ALTIN
 3.022,60
DOLAR
 34,3205
STERLİN
44,5531
EURO
 37,4161

 

 

16 Nisan Pazar günü akşam saatlerinde sonucu belli olacak ve siyasal arşivimizdeki yeri çabuk silinmeyecek olan tarihi başkanlık referandumun sonucu ne olursa olsun şimdiden toplumsal dokumuzda uzun yıllar etkisi devam edecek ağır bir tahribata yol açtığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Ben bu tahribatın siyasal sonuç ve etkilerinden çok psiko sosyal etkisinden söz ediyorum.

Referandum dan üç gün önce Şehir merkezinden  kaldığım semte sefer yapan dolmuşa bindiğimde Şoförün hemen arkasındaki boş bulunan koltuğa oturuverdim. Direksiyondaki genç dolmuş Şoförü telefonla diyalog halinde olduğu biriyle konuşurken ister istemez kulak misafiri oldum. Konu referandumdu koşuksuz. Genç şoför telefonun diğer ucundaki şahsa “ var mı bir sorun abi hepimiz EVET’ e basacağız farklı düşünen varsa hal ederiz. Bizim burada biri farklı düşünüyordu Kalp krizi geçirdi şu anda hastanede inşallah çıkmaz hayır kullanmakta nasip olmaz ayrıca hayır diyen her kes PKK li teröristtir” diyerek konuşmasını tamamladı hemen yanındaki koltukta oturan arkadaşına dönerek benzer diyalogu sürdürmeye devam etti.

Şoförün bu tutumu karşısında bir insan olarak önce nasıl bir tepki vermem gerektiği konusunda kısa bir tereddüt yaşadım.

Vicdanen tepkisiz kalamayacağıma karar verdikten sