Hasan Şahin
[email protected]

E.. CANIM

02 Ağustos 2022 15:59

 

 

             Sorarsın “ durumun nasıl “ diye! Yurdum insanı bu soruya “ çok şükür, gönlümüz zengin “ diyerek yanıt verir ve dünyanın en büyük gönlü zenginleri bizdedir! Yokluk ve yoksulluğu böyle psikolojik bir çalımla bertaraf etmenin başka izahı yoktur! Bu gönlü zengin olmaya bir de “ buz gibi suyumuz var” diye bir ekleme yapmışsa vaziyet tamamdır, efendi kırsalda, bir dağ başı, ya da eteğindedir, kargadan başka kuş tanımadığı için dünyada neyin döndüğünü bilmez ve onun devleti ile tanrısı kutsaldır, sıkıysa laf et!

Böyle bir vatandaşın devleti de nazarlıktır!

             Ülkesinde otuz milyon Kürt, yirmi milyon Alevi Yaşar, ağız açılınca “ Alevi kardeşlerimizle başlar, Kürt kardeşlerimizle “ biter!

             Bu iki yaramaz kardeş, her zaman diğerlerinin gaz alma rampası olmuşlardır; yoksa iç düşman yaratmayan devlet mi olur?

               Bu ülkede benim yaşamıma denk gelen yetmiş sonrası askeri darbelerin tümü bu kesimlere fatura edildi, çünkü diğer çoğunluğa bir izah gerekiyordu, en kolay yol buydu!

            Kürt kardeşler, seçime girdiler, vekil ve belediye başkanı oldular; ancak senin verdiğin ittihatçı ödevin yanlışlığından dolayı demokratik haklarla itiraz ettiler ve üstelik anayasanda “ herkes düşüncesini söyler “ demesine rağmen!

               Tabi sen anayasanı takmayınca, başkalarını nasıl takacaksın, bu çok ayrı bir konu ve bir tek yolsuzluğun, rüşvetin olmadığı tüm HDP’ li belediye başkanlarını görevden almakta kalmadın, hepsini derdest edip içeri attın!

Aynısın vekillerine de yaptın, yapmaya devam ediyorsun!

              Tutuklanmayan ve ceza almayan hiç bir il, ilçe yönetimi kalmadı, hiç birinin kırdığı bir cam, yediği bir rüşvet olmadığı halde!!

             Kürt’lerin söz sahibi olanları ısrarla “ biz bölünmek istemiyoruz, sadece demokratikleşin bu hepimize yeter” diyor ama yok, sen tutturmuşsun günü birlik “ bölücüler” gibi hikâyelerle tutunduğun dalda bir gün fazla yaşamayı kar sanıyorsun!

               Bu işin uzun vadeli bir iş olduğuna aklın ermeyince yapacağın budur ve bu söylem üzerinden beslenip semiren binlerce mafya ve ardıl bozuntuları bu ülkenin kanını emiyor ve ekonomisinin dibe vurmasına sebep oluyor, gel de anlat?

             Allah var Aleviler tam kardeş! Ağabey tokat attıkça “ incinseler de incinmiyorlar “ bu nedenledir ki ellerinde saz hiç düşmedi ve tokat ın acısını türküleştirmekten başka seçenekleri de yok!

                Bu kardeşlerin varlığı bu ülkede yirmi milyon kadardır ve nedense her darbe gelir bunları mıknatıs gibi bulur ve gidip derdini Hızır Paşa’ya mı anlatsınlar!

FETÖ meselesinde Alevilerin ne gibi dâhil olabilir?

Devrimci, demokrat kesim de öyle!

                Şimdi bunlardan binlerce ihraç var ve hepsini yumurta, simit satmaya zorladınız, çay ocağında iş bulsun diye devreye adam sokmaya kadar!

Yerini kimlerle doldurdunuz?

              Onu da siz söyleyin ve üç ortalamalı matematikçilerle yürüdüğünüz yol, bu ülkenin canına okudu, umurunuzda mı?

Kimse, kimsenin kardeşi değildir, hele ki aynı ülkenin vatandaşıysanız!

Devlet, kardeşliği eşit yurttaşlık algısı ve temsilde adaletle, liyakatle sağlar!

              Sınavlarda derece yapacak, sen “ mülakat “ denilen hak yeme mekanizmasıyla sıradanları toplayıp, yandaşlarına iş bulma kurumu olacaksın!

İşte devletler böyle çöker, bu durumda kardeşlik hikâyeleri de kimseyi kurtarmaz!

Adaleti, hukuku, vatandaşın refahını ve geleceğini doğru bir çizgiye getir, boş ver biz kardeş olmayalım; bu durumda bir kardeşe de gerek yok!

Adaletin olmadığı yerde ikiz kardeş olsan bile hikâyedir ve yeter artık gına geldi!

**************

BU BİR AKIL YİTİMİDİR

 

            Masanın ötesi, berisi aynı malzemeden yapılan çorbadır, sadece kaşıklar farklıdır ve hepimizin odaklandığı bu iki masanın dili de farklı değildir ve işin temeline bakmadan sadece tepedeki fırtınaya kapılmış gidiyoruz!

           Türkiye’nin içine yuvarlandığı devasa sorunları var. Bu sorunlar kendiliğinden ortaya çıkmadı, bunlar var olan ve kimi de üretilen sorunlardır!

            Ülkenin birincil sorunu “ Kürt sorunudur” üstelik elinden kayıp giden bir sorundur ki, sadece içeride değil, dışarıda da gelip karşına çıkıyor!

Neden mi?

             Nedeni gayet basit, sen çözümden kaçtıkça, çözümsüzlük daha da büyüdü ve bu gün uluslararası arenanın gündemine düştü, o arenada sana ne kadar söz hakkı düşer, o da tartışılması gereken ayrı bir konu.

             Bu sorunu kendi elinle dışarıya ittin ve hala bundan bir ders almadan, daha vahimini düşünerek iyice ateşe atlamayı marifet saymak, bu ülkenin geleceğine dinamit koymaktır!

            Bu ülkenin ekonomik sorunları ve şu an raydan çıkan her olumsuzluğun temelinde bu sorun yatıyor!

               Bu sorunu görmeden, dokunmadan ve dahası “ aman ha “ diyerek mesafeyi sürekli açmak, birilerini iktidar yapabilir ama muktedir yapamaz!

Muktedir olmak için cesaret sınırlarını zorlamak gerekiyor!

Peki, bu güne kadar her iki masanın ortaklarından buna dair bir tek söz duydunuz mu?

               Duyduğunuz tek şey son elli yılın değişmez Türk siyaseti ağzıdır ve bu, Kılıçdaroğlunun

Son vaatleriyle tavan yapan bir pembe dünya yalanıdır!

                 Herkes bilir ki bu ülkenin sorunlarının çözümü süregelen ve künyelere yazılmış, tekrarlardan kaçmaktan geçiyor!

             Bunu yapmadığınız sürece, artık savrulan bir ülkeyi ne kısa, ne de uzun vade de kurtarma şansınız yoktur!

İşte bu tehlikeyi görünce çözüm önerileri de yapılıyor!

            Ancak; Türkiye’nin bunda da ciddi sıkıntıları var. Önerinin doğru Ya da yanlışına bakmadan, kimden geldiğine bakmak gibi aşamadığımız bir hastalığımız var!

            Selahattin Demirtaş’ın son çıkışları buna örnektir; içeriği tam dolu mudur, değil midir ayrı bir konu!

             Niyetin iyi ve doğru olduğu tartışılmazdır ve Türkiye’nin düştüğü çıkmazdan sıyrılması için, ölçülmüş, biçilmiş şimdilik kısa bir yol haritasıdır!

Demir taş’ın söylemek istediği şudur; “ başka bir ülke yok ve biz bu ülkede biri birimize mecburuz, sorun içimizde ise, çözecek olan da biziz” diyor!

Ben böyle okudum ve yanlış okumuşsam bile doğru olan budur!

Artık gözlerimizi açma zamanı!

Körebe oynamaktan o kadar sıkıldık ki..!

**************

ÇOK ZOR

 

            Vaziyete baktığınızda artık işin Allah’a kaldığını söyleyecek kadar tüm akli melekelerini yitirmiş bir anlayışla karşı karşıyayız!

              Bir toplumun nasıl sorgu mekanizmalarından koparıldığının en büyük örneği biziz ve bana kalırsa sosyologlar, psikologlar buna ciddi kafa yormalı ve sonuçları tez olarak dünya üniversitelerinde okutulmalıdır!

             Ülke yönetimi tümüyle tek bir aklın insafına bırakılmış, geri kalan seksen beş milyon sadece manzaranın piyonu ve her seferinde masada rakibe yenilerek kalkıyorsun ve yine de en büyük alkışı mağlup olan alıyor; çünkü mağlubiyeti bir tek yenilen biliyor, diğer çoğunluk bundan Zafer sarhoşluğu yaratıyor!

             Hal böyle olunca yenilen güreşe doymuyor ve sürekli kündeye gelen bir aklın sığınacağı manevi kuvvet var, en sonunda o da oldu, tüm bu karmaşanın, insanları açlıkla sınamanın adresini de bize gösterdiler ve topu Allah’a attılar!

Buna inanmadığımızı sanıyorsanız bu ülkede yaşamıyorsunuz!

Çocukken bize “ her şeyin Allahtan geldiğini “ üstüne basa, basa öğretmediler mi?

Şimdi mesele zam ve faiz işi olunca neden kıvırıyorsunuz?

Aynen öyledir ve ben inanıyorum, tüm derdi, belayı sırtımıza Allah yüklüyor!

Mesela Ankaralı Melihin dinozorlarını sahada çürüten de Allah’tır!

Bunların put olduğunu ve peygamberimizin putlarla savaştığını bilmiyor musunuz?

        Şimdi çıkmış Melihe dava açıyorlar; neymiş efendim “ burada çöpe atılan parayla üç yüz adet yurt, on beş bin konut, bilmem kaç okul, hastane yapılırmış !”

Yani utanmazlarsa bu parayla Avrupa’dan bin tane demokrasi alınırdı diyecekler!

Canım benim, sen hala çarkın kırıldığının farkında değilsin!

            Şimdi o dişlilerin arasında ki çeteler, mafya, uyuşturucu baronları ve dahası insanlıktan uzak ne varsa yere döküldü ve başladılar biri birini yemeye!

               İddialar, kasetler, şantajlar, dönen rüşvet iddiaları ve güzel şeyler hariç, aklınıza ne kadar kötülük geliyorsa şimdi hepsi orta yerde ve hepsi etten yere düşen sinek kurtçukları gibi güneşten kaçıp biri birine sokuluyor!

Peki, cesaretin varsa çık ortaya bunları söyle bakalım!

            Söylediğin anda ensene yediğin tokatla çözülen dilin ne söyler biliyor musun? “ Bayrak inmez, vatan bölünmez!”

Ne güzel slogan değil mi?

İşte tam da içinden çıkılmaz bu hali havale edecek en yüce makam vardı!

Müthiş bir çıkış ve işten sıyrılmak için zeka dolu bir çıkış!

Dünden beri sokaklarda ve kahvehane köşelerinde tartışılan konu bu ve günün sonunda “ evet, her şeyi bilen ve yapan Allah’tır...”

Amenna ve saddak...

E.. CANIM

 

             Sorarsın “ durumun nasıl “ diye! Yurdum insanı bu soruya “ çok şükür, gönlümüz zengin “ diyerek yanıt verir ve dünyanın en büyük gönlü zenginleri bizdedir! Yokluk ve yoksulluğu böyle psikolojik bir çalımla bertaraf etmenin başka izahı yoktur! Bu gönlü zengin olmaya bir de “ buz gibi suyumuz var” diye bir ekleme yapmışsa vaziyet tamamdır, efendi kırsalda, bir dağ başı, ya da eteğindedir, kargadan başka kuş tanımadığı için dünyada neyin döndüğünü bilmez ve onun devleti ile tanrısı kutsaldır, sıkıysa laf et!

Böyle bir vatandaşın devleti de nazarlıktır!

             Ülkesinde otuz milyon Kürt, yirmi milyon Alevi Yaşar, ağız açılınca “ Alevi kardeşlerimizle başlar, Kürt kardeşlerimizle “ biter!

             Bu iki yaramaz kardeş, her zaman diğerlerinin gaz alma rampası olmuşlardır; yoksa iç düşman yaratmayan devlet mi olur?

               Bu ülkede benim yaşamıma denk gelen yetmiş sonrası askeri darbelerin tümü bu kesimlere fatura edildi, çünkü diğer çoğunluğa bir izah gerekiyordu, en kolay yol buydu!

            Kürt kardeşler, seçime girdiler, vekil ve belediye başkanı oldular; ancak senin verdiğin ittihatçı ödevin yanlışlığından dolayı demokratik haklarla itiraz ettiler ve üstelik anayasanda “ herkes düşüncesini söyler “ demesine rağmen!

