Veli Beysülen
[email protected]
Denetimsizlik facialarla can alıyor
02 Şubat 2025 09:02Denetimsizlik facialarla can alıyor
Denetimsizlik facialarla can alıyor
DENETİMSİZLİK FACİALARLA CAN ALIYOR!
Son yıllarda, yaşadığımız ülke Türkiye’de denetimsizlik ve ihmallerin yol açtığı facialar, binlerce insanı hayattan kopardı. En son 21 Ocak 2025 tarihinde, kayak merkezi Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel’inde çıkan yangında, resmi rakamlara göre bu ülkenin 36’sı çocuk 78 yurttaşı feci şekilde can verdi.
Geçen hafta bu köşe de yayımlanan “FACİALARIN NEDENİ SORUMLULARUN SORUMSUZLUĞUDUR” başlıklı yazımda, “Söylemesi çok acı ama gerçek; maalesef bu ülkede her faciada veya doğal afette yiten canlar sadece sayı oldu.” demiştim. Ne yazık ki, Kartalkaya’da meydana gelen otel yangınında da durum değişmedi ve üzerinden geçen 12 güne rağmen, toplum resmi ağızlardan sorumluların kimler olduğu hususunda net bir şekilde aydınlatılmadı. Zira bu faciada da öncekilere benzer bir senaryo sahneye kondu ve siyasetin farklı uçları işe sorumluluğu karşıya atmakla başladılar. En yetkili makamlarda oturanlar, ben suçlu değilim diğeri suçlu diyerek siyasi kaygıyla kendilerini korumaya çalıştılar. Nitekim 78 insanın cenazeleri kalkmadan, yangın söndürme çalışmalarının devam ettiği saatlerde kameraların karşısına geçen turizm bölgesi içinde olan otelin ruhsatlandırılmasından ve denetiminden birinci derecede sorumlu Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, CHP’li Bolu belediyesini suçladı. Buna karşı Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan ise otelin belediyenin yetki sınırları dışında olduğunu belirterek suçlamaları reddetti.
Onlar birbirlerini suçlayadursunlar. Gerek faciayı araştırmak üzere görevlendirilen 7 kişilik bilirkişinin ön raporu gerekse Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi'nin hazırladığı rapor, facianın geliyorum diye bağıra bağıra geldiğini ortaya koyuyor. Zira otelde yangına karşı alınması gereken tedbirlerin hemen hemen hiçbirinin alınmadığı raporlara yansıdı.
Ne yazık ki facia sadece bir binanın yanmasından ibaret değil, kendisinden önce ki birçok facia gibi bu ülke insanının bedelini canıyla ödediği ihmaller zincirinin trajik sonucudur. Halbuki bu ülkede yaşanan bu ve benzeri faciaları önlemek, birçok yönüyle yetersizlikleri bulunan mevcut mevzuatta bulunan tedbirleri almakla bile mümkündür. Bunun için öncelikle kamunun, yetki karmaşasının yaşanmadığı etkin bir denetim mekanizmasını devreye sokması gerekiyor. Ancak faciadan sonra ortaya çıkan ilk raporlar, otelin inşasından işletmeye alınmasına, iş güvenliği ve iş sağlığı yönünden teknik ve fiziki birçok yetersizliği ile işletmeye alındığını ve işletilmeye devam edildiğini açıkça ortaya koyuyor.
Bakın hukuki sürecin dayanacağı rapor hazırlasın diye uzmanlardan oluşturulan 7 kişilik bilirkişi komisyonu ne diyor: “Komisyonumuzca yapılan ön inceleme neticesinde soruşturmaya konu yangın olayında aşağıdaki kişi, kurum ve kuruluşların kusurlu olduğu görüş ve kanaatine varıldı diyor ve raporunun bir bölümün de aşağıda ki hususlara dikkat çekiyor.
“Yatırımcı kuruluş ve yapı sahibi olarak Grand Kartal Otel'in sahibinin ve yöneticilerinin; mevcut binada, yangına karşı alınması gereken tedbirleri süresi içerisinde almadığından, binanın kuvvetli ve zayıf akım tesisatının tesisini mevzuata ve bilim fen ve sanat kurallarına uygun şekilde yaptırmadığından, ayrıca binadaki asansör, yangın algılama, acil durum alarmı, acil durum aydınlatma, yangın söndürme sistemlerinin periyodik kontrol test ve bakımı vb. iş ve işlemlerini mevzuat ve bilime uygun şekilde ve zamanında yaptırılmadığından kusurlu olduğu, binanın yangın algılama, uyarı, yönlendirme ve acil durum aydınlatma sistemlerinin mevzuata ve bilime uygun şekilde tesis edilmemesinden ve ilgili sistemlerin eksikliklerinin giderilmemesinden, yangın algılama ve uyarı sistemlerinin bakım, onarım çalışmalarını zamanında yaptırmamaktan dolayı (varsa) proje müellifi, ilgili sistemin eksik ve standartlara uygun olmaması nedeniyle yapı sahipleri ile birlikte yapı müteahhit firmaların kusurlu olduğu,” şeklinde devam eden rapor, yapı imalatı, iç dekorasyon, elektrik aksamı, izolasyon, İş sağlığı ve güvenliği gibi birçok eksiği tespit ediyor ve personele gerekli eğitimlerin verilmediğini, bunun yangının yayılmasında önemli bir etken olduğunu belirliyor.
Öte yandan TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi'nin raporu da benzer birçok eksiği tespit ederek rapor haline getirmiş bulunuyor. Nitekim şube işin uzmanı mühendislerin hazırladıkları, yangın algılama sisteminin mevzuata uygun olmaması ve devreye girmemesi, duman dedektörlerinin çalışmaması, acil durum butonlarının çalışmaması, acil durum aydınlatma sisteminin yetersiz, aydınlatma araçlarının bataryalarının boş olması, yönlendirme işaretlerinin yetersiz olması, yangın dolaplarındaki su bağlantılarının yetersiz olması, kaçış merdivenlerinde mevzuata aykırı olarak elektrik şaftı, pano ve baz istasyonu gibi unsurların yer alması gibi pek çok eksiklik tespit eden bir raporu kamuoyuyla paylaştı.
Maalesef otelin çok önemli eksiklikleri var. Kuşkusuz tüm eksiklilerin nedeni denetimsizlik ya da geçen hafta da belirttiğim gibi, iktidarın insan hayatını hiçe sayarak yandaş sermayeye tanıdığı imtiyazlardır.
Kamuoyuna yansıyan bilgiler, otelin 15 Aralık 2024 tarihinde, yani yangından 1 ay önce, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından denetlendiği yönünde. O zaman bakanlığın şu soruları cevaplandırması gerekiyor: Bu denetimde özellikle yangın tehlikesine karşı, mevzuat çerçevesinde alınması gereken tedbirlerin alınmadığı tespit edildi mi? Edildi ise giderilmesi için işletmeye gerekli uyarılar yapılıp, yaptırım uygulandı mı? Yoksa yasa ve mevzuatın arkasından dolaşılarak, usulsüzlüklere devam mı edildi? Buna kim veya kimler göz yumdu? Kamuoyu tüm bunları öğrenecek mi? En önemlisi sorumlular hukuk önünde hesap verecekler mi?
Öte yandan otelin büyüklüğü ve yatak kapasitesi göz önüne alındığında bu işletmenin, “6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'na göre iş sağlığı ve iş güvenliği konusunda uzman hizmeti alması gerekiyor. Bu konuda uzman kişi veya kişilerden hizmet alınıyor muydu? Alınıyorsa, iş güvenliği uzmanı, yangına karşı alınması gereken tedbirleri süresi içerisinde tespit edip işverene önerilerde bulunmuş mu? Yoksa iş güvenliği uzmanı yok muydu? Bu hizmetin alınmasını sağlamakla görevli Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı neden suskun? Tüm bu sorular açık bir şekilde yanıtlanıp, kamu görevlileri dahil sorumlular bir an önce hukuk önünde hesap verecekler mi? Yoksa, önceki faciaların sorumlularının gerekli cezaları almamaları gibi, bu facianın sorumluları da cezasızlık zırhı ile korunacaklar mı? Tabii ki korunacaklar ve daha alt düzeyde kısmi sorumlulukları olanların alacakları ufak cezalarla olay kapatılacaktır. Zira sistemin rant ve yüksek kâr hırsı, bırakın faciaların hukuki sonuçlarının olmasını, basit idari denetimin bile yapılmasını engelliyor. Nitekim Kartalkaya faciasında gördüğümüz; Kültür ve Turizm ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlıklarının gerekli denetimleri yapmadıklarıdır.
