Veli Beysülen
[email protected]
BU SEFALETIN NNEDENİ ÖRGÜTSÜZLUK
12 Ocak 2025 18:29
BU SEFALETİN NEDENİ ÖRGÜTSÜZLÜK!
22 Aralık 2024 tarihinde bu köşede yayımlanan, “EMEK MÜCADELESİNDE İKİ FARKLI ANALAYIŞ” başlıklı yazımda, işçi tarafını temsilen asgari ücret tespit masasına oturan TÜRK-İŞ’in, masaya teklif sunmamasını ve onun üzerinden pazarlık yürütmemesini eleştirmiştim. Yine aynı yazıda, DİSK'e bağlı Birleşik Metal -İş Sendikası'nın 2000 üyesi adına, Metal Sanayicileri Sendikası İle (MESS) sürdürdüğü toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine grev kararı aldığını ve bazı işyerlerinde uygulamaya koyduğu grevin “Milli Güvenlik” gerekçesiyle Cumhurbaşkanı kararıyla ertelendiğini ancak sendikanın erteleme kararını tanımayarak grevi sürdürdüğünü vurgulamıştım.
Yukarıda belirttiğim yazıyı: “Evet, bir yanda devam eden Asgari Ücret görüşmelerinde oturduğu masaya teklif bile sunmayan ve milyonlarca çalışanı Cumhurbaşkanının lütfuna mahkûm eden sendikal anlayış, diğer tarafta ise anayasal hakkın kullanımına getirilen idari engeli tanımayarak, mücadeleyi sürdüren sendikal anlayış. Emeğiyle yaşayan milyonları, sefalete sürükleyen iktidara karşı, Birleşik Metal-İş Sendikasının mücadelesinin yol göstericiliğinde mücadele yükseltilmezse, çalışanlar ile emekliler kaybetmeye devam edecek ve bir sonraki yıl bir önceki yılı aratamaya ilelebet devam edecek!” diyerek yazıyı sonlandırmıştım. Nitekim Cumhurbaşkanının erteleme (yasaklama) kararına rağmen grevi sürdüren Birleşik Metal-İş Sendikası, sonraki günlerde bu işyerlerinden bazılarında üyelerine önemli kazanımlar sağlayan toplu sözleşmeleri imzaladı. İşçi sınıfının şanlı 15-16 Haziran direnişinden günümüze örgütlülüğü ile birçok kazanım sağladığı bilinen bir gerçektir. 1980’li yılların sonunda başlayan süreçte, kamu işyerlerinde çalışan işçilerinin yaptıkları Bahar Eylemleri ile Zonguldak maden işçilerinin aileleri ile birlikte başlattıkları Ankara yürüyüşü buna örnektir. Yine 1990’lı yıllarda, öncü kadrolarının direnci ile örgütlenme yasaklarını parçalayarak baskılara göğüs geren kamu çalışanları sendikal örgütlenmeyi başlattılar ve önemli kazanımlar elde ettiler. Tüm bunlar örgütlenmenin ve örgütlü mücadelenin öneminin göstergeleridir.
2002 yılında iktidar olan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), 23 yıllık iktidarı boyunca uyguladığı ekonomik ve sosyal politikalarla genelde tüm emekçileri, özelde ise emeklileri sefalete mahkûm etti. Kuşkusuz bunun temel nedeni örgütsüzlüktür. Zira örgütsüz ve dağınık bir kitle olan emekliler, hükumet üzerinde baskı kuramadıkları için hükümetin verdiği ile yetinmek zorundalar. Özellikle iktidarın son yıllarda sermayeye kaynak aktarma politikasının yol açtığı yüksek enflasyon, emekli maaşlarını eritti. Bu da yetmemiş gibi, resmi istatistik kurumu TÜİK rakam oyunları ile enflasyonu düşük açıklayarak, çalışan emekli milyonlarca insan ile ailelerinin sefaletine zemin hazırladı.
Elbette emeklilerin sefaletinin tek nedeni enflasyonun düşük açıklanması değil. AKP iktidarı döneminde çıkarılan ve 1 Ekim 2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununu (SSGSS) ile maaş hesaplama ve artıma yöntemlerinde yapılan değişiklikler, emekli maaşlarının dibe vurmasına neden oldu. Daha önce yazılarımda defalarca açıklamaya çalıştığım bu düzenlemeleri burada fazla detaylandırmadan kısaca hatırlatmaya çalışayım.