               Tabi sen anayasanı takmayınca, başkalarını nasıl takacaksın, bu çok ayrı bir konu ve bir tek yolsuzluğun, rüşvetin olmadığı tüm HDP’ li belediye başkanlarını görevden almakta kalmadın, hepsini derdest edip içeri attın!

Aynısın vekillerine de yaptın, yapmaya devam ediyorsun!

              Tutuklanmayan ve ceza almayan hiç bir il, ilçe yönetimi kalmadı, hiç birinin kırdığı bir cam, yediği bir rüşvet olmadığı halde!!

             Kürt’lerin söz sahibi olanları ısrarla “ biz bölünmek istemiyoruz, sadece demokratikleşin bu hepimize yeter” diyor ama yok, sen tutturmuşsun günü birlik “ bölücüler” gibi hikâyelerle tutunduğun dalda bir gün fazla yaşamayı kar sanıyorsun!

               Bu işin uzun vadeli bir iş olduğuna aklın ermeyince yapacağın budur ve bu söylem üzerinden beslenip semiren binlerce mafya ve ardıl bozuntuları bu ülkenin kanını emiyor ve ekonomisinin dibe vurmasına sebep oluyor, gel de anlat?

             Allah var Aleviler tam kardeş! Ağabey tokat attıkça “ incinseler de incinmiyorlar “ bu nedenledir ki ellerinde saz hiç düşmedi ve tokat ın acısını türküleştirmekten başka seçenekleri de yok!

                Bu kardeşlerin varlığı bu ülkede yirmi milyon kadardır ve nedense her darbe gelir bunları mıknatıs gibi bulur ve gidip derdini Hızır Paşa’ya mı anlatsınlar!

FETÖ meselesinde Alevilerin ne gibi dâhil olabilir?

Devrimci, demokrat kesim de öyle!

                Şimdi bunlardan binlerce ihraç var ve hepsini yumurta, simit satmaya zorladınız, çay ocağında iş bulsun diye devreye adam sokmaya kadar!

Yerini kimlerle doldurdunuz?

              Onu da siz söyleyin ve üç ortalamalı matematikçilerle yürüdüğünüz yol, bu ülkenin canına okudu, umurunuzda mı?

Kimse, kimsenin kardeşi değildir, hele ki aynı ülkenin vatandaşıysanız!

Devlet, kardeşliği eşit yurttaşlık algısı ve temsilde adaletle, liyakatle sağlar!

              Sınavlarda derece yapacak, sen “ mülakat “ denilen hak yeme mekanizmasıyla sıradanları toplayıp, yandaşlarına iş bulma kurumu olacaksın!

İşte devletler böyle çöker, bu durumda kardeşlik hikâyeleri de kimseyi kurtarmaz!

Adaleti, hukuku, vatandaşın refahını ve geleceğini doğru bir çizgiye getir, boş ver biz kardeş olmayalım; bu durumda bir kardeşe de gerek yok!

Adaletin olmadığı yerde ikiz kardeş olsan bile hikâyedir ve yeter artık gına geldi!

**************

BU BİR AKIL YİTİMİDİR

 

            Masanın ötesi, berisi aynı malzemeden yapılan çorbadır, sadece kaşıklar farklıdır ve hepimizin odaklandığı bu iki masanın dili de farklı değildir ve işin temeline bakmadan sadece tepedeki fırtınaya kapılmış gidiyoruz!

           Türkiye’nin içine yuvarlandığı devasa sorunları var. Bu sorunlar kendiliğinden ortaya çıkmadı, bunlar var olan ve kimi de üretilen sorunlardır!

            Ülkenin birincil sorunu “ Kürt sorunudur” üstelik elinden kayıp giden bir sorundur ki, sadece içeride değil, dışarıda da gelip karşına çıkıyor!

Neden mi?

             Nedeni gayet basit, sen çözümden kaçtıkça, çözümsüzlük daha da büyüdü ve bu gün uluslararası arenanın gündemine düştü, o arenada sana ne kadar söz hakkı düşer, o da tartışılması gereken ayrı bir konu.

             Bu sorunu kendi elinle dışarıya ittin ve hala bundan bir ders almadan, daha vahimini düşünerek iyice ateşe atlamayı marifet saymak, bu ülkenin geleceğine dinamit koymaktır!

            Bu ülkenin ekonomik sorunları ve şu an raydan çıkan her olumsuzluğun temelinde bu sorun yatıyor!

               Bu sorunu görmeden, dokunmadan ve dahası “ aman ha “ diyerek mesafeyi sürekli açmak, birilerini iktidar yapabilir ama muktedir yapamaz!

Muktedir olmak için cesaret sınırlarını zorlamak gerekiyor!

Peki, bu güne kadar her iki masanın ortaklarından buna dair bir tek söz duydunuz mu?

               Duyduğunuz tek şey son elli yılın değişmez Türk siyaseti ağzıdır ve bu, Kılıçdaroğlunun

Son vaatleriyle tavan yapan bir pembe dünya yalanıdır!

                 Herkes bilir ki bu ülkenin sorunlarının çözümü süregelen ve künyelere yazılmış, tekrarlardan kaçmaktan geçiyor!

             Bunu yapmadığınız sürece, artık savrulan bir ülkeyi ne kısa, ne de uzun vade de kurtarma şansınız yoktur!

İşte bu tehlikeyi görünce çözüm önerileri de yapılıyor!

            Ancak; Türkiye’nin bunda da ciddi sıkıntıları var. Önerinin doğru Ya da yanlışına bakmadan, kimden geldiğine bakmak gibi aşamadığımız bir hastalığımız var!

            Selahattin Demirtaş’ın son çıkışları buna örnektir; içeriği tam dolu mudur, değil midir ayrı bir konu!

             Niyetin iyi ve doğru olduğu tartışılmazdır ve Türkiye’nin düştüğü çıkmazdan sıyrılması için, ölçülmüş, biçilmiş şimdilik kısa bir yol haritasıdır!

Demir taş’ın söylemek istediği şudur; “ başka bir ülke yok ve biz bu ülkede biri birimize mecburuz, sorun içimizde ise, çözecek olan da biziz” diyor!

Ben böyle okudum ve yanlış okumuşsam bile doğru olan budur!

Artık gözlerimizi açma zamanı!

Körebe oynamaktan o kadar sıkıldık ki..!

**************

ÇOK ZOR

 

            Vaziyete baktığınızda artık işin Allah’a kaldığını söyleyecek kadar tüm akli melekelerini yitirmiş bir anlayışla karşı karşıyayız!

              Bir toplumun nasıl sorgu mekanizmalarından koparıldığının en büyük örneği biziz ve bana kalırsa sosyologlar, psikologlar buna ciddi kafa yormalı ve sonuçları tez olarak dünya üniversitelerinde okutulmalıdır!

             Ülke yönetimi tümüyle tek bir aklın insafına bırakılmış, geri kalan seksen beş milyon sadece manzaranın piyonu ve her seferinde masada rakibe yenilerek kalkıyorsun ve yine de en büyük alkışı mağlup olan alıyor; çünkü mağlubiyeti bir tek yenilen biliyor, diğer çoğunluk bundan Zafer sarhoşluğu yaratıyor!

             Hal böyle olunca yenilen güreşe doymuyor ve sürekli kündeye gelen bir aklın sığınacağı manevi kuvvet var, en sonunda o da oldu, tüm bu karmaşanın, insanları açlıkla sınamanın adresini de bize gösterdiler ve topu Allah’a attılar!

Buna inanmadığımızı sanıyorsanız bu ülkede yaşamıyorsunuz!

Çocukken bize “ her şeyin Allahtan geldiğini “ üstüne basa, basa öğretmediler mi?

Şimdi mesele zam ve faiz işi olunca neden kıvırıyorsunuz?

Aynen öyledir ve ben inanıyorum, tüm derdi, belayı sırtımıza Allah yüklüyor!

Mesela Ankaralı Melihin dinozorlarını sahada çürüten de Allah’tır!

Bunların put olduğunu ve peygamberimizin putlarla savaştığını bilmiyor musunuz?

        Şimdi çıkmış Melihe dava açıyorlar; neymiş efendim “ burada çöpe atılan parayla üç yüz adet yurt, on beş bin konut, bilmem kaç okul, hastane yapılırmış !”

Yani utanmazlarsa bu parayla Avrupa’dan bin tane demokrasi alınırdı diyecekler!

Canım benim, sen hala çarkın kırıldığının farkında değilsin!

            Şimdi o dişlilerin arasında ki çeteler, mafya, uyuşturucu baronları ve dahası insanlıktan uzak ne varsa yere döküldü ve başladılar biri birini yemeye!

               İddialar, kasetler, şantajlar, dönen rüşvet iddiaları ve güzel şeyler hariç, aklınıza ne kadar kötülük geliyorsa şimdi hepsi orta yerde ve hepsi etten yere düşen sinek kurtçukları gibi güneşten kaçıp biri birine sokuluyor!

Peki, cesaretin varsa çık ortaya bunları söyle bakalım!

            Söylediğin anda ensene yediğin tokatla çözülen dilin ne söyler biliyor musun? “ Bayrak inmez, vatan bölünmez!”

Ne güzel slogan değil mi?

İşte tam da içinden çıkılmaz bu hali havale edecek en yüce makam vardı!

Müthiş bir çıkış ve işten sıyrılmak için zeka dolu bir çıkış!

Dünden beri sokaklarda ve kahvehane köşelerinde tartışılan konu bu ve günün sonunda “ evet, her şeyi bilen ve yapan Allah’tır...”

Amenna ve saddak...

E.. CANIM

 

             Sorarsın “ durumun nasıl “ diye! Yurdum insanı bu soruya “ çok şükür, gönlümüz zengin “ diyerek yanıt verir ve dünyanın en büyük gönlü zenginleri bizdedir! Yokluk ve yoksulluğu böyle psikolojik bir çalımla bertaraf etmenin başka izahı yoktur! Bu gönlü zengin olmaya bir de “ buz gibi suyumuz var” diye bir ekleme yapmışsa vaziyet tamamdır, efendi kırsalda, bir dağ başı, ya da eteğindedir, kargadan başka kuş tanımadığı için dünyada neyin döndüğünü bilmez ve onun devleti ile tanrısı kutsaldır, sıkıysa laf et!

Böyle bir vatandaşın devleti de nazarlıktır!

             Ülkesinde otuz milyon Kürt, yirmi milyon Alevi Yaşar, ağız açılınca “ Alevi kardeşlerimizle başlar, Kürt kardeşlerimizle “ biter!

             Bu iki yaramaz kardeş, her zaman diğerlerinin gaz alma rampası olmuşlardır; yoksa iç düşman yaratmayan devlet mi olur?

               Bu ülkede benim yaşamıma denk gelen yetmiş sonrası askeri darbelerin tümü bu kesimlere fatura edildi, çünkü diğer çoğunluğa bir izah gerekiyordu, en kolay yol buydu!

            Kürt kardeşler, seçime girdiler, vekil ve belediye başkanı oldular; ancak senin verdiğin ittihatçı ödevin yanlışlığından dolayı demokratik haklarla itiraz ettiler ve üstelik anayasanda “ herkes düşüncesini söyler “ demesine rağmen!

               Tabi sen anayasanı takmayınca, başkalarını nasıl takacaksın, bu çok ayrı bir konu ve bir tek yolsuzluğun, rüşvetin olmadığı tüm HDP’ li belediye başkanlarını görevden almakta kalmadın, hepsini derdest edip içeri attın!

Aynısın vekillerine de yaptın, yapmaya devam ediyorsun!

              Tutuklanmayan ve ceza almayan hiç bir il, ilçe yönetimi kalmadı, hiç birinin kırdığı bir cam, yediği bir rüşvet olmadığı halde!!

             Kürt’lerin söz sahibi olanları ısrarla “ biz bölünmek istemiyoruz, sadece demokratikleşin bu hepimize yeter” diyor ama yok, sen tutturmuşsun günü birlik “ bölücüler” gibi hikâyelerle tutunduğun dalda bir gün fazla yaşamayı kar sanıyorsun!

               Bu işin uzun vadeli bir iş olduğuna aklın ermeyince yapacağın budur ve bu söylem üzerinden beslenip semiren binlerce mafya ve ardıl bozuntuları bu ülkenin kanını emiyor ve ekonomisinin dibe vurmasına sebep oluyor, gel de anlat?

             Allah var Aleviler tam kardeş! Ağabey tokat attıkça “ incinseler de incinmiyorlar “ bu nedenledir ki ellerinde saz hiç düşmedi ve tokat ın acısını türküleştirmekten başka seçenekleri de yok!

                Bu kardeşlerin varlığı bu ülkede yirmi milyon kadardır ve nedense her darbe gelir bunları mıknatıs gibi bulur ve gidip derdini Hızır Paşa’ya mı anlatsınlar!