Öte yandan özellikle AKP iktidarında bu denetimlerin özelleştirildiği bilinen bir gerçektir. Kanun gereği, belediye sınırları dışındaki mekânların yangın yeterlilik denetimleri, ancak başvuru olduğunda belediye tarafından yapılmaktadır. Kaldı ki turistik alanlarda bulunan işletmelerin denetim yetkisi Kültür ve Turizm Bakanlığındadır. Bakanlık denetimlerinde yangın güvenliği ile ilgili herhangi bir kusur bulunmamıştır. Bu arada belediyeye başvurulmuş ancak belediyenin olumsuz rapor vermesi üzerine, şirket başvurusunu geri çekerek belediyeyi By-Pass etmiştir. Bunun nedeni, kamu dışında özel firmaların denetim ve belgelendirme yetkisine sahip olmalarıdır. Aynı durum iş sağlığı ve güvenliği (İSG) denetimlerinde de söz konusudur. Zira 2012 yılında yürürlüğe giren 6331 sayılı “İş Sağlığı ve İş Güvenliği Kanunu” ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı devre dışı bırakıldı. Kanunun getirdiği yeni düzenleme ile işletmeler, yetkilendirilmiş özel iş sağlığı ve iş güvenliği şirketlerinden para karşılığı hizmet satın alıyorlar. Türkiye gibi vahşi kapitalizmin uygulandığı bir ülkede bağımsızlığı olmayan İSG birimlerinin, para karşılığı hizmet verdikleri işletme sahiplerinden ya da ticari baskılardan etkilenmeden görevlerini yerine getirmeleri mümkün değildir.
Tüm bunlar, AKP iktidarının uyguladığı ekonomik ve sosyal politikalardan bağımsız düşünülemez. Kısacası karşımızda, denetimi özelleştirerek işverene bağımlı hale getirmiş, bir başka deyişle işverenin denetimini yine işverenin kendisine bırakmış bir yönetim anlayışı var. Maalesef bu özelliğinden dolayı, sistem facialar üretiyor ve her seferinde onlarca yüzlerce insan canından oluyor. İktidar ise toplumun dini değerlerine sığınıyor ve faciaları kader, fıtrat diye normalleştiriyor!
Yorumlar (0)
Yazarın Diğer Yazıları
FACİALARIN NEDENİ SORUMLULARIN SORUMSUZLUĞUDUR
26 Ocak 2025 09:02
ASGARİ ÜCRET NASIL ORTALAMA ÜCRET OLDU
19 Ocak 2025 09:02
BU SEFALETIN NNEDENİ ÖRGÜTSÜZLUK
12 Ocak 2025 09:02
2025 yili emekciler icin zor bir yil olacak
31 Aralık 2024 09:02
MUNZUR ÇEM ( HUSEYIN BEYSULEN )
11 Aralık 2024 09:02
Asgari ucretin ulusal ve uluslar arasi dayanaklari (2)
18 Kasım 2024 09:02
SOSYAL DEVLETİ YOK EDEN İKTİDARIN SEÇİM “MÜJDE”LERİ!
24 Ocak 2023 09:02
KIRMIZI ÇİZGİLER DEĞİL İLKELER BELİRLEYİCİ OLMALI!
17 Ocak 2023 09:02
2023, BARIŞ MÜCADELESİNİN YÜKSELDİĞİ YIL OLSUN!
03 Ocak 2023 09:02
Tek çözüm ‘âmâ’sız, ‘fakat’sız karşı çıkmak!
28 Aralık 2022 09:02
BU ÜLKEDE SIRTINDA KÜFE OLAN SİZ DEĞİLSİNİZ!
