Çok zamanlar başta CHP olmak üzere siyasi partiler hele de muhalif ya da muhalefet olan hayatlarında iktidar olmayan olamayan partiler siyasiler en çok projesizlikten eleştirilir eleştirilirdi. Aslına bakarsanız proje olayı gereksiz yere abartılmaktadır. Sanki bu siyasi partiler milletin aklına gelmeyen şeyleri projelendirecek, bunların projelerini yaparak halka anlatacak: halk da "vay be bunların ne projeleri varmış abi, oyumuzu hemen onlara verelim" diyecek ve oyunu o partiye verecek?!
Öyle olsaydı eğer, geçmişte birçok siyasetçi siyasi partiler ne projeler çıkardı ve hazırladılar ancak hiç birisi ne iktidar oldu nede yüzde 10 barajı aşabildi
Geçen günlerde CHP 8 - 10 maddelik bir alevi projesi yayınladı. Ne kadar rağbet gördü ya da hiç rağbet gördü mü? Bilmiyorum ama bana göre bu güne kadar çoook çok önceden ciddi anlamda bu proje hayata geçirilmesi için yazılmalı ve halka anlatılmalıydı uygulanması için de CHP meclisin önünde açlık grevine girmeli idi ama nerede ..
Birkaç gün önce Malatya vekili ile birlikte iki arkadaşı Malatya ya geldiler. Önce yolsuzluklarla ilgili bir toplantı yaptılar. Burada sormak lazım Yolsuzlukla yargılanana bir adam nasıl yolsuzluktan bahsedebilir!!?
İkinci olarak aynı üç vekil AVM de “ kalemleri kırılan gazeteciler “ adlı kitabı imzaladılar.
Peki sormazlar mı Malatya da gazetecileri yazdığı yazıdan dolayı CHP de ihraç eden gazetelere küfreden “ Alo servet “ diyen bir il başkanı olan zihniyet gazetecilerin kalemini kıran zihniyet nasıl kalemi kırılan gazetecileri savunuyor en azında yüzü de mi kızarmıyor? Hayatında kaç kitap okuduğu belli olmayan birisi nasıl kitap yazıyor diye sorulmaz mı?
İşte bu zihniyetle siyasi partilere yerleşen şov yaparak öne çıkan gerçek anlamda halkın çıkarları doğrultusunda hiçbir proje üretmeyen kendisini kurtarmak için projeler üreten kişi ya da kişilerin var olduğu siyaset ancak ve ancak bu kadar olur
Neden böyle oldu acaba?
Bütün bunlar ciddiyet ister samimiyet ister önce söylenen anlatılan projeye projeyi yapanın inanması gerekir. Şekil öyle olmayınca ve sadece hazırlamak için hazırlanırsa proje tutmaz o zaman da bahane hazır Kimilerine göre milletimiz cahil: o nedenle bu projeyi anlamadı! Kimilerine göre çalışıp halka iyi anlatamadık! Gibi Cevabı gayet basittir.
Siyasi proje, teknik bir şey değildir. Adı üstünde siyasi bir şeydir! Sizin kâğıt üzerinde en güzel projeyi yapmanız, yetmez. O projeyi sizin önce halk ve örgüt ile tartışmanız lazımdır. İlkin onların önerilerini ve görüşlerini almalısınız. Çünkü halk ve örgüt, cahil değildir... Kendi sorunlarını en iyi halk bilir. O sorunların çözümü de halkın kafasında zaten vardır. Partiyi tepeden yönettiğimiz gibi: projeleri de tepeden yaparsak, olmaz. Siz o işin Genel Müdürlüğünü yapmış olsanız da: bu böyledir...
Gelelim işin ruhuna! Projeyi abartmayalım. Bir şeyin tekniğini bilmek yetmez. Teknik, sadece bir araçtır. Hele siyasi bir sorun ve projesi için bu kesinlikle böyledir. Aslında siyasi proje yapmak için mühendis olmaya da gerek yok şayet örgüt içerisinde gelmiş halkı iyi tanıyan ve onların dertlerini bilen onların içinden olan biri isen kolay
Onun için:
1-Önce halkın sorunlarını örgütünüz kanalı ile sağlıklı bir şekilde saptayacaksınız.
2-Bu sorunların çözümü konusunda halkın görüşlerini yine örgütünüz kanalı ile alacaksınız.
3-Sorunları ve çözüm önerilerini örgütünüz ile tartışacaksınız.
4-Vardığınız sonucu, yazılı hale getirip halka anlatacaksınız. Yani halktan aldığınızı örgütünüzde tartışıp, geliştirip, düzenli hale getirip sizin politikanız olarak tekrar halka sunacaksınız.
5-Böylece halkın gerçek sorunları gündeme gelmiş, halk ve örgüt ile tartışılarak çözümü konusunda mutabakata varılmış olacaktır. Halk, sizin iktidara geldiğinizde ne yapacağınızı bilecektir. Çünkü zaten o yapacağınız şeyleri halk ve örgütünüz ile tartışıp birlikte kararlaştırmışsınızdır.
6-Dolayısıyla halkın ve örgütün bizzat kendisi tarafından saptanan ve çözümünü birlikte geliştirdiğiniz konular sizin parti politikanızı oluşturacaktır.