FETÖ meselesinde Alevilerin ne gibi dâhil olabilir?

Devrimci, demokrat kesim de öyle!

                Şimdi bunlardan binlerce ihraç var ve hepsini yumurta, simit satmaya zorladınız, çay ocağında iş bulsun diye devreye adam sokmaya kadar!

Yerini kimlerle doldurdunuz?

              Onu da siz söyleyin ve üç ortalamalı matematikçilerle yürüdüğünüz yol, bu ülkenin canına okudu, umurunuzda mı?

Kimse, kimsenin kardeşi değildir, hele ki aynı ülkenin vatandaşıysanız!

Devlet, kardeşliği eşit yurttaşlık algısı ve temsilde adaletle, liyakatle sağlar!

              Sınavlarda derece yapacak, sen “ mülakat “ denilen hak yeme mekanizmasıyla sıradanları toplayıp, yandaşlarına iş bulma kurumu olacaksın!

İşte devletler böyle çöker, bu durumda kardeşlik hikâyeleri de kimseyi kurtarmaz!

Adaleti, hukuku, vatandaşın refahını ve geleceğini doğru bir çizgiye getir, boş ver biz kardeş olmayalım; bu durumda bir kardeşe de gerek yok!

Adaletin olmadığı yerde ikiz kardeş olsan bile hikâyedir ve yeter artık gına geldi!

**************

BU BİR AKIL YİTİMİDİR

 

            Masanın ötesi, berisi aynı malzemeden yapılan çorbadır, sadece kaşıklar farklıdır ve hepimizin odaklandığı bu iki masanın dili de farklı değildir ve işin temeline bakmadan sadece tepedeki fırtınaya kapılmış gidiyoruz!

           Türkiye’nin içine yuvarlandığı devasa sorunları var. Bu sorunlar kendiliğinden ortaya çıkmadı, bunlar var olan ve kimi de üretilen sorunlardır!

            Ülkenin birincil sorunu “ Kürt sorunudur” üstelik elinden kayıp giden bir sorundur ki, sadece içeride değil, dışarıda da gelip karşına çıkıyor!

Neden mi?

             Nedeni gayet basit, sen çözümden kaçtıkça, çözümsüzlük daha da büyüdü ve bu gün uluslararası arenanın gündemine düştü, o arenada sana ne kadar söz hakkı düşer, o da tartışılması gereken ayrı bir konu.

             Bu sorunu kendi elinle dışarıya ittin ve hala bundan bir ders almadan, daha vahimini düşünerek iyice ateşe atlamayı marifet saymak, bu ülkenin geleceğine dinamit koymaktır!

            Bu ülkenin ekonomik sorunları ve şu an raydan çıkan her olumsuzluğun temelinde bu sorun yatıyor!

               Bu sorunu görmeden, dokunmadan ve dahası “ aman ha “ diyerek mesafeyi sürekli açmak, birilerini iktidar yapabilir ama muktedir yapamaz!

Muktedir olmak için cesaret sınırlarını zorlamak gerekiyor!

Peki, bu güne kadar her iki masanın ortaklarından buna dair bir tek söz duydunuz mu?

               Duyduğunuz tek şey son elli yılın değişmez Türk siyaseti ağzıdır ve bu, Kılıçdaroğlunun

Son vaatleriyle tavan yapan bir pembe dünya yalanıdır!

                 Herkes bilir ki bu ülkenin sorunlarının çözümü süregelen ve künyelere yazılmış, tekrarlardan kaçmaktan geçiyor!

             Bunu yapmadığınız sürece, artık savrulan bir ülkeyi ne kısa, ne de uzun vade de kurtarma şansınız yoktur!

İşte bu tehlikeyi görünce çözüm önerileri de yapılıyor!

            Ancak; Türkiye’nin bunda da ciddi sıkıntıları var. Önerinin doğru Ya da yanlışına bakmadan, kimden geldiğine bakmak gibi aşamadığımız bir hastalığımız var!

            Selahattin Demirtaş’ın son çıkışları buna örnektir; içeriği tam dolu mudur, değil midir ayrı bir konu!

             Niyetin iyi ve doğru olduğu tartışılmazdır ve Türkiye’nin düştüğü çıkmazdan sıyrılması için, ölçülmüş, biçilmiş şimdilik kısa bir yol haritasıdır!

Demir taş’ın söylemek istediği şudur; “ başka bir ülke yok ve biz bu ülkede biri birimize mecburuz, sorun içimizde ise, çözecek olan da biziz” diyor!

Ben böyle okudum ve yanlış okumuşsam bile doğru olan budur!

Artık gözlerimizi açma zamanı!

Körebe oynamaktan o kadar sıkıldık ki..!

**************

ÇOK ZOR

 

            Vaziyete baktığınızda artık işin Allah’a kaldığını söyleyecek kadar tüm akli melekelerini yitirmiş bir anlayışla karşı karşıyayız!

              Bir toplumun nasıl sorgu mekanizmalarından koparıldığının en büyük örneği biziz ve bana kalırsa sosyologlar, psikologlar buna ciddi kafa yormalı ve sonuçları tez olarak dünya üniversitelerinde okutulmalıdır!

             Ülke yönetimi tümüyle tek bir aklın insafına bırakılmış, geri kalan seksen beş milyon sadece manzaranın piyonu ve her seferinde masada rakibe yenilerek kalkıyorsun ve yine de en büyük alkışı mağlup olan alıyor; çünkü mağlubiyeti bir tek yenilen biliyor, diğer çoğunluk bundan Zafer sarhoşluğu yaratıyor!

             Hal böyle olunca yenilen güreşe doymuyor ve sürekli kündeye gelen bir aklın sığınacağı manevi kuvvet var, en sonunda o da oldu, tüm bu karmaşanın, insanları açlıkla sınamanın adresini de bize gösterdiler ve topu Allah’a attılar!

Buna inanmadığımızı sanıyorsanız bu ülkede yaşamıyorsunuz!

Çocukken bize “ her şeyin Allahtan geldiğini “ üstüne basa, basa öğretmediler mi?

Şimdi mesele zam ve faiz işi olunca neden kıvırıyorsunuz?

Aynen öyledir ve ben inanıyorum, tüm derdi, belayı sırtımıza Allah yüklüyor!

Mesela Ankaralı Melihin dinozorlarını sahada çürüten de Allah’tır!

Bunların put olduğunu ve peygamberimizin putlarla savaştığını bilmiyor musunuz?

        Şimdi çıkmış Melihe dava açıyorlar; neymiş efendim “ burada çöpe atılan parayla üç yüz adet yurt, on beş bin konut, bilmem kaç okul, hastane yapılırmış !”

Yani utanmazlarsa bu parayla Avrupa’dan bin tane demokrasi alınırdı diyecekler!

Canım benim, sen hala çarkın kırıldığının farkında değilsin!

            Şimdi o dişlilerin arasında ki çeteler, mafya, uyuşturucu baronları ve dahası insanlıktan uzak ne varsa yere döküldü ve başladılar biri birini yemeye!

               İddialar, kasetler, şantajlar, dönen rüşvet iddiaları ve güzel şeyler hariç, aklınıza ne kadar kötülük geliyorsa şimdi hepsi orta yerde ve hepsi etten yere düşen sinek kurtçukları gibi güneşten kaçıp biri birine sokuluyor!

Peki, cesaretin varsa çık ortaya bunları söyle bakalım!

            Söylediğin anda ensene yediğin tokatla çözülen dilin ne söyler biliyor musun? “ Bayrak inmez, vatan bölünmez!”

Ne güzel slogan değil mi?

İşte tam da içinden çıkılmaz bu hali havale edecek en yüce makam vardı!

Müthiş bir çıkış ve işten sıyrılmak için zeka dolu bir çıkış!

Dünden beri sokaklarda ve kahvehane köşelerinde tartışılan konu bu ve günün sonunda “ evet, her şeyi bilen ve yapan Allah’tır...”

Amenna ve saddak...

E.. CANIM

 

             Sorarsın “ durumun nasıl “ diye! Yurdum insanı bu soruya “ çok şükür, gönlümüz zengin “ diyerek yanıt verir ve dünyanın en büyük gönlü zenginleri bizdedir! Yokluk ve yoksulluğu böyle psikolojik bir çalımla bertaraf etmenin başka izahı yoktur! Bu gönlü zengin olmaya bir de “ buz gibi suyumuz var” diye bir ekleme yapmışsa vaziyet tamamdır, efendi kırsalda, bir dağ başı, ya da eteğindedir, kargadan başka kuş tanımadığı için dünyada neyin döndüğünü bilmez ve onun devleti ile tanrısı kutsaldır, sıkıysa laf et!

Böyle bir vatandaşın devleti de nazarlıktır!

             Ülkesinde otuz milyon Kürt, yirmi milyon Alevi Yaşar, ağız açılınca “ Alevi kardeşlerimizle başlar, Kürt kardeşlerimizle “ biter!

             Bu iki yaramaz kardeş, her zaman diğerlerinin gaz alma rampası olmuşlardır; yoksa iç düşman yaratmayan devlet mi olur?

               Bu ülkede benim yaşamıma denk gelen yetmiş sonrası askeri darbelerin tümü bu kesimlere fatura edildi, çünkü diğer çoğunluğa bir izah gerekiyordu, en kolay yol buydu!

            Kürt kardeşler, seçime girdiler, vekil ve belediye başkanı oldular; ancak senin verdiğin ittihatçı ödevin yanlışlığından dolayı demokratik haklarla itiraz ettiler ve üstelik anayasanda “ herkes düşüncesini söyler “ demesine rağmen!

               Tabi sen anayasanı takmayınca, başkalarını nasıl takacaksın, bu çok ayrı bir konu ve bir tek yolsuzluğun, rüşvetin olmadığı tüm HDP’ li belediye başkanlarını görevden almakta kalmadın, hepsini derdest edip içeri attın!

Aynısın vekillerine de yaptın, yapmaya devam ediyorsun!

              Tutuklanmayan ve ceza almayan hiç bir il, ilçe yönetimi kalmadı, hiç birinin kırdığı bir cam, yediği bir rüşvet olmadığı halde!!

             Kürt’lerin söz sahibi olanları ısrarla “ biz bölünmek istemiyoruz, sadece demokratikleşin bu hepimize yeter” diyor ama yok, sen tutturmuşsun günü birlik “ bölücüler” gibi hikâyelerle tutunduğun dalda bir gün fazla yaşamayı kar sanıyorsun!

               Bu işin uzun vadeli bir iş olduğuna aklın ermeyince yapacağın budur ve bu söylem üzerinden beslenip semiren binlerce mafya ve ardıl bozuntuları bu ülkenin kanını emiyor ve ekonomisinin dibe vurmasına sebep oluyor, gel de anlat?

             Allah var Aleviler tam kardeş! Ağabey tokat attıkça “ incinseler de incinmiyorlar “ bu nedenledir ki ellerinde saz hiç düşmedi ve tokat ın acısını türküleştirmekten başka seçenekleri de yok!

                Bu kardeşlerin varlığı bu ülkede yirmi milyon kadardır ve nedense her darbe gelir bunları mıknatıs gibi bulur ve gidip derdini Hızır Paşa’ya mı anlatsınlar!

FETÖ meselesinde Alevilerin ne gibi dâhil olabilir?

Devrimci, demokrat kesim de öyle!

                Şimdi bunlardan binlerce ihraç var ve hepsini yumurta, simit satmaya zorladınız, çay ocağında iş bulsun diye devreye adam sokmaya kadar!

Yerini kimlerle doldurdunuz?

              Onu da siz söyleyin ve üç ortalamalı matematikçilerle yürüdüğünüz yol, bu ülkenin canına okudu, umurunuzda mı?

Kimse, kimsenin kardeşi değildir, hele ki aynı ülkenin vatandaşıysanız!

Devlet, kardeşliği eşit yurttaşlık algısı ve temsilde adaletle, liyakatle sağlar!

              Sınavlarda derece yapacak, sen “ mülakat “ denilen hak yeme mekanizmasıyla sıradanları toplayıp, yandaşlarına iş bulma kurumu olacaksın!

İşte devletler böyle çöker, bu durumda kardeşlik hikâyeleri de kimseyi kurtarmaz!

Adaleti, hukuku, vatandaşın refahını ve geleceğini doğru bir çizgiye getir, boş ver biz kardeş olmayalım; bu durumda bir kardeşe de gerek yok!

Adaletin olmadığı yerde ikiz kardeş olsan bile hikâyedir ve yeter artık gına geldi!

**************

BU BİR AKIL YİTİMİDİR

 

            Masanın ötesi, berisi aynı malzemeden yapılan çorbadır, sadece kaşıklar farklıdır ve hepimizin odaklandığı bu iki masanın dili de farklı değildir ve işin temeline bakmadan sadece tepedeki fırtınaya kapılmış gidiyoruz!

           Türkiye’nin içine yuvarlandığı devasa sorunları var. Bu sorunlar kendiliğinden ortaya çıkmadı, bunlar var olan ve kimi de üretilen sorunlardır!

            Ülkenin birincil sorunu “ Kürt sorunudur” üstelik elinden kayıp giden bir sorundur ki, sadece içeride değil, dışarıda da gelip karşına çıkıyor!

Neden mi?

             Nedeni gayet basit, sen çözümden kaçtıkça, çözümsüzlük daha da büyüdü ve bu gün uluslararası arenanın gündemine düştü, o arenada sana ne kadar söz hakkı düşer, o da tartışılması gereken ayrı bir konu.

             Bu sorunu kendi elinle dışarıya ittin ve hala bundan bir ders almadan, daha vahimini düşünerek iyice ateşe atlamayı marifet saymak, bu ülkenin geleceğine dinamit koymaktır!

            Bu ülkenin ekonomik sorunları ve şu an raydan çıkan her olumsuzluğun temelinde bu sorun yatıyor!

               Bu sorunu görmeden, dokunmadan ve dahası “ aman ha “ diyerek mesafeyi sürekli açmak, birilerini iktidar yapabilir ama muktedir yapamaz!

Muktedir olmak için cesaret sınırlarını zorlamak gerekiyor!

Peki, bu güne kadar her iki masanın ortaklarından buna dair bir tek söz duydunuz mu?

               Duyduğunuz tek şey son elli yılın değişmez Türk siyaseti ağzıdır ve bu, Kılıçdaroğlunun

Son vaatleriyle tavan yapan bir pembe dünya yalanıdır!

                 Herkes bilir ki bu ülkenin sorunlarının çözümü süregelen ve künyelere yazılmış, tekrarlardan kaçmaktan geçiyor!

             Bunu yapmadığınız sürece, artık savrulan bir ülkeyi ne kısa, ne de uzun vade de kurtarma şansınız yoktur!

İşte bu tehlikeyi görünce çözüm önerileri de yapılıyor!

            Ancak; Türkiye’nin bunda da ciddi sıkıntıları var. Önerinin doğru Ya da yanlışına bakmadan, kimden geldiğine bakmak gibi aşamadığımız bir hastalığımız var!

            Selahattin Demirtaş’ın son çıkışları buna örnektir; içeriği tam dolu mudur, değil midir ayrı bir konu!

             Niyetin iyi ve doğru olduğu tartışılmazdır ve Türkiye’nin düştüğü çıkmazdan sıyrılması için, ölçülmüş, biçilmiş şimdilik kısa bir yol haritasıdır!

Demir taş’ın söylemek istediği şudur; “ başka bir ülke yok ve biz bu ülkede biri birimize mecburuz, sorun içimizde ise, çözecek olan da biziz” diyor!

Ben böyle okudum ve yanlış okumuşsam bile doğru olan budur!

Artık gözlerimizi açma zamanı!

Körebe oynamaktan o kadar sıkıldık ki..!

**************

ÇOK ZOR

 

            Vaziyete baktığınızda artık işin Allah’a kaldığını söyleyecek kadar tüm akli melekelerini yitirmiş bir anlayışla karşı karşıyayız!

              Bir toplumun nasıl sorgu mekanizmalarından koparıldığının en büyük örneği biziz ve bana kalırsa sosyologlar, psikologlar buna ciddi kafa yormalı ve sonuçları tez olarak dünya üniversitelerinde okutulmalıdır!

             Ülke yönetimi tümüyle tek bir aklın insafına bırakılmış, geri kalan seksen beş milyon sadece manzaranın piyonu ve her seferinde masada rakibe yenilerek kalkıyorsun ve yine de en büyük alkışı mağlup olan alıyor; çünkü mağlubiyeti bir tek yenilen biliyor, diğer çoğunluk bundan Zafer sarhoşluğu yaratıyor!

             Hal böyle olunca yenilen güreşe doymuyor ve sürekli kündeye gelen bir aklın sığınacağı manevi kuvvet var, en sonunda o da oldu, tüm bu karmaşanın, insanları açlıkla sınamanın adresini de bize gösterdiler ve topu Allah’a attılar!

Buna inanmadığımızı sanıyorsanız bu ülkede yaşamıyorsunuz!

Çocukken bize “ her şeyin Allahtan geldiğini “ üstüne basa, basa öğretmediler mi?

Şimdi mesele zam ve faiz işi olunca neden kıvırıyorsunuz?

Aynen öyledir ve ben inanıyorum, tüm derdi, belayı sırtımıza Allah yüklüyor!

Mesela Ankaralı Melihin dinozorlarını sahada çürüten de Allah’tır!

Bunların put olduğunu ve peygamberimizin putlarla savaştığını bilmiyor musunuz?

        Şimdi çıkmış Melihe dava açıyorlar; neymiş efendim “ burada çöpe atılan parayla üç yüz adet yurt, on beş bin konut, bilmem kaç okul, hastane yapılırmış !”

Yani utanmazlarsa bu parayla Avrupa’dan bin tane demokrasi alınırdı diyecekler!

Canım benim, sen hala çarkın kırıldığının farkında değilsin!

            Şimdi o dişlilerin arasında ki çeteler, mafya, uyuşturucu baronları ve dahası insanlıktan uzak ne varsa yere döküldü ve başladılar biri birini yemeye!

               İddialar, kasetler, şantajlar, dönen rüşvet iddiaları ve güzel şeyler hariç, aklınıza ne kadar kötülük geliyorsa şimdi hepsi orta yerde ve hepsi etten yere düşen sinek kurtçukları gibi güneşten kaçıp biri birine sokuluyor!

Peki, cesaretin varsa çık ortaya bunları söyle bakalım!

            Söylediğin anda ensene yediğin tokatla çözülen dilin ne söyler biliyor musun? “ Bayrak inmez, vatan bölünmez!”

Ne güzel slogan değil mi?

İşte tam da içinden çıkılmaz bu hali havale edecek en yüce makam vardı!

Müthiş bir çıkış ve işten sıyrılmak için zeka dolu bir çıkış!

Dünden beri sokaklarda ve kahvehane köşelerinde tartışılan konu bu ve günün sonunda “ evet, her şeyi bilen ve yapan Allah’tır...”

Amenna ve saddak...

E.. CANIM

 

             Sorarsın “ durumun nasıl “ diye! Yurdum insanı bu soruya “ çok şükür, gönlümüz zengin “ diyerek yanıt verir ve dünyanın en büyük gönlü zenginleri bizdedir! Yokluk ve yoksulluğu böyle psikolojik bir çalımla bertaraf etmenin başka izahı yoktur! Bu gönlü zengin olmaya bir de “ buz gibi suyumuz var” diye bir ekleme yapmışsa vaziyet tamamdır, efendi kırsalda, bir dağ başı, ya da eteğindedir, kargadan başka kuş tanımadığı için dünyada neyin döndüğünü bilmez ve onun devleti ile tanrısı kutsaldır, sıkıysa laf et!

Böyle bir vatandaşın devleti de nazarlıktır!

             Ülkesinde otuz milyon Kürt, yirmi milyon Alevi Yaşar, ağız açılınca “ Alevi kardeşlerimizle başlar, Kürt kardeşlerimizle “ biter!

             Bu iki yaramaz kardeş, her zaman diğerlerinin gaz alma rampası olmuşlardır; yoksa iç düşman yaratmayan devlet mi olur?

               Bu ülkede benim yaşamıma denk gelen yetmiş sonrası askeri darbelerin tümü bu kesimlere fatura edildi, çünkü diğer çoğunluğa bir izah gerekiyordu, en kolay yol buydu!

            Kürt kardeşler, seçime girdiler, vekil ve belediye başkanı oldular; ancak senin verdiğin ittihatçı ödevin yanlışlığından dolayı demokratik haklarla itiraz ettiler ve üstelik anayasanda “ herkes düşüncesini söyler “ demesine rağmen!

               Tabi sen anayasanı takmayınca, başkalarını nasıl takacaksın, bu çok ayrı bir konu ve bir tek yolsuzluğun, rüşvetin olmadığı tüm HDP’ li belediye başkanlarını görevden almakta kalmadın, hepsini derdest edip içeri attın!

Aynısın vekillerine de yaptın, yapmaya devam ediyorsun!

              Tutuklanmayan ve ceza almayan hiç bir il, ilçe yönetimi kalmadı, hiç birinin kırdığı bir cam, yediği bir rüşvet olmadığı halde!!

             Kürt’lerin söz sahibi olanları ısrarla “ biz bölünmek istemiyoruz, sadece demokratikleşin bu hepimize yeter” diyor ama yok, sen tutturmuşsun günü birlik “ bölücüler” gibi hikâyelerle tutunduğun dalda bir gün fazla yaşamayı kar sanıyorsun!

               Bu işin uzun vadeli bir iş olduğuna aklın ermeyince yapacağın budur ve bu söylem üzerinden beslenip semiren binlerce mafya ve ardıl bozuntuları bu ülkenin kanını emiyor ve ekonomisinin dibe vurmasına sebep oluyor, gel de anlat?

             Allah var Aleviler tam kardeş! Ağabey tokat attıkça “ incinseler de incinmiyorlar “ bu nedenledir ki ellerinde saz hiç düşmedi ve tokat ın acısını türküleştirmekten başka seçenekleri de yok!

                Bu kardeşlerin varlığı bu ülkede yirmi milyon kadardır ve nedense her darbe gelir bunları mıknatıs gibi bulur ve gidip derdini Hızır Paşa’ya mı anlatsınlar!

FETÖ meselesinde Alevilerin ne gibi dâhil olabilir?

Devrimci, demokrat kesim de öyle!

                Şimdi bunlardan binlerce ihraç var ve hepsini yumurta, simit satmaya zorladınız, çay ocağında iş bulsun diye devreye adam sokmaya kadar!

Yerini kimlerle doldurdunuz?

              Onu da siz söyleyin ve üç ortalamalı matematikçilerle yürüdüğünüz yol, bu ülkenin canına okudu, umurunuzda mı?

Kimse, kimsenin kardeşi değildir, hele ki aynı ülkenin vatandaşıysanız!

Devlet, kardeşliği eşit yurttaşlık algısı ve temsilde adaletle, liyakatle sağlar!

              Sınavlarda derece yapacak, sen “ mülakat “ denilen hak yeme mekanizmasıyla sıradanları toplayıp, yandaşlarına iş bulma kurumu olacaksın!

İşte devletler böyle çöker, bu durumda kardeşlik hikâyeleri de kimseyi kurtarmaz!

Adaleti, hukuku, vatandaşın refahını ve geleceğini doğru bir çizgiye getir, boş ver biz kardeş olmayalım; bu durumda bir kardeşe de gerek yok!

Adaletin olmadığı yerde ikiz kardeş olsan bile hikâyedir ve yeter artık gına geldi!

**************

BU BİR AKIL YİTİMİDİR

 

            Masanın ötesi, berisi aynı malzemeden yapılan çorbadır, sadece kaşıklar farklıdır ve hepimizin odaklandığı bu iki masanın dili de farklı değildir ve işin temeline bakmadan sadece tepedeki fırtınaya kapılmış gidiyoruz!

           Türkiye’nin içine yuvarlandığı devasa sorunları var. Bu sorunlar kendiliğinden ortaya çıkmadı, bunlar var olan ve kimi de üretilen sorunlardır!

            Ülkenin birincil sorunu “ Kürt sorunudur” üstelik elinden kayıp giden bir sorundur ki, sadece içeride değil, dışarıda da gelip karşına çıkıyor!

Neden mi?

             Nedeni gayet basit, sen çözümden kaçtıkça, çözümsüzlük daha da büyüdü ve bu gün uluslararası arenanın gündemine düştü, o arenada sana ne kadar söz hakkı düşer, o da tartışılması gereken ayrı bir konu.

             Bu sorunu kendi elinle dışarıya ittin ve hala bundan bir ders almadan, daha vahimini düşünerek iyice ateşe atlamayı marifet saymak, bu ülkenin geleceğine dinamit koymaktır!

            Bu ülkenin ekonomik sorunları ve şu an raydan çıkan her olumsuzluğun temelinde bu sorun yatıyor!

               Bu sorunu görmeden, dokunmadan ve dahası “ aman ha “ diyerek mesafeyi sürekli açmak, birilerini iktidar yapabilir ama muktedir yapamaz!

Muktedir olmak için cesaret sınırlarını zorlamak gerekiyor!

Peki, bu güne kadar her iki masanın ortaklarından buna dair bir tek söz duydunuz mu?

               Duyduğunuz tek şey son elli yılın değişmez Türk siyaseti ağzıdır ve bu, Kılıçdaroğlunun

Son vaatleriyle tavan yapan bir pembe dünya yalanıdır!