26 Aralık 2022 09:02
74. YILINDA İNSAN HAKLARI VE TÜRKİYE!
20 Aralık 2022 09:02
ASGARİ ÜCRET VE EMEKLİ MAAŞLARI
05 Aralık 2022 09:02
Görüntüyle yok edilen gerçekler
30 Kasım 2022 09:02
PARA TUZAĞININ ADI SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM!
24 Kasım 2022 09:02
ASGARİ ÜCRET, SEFALET ÜCRETİ OLMAMALI!
21 Kasım 2022 09:02
SİYASİ ÖNGÖRÜNÜZ YOKSA TÖKEZLERSİNİZ!
15 Kasım 2022 09:02
BÜTÇE İKTİDARIN SINIFSAL TERCİHİNİN BELGESİDİR!
14 Kasım 2022 09:02
ANAYASAYA UYMAYAN İKTİDARLA ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ OLUR MU?
09 Kasım 2022 09:02
SİZCE DEZENFORMASYONU KİM YAPIYOR?
01 Kasım 2022 09:02
CUMHURİYETİ CUMHURİYET YAPAN, ONUN DEMOKRATİK OLMASIDIR!
30 Ekim 2022 09:02
KRİZ Mİ, KAYNAK TRANSFERİ Mİ?
27 Ekim 2022 09:02
BU KADERİ KİM YAZIYOR?
24 Ekim 2022 09:02
İŞ CİNAYETLERİNİN NEDENİ AZGIN SÖMÜRÜ POLİTİKALARINIZDIR!
18 Ekim 2022 09:02
DOĞRU HAMLEYİ, DOĞRU ZAMANDA YAPMAK!
11 Ekim 2022 09:02
İNSANLAR ÜLKEYİ “SÜFLİ” YAŞAM İÇİN Mİ TERK EDİYOR?
05 Ekim 2022 09:02
İNSAN HAKLARINI SAVUNMAKTA SAMİMİYETSİZLİK DEVAM EDİYOR!
27 Eylul 2022 09:02
6-7 Eylül olaylarından ders çıkarmak!
06 Eylul 2022 09:02
Bireyler değil, siyasi anlayışlar belirleyici olmalıdır
12 Ağustos 2022 09:02
ITUC: TÜRİYE İŞÇİLER İÇİN EN KÖTÜ 10 ÜLKEDEN BİRİ!
22 Temmuz 2022 09:02
DİSK/EMEKLİ-SEN MÜCADELESİNDEN KESİTLER! (10)
18 Temmuz 2022 09:02
SENDİKALARIN ORTAYA ÇIKIŞI, GELİŞİMİ VE TOPLUMSAL ROLÜ! (14)
01 Temmuz 2022 09:02
Sendikaların ortaya çıkışı ve toplumsal rolü (129)
15 Haziran 2022 09:02
DİSK/EMEKLİ-SEN MÜCADELESİNDE KESİTLER (5)
05 Haziran 2022 09:02
DİSK/EMEKLİ-SEN MÜCADELESİNDEN KESİTLER! (4)
30 Mayıs 2022 09:02
KİMİN HASSASİYETİ?
25 Mayıs 2022 09:02
SENDİKALARIN ORTAYA ÇIKIŞI, GELİŞİMİ VE TOPLUMSAL ROLÜ! (10)
17 Mayıs 2022 09:02
SENDİKALARIN ORTAYA ÇIKIŞI, GELİŞİMİ VE TOPLUMSAL ROLÜ! (9)
11 Mayıs 2022 09:02
DENİZ, YUSUF, HÜSEYİN VE YÜZLERCE DEVRİMCİ, MÜCADELEDE YAŞIYOR!
08 Mayıs 2022 09:02
SENDİKALARIN ORTAYA ÇIKIŞI, GELİŞİMİ VE TOPLUMSAL ROLÜ! (8)
28 Nisan 2022 09:02
EMEK MÜCADELESİNDE GEÇMİŞ, EN ÖNEMLİ YOL GÖSTERİCİDİR!
24 Nisan 2022 09:02
GERÇEK BARIŞ, SAVAŞIN NEDENLERİNİ DOĞRU TESPİTLE MÜMKÜNDÜR!