7-Kısaca, tepeden hazırladığınız projeler bir hiçtir ve de işe yaramaz.
8-O halde siyasi proje: halkın sorunlarını saptayıp, çözümü konusunda onun görüşlerini de dikkate alarak örgütünüz ile birlikte geliştirdiğiniz sorunlara ilişkin çözüm yollarının, teknik dilde ifadesinden başka bir şey değildir.
Genel Merkezlere hâkim mantık ise maalesef , " örgüt bu işten anlamaz, bunu ancak biz yaparız" şeklindedir! Arkasından da bir kaç profesöre hazırlattıkları metinleri politika olarak halka sunmaktır. Halkın ve örgütün de bunları ciddiye almaması sonucunda başarısızlık ile karşılaşmak ise, bu mantığın doğal sonucudur. Genel Merkezlerin mantığı böyle çalışıyor...
Neden?
Çünkü onlar tepeden gelmişlerdir. Parti Tabanından mutfağından yükselerek gelmemişlerdir. Havadan para ile bulundukları makam mevkilere gelmiş paraşütle düşmüşlerdir.
Onların Bütün varlıkları bilgileri birikimleri paralarıdır paraları ile her işi yapacaklarını sanırlar. Taban siyasetine vakıf değildirler. Siyasetin tabanda nasıl işlediğinden hele hiç anlamazlar. O nedenle onlara göre, örgüt ve üyeler onların memurudur: onlar bir şey bilmezler. Her şey tepeden hazırlanmalı:
Örgüt ve üyelerde bunlar tarafından tanzim edildiği için örgütler zaten hak getire..
Gelelim zurnanın zırt deliğine... Peki bu neden böyledir?!
Örneğin bu gün ana muhalefet sol ve sosyal demokrat bir parti olduğunu söyler ancak içerisine girip baktığımızda sosyal demokrat parti gibi yönetilmemektedir. Tamamen tepeden, örgüt ve üyeler adam yerine konmadan yönetilmektedir. Parti içi demokrasi yoktur. Bu geçmiş yıllarda da böyleydi bu gün de böyle, şimdi de böyledir. Dolayısıyla o partide örgütün ve üyelerin görüşü ve iradesi O örgüt yönetimine ve politikalarına yansımamaktadır. O nedenle örgüt ve üyeler de seçimlerde bir nevi pasif direnişe geçmekte ve o siyasi partiyi gerektiği şekilde desteklemektedirler. Bunda haksız da sayılmazlar!
Sonuç olarak geriye dönüp şöyle bir baktığımızda çok partili dönem geçtikten sonraki ikinci seçimden sonradan bu güne kadar bu gün de ana muhalefet olan CHP için her zaman başarısızlık olmaktadır.
O zamandan bu yana hiç ama hiç tek başına iktidar olamadığı gibi birkaç kez kısa aralıklarla hükümet ortağı ancak olabilmiştir. CHP bugünkü ve son yıllarda ki hali ile bu anlayış ve yönetim biçimi ile gerçek anlamda sol ve evrensel sosyal demokratların iktidarının önünde ki en büyük engeldir
O zaman Çare nedir ?! Sol ve evrensel Sosyal demokrat parti: üye, örgüt ve program partisidir. Sloganı: Demokrasi, özgürlük, eşitlik paylaşma ve dayanışmadır. İnsan hakları savunuculuğu olmalıdır.
Türkiye de gerçekten anayasanın ilgili maddesinde belirtildiği gibi” Türkiye Cumhuriyeti çağdaş laik demokratik sosyal ve hukuk devletidir. “ der ancak Bu gün bu değerlerin hiç birisi kalmamış yok edilmiştir.
Bu ülkede en önemli en temel sorun bu gün uygulanmakta olan anayasadır.
O nedenle çare yeni ve demokratik sivil bir ANAYASADIR
Bu anayasanın temel i Bu ülkede yaşayan tüm insanlarımızın “ eşit yurttaş “ olduğu üzerine kurulmalı özgürlükçü, barış, kardeşlik özveri üzerine kurulmalı.
Polis, asker ve ya cemaatler devleti değil demokratik çağdaş devlet olmalı. Asimilasyon cebir ve şiddetin uygulanmayacağı yasaklayacağı bir anayasa olmalı. Din dersinin mecbur olmadığı ncak dinini öğrenmek okumak isteyenlere de mani olunmayacak bir anayasa olmalı.
Çok uzun değil çok az ancak çok demokrasi içeren maddelerle hazırlanacak bir anayasa olmalı
Bu ise ancak kurum ve kuralları ile gerçek bir sol ve sosyal demokrat olan öyle düşünen bir partinin iktidar olması ile mümkündür.
Böyle bir yönetim de ancak,paraşütle tepeden gelen değil, tabandan yani aramızdan gelen dişiyle tırnağı ile mücadelenin içinde olan halkı bilen tanıyan onlarla haşır neşir olmuş olan bir Genel Başkan ve Üst Yönetim ile olur.
İşte bu kadar yazı da Türkiye adına Türkiye’nin demokratikleşmesi adına demokratik bir anayasa oluşturma adına demokrasi özgürlük ve barış adına bir siyasi projedir.