                 Herkes bilir ki bu ülkenin sorunlarının çözümü süregelen ve künyelere yazılmış, tekrarlardan kaçmaktan geçiyor!

             Bunu yapmadığınız sürece, artık savrulan bir ülkeyi ne kısa, ne de uzun vade de kurtarma şansınız yoktur!

İşte bu tehlikeyi görünce çözüm önerileri de yapılıyor!

            Ancak; Türkiye’nin bunda da ciddi sıkıntıları var. Önerinin doğru Ya da yanlışına bakmadan, kimden geldiğine bakmak gibi aşamadığımız bir hastalığımız var!

            Selahattin Demirtaş’ın son çıkışları buna örnektir; içeriği tam dolu mudur, değil midir ayrı bir konu!

             Niyetin iyi ve doğru olduğu tartışılmazdır ve Türkiye’nin düştüğü çıkmazdan sıyrılması için, ölçülmüş, biçilmiş şimdilik kısa bir yol haritasıdır!

Demir taş’ın söylemek istediği şudur; “ başka bir ülke yok ve biz bu ülkede biri birimize mecburuz, sorun içimizde ise, çözecek olan da biziz” diyor!

Ben böyle okudum ve yanlış okumuşsam bile doğru olan budur!

Artık gözlerimizi açma zamanı!

Körebe oynamaktan o kadar sıkıldık ki..!

**************

ÇOK ZOR

 

            Vaziyete baktığınızda artık işin Allah’a kaldığını söyleyecek kadar tüm akli melekelerini yitirmiş bir anlayışla karşı karşıyayız!

              Bir toplumun nasıl sorgu mekanizmalarından koparıldığının en büyük örneği biziz ve bana kalırsa sosyologlar, psikologlar buna ciddi kafa yormalı ve sonuçları tez olarak dünya üniversitelerinde okutulmalıdır!

             Ülke yönetimi tümüyle tek bir aklın insafına bırakılmış, geri kalan seksen beş milyon sadece manzaranın piyonu ve her seferinde masada rakibe yenilerek kalkıyorsun ve yine de en büyük alkışı mağlup olan alıyor; çünkü mağlubiyeti bir tek yenilen biliyor, diğer çoğunluk bundan Zafer sarhoşluğu yaratıyor!

             Hal böyle olunca yenilen güreşe doymuyor ve sürekli kündeye gelen bir aklın sığınacağı manevi kuvvet var, en sonunda o da oldu, tüm bu karmaşanın, insanları açlıkla sınamanın adresini de bize gösterdiler ve topu Allah’a attılar!

Buna inanmadığımızı sanıyorsanız bu ülkede yaşamıyorsunuz!

Çocukken bize “ her şeyin Allahtan geldiğini “ üstüne basa, basa öğretmediler mi?

Şimdi mesele zam ve faiz işi olunca neden kıvırıyorsunuz?

Aynen öyledir ve ben inanıyorum, tüm derdi, belayı sırtımıza Allah yüklüyor!

Mesela Ankaralı Melihin dinozorlarını sahada çürüten de Allah’tır!

Bunların put olduğunu ve peygamberimizin putlarla savaştığını bilmiyor musunuz?

        Şimdi çıkmış Melihe dava açıyorlar; neymiş efendim “ burada çöpe atılan parayla üç yüz adet yurt, on beş bin konut, bilmem kaç okul, hastane yapılırmış !”

Yani utanmazlarsa bu parayla Avrupa’dan bin tane demokrasi alınırdı diyecekler!

Canım benim, sen hala çarkın kırıldığının farkında değilsin!

            Şimdi o dişlilerin arasında ki çeteler, mafya, uyuşturucu baronları ve dahası insanlıktan uzak ne varsa yere döküldü ve başladılar biri birini yemeye!

               İddialar, kasetler, şantajlar, dönen rüşvet iddiaları ve güzel şeyler hariç, aklınıza ne kadar kötülük geliyorsa şimdi hepsi orta yerde ve hepsi etten yere düşen sinek kurtçukları gibi güneşten kaçıp biri birine sokuluyor!

Peki, cesaretin varsa çık ortaya bunları söyle bakalım!

            Söylediğin anda ensene yediğin tokatla çözülen dilin ne söyler biliyor musun? “ Bayrak inmez, vatan bölünmez!”

Ne güzel slogan değil mi?

İşte tam da içinden çıkılmaz bu hali havale edecek en yüce makam vardı!

Müthiş bir çıkış ve işten sıyrılmak için zeka dolu bir çıkış!

Dünden beri sokaklarda ve kahvehane köşelerinde tartışılan konu bu ve günün sonunda “ evet, her şeyi bilen ve yapan Allah’tır...”

Amenna ve saddak...

E.. CANIM

 

             Sorarsın “ durumun nasıl “ diye! Yurdum insanı bu soruya “ çok şükür, gönlümüz zengin “ diyerek yanıt verir ve dünyanın en büyük gönlü zenginleri bizdedir! Yokluk ve yoksulluğu böyle psikolojik bir çalımla bertaraf etmenin başka izahı yoktur! Bu gönlü zengin olmaya bir de “ buz gibi suyumuz var” diye bir ekleme yapmışsa vaziyet tamamdır, efendi kırsalda, bir dağ başı, ya da eteğindedir, kargadan başka kuş tanımadığı için dünyada neyin döndüğünü bilmez ve onun devleti ile tanrısı kutsaldır, sıkıysa laf et!

Böyle bir vatandaşın devleti de nazarlıktır!

             Ülkesinde otuz milyon Kürt, yirmi milyon Alevi Yaşar, ağız açılınca “ Alevi kardeşlerimizle başlar, Kürt kardeşlerimizle “ biter!

             Bu iki yaramaz kardeş, her zaman diğerlerinin gaz alma rampası olmuşlardır; yoksa iç düşman yaratmayan devlet mi olur?

               Bu ülkede benim yaşamıma denk gelen yetmiş sonrası askeri darbelerin tümü bu kesimlere fatura edildi, çünkü diğer çoğunluğa bir izah gerekiyordu, en kolay yol buydu!

            Kürt kardeşler, seçime girdiler, vekil ve belediye başkanı oldular; ancak senin verdiğin ittihatçı ödevin yanlışlığından dolayı demokratik haklarla itiraz ettiler ve üstelik anayasanda “ herkes düşüncesini söyler “ demesine rağmen!

               Tabi sen anayasanı takmayınca, başkalarını nasıl takacaksın, bu çok ayrı bir konu ve bir tek yolsuzluğun, rüşvetin olmadığı tüm HDP’ li belediye başkanlarını görevden almakta kalmadın, hepsini derdest edip içeri attın!

Aynısın vekillerine de yaptın, yapmaya devam ediyorsun!

              Tutuklanmayan ve ceza almayan hiç bir il, ilçe yönetimi kalmadı, hiç birinin kırdığı bir cam, yediği bir rüşvet olmadığı halde!!

             Kürt’lerin söz sahibi olanları ısrarla “ biz bölünmek istemiyoruz, sadece demokratikleşin bu hepimize yeter” diyor ama yok, sen tutturmuşsun günü birlik “ bölücüler” gibi hikâyelerle tutunduğun dalda bir gün fazla yaşamayı kar sanıyorsun!

               Bu işin uzun vadeli bir iş olduğuna aklın ermeyince yapacağın budur ve bu söylem üzerinden beslenip semiren binlerce mafya ve ardıl bozuntuları bu ülkenin kanını emiyor ve ekonomisinin dibe vurmasına sebep oluyor, gel de anlat?

             Allah var Aleviler tam kardeş! Ağabey tokat attıkça “ incinseler de incinmiyorlar “ bu nedenledir ki ellerinde saz hiç düşmedi ve tokat ın acısını türküleştirmekten başka seçenekleri de yok!

                Bu kardeşlerin varlığı bu ülkede yirmi milyon kadardır ve nedense her darbe gelir bunları mıknatıs gibi bulur ve gidip derdini Hızır Paşa’ya mı anlatsınlar!

FETÖ meselesinde Alevilerin ne gibi dâhil olabilir?

Devrimci, demokrat kesim de öyle!

                Şimdi bunlardan binlerce ihraç var ve hepsini yumurta, simit satmaya zorladınız, çay ocağında iş bulsun diye devreye adam sokmaya kadar!

Yerini kimlerle doldurdunuz?

              Onu da siz söyleyin ve üç ortalamalı matematikçilerle yürüdüğünüz yol, bu ülkenin canına okudu, umurunuzda mı?

Kimse, kimsenin kardeşi değildir, hele ki aynı ülkenin vatandaşıysanız!

Devlet, kardeşliği eşit yurttaşlık algısı ve temsilde adaletle, liyakatle sağlar!

              Sınavlarda derece yapacak, sen “ mülakat “ denilen hak yeme mekanizmasıyla sıradanları toplayıp, yandaşlarına iş bulma kurumu olacaksın!

İşte devletler böyle çöker, bu durumda kardeşlik hikâyeleri de kimseyi kurtarmaz!

Adaleti, hukuku, vatandaşın refahını ve geleceğini doğru bir çizgiye getir, boş ver biz kardeş olmayalım; bu durumda bir kardeşe de gerek yok!

Adaletin olmadığı yerde ikiz kardeş olsan bile hikâyedir ve yeter artık gına geldi!

**************

BU BİR AKIL YİTİMİDİR

 

            Masanın ötesi, berisi aynı malzemeden yapılan çorbadır, sadece kaşıklar farklıdır ve hepimizin odaklandığı bu iki masanın dili de farklı değildir ve işin temeline bakmadan sadece tepedeki fırtınaya kapılmış gidiyoruz!

           Türkiye’nin içine yuvarlandığı devasa sorunları var. Bu sorunlar kendiliğinden ortaya çıkmadı, bunlar var olan ve kimi de üretilen sorunlardır!

            Ülkenin birincil sorunu “ Kürt sorunudur” üstelik elinden kayıp giden bir sorundur ki, sadece içeride değil, dışarıda da gelip karşına çıkıyor!

Neden mi?

             Nedeni gayet basit, sen çözümden kaçtıkça, çözümsüzlük daha da büyüdü ve bu gün uluslararası arenanın gündemine düştü, o arenada sana ne kadar söz hakkı düşer, o da tartışılması gereken ayrı bir konu.

             Bu sorunu kendi elinle dışarıya ittin ve hala bundan bir ders almadan, daha vahimini düşünerek iyice ateşe atlamayı marifet saymak, bu ülkenin geleceğine dinamit koymaktır!

            Bu ülkenin ekonomik sorunları ve şu an raydan çıkan her olumsuzluğun temelinde bu sorun yatıyor!

               Bu sorunu görmeden, dokunmadan ve dahası “ aman ha “ diyerek mesafeyi sürekli açmak, birilerini iktidar yapabilir ama muktedir yapamaz!

Muktedir olmak için cesaret sınırlarını zorlamak gerekiyor!

Peki, bu güne kadar her iki masanın ortaklarından buna dair bir tek söz duydunuz mu?

               Duyduğunuz tek şey son elli yılın değişmez Türk siyaseti ağzıdır ve bu, Kılıçdaroğlunun

Son vaatleriyle tavan yapan bir pembe dünya yalanıdır!

                 Herkes bilir ki bu ülkenin sorunlarının çözümü süregelen ve künyelere yazılmış, tekrarlardan kaçmaktan geçiyor!

             Bunu yapmadığınız sürece, artık savrulan bir ülkeyi ne kısa, ne de uzun vade de kurtarma şansınız yoktur!

İşte bu tehlikeyi görünce çözüm önerileri de yapılıyor!

            Ancak; Türkiye’nin bunda da ciddi sıkıntıları var. Önerinin doğru Ya da yanlışına bakmadan, kimden geldiğine bakmak gibi aşamadığımız bir hastalığımız var!

            Selahattin Demirtaş’ın son çıkışları buna örnektir; içeriği tam dolu mudur, değil midir ayrı bir konu!

             Niyetin iyi ve doğru olduğu tartışılmazdır ve Türkiye’nin düştüğü çıkmazdan sıyrılması için, ölçülmüş, biçilmiş şimdilik kısa bir yol haritasıdır!

Demir taş’ın söylemek istediği şudur; “ başka bir ülke yok ve biz bu ülkede biri birimize mecburuz, sorun içimizde ise, çözecek olan da biziz” diyor!

Ben böyle okudum ve yanlış okumuşsam bile doğru olan budur!

Artık gözlerimizi açma zamanı!

Körebe oynamaktan o kadar sıkıldık ki..!

**************

ÇOK ZOR

 

            Vaziyete baktığınızda artık işin Allah’a kaldığını söyleyecek kadar tüm akli melekelerini yitirmiş bir anlayışla karşı karşıyayız!

              Bir toplumun nasıl sorgu mekanizmalarından koparıldığının en büyük örneği biziz ve bana kalırsa sosyologlar, psikologlar buna ciddi kafa yormalı ve sonuçları tez olarak dünya üniversitelerinde okutulmalıdır!