23 Nisan 2022 09:02
ÖLÜMÜ GÖSTERİP SITMAYA RAZI ETMEK!
19 Nisan 2022 09:02
ENFLASYON, ÜCRETLERİ YUTTU!
11 Nisan 2022 09:02
SOMUT ÜZERİNDEN DURUMU GEÇİŞTİRMEK, GERÇEKLİKTEN KOPMAKTIR!
06 Nisan 2022 09:02
TÜRKİYE BÜTÇESİNİN KARA DELİKLERİ!
04 Nisan 2022 09:02
YAP-İŞLET-DEVRET YÖNTEMİYLE YAPILAN TESİSLERİ KİM YAPIYOR?
28 Mart 2022 09:02
DERDİ GEÇİM OLANLAR VE DERDİ SEÇİM OLANLAR!
20 Mart 2022 09:02
DOKTORLAR NEDEN HEDEF!?
14 Mart 2022 09:02
TÜRKİYE TARİHİNİN UNUTULMAYACAK İKİ ÖNEMLİ OLAYI İLE 12 MART!
13 Mart 2022 09:02
Kimin savaşı?
09 Mart 2022 09:02
ANAYASAL HAKLARI KULLANDIRMAYANLAR VE ONLARI KORUYANLAR!
01 Mart 2022 09:02
HEDEFİNİZ DÖNÜŞTÜRMEK DEĞİLSE, MEVCUDA MAHKÛM OLURSUNUZ!
23 Şubat 2022 09:02
İNSANCA YAŞAMA KAVGASI VE DEVLETİN TARAFI!
21 Şubat 2022 09:02
ELEKTRİKTE ADIM ADIM GELEN SOYGUN!
16 Şubat 2022 09:02
İKTİDARDA OLMANIN DAYANILMAZ CAZİBESİ
08 Şubat 2022 09:02
HİÇBİR SORUNU, O SORUNA YOL AÇAN ÇÖZEMEZ!
17 Ocak 2022 09:02
Diliniz, demokrasiye bakışınızı ele veriyor!
11 Ocak 2022 09:02
SENDİKALARIN ORTAYA ÇIKIŞI, GELİŞİMİ VE TOPLUMSAL ROLÜ (1)
08 Ocak 2022 09:02
Söz konusu seçim kazanmaksa gerisi teferruattır!
28 Aralık 2021 09:02
TÜRK LİRASININ DURDURALAMAYAN ÇÖKÜŞÜ VE ASGARİ ÜCRET GERÇEĞİ!
20 Aralık 2021 09:02
YOKSULLAŞMANIN; KÖPRÜ, OTOYOL, HAVA ALANI VE TELEFON İLE İMTİHANI!
14 Aralık 2021 09:02
ARTIK ASGARİ DEĞİL, ASIL ÜCRET!
09 Aralık 2021 09:02
SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ, DÜNÜ VE BUGÜNÜ (9)
07 Aralık 2021 09:02
KİME KARŞI NEYİN SAVAŞI?
29 Kasım 2021 09:02
KADINA YÖNELİK ŞİDDET ERKEK SORUNUDUR!
26 Kasım 2021 09:02
SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ, DÜNÜ VE BUGÜNÜ (6)
17 Kasım 2021 09:02
KAVRAM KARGAŞASI İLE GERÇEKLERİ GİZLEYEMEZSİNİZ!
14 Kasım 2021 09:02
SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ, DÜNÜ VE BUGÜNÜ (5)
11 Kasım 2021 09:02
KUTSAL DEVLET, ÜLKEYİ İYİ YÖNETEMEYENLERİN SIĞINDIĞI LİMANDIR!
07 Kasım 2021 09:02
KORKU TÜNELİNDEN YÜKSELEN KORKUTMA SESLERİ!
02 Kasım 2021 09:02
Dünya gençliği gelecekten endişeli!
25 Ekim 2021 09:02
ÜLKEYİ İYİ YÖNETEMEYEN İKTİDARIN BAŞVURACAĞI YÖNTEM BASKIDIR!
18 Ekim 2021 09:02