Bu düzenlemeleri üç ana başlık altında toplarsak:
1- Güncelleme katsayısı düşürüldü: peki nedir güncelleme katsayısı? Kısaca sigortalının çalışma döneminde ödediği, emekli aylığının hesaplanmasında esas alınan sigorta priminin bugünkü değerinin bulunmasıdır. 2008 öncesinde güncelleme yapılırken, enflasyonun yanında ekonomik büyümenin de yüzde 100’ü dikkate alınırken 5510 sayılı kanunun yürürlüğe girmesinde sonra büyüme oranının sadece %30’u aylık hesaplamasında dikkatte alınmaya başlandı.
2- Aylık bağlama oranı düşürüldü ve maaşların alt sınırı kaldırıldı. Maaş bağlama oranı 2000 öncesinde yüzde 77 idi. 2000-2008 arasında yüzde 65’e, 2008 sonrasında ise yüzde 50’ye düşürüldü. Öte yandan maaşların alt sınırının prime esas kazanca oranı geçmişte yüzde 70 idi. Bu alt sınır yeni kanunda yüzde 35’e düşüyor. Yani Türkiye’de kontrolsüzlük veya göz yummaktan dolayı, çok şikayetçi olunan kayıtdışı ekonominin önemli bir aracı olarak, çalışan daha yüksek ücret alsa bile prime esas ücreti, asgari ücret olarak bildiriliyor. Maalesef bundan dolayı, emekli maaşı asgari ücretin %35’ine kadar geriliyor.
3- Emekli maaşlarının düşmesinin üçüncü nedeni maaşların artırılma yöntemidir. 5510’a göre SSK ve BAĞKUR emekliklerinin aylıkları her yıl ocak ve temmuz ayında TÜİK tarafından bir önceki altı aylık dönem için açıklanan TÜFE oranında artırılır. EMS emeklilerinin ki ise Kamu Çalışanları Sendikaları ile hükümet arasında yapılan toplu sözleşmeye göre artırılmaktadır. Emekli aylıkları resmi enflasyona hapsedildiği gibi, büyümeden emekliye tek kuruş verilmez. Yani ülke ne kadar büyürse büyüsün ne kadar zenginleşirse zenginleşsin emekli aylığı resmi enflasyon kadar artar. Maalesef tüm bu düzenlemelerle emekli maaşlarının, çalışma döneminde alınan maaşın 1/3’üne gerilemesine yol açıldı. Bu da yetmedi iktidar, kendisinin yönettiği TÜİK’e enflasyonu düşük açıklatarak 17 milyon emekli ile ailesini açlığa mahkum etti.
Kuşkusuz ülkede sefalete mahkum edilen sadece emekliler değil. İşçi, memur tüm çalışanlar, küçük esnaf, çiftçi hepsi artık yoksul. Maalesef ülkede artık orta sınıf yok, çeşitli yöntemlerle sermaye ve yandaşlara kaynak aktarıldığı için servetine servet katan küçük bir azınlık ve onun zenginleşmesi için insanca yaşama olanaklarından mahrum bırakılarak, açlık sınırı altında yaşamaya mahkum edilen büyük bir çoğunluk var. Nitekim Türkiye dünya ülkeleri içinde gelir dağılımı eşitsizliğinde başı çeken ülkelerden biridir.
Yazının girişinde belirttiğim gibi, bu yoksulluğun temel nedeni örgütsüzlüktür. 12 Eylül 1980 faşist darbesinin faaliyetini durdurduğu ve yargıladığı Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), 1990'lı yıllarda yeniden faaliyete geçince, emeklilerin örgütsüzlüğünü Türkiye demokrasisi ve emek mücadelesi açısından önemli bir eksiklik olarak tespit etmiş ve 9. Olağan Genel Kurulu'nda emeklilerin sendikal örgütlülüğü için çalışmalar yapılmasını karar altına almıştı. Zira Türkiye'nin imzaladığı ve taraf olduğu temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası sözleşmeler, sendika kurma ve üye olma hakkını “Herkes”e tanımıştı. Nitekim Türkiye'nin tam üye olmaya çalıştığı Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin tamamında emekliler sendikal örgütlenmeye sahiptirler. Bu karar üzerine, genel kurulda seçilen DİSK yönetim kurulunun öncülük ettiği çalışmalar sonuç verdi ve 12 Temmuz 1995 tarihinde Türkiye'nin ilk emekli sendikası TÜM EMEKLİLER SENDİKASI (DİSK/EMEKLİ-SEN) kuruldu. Yani 29,5 yıldır bu ülkede emekliler adına mücadele eden bir sendika var. Daha sonra başka sendikalar da kuruldu. Ancak milyonlarca emekli, bu örgütlenmeyi uzaktan seyrediyor.