             Ülke yönetimi tümüyle tek bir aklın insafına bırakılmış, geri kalan seksen beş milyon sadece manzaranın piyonu ve her seferinde masada rakibe yenilerek kalkıyorsun ve yine de en büyük alkışı mağlup olan alıyor; çünkü mağlubiyeti bir tek yenilen biliyor, diğer çoğunluk bundan Zafer sarhoşluğu yaratıyor!

             Hal böyle olunca yenilen güreşe doymuyor ve sürekli kündeye gelen bir aklın sığınacağı manevi kuvvet var, en sonunda o da oldu, tüm bu karmaşanın, insanları açlıkla sınamanın adresini de bize gösterdiler ve topu Allah’a attılar!

Buna inanmadığımızı sanıyorsanız bu ülkede yaşamıyorsunuz!

Çocukken bize “ her şeyin Allahtan geldiğini “ üstüne basa, basa öğretmediler mi?

Şimdi mesele zam ve faiz işi olunca neden kıvırıyorsunuz?

Aynen öyledir ve ben inanıyorum, tüm derdi, belayı sırtımıza Allah yüklüyor!

Mesela Ankaralı Melihin dinozorlarını sahada çürüten de Allah’tır!

Bunların put olduğunu ve peygamberimizin putlarla savaştığını bilmiyor musunuz?

        Şimdi çıkmış Melihe dava açıyorlar; neymiş efendim “ burada çöpe atılan parayla üç yüz adet yurt, on beş bin konut, bilmem kaç okul, hastane yapılırmış !”

Yani utanmazlarsa bu parayla Avrupa’dan bin tane demokrasi alınırdı diyecekler!

Canım benim, sen hala çarkın kırıldığının farkında değilsin!

            Şimdi o dişlilerin arasında ki çeteler, mafya, uyuşturucu baronları ve dahası insanlıktan uzak ne varsa yere döküldü ve başladılar biri birini yemeye!

               İddialar, kasetler, şantajlar, dönen rüşvet iddiaları ve güzel şeyler hariç, aklınıza ne kadar kötülük geliyorsa şimdi hepsi orta yerde ve hepsi etten yere düşen sinek kurtçukları gibi güneşten kaçıp biri birine sokuluyor!

Peki, cesaretin varsa çık ortaya bunları söyle bakalım!

            Söylediğin anda ensene yediğin tokatla çözülen dilin ne söyler biliyor musun? “ Bayrak inmez, vatan bölünmez!”

Ne güzel slogan değil mi?

İşte tam da içinden çıkılmaz bu hali havale edecek en yüce makam vardı!

Müthiş bir çıkış ve işten sıyrılmak için zeka dolu bir çıkış!

Dünden beri sokaklarda ve kahvehane köşelerinde tartışılan konu bu ve günün sonunda “ evet, her şeyi bilen ve yapan Allah’tır...”

Amenna ve saddak...

E.. CANIM

 

             Sorarsın “ durumun nasıl “ diye! Yurdum insanı bu soruya “ çok şükür, gönlümüz zengin “ diyerek yanıt verir ve dünyanın en büyük gönlü zenginleri bizdedir! Yokluk ve yoksulluğu böyle psikolojik bir çalımla bertaraf etmenin başka izahı yoktur! Bu gönlü zengin olmaya bir de “ buz gibi suyumuz var” diye bir ekleme yapmışsa vaziyet tamamdır, efendi kırsalda, bir dağ başı, ya da eteğindedir, kargadan başka kuş tanımadığı için dünyada neyin döndüğünü bilmez ve onun devleti ile tanrısı kutsaldır, sıkıysa laf et!

Böyle bir vatandaşın devleti de nazarlıktır!

             Ülkesinde otuz milyon Kürt, yirmi milyon Alevi Yaşar, ağız açılınca “ Alevi kardeşlerimizle başlar, Kürt kardeşlerimizle “ biter!

             Bu iki yaramaz kardeş, her zaman diğerlerinin gaz alma rampası olmuşlardır; yoksa iç düşman yaratmayan devlet mi olur?

               Bu ülkede benim yaşamıma denk gelen yetmiş sonrası askeri darbelerin tümü bu kesimlere fatura edildi, çünkü diğer çoğunluğa bir izah gerekiyordu, en kolay yol buydu!

            Kürt kardeşler, seçime girdiler, vekil ve belediye başkanı oldular; ancak senin verdiğin ittihatçı ödevin yanlışlığından dolayı demokratik haklarla itiraz ettiler ve üstelik anayasanda “ herkes düşüncesini söyler “ demesine rağmen!

               Tabi sen anayasanı takmayınca, başkalarını nasıl takacaksın, bu çok ayrı bir konu ve bir tek yolsuzluğun, rüşvetin olmadığı tüm HDP’ li belediye başkanlarını görevden almakta kalmadın, hepsini derdest edip içeri attın!

Aynısın vekillerine de yaptın, yapmaya devam ediyorsun!

              Tutuklanmayan ve ceza almayan hiç bir il, ilçe yönetimi kalmadı, hiç birinin kırdığı bir cam, yediği bir rüşvet olmadığı halde!!

             Kürt’lerin söz sahibi olanları ısrarla “ biz bölünmek istemiyoruz, sadece demokratikleşin bu hepimize yeter” diyor ama yok, sen tutturmuşsun günü birlik “ bölücüler” gibi hikâyelerle tutunduğun dalda bir gün fazla yaşamayı kar sanıyorsun!

               Bu işin uzun vadeli bir iş olduğuna aklın ermeyince yapacağın budur ve bu söylem üzerinden beslenip semiren binlerce mafya ve ardıl bozuntuları bu ülkenin kanını emiyor ve ekonomisinin dibe vurmasına sebep oluyor, gel de anlat?

             Allah var Aleviler tam kardeş! Ağabey tokat attıkça “ incinseler de incinmiyorlar “ bu nedenledir ki ellerinde saz hiç düşmedi ve tokat ın acısını türküleştirmekten başka seçenekleri de yok!

                Bu kardeşlerin varlığı bu ülkede yirmi milyon kadardır ve nedense her darbe gelir bunları mıknatıs gibi bulur ve gidip derdini Hızır Paşa’ya mı anlatsınlar!

FETÖ meselesinde Alevilerin ne gibi dâhil olabilir?

Devrimci, demokrat kesim de öyle!

                Şimdi bunlardan binlerce ihraç var ve hepsini yumurta, simit satmaya zorladınız, çay ocağında iş bulsun diye devreye adam sokmaya kadar!

Yerini kimlerle doldurdunuz?

              Onu da siz söyleyin ve üç ortalamalı matematikçilerle yürüdüğünüz yol, bu ülkenin canına okudu, umurunuzda mı?

Kimse, kimsenin kardeşi değildir, hele ki aynı ülkenin vatandaşıysanız!

Devlet, kardeşliği eşit yurttaşlık algısı ve temsilde adaletle, liyakatle sağlar!

              Sınavlarda derece yapacak, sen “ mülakat “ denilen hak yeme mekanizmasıyla sıradanları toplayıp, yandaşlarına iş bulma kurumu olacaksın!

İşte devletler böyle çöker, bu durumda kardeşlik hikâyeleri de kimseyi kurtarmaz!

Adaleti, hukuku, vatandaşın refahını ve geleceğini doğru bir çizgiye getir, boş ver biz kardeş olmayalım; bu durumda bir kardeşe de gerek yok!

Adaletin olmadığı yerde ikiz kardeş olsan bile hikâyedir ve yeter artık gına geldi!

**************

BU BİR AKIL YİTİMİDİR

 

            Masanın ötesi, berisi aynı malzemeden yapılan çorbadır, sadece kaşıklar farklıdır ve hepimizin odaklandığı bu iki masanın dili de farklı değildir ve işin temeline bakmadan sadece tepedeki fırtınaya kapılmış gidiyoruz!

           Türkiye’nin içine yuvarlandığı devasa sorunları var. Bu sorunlar kendiliğinden ortaya çıkmadı, bunlar var olan ve kimi de üretilen sorunlardır!

            Ülkenin birincil sorunu “ Kürt sorunudur” üstelik elinden kayıp giden bir sorundur ki, sadece içeride değil, dışarıda da gelip karşına çıkıyor!

Neden mi?

             Nedeni gayet basit, sen çözümden kaçtıkça, çözümsüzlük daha da büyüdü ve bu gün uluslararası arenanın gündemine düştü, o arenada sana ne kadar söz hakkı düşer, o da tartışılması gereken ayrı bir konu.

             Bu sorunu kendi elinle dışarıya ittin ve hala bundan bir ders almadan, daha vahimini düşünerek iyice ateşe atlamayı marifet saymak, bu ülkenin geleceğine dinamit koymaktır!

            Bu ülkenin ekonomik sorunları ve şu an raydan çıkan her olumsuzluğun temelinde bu sorun yatıyor!

               Bu sorunu görmeden, dokunmadan ve dahası “ aman ha “ diyerek mesafeyi sürekli açmak, birilerini iktidar yapabilir ama muktedir yapamaz!

Muktedir olmak için cesaret sınırlarını zorlamak gerekiyor!

Peki, bu güne kadar her iki masanın ortaklarından buna dair bir tek söz duydunuz mu?

               Duyduğunuz tek şey son elli yılın değişmez Türk siyaseti ağzıdır ve bu, Kılıçdaroğlunun

Son vaatleriyle tavan yapan bir pembe dünya yalanıdır!

                 Herkes bilir ki bu ülkenin sorunlarının çözümü süregelen ve künyelere yazılmış, tekrarlardan kaçmaktan geçiyor!

             Bunu yapmadığınız sürece, artık savrulan bir ülkeyi ne kısa, ne de uzun vade de kurtarma şansınız yoktur!

İşte bu tehlikeyi görünce çözüm önerileri de yapılıyor!

            Ancak; Türkiye’nin bunda da ciddi sıkıntıları var. Önerinin doğru Ya da yanlışına bakmadan, kimden geldiğine bakmak gibi aşamadığımız bir hastalığımız var!

            Selahattin Demirtaş’ın son çıkışları buna örnektir; içeriği tam dolu mudur, değil midir ayrı bir konu!

             Niyetin iyi ve doğru olduğu tartışılmazdır ve Türkiye’nin düştüğü çıkmazdan sıyrılması için, ölçülmüş, biçilmiş şimdilik kısa bir yol haritasıdır!

Demir taş’ın söylemek istediği şudur; “ başka bir ülke yok ve biz bu ülkede biri birimize mecburuz, sorun içimizde ise, çözecek olan da biziz” diyor!

Ben böyle okudum ve yanlış okumuşsam bile doğru olan budur!

Artık gözlerimizi açma zamanı!

Körebe oynamaktan o kadar sıkıldık ki..!

**************

ÇOK ZOR

 

            Vaziyete baktığınızda artık işin Allah’a kaldığını söyleyecek kadar tüm akli melekelerini yitirmiş bir anlayışla karşı karşıyayız!

              Bir toplumun nasıl sorgu mekanizmalarından koparıldığının en büyük örneği biziz ve bana kalırsa sosyologlar, psikologlar buna ciddi kafa yormalı ve sonuçları tez olarak dünya üniversitelerinde okutulmalıdır!

             Ülke yönetimi tümüyle tek bir aklın insafına bırakılmış, geri kalan seksen beş milyon sadece manzaranın piyonu ve her seferinde masada rakibe yenilerek kalkıyorsun ve yine de en büyük alkışı mağlup olan alıyor; çünkü mağlubiyeti bir tek yenilen biliyor, diğer çoğunluk bundan Zafer sarhoşluğu yaratıyor!

             Hal böyle olunca yenilen güreşe doymuyor ve sürekli kündeye gelen bir aklın sığınacağı manevi kuvvet var, en sonunda o da oldu, tüm bu karmaşanın, insanları açlıkla sınamanın adresini de bize gösterdiler ve topu Allah’a attılar!

Buna inanmadığımızı sanıyorsanız bu ülkede yaşamıyorsunuz!

Çocukken bize “ her şeyin Allahtan geldiğini “ üstüne basa, basa öğretmediler mi?

Şimdi mesele zam ve faiz işi olunca neden kıvırıyorsunuz?

Aynen öyledir ve ben inanıyorum, tüm derdi, belayı sırtımıza Allah yüklüyor!

Mesela Ankaralı Melihin dinozorlarını sahada çürüten de Allah’tır!

Bunların put olduğunu ve peygamberimizin putlarla savaştığını bilmiyor musunuz?

        Şimdi çıkmış Melihe dava açıyorlar; neymiş efendim “ burada çöpe atılan parayla üç yüz adet yurt, on beş bin konut, bilmem kaç okul, hastane yapılırmış !”

Yani utanmazlarsa bu parayla Avrupa’dan bin tane demokrasi alınırdı diyecekler!

