIN TEORİSİ
21 Eylul 2022 01:15

BAŞARAMAZSINIZ BAŞARAMAYACAKSINIZ
20 Eylul 2022 01:15

KARDEŞLİK İÇİN            DEMOKRASİ
16 Eylul 2022 01:15

KARDEŞLİK İÇİN DEMOKRASİ
13 Eylul 2022 01:15

BİRLİKTE ÇÖZEBİLİRİZ
10 Eylul 2022 01:15

“SOSYO-PATOLOJİK BİR        GERÇEK,  BİAT…
05 Eylul 2022 01:15

AYDINLIK, FİKRİ HÜR, İRFANI HÜR KUŞAKLARLA 
28 Ağustos 2022 01:15

ASKER HASTANELERİ
18 Ağustos 2022 01:15

YAŞANINCA MI?             ANLAŞILACAK
09 Ağustos 2022 01:15

ANLATAN MI, YAŞAYAN MI?
05 Ağustos 2022 01:15

“Dünkü Güneş’le bugünkü çamaşırı kurutamazsın”
01 Ağustos 2022 01:15

DİN DEĞİL, OY KARDEŞLİĞİ!
28 Temmuz 2022 01:15

O GÜNLERDEN, BU GÜNLERE!
27 Temmuz 2022 01:15

KIBRIS BARIŞ HAREKATI ANISINA
22 Temmuz 2022 01:15

KEMAN VİRTÜÖZÜ VE BESTEKÂR TATYOZ EFENDİ
14 Temmuz 2022 01:15

NASIL TORPİL YAPILIR?
05 Temmuz 2022 01:15

SÖZÜN BİTTİĞİ YER !!!
01 Temmuz 2022 01:15

ZORLA GÜZELLİK OLMUYOR
27 Haziran 2022 01:15

 “DÜNYA BİZİ KISKANIYOR!”
23 Haziran 2022 01:15

İŞTE LİDER İŞTE CUMHURİYET
22 Haziran 2022 01:15

 ‘BURASI TÜRKİYE BURADAN ÇIKIŞ YOK!’    
14 Haziran 2022 01:15

BİRAZ OLSUN GERGİNLİKTEN KURTULALIM
12 Haziran 2022 01:15

SANDIĞA GİTMEDEN ÇÖZÜLMEZ!
08 Haziran 2022 01:15

BAK ŞU KÜFFARIN KIZI KÂFİRİN YAPTIĞINA
04 Haziran 2022 01:15

İSTEYİNCE VE GERÇEKTEN MİLLİ OLUNCA, OLUYORMUŞ DEMEK Kİ!
02 Haziran 2022 01:15

BU İNSANLAR BİZİM İNSANLARIMIZDI
29 Mayıs 2022 01:15

T.C. SAYIN CUMHURBAŞKANI’NA
23 Mayıs 2022 01:15

ORMANLARI YOK ET, TAŞ OCAĞI YAP, ATATÜRK HAVA LİMANI’ NI YIK, AĞAÇ DİK!
19 Mayıs 2022 01:15

GEÇMİŞTE ELEŞTİRDİĞİM TÜM SİYASİLERDEN ÖZÜR DİLERİM!
14 Mayıs 2022 01:15

AZİN NESİN’İN VAKFI’NA SAHİP ÇIKALIM
10 Mayıs 2022 01:15

BU ÇAĞDA, ÇAĞIN DIŞINDA KALAMAZSINIZ
08 Mayıs 2022 01:15

SAĞLIKTA ŞOK ÖNCESİ DÖNEM
05 Mayıs 2022 01:15

BİRAZ NEFESLENELİM
03 Mayıs 2022 01:15

BİR KEZ OLSUN YAŞANMADAN ÖNLEM ALALIM!
28 Nisan 2022 01:15

TÜRKİYE'YE GÖÇEN GUGUK KUŞLARI!
23 Nisan 2022 01:15

TÜRKİYE'YE GÖÇEN GUGUK KUŞLARI!
21 Nisan 2022 01:15

DERSİMİZ GAZİANTEP ÇÖPLÜĞÜ
18 Nisan 2022 01:15

İKTİDARA OY VERİYOR, MUHALEFETTEN HESAP SORUYOR!
15 Nisan 2022 01:15

GELECEK KUŞAKLARA SORUN BIRAKMAYALIM
12 Nisan 2022 01:15

TEKRARLARLA BİR YERE VARILMIYOR
11 Nisan 2022 01:15

BURAYA KADAR KADAR DESEK
08 Nisan 2022 01:15

ŞU DIŞ GÜÇLER YOK MU !!!?
05 Nisan 2022 01:15

“ ÖNCE VATAN” SONRA PARTİ!
01 Nisan 2022 01:15

EMPERYALİZME DE SAVAŞA DA HAYIR!
28 Mart 2022 01:15

LAİKLİK OLMADAN DEMOKRASİ OLMAZ!
25 Mart 2022 01:15

YAŞASIN 14 MARTLAR!
17 Mart 2022 01:15

BENİ TÜRK HEKİMLERİNE EMANET EDİNİZ (1938) GİDERLERSE GİTSİNLER (2022)
14 Mart 2022 01:15

MALATYA'NIN ŞEKERİ!
11 Mart 2022 01:15

MUHALEFET NEREDESİNİZ GELECEĞİMİZ KARARIYOR
09 Mart 2022 01:15

SIRA ZEYTİNLİKLERDE
07 Mart 2022 01:15

Tüm Yazılar