Ne yapmalı?
Bence bu konu ida yapılacakları kısa vadede yapılacaklar ve uzun vadede yapılacaklar olarak ikiye ayırmak gerekir. Bu ayrımı yaptıktan sora, kısa vadede yapılacakların başında, artık bu ülkeyi yönetemeyen veya küçük bir azınlığın iktidarı olmayı tercih ederek toplumun emekçi kesimlerini sefalete sürükleyen bu iktidarın, sandıktan çıkacak iradeyle gitmesini sağlamak üzere seçim sandığının halkın önüne gelmesini sağlayacak sonuç alıcı demokratik eylem biçimleri geliştirmek gelir. Görünen o ki, bunu basın açıklamaları gibi kanıksanmış eylem biçimleriyle sağlamak mümkün olmayacak. O zaman alışılmışın dışına çıkmak ve bir araya gelerek, parlamento içi ve dışı muhalefet partilerinin de desteğini almak suretiyle, bölgesel düzeyde kitlesel mitingler düzenlemenin yanı sıra, yapılabiliyorsa nöbetleşe sürekli sokakta ve meydanlarda olacak eylemler planlamak gerekir. Öte yandan, büyük bir kitle olan emeklilerin tüketimden gelen güçleri, iktidar üzerinde baskı kuracak şekilde örgütlenmeli. Bazı ürünlerin kullanımı düşürülmeli. Yine bazı ürünlerin, haftada bir belirlenecek bir gün süreyle evlerde kullanılmaması hususunda karar alınmalı. Örneğin; alınacak kararla emekliler haftada bir 24 saat süreyle, elektrik ve doğalgazı kapalı tutabilmelidir. Özellikle emeklilerin faturalarını bir ay yatırmamaları ses getirecektir. 17 milyon emeklinin tamamı olmasa da 1 milyonunun bile bu eylem çerçevesinde 1 ay fatura ödememesi hükümeti düşünmeye sevk edecektir. Gelinen aşama Emekli örgütlerinin, tüm bunları tartışmaları ve önemli kararlar almaları gereken aşamadır. Zira milyonlarca emekli, açlıkla karşı karşıya.
Elbette bunlar, çok kolay kotarılacak eylemdir demiyorum. Ancak gerek kısa vadeli hedef olan iktidarı seçime zorlamakta gerekse milyonlarca emekliyi örgütlenmeyle buluşturmakta önemli sıçrama sağlayacak eylem biçimleri olduğu yadsınamaz.
Kuşkusuz kısa vadede sonuç alıcı alışılmadık eylem biçimleri geliştirilip, erken veya zamanında yapılacak seçimlerde bir iktidar değişikliği sağlansa bile, esas olan güçlü bir sendikal örgütlemeye sahip olmaktır. Zira bugün milyonlarca emeklinin yaşadığı sefaletin tek nedeni, güçlü bir örgütlenmeye sahip olmamasıdır!
Yorumlar (0)
Yazarın Diğer Yazıları
2025 yili emekciler icin zor bir yil olacak
31 Aralık 2024 18:29
MUNZUR ÇEM ( HUSEYIN BEYSULEN )
11 Aralık 2024 18:29
Asgari ucretin ulusal ve uluslar arasi dayanaklari (2)
18 Kasım 2024 18:29
SOSYAL DEVLETİ YOK EDEN İKTİDARIN SEÇİM “MÜJDE”LERİ!
24 Ocak 2023 18:29
KIRMIZI ÇİZGİLER DEĞİL İLKELER BELİRLEYİCİ OLMALI!
17 Ocak 2023 18:29
2023, BARIŞ MÜCADELESİNİN YÜKSELDİĞİ YIL OLSUN!