Canım benim, sen hala çarkın kırıldığının farkında değilsin!

            Şimdi o dişlilerin arasında ki çeteler, mafya, uyuşturucu baronları ve dahası insanlıktan uzak ne varsa yere döküldü ve başladılar biri birini yemeye!

               İddialar, kasetler, şantajlar, dönen rüşvet iddiaları ve güzel şeyler hariç, aklınıza ne kadar kötülük geliyorsa şimdi hepsi orta yerde ve hepsi etten yere düşen sinek kurtçukları gibi güneşten kaçıp biri birine sokuluyor!

Peki, cesaretin varsa çık ortaya bunları söyle bakalım!

            Söylediğin anda ensene yediğin tokatla çözülen dilin ne söyler biliyor musun? “ Bayrak inmez, vatan bölünmez!”

Ne güzel slogan değil mi?

İşte tam da içinden çıkılmaz bu hali havale edecek en yüce makam vardı!

Müthiş bir çıkış ve işten sıyrılmak için zeka dolu bir çıkış!

Dünden beri sokaklarda ve kahvehane köşelerinde tartışılan konu bu ve günün sonunda “ evet, her şeyi bilen ve yapan Allah’tır...”

Amenna ve saddak...

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!

Yazarın Diğer Yazıları

Pazar yerinde gezerken
12 Kasım 2024 15:59

DOKUZ KÖYDEN KOVULMAK
04 Şubat 2023 15:59

YALAYA YALAYA GELDİĞİMİZ NOKTADIR, SON YALAMA” HAZZI!
27 Ocak 2023 15:59

“ Her şey bilmem kimin işaretine bakar”
16 Ocak 2023 15:59

İKİ ŞEY
10 Ocak 2023 15:59

Bak girdiniz işte!
02 Ocak 2023 15:59

BU İŞİN SONU
29 Aralık 2022 15:59

 “fakir ha...” Ulan topunu dara çekeceksin, döl israfı bunlar..!
26 Aralık 2022 15:59

EN UZUN GECE
23 Aralık 2022 15:59

NE YAPSIN
14 Aralık 2022 15:59

PARLAMENTO
11 Aralık 2022 15:59

GEL GÖR BİZİ DÜNYA
04 Aralık 2022 15:59

FENA DEĞİL
01 Aralık 2022 15:59

DİYELİM Kİ
28 Kasım 2022 15:59

DAHA NE BEKLERSİNİZ
19 Kasım 2022 15:59

“ Yani demek istiyorum ki sen, ben, o...hepimiz orada olabilirdik..”
14 Kasım 2022 15:59