03 Ocak 2023 18:29
Tek çözüm ‘âmâ’sız, ‘fakat’sız karşı çıkmak!
28 Aralık 2022 18:29
BU ÜLKEDE SIRTINDA KÜFE OLAN SİZ DEĞİLSİNİZ!
26 Aralık 2022 18:29
74. YILINDA İNSAN HAKLARI VE TÜRKİYE!
20 Aralık 2022 18:29
ASGARİ ÜCRET VE EMEKLİ MAAŞLARI
05 Aralık 2022 18:29
Görüntüyle yok edilen gerçekler
30 Kasım 2022 18:29
PARA TUZAĞININ ADI SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM!
24 Kasım 2022 18:29
ASGARİ ÜCRET, SEFALET ÜCRETİ OLMAMALI!
21 Kasım 2022 18:29
SİYASİ ÖNGÖRÜNÜZ YOKSA TÖKEZLERSİNİZ!
15 Kasım 2022 18:29
BÜTÇE İKTİDARIN SINIFSAL TERCİHİNİN BELGESİDİR!
14 Kasım 2022 18:29
ANAYASAYA UYMAYAN İKTİDARLA ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ OLUR MU?
09 Kasım 2022 18:29
SİZCE DEZENFORMASYONU KİM YAPIYOR?
01 Kasım 2022 18:29
CUMHURİYETİ CUMHURİYET YAPAN, ONUN DEMOKRATİK OLMASIDIR!
30 Ekim 2022 18:29
KRİZ Mİ, KAYNAK TRANSFERİ Mİ?
27 Ekim 2022 18:29
BU KADERİ KİM YAZIYOR?
24 Ekim 2022 18:29
İŞ CİNAYETLERİNİN NEDENİ AZGIN SÖMÜRÜ POLİTİKALARINIZDIR!
18 Ekim 2022 18:29
DOĞRU HAMLEYİ, DOĞRU ZAMANDA YAPMAK!
11 Ekim 2022 18:29
İNSANLAR ÜLKEYİ “SÜFLİ” YAŞAM İÇİN Mİ TERK EDİYOR?
05 Ekim 2022 18:29
İNSAN HAKLARINI SAVUNMAKTA SAMİMİYETSİZLİK DEVAM EDİYOR!
27 Eylul 2022 18:29
6-7 Eylül olaylarından ders çıkarmak!
06 Eylul 2022 18:29
Bireyler değil, siyasi anlayışlar belirleyici olmalıdır
12 Ağustos 2022 18:29
ITUC: TÜRİYE İŞÇİLER İÇİN EN KÖTÜ 10 ÜLKEDEN BİRİ!
22 Temmuz 2022 18:29
DİSK/EMEKLİ-SEN MÜCADELESİNDEN KESİTLER! (10)
18 Temmuz 2022 18:29
SENDİKALARIN ORTAYA ÇIKIŞI, GELİŞİMİ VE TOPLUMSAL ROLÜ! (14)
01 Temmuz 2022 18:29
Sendikaların ortaya çıkışı ve toplumsal rolü (129)
15 Haziran 2022 18:29
DİSK/EMEKLİ-SEN MÜCADELESİNDE KESİTLER (5)
05 Haziran 2022 18:29
DİSK/EMEKLİ-SEN MÜCADELESİNDEN KESİTLER! (4)
30 Mayıs 2022 18:29
KİMİN HASSASİYETİ?
25 Mayıs 2022 18:29
SENDİKALARIN ORTAYA ÇIKIŞI, GELİŞİMİ VE TOPLUMSAL ROLÜ! (10)
17 Mayıs 2022 18:29
SENDİKALARIN ORTAYA ÇIKIŞI, GELİŞİMİ VE TOPLUMSAL ROLÜ! (9)
11 Mayıs 2022 18:29
DENİZ, YUSUF, HÜSEYİN VE YÜZLERCE DEVRİMCİ, MÜCADELEDE YAŞIYOR!
08 Mayıs 2022 18:29
SENDİKALARIN ORTAYA ÇIKIŞI, GELİŞİMİ VE TOPLUMSAL ROLÜ! (8)
28 Nisan 2022 18:29
EMEK MÜCADELESİNDE GEÇMİŞ, EN ÖNEMLİ YOL GÖSTERİCİDİR!