BİLİNDİK BİR MANZARA
06 Kasım 2022 15:59

BU KADAR MI?
04 Kasım 2022 15:59

CUMHURİYET Mİ DEDİNİZ?
30 Ekim 2022 15:59

ÇAĞDAN KOPMAK
24 Ekim 2022 15:59

Bildiğim kadarı ile Allah bela işlerine bakmıyor,
14 Ekim 2022 15:59

SANSÜR YASASI
11 Ekim 2022 15:59

BİR UTANCIN ANATOMİSİ
07 Ekim 2022 15:59

AH KEMAL
05 Ekim 2022 15:59

GÖRÜNEN KÖY
30 Eylul 2022 15:59

DERİN YOKSULLUĞA SEVİNMEK
21 Eylul 2022 15:59

FİNALDEYİZ
15 Eylul 2022 15:59

BU GECE
12 Eylul 2022 15:59

GELİN GERÇEK BÖLÜCÜYÜ TANIYALIM
31 Ağustos 2022 15:59

HASAN BASRİ AYDIN
28 Ağustos 2022 15:59

BU UTANÇ ORTA YERDE DURDUKÇA
19 Ağustos 2022 15:59

SATIR ARALARI
12 Ağustos 2022 15:59

BAY KEMAL OLMAK
26 Temmuz 2022 15:59

“ Baş benim, gövde bana ait değil “
22 Temmuz 2022 15:59

“ Döneklik olmasa seçimler olur muydu?”
13 Temmuz 2022 15:59

MASA KURMAK
05 Temmuz 2022 15:59

ALEVİLER
02 Temmuz 2022 15:59

CİNAYET MAHALLİNE DÖNMEK
24 Haziran 2022 15:59

HEPİMİZ KARDEŞİZ YA
21 Haziran 2022 15:59

“ Yalan da yok, xılafta yok!”
12 Haziran 2022 15:59

Dün birkaç “ sürtük “ aradı, “
05 Haziran 2022 15:59

TEŞHİSİ DOĞRU KOYMAK
29 Mayıs 2022 15:59

ÇILDIRIYORUM
22 Mayıs 2022 15:59

İNSANI ORTA YERİNDEN ÇATLATIYORSUNUZ
17 Mayıs 2022 15:59

BAK EKREM BEY
08 Mayıs 2022 15:59

YAPININ ÇİVİSİ ÇIKINCA, ÇATIRDAMA SESLERİ YIKILACAĞININ HABERİDİR!
05 Mayıs 2022 15:59

GELİYOR
28 Nisan 2022 15:59

BÖYLE OLUR BU COĞRAFYANIN HALLERİ
11 Nisan 2022 15:59

YAZ KÂTİP
24 Mart 2022 15:59

AKLIMIN SINIRLARINA YANAYIM
15 Mart 2022 15:59

AKLIMIN SINIRLARINA YANAYIM
14 Mart 2022 15:59

BU KONUDA ÜSTÜMÜZE YOKTUR
11 Mart 2022 15:59

SAĞ CENAH
09 Mart 2022 15:59

CANAVARIN ADRESİ
02 Mart 2022 15:59

ANADİLİ
22 Şubat 2022 15:59

GİTMİCEK
21 Şubat 2022 15:59

BAYRAK
14 Şubat 2022 15:59

BANA GÖRE YAPTIĞI SON DERECE MAKULDÜR
11 Şubat 2022 15:59

OLAN OLACAK
07 Şubat 2022 15:59

“ Ya arı ol, ya da bal ol ”
21 Ocak 2022 15:59

SAĞ OL SOL
18 Ocak 2022 15:59

ÇOK HIZLIYIZ
10 Ocak 2022 15:59

YAV SUS
04 Ocak 2022 15:59

SARI ÖKÜZÜ VERMEYECEKTİNİZ
30 Aralık 2021 15:59

ALLAH'INA GURBAN MALATYA
22 Aralık 2021 15:59

AMAAAN HAAA
17 Aralık 2021 15:59

HIZIR PAŞA
14 Aralık 2021 15:59

O HAREKETTEN SONRA
09 Aralık 2021 15:59

Zamlarda haberimiz yok mu?
07 Aralık 2021 15:59

HAZİNEMİZ
02 Aralık 2021 15:59

GEÇTİ BOR’UN PAZARI
27 Kasım 2021 15:59

BENİ DOKUZ KÖYDEN KOVUN
21 Kasım 2021 15:59

MUHTEŞEM YÜZ YIL
14 Kasım 2021 15:59

İŞİN ÖZETİ
07 Kasım 2021 15:59

TAM BİR SAAT
02 Kasım 2021 15:59

BİR ŞEYHLER OLUYOR
25 Ekim 2021 15:59

MERKEZ BANKASI
17 Ekim 2021 15:59

HAKSIZLIK ETMEYELİM
16 Ekim 2021 15:59

KOPUKTAN SANATÇI OLURSA
13 Ekim 2021 15:59

GÜZEL DOSTLARLA BULUŞMAK
10 Ekim 2021 15:59

ZAM DEĞİL FİYAT AYARLAMA
04 Ekim 2021 15:59

KÜRTLERLE DANS
30 Eylul 2021 15:59

AMERİKAYI ANLAMAK
26 Ağustos 2021 15:59

KIL OLUYORUM ABİ
23 Ağustos 2021 15:59

TALİBAN
17 Ağustos 2021 15:59

GEZEGENİMİZ BAŞ KALDIRDI
11 Ağustos 2021 15:59

SEN O DÜŞÜ GÖRMEYE DEVAM ET
09 Ağustos 2021 15:59

ÇOK İYİ BİLİYORUM
06 Ağustos 2021 15:59

KORKU BÖYLE BİR ŞEYDİR
01 Ağustos 2021 15:59

DEMEK Kİ TÜM ACILARIN ÜSTÜNE BİR ÇAY İÇMEK GEREKİYORMUŞ!!
26 Temmuz 2021 15:59

BU AKIL SİZİ HEP YENİLGİYE UĞRATIR
18 Temmuz 2021 15:59

OMURGA
15 Temmuz 2021 15:59

VAZİYET BU
09 Temmuz 2021 15:59

MAALESEF TOPLUMA BUNLAR YÖN VERİYOR
06 Temmuz 2021 15:59

KÖTÜLER
02 Temmuz 2021 15:59

DOĞANŞEHİR ESKİ KÖY NİYE YANDI…!!!?
28 Haziran 2021 15:59

KATİL
23 Haziran 2021 15:59

NEYİN PAZARLIĞI
16 Haziran 2021 15:59

BU KADAR HIZLI SOLLARSAN
13 Haziran 2021 15:59

BEN VE DENİZ
04 Haziran 2021 15:59

SEN NE BİÇİM MUHALEFETSİN
29 Mayıs 2021 15:59

ÇÖKME
25 Mayıs 2021 15:59

MAFYA BİR DEVLET ACİZLİĞİDİR
20 Mayıs 2021 15:59

DEVLET
18 Mayıs 2021 15:59

ALTI MAYIS
18 Mayıs 2021 15:59

ALTI MAYIS
06 Mayıs 2021 15:59

ACABA..!?
01 Mayıs 2021 15:59

KOPTUK GİDİYORUZ
27 Nisan 2021 15:59

İŞİNİ BİLMEK
19 Nisan 2021 15:59

DEĞİŞEN HİÇ BİR ŞEY YOK
31 Mart 2021 15:59

BİLMEK TEHLİKELİDİR
28 Mart 2021 15:59

DİKİŞ TUTMUYOR
22 Mart 2021 15:59

KAYMAKAM
16 Mart 2021 15:59

ANCAK BU KADAR OLUR..!
10 Mart 2021 15:59

FARKINA VARDILAR AMA
05 Mart 2021 15:59

……ŞİMDİ ANLADIM
25 Şubat 2021 15:59

AMAN HA
22 Şubat 2021 15:59

BU YARA DİKİŞ TUTMAZ
15 Şubat 2021 15:59

KAFAM KIZAR İSE AYA GİDERİM
11 Şubat 2021 15:59

DEMOKRASİ GETİRECEKLERMİŞ
08 Şubat 2021 15:59

DAHA ÇOK BEKLERİZ
05 Şubat 2021 15:59

YENİ ANAYASA
02 Şubat 2021 15:59

ZATEN İŞARETLİSİNİZ
29 Ocak 2021 15:59

DEVLETTE BU OLUR MU?
25 Ocak 2021 15:59

YENİ DÖNEM
21 Ocak 2021 15:59

DÜNYADA BİR ŞEYLER OLUYOR AMA!!
07 Ocak 2021 15:59

BU MÜTHİŞ BİR HİPNOZDUR
31 Aralık 2020 15:59

BAZEN SÖZ BİTER
28 Aralık 2020 15:59

KARAKTERİNİZ KADERİNİZİ BELİRLER
23 Aralık 2020 15:59

KANIN KOKTUĞU YER
21 Aralık 2020 15:59

REFORMUN AYAK SESLERİ
15 Aralık 2020 15:59

DEMEK Kİ
08 Aralık 2020 15:59

NOKTA
04 Aralık 2020 15:59

DİL-DİN-KÜLTÜR
30 Kasım 2020 15:59

KADINLAR GÜNÜ MÜ DEDİNİZ?
25 Kasım 2020 15:59

ALIN SİZE REFORM
23 Kasım 2020 15:59

DUYDUNUZ DEĞİL Mİ?
20 Kasım 2020 15:59

ÇARŞI KARIŞIK
14 Kasım 2020 15:59

DEMOKRASİ VE AHLAK
07 Kasım 2020 15:59

GERÇEĞİMİZİ̇ GİZLEYEN YÜZSÜZLER İZ
01 Kasım 2020 15:59

AŞİRET SOSYAL CİNAYETİN ADIDIR
26 Ekim 2020 15:59

BU KADAR UCUZ ÖLÜYORUZ İŞTE
22 Ekim 2020 15:59

YAKMAK
14 Ekim 2020 15:59

BEŞ YIL ÖNCEYDİ
10 Ekim 2020 15:59

NE GÜNLERE KALDIK
06 Ekim 2020 15:59

BÖYLE BİR HASRET
28 Eylul 2020 15:59

AKLİ MELEKE
25 Eylul 2020 15:59

BİR TOPLUM BU KADAR MI KENDİNİ TESCİLLER
21 Eylul 2020 15:59

İSRAİL
17 Eylul 2020 15:59

Düşünce özgürlüğü
13 Eylul 2020 15:59

KAYMAKAMLAR
10 Eylul 2020 15:59

İDAM
07 Eylul 2020 15:59

OTUZ AĞUSTOS
31 Ağustos 2020 15:59

GERÇEKLERİ OKUMAK
28 Ağustos 2020 15:59

BEKLENEN MÜJDE
24 Ağustos 2020 15:59

KATİP ARZUHALİM YAZ YÂRE BÖYLE
20 Ağustos 2020 15:59

OKULLAR
17 Ağustos 2020 15:59

TARİHİ ESERLER
16 Ağustos 2020 15:59

KISACASI
03 Ağustos 2020 15:59

KUSURA BAKMAYIN
30 Temmuz 2020 15:59

KEMAL BEYİ KUTLUYORUM
27 Temmuz 2020 15:59

CİNAYETLER CUMHURİYETİ
23 Temmuz 2020 15:59

YAŞAMA TUTUNMAK
17 Temmuz 2020 15:59

DOĞRUYA DAĞLAR EĞİLİR
06 Temmuz 2020 15:59

ZULMÜN ARTSIN Kİ ZEVAL BULASIN
01 Temmuz 2020 15:59

BEKÇİLER
21 Haziran 2020 15:59

AHLAKSIZLIĞIN GÖRÜNEN YÜZÜ
15 Haziran 2020 15:59

SİYASET
12 Haziran 2020 15:59

EKSEN KAYINCA
09 Haziran 2020 15:59

KAPA ÇENENİ
03 Haziran 2020 15:59

KAN
31 Mayıs 2020 15:59

DEMOKRASİ
24 Mayıs 2020 15:59

KORKULARINIZ VARSA
17 Mayıs 2020 15:59

YÜCE TANRIM
16 Mart 2020 15:59

DERTLERE “ DEVA” ASPİRİN
10 Mart 2020 15:59

HUZUR İSLAMDA
04 Mart 2020 15:59

AMERİKALI BİR KEÇİ VURMUŞ
29 Şubat 2020 15:59

HDP KONGRESİNİ NASIL OKUMALI
25 Şubat 2020 15:59

BU FETVAYI DİKATE ALIN..
17 Şubat 2020 15:59

HAFTA BİTERKEN
10 Şubat 2020 15:59

ACABA..!!?
01 Şubat 2020 15:59

ACIYI AYRIŞTIRMAK
27 Ocak 2020 15:59

AYNEN ÖYLE SAYIN BAKANIM
24 Ocak 2020 15:59

BULMUŞUZ EĞLENCEYİ
19 Ocak 2020 15:59

YOK ARTIK
14 Ocak 2020 15:59

ZAVALLILAR
09 Ocak 2020 15:59

TEŞHİSİ DOĞRU KOYMADIKÇA
05 Ocak 2020 15:59

KUSURA BAKMAYACAKSIN
03 Ocak 2020 15:59

OTOMOBİL
30 Aralık 2019 15:59

İNSANI ÇILDIRTMAYIN
14 Aralık 2019 15:59

ÜLKEYİ TIRTILLAR SARMIŞ
10 Aralık 2019 15:59

TAM ZAMANI
08 Aralık 2019 15:59

BİR TANRI DÜŞÜNÜN
02 Aralık 2019 15:59

24 KASIM
24 Kasım 2019 15:59

DÜNYAYI OKUMAK
16 Kasım 2019 15:59

BAĞIMSIZLIK
13 Kasım 2019 15:59

HER CANLI ER GEÇ GERÇEKLE YÜZLEŞECEKTİR
08 Kasım 2019 15:59

İNSANI ÇILDIRTMAYIN
05 Kasım 2019 15:59

DEFALARCA DEDİK AMA
31 Ekim 2019 15:59

BU AKILLA
25 Ekim 2019 15:59

SİZE BİR AMERİKA ÖRNEĞİ
21 Ekim 2019 15:59

BÜLENT UÇAR
15 Ekim 2019 15:59

ARAP KEMERİ
14 Ekim 2019 15:59

BÜNYE ALIŞIKSA
02 Ekim 2019 15:59

ŞAMİL TAYAR VE ARINÇ
27 Eylul 2019 15:59

Başlıklar : IMF, İŞİN ÖZETİ ,AŞURE, GÜVEN VE ZEKA
25 Eylul 2019 15:59

SAYIN TARIM BAKANI VE VAN TARIM İl MÜDÜRÜ
21 Eylul 2019 15:59

KÖY- KENT PROJELERİ
19 Eylul 2019 15:59

ALLAH AŞKINA BU ÜLKEYİ KİM YÖNETİYOR?
12 Eylul 2019 15:59

NAMUSLU HIRSIZ
09 Eylul 2019 15:59

BAŞLIKLAR; EY KUTSAL RUH,BU DA OLDU,BENCEDE
07 Eylul 2019 15:59

ÜLKEYİ KİM YÖNETİYOR?
02 Eylul 2019 15:59

PUTİN,,, ESKİ DEFTERLER,,KUŞLAR AYIP ETMİŞ
29 Ağustos 2019 15:59

İDAM, KADIN CİNAYETLERİ,YALAN
28 Ağustos 2019 15:59

GAP
17 Ağustos 2019 15:59

SADECE KAZ DAĞLARI MI?
14 Ağustos 2019 15:59

SİGARAMIN DUMANI
04 Ağustos 2019 15:59

Usta!
29 Temmuz 2019 15:59

DOĞRU SONUÇ BUDUR
23 Temmuz 2019 15:59

BÜYÜK İNSAN
16 Temmuz 2019 15:59

DEMEK OLUYORMUŞ
01 Temmuz 2019 15:59

ASIL GÜNDEMİMİZE HEMEN DÖNÜLDÜ
26 Haziran 2019 15:59

BU PANİK NİYE
22 Haziran 2019 15:59

PAZAR
16 Haziran 2019 15:59

SURİYELİLER
10 Haziran 2019 15:59

İSTANBUL SEÇİMLERİ
08 Haziran 2019 15:59

İŞİNİZE GELMEDİ DEĞİL Mİ?
01 Haziran 2019 15:59

KONU TEKRARI
27 Mayıs 2019 15:59

DOĞANŞEHİR KAYMAKAMI VE ORMAN İŞLETME ŞEFİNE HATIRLATIRIM
21 Mayıs 2019 15:59

İSTANBUL SEÇİMİ
15 Mayıs 2019 15:59

BİRAZ UTANIN
11 Mayıs 2019 15:59

KİTAP FUARI
06 Mayıs 2019 15:59

MİLLİYETÇİLİK
15 Nisan 2019 15:59

TÜRKİYE DE SOL İKTİDAR OLUR MU?
04 Mart 2019 15:59

DSP NE YAPMAYA ÇALIŞIYOR?
19 Şubat 2019 15:59

SAMİMİYETSİZLİK
07 Şubat 2019 15:59

GERÇEKTEN UTANIYORUM
04 Şubat 2019 15:59

BAZEN ALGILARINIZLA OYNARLAR
29 Ocak 2019 15:59

BUNDAN SONRASI.....
25 Ocak 2019 15:59

YAPMAYIN
19 Ocak 2019 15:59

RUH HALİMİZ
12 Ocak 2019 15:59

DEVLET
10 Ocak 2019 15:59

YENİ BİR YIL
06 Ocak 2019 15:59

GÖRÜNEN KÖY
30 Aralık 2018 15:59

NE OLURSUN SUS
24 Aralık 2018 15:59

ÇOK MU ŞAŞIRDINIZ?
21 Aralık 2018 15:59

ÇÜRÜDÜK
19 Aralık 2018 15:59

SİYASET VE CEHALET
14 Aralık 2018 15:59

İYİ OLACAK
07 Aralık 2018 15:59

MARS
01 Aralık 2018 15:59

DİN PAZARLAMACILIĞI
25 Kasım 2018 15:59

İŞTE BU
19 Kasım 2018 15:59

İŞKENCE
16 Kasım 2018 15:59

VEFA VE UNUTULMAK
10 Kasım 2018 15:59

Bizim basın ve ?..
05 Kasım 2018 15:59

BOP
30 Ekim 2018 15:59

İNATLAŞMA
29 Ekim 2018 15:59

BİR CİNAYETİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
24 Ekim 2018 15:59

İŞTE BUNU DİYORDUK
22 Ekim 2018 15:59

HAFTAYA GİRERKEN
15 Ekim 2018 15:59

YEREL SEÇİMLER
05 Ekim 2018 15:59

NEDEN McKİNSEY
01 Ekim 2018 15:59

? BENİM ÇOCUĞUM HALAY ÇEKERKEN VURULDU ?
24 Eylul 2018 15:59

KRİZ
21 Eylul 2018 15:59

ÖĞRETMEN
18 Eylul 2018 15:59

12 EYLÜL
12 Eylul 2018 15:59

İDAM ETTİLER
08 Eylul 2018 15:59

ASACAKLAR
05 Eylul 2018 15:59

VURGUN
03 Eylul 2018 15:59

BAYRAM
28 Ağustos 2018 15:59

DÜNYAYI YENİDEN OKUMAK
14 Ağustos 2018 15:59

DOLAR NASIL DÜŞER? NASIL YÜKSELİR?
10 Ağustos 2018 15:59

BİR ADIM ÖTESİNİ GÖRMEYENLERLE YÜRÜMEK
31 Temmuz 2018 15:59

NEREYE GİDİYORUZ..!?
28 Temmuz 2018 15:59

PATATES
25 Temmuz 2018 15:59

Oluk oluk kan gönderdik ne oldu?
21 Temmuz 2018 15:59

SOY
16 Şubat 2018 15:59

BİZ HAK EDİYORUZ
06 Şubat 2018 15:59

Türk tipi siyasetçi.!
01 Şubat 2018 15:59

SAVAŞ [LAR )A KARŞI ÇIKMAK NAMUS BORCUDUR
26 Ocak 2018 15:59

AHMET ÇAKIRA ÇAĞRIMDIR
19 Ocak 2018 15:59

"Yerli ve milli? ler birleşiyor mu?
12 Ocak 2018 15:59

Zıvanadan çıkmış bir devlet çarkının ağzı
05 Ocak 2018 15:59

ROBOSKİ
29 Aralık 2017 15:59

Onur, Haysiyet, Hak getire.Sadece şekil olarak insana benziyorlar!.
22 Aralık 2017 15:59

İçin gazla şişmiş!.Sen büyüdün zan ediyorsun!.
15 Aralık 2017 15:59

"Akılsız çoban sürüye kurt getirir."
09 Aralık 2017 15:59

Bak Reis!..
01 Aralık 2017 15:59

Bu işaretleri iyi tanıyoruz:
24 Kasım 2017 15:59

Kayıp denilen Bu eniştenin bülbül gibi öttüğü iddiaları var!.
17 Kasım 2017 15:59

Binalı sefere çıktı amaa!..
10 Kasım 2017 15:59

Salla gitsin:
03 Kasım 2017 15:59

NE YAPMALI?
27 Ekim 2017 15:59

Katillerin dansı:
22 Ekim 2017 15:59

Dayımın Köpeği:
06 Ekim 2017 15:59

VÜCUT DİLİNİ OKUMAK
29 Eylul 2017 15:59

PEMBEBüS.
22 Eylul 2017 15:59

EYY...YURDUM!..
10 Eylul 2017 15:59

Her şey bir delinin anlık psikolojisine bağlı!.
06 Eylul 2017 15:59

PANİK
25 Ağustos 2017 15:59

Helenistik çağ dünya kültürel mirasının en önemli kavşağıdır
19 Ağustos 2017 15:59

Gülme krizine tutulursak şaşmayın
05 Ağustos 2017 15:59

BİZİM İMPARATORLARIMIZ BÖYLE OLUR
29 Temmuz 2017 15:59

OHAL!..
23 Temmuz 2017 15:59

BİR YIL GEÇTİ AMA !..
16 Temmuz 2017 15:59

Bas bas bağırıyorlardı!.. "Biz gelirseeekkk!.."
12 Temmuz 2017 15:59

YAPILANLAR ALEVİLERİ DİZAYN ETMEK DEĞİL DE NEDİR?
14 Şubat 2017 15:59

ÜLKENİN HALİ VE AHVALİ
18 Eylul 2016 15:59

NURLU GÜNLER YAKINDIR
16 Temmuz 2016 15:59

ZERDÜŞT
11 Haziran 2016 15:59

KAOSA 'EVET' DİYENLER
22 Mayıs 2016 15:59

..Ülke hızla bir kopuş yaşıyor..
20 Mart 2016 15:59

VATAN, MİLLET DİN HİKÂYELERİ
15 Kasım 2015 15:59

TEKLEYEN TEK ADAM
25 Ekim 2015 15:59

YALAKALIK
17 Ekim 2015 15:59

Tüm Yazılar