24 Nisan 2022 18:29
GERÇEK BARIŞ, SAVAŞIN NEDENLERİNİ DOĞRU TESPİTLE MÜMKÜNDÜR!
23 Nisan 2022 18:29
ÖLÜMÜ GÖSTERİP SITMAYA RAZI ETMEK!
19 Nisan 2022 18:29
ENFLASYON, ÜCRETLERİ YUTTU!
11 Nisan 2022 18:29
SOMUT ÜZERİNDEN DURUMU GEÇİŞTİRMEK, GERÇEKLİKTEN KOPMAKTIR!
06 Nisan 2022 18:29
TÜRKİYE BÜTÇESİNİN KARA DELİKLERİ!
04 Nisan 2022 18:29
YAP-İŞLET-DEVRET YÖNTEMİYLE YAPILAN TESİSLERİ KİM YAPIYOR?
28 Mart 2022 18:29
DERDİ GEÇİM OLANLAR VE DERDİ SEÇİM OLANLAR!
20 Mart 2022 18:29
DOKTORLAR NEDEN HEDEF!?
14 Mart 2022 18:29
TÜRKİYE TARİHİNİN UNUTULMAYACAK İKİ ÖNEMLİ OLAYI İLE 12 MART!
13 Mart 2022 18:29
Kimin savaşı?
09 Mart 2022 18:29
ANAYASAL HAKLARI KULLANDIRMAYANLAR VE ONLARI KORUYANLAR!
01 Mart 2022 18:29
HEDEFİNİZ DÖNÜŞTÜRMEK DEĞİLSE, MEVCUDA MAHKÛM OLURSUNUZ!
23 Şubat 2022 18:29
İNSANCA YAŞAMA KAVGASI VE DEVLETİN TARAFI!
21 Şubat 2022 18:29
ELEKTRİKTE ADIM ADIM GELEN SOYGUN!
16 Şubat 2022 18:29
İKTİDARDA OLMANIN DAYANILMAZ CAZİBESİ
08 Şubat 2022 18:29
HİÇBİR SORUNU, O SORUNA YOL AÇAN ÇÖZEMEZ!
17 Ocak 2022 18:29
Diliniz, demokrasiye bakışınızı ele veriyor!
11 Ocak 2022 18:29
SENDİKALARIN ORTAYA ÇIKIŞI, GELİŞİMİ VE TOPLUMSAL ROLÜ (1)
08 Ocak 2022 18:29
Söz konusu seçim kazanmaksa gerisi teferruattır!
28 Aralık 2021 18:29
TÜRK LİRASININ DURDURALAMAYAN ÇÖKÜŞÜ VE ASGARİ ÜCRET GERÇEĞİ!
20 Aralık 2021 18:29
YOKSULLAŞMANIN; KÖPRÜ, OTOYOL, HAVA ALANI VE TELEFON İLE İMTİHANI!
14 Aralık 2021 18:29
ARTIK ASGARİ DEĞİL, ASIL ÜCRET!
09 Aralık 2021 18:29
SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ, DÜNÜ VE BUGÜNÜ (9)
07 Aralık 2021 18:29
KİME KARŞI NEYİN SAVAŞI?
29 Kasım 2021 18:29
KADINA YÖNELİK ŞİDDET ERKEK SORUNUDUR!
26 Kasım 2021 18:29
SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ, DÜNÜ VE BUGÜNÜ (6)
17 Kasım 2021 18:29
KAVRAM KARGAŞASI İLE GERÇEKLERİ GİZLEYEMEZSİNİZ!
14 Kasım 2021 18:29
SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ, DÜNÜ VE BUGÜNÜ (5)
11 Kasım 2021 18:29
KUTSAL DEVLET, ÜLKEYİ İYİ YÖNETEMEYENLERİN SIĞINDIĞI LİMANDIR!
07 Kasım 2021 18:29
KORKU TÜNELİNDEN YÜKSELEN KORKUTMA SESLERİ!
02 Kasım 2021 18:29
Dünya gençliği gelecekten endişeli!
25 Ekim 2021 18:29
ÜLKEYİ İYİ YÖNETEMEYEN İKTİDARIN BAŞVURACAĞI YÖNTEM BASKIDIR!
18 Ekim 2021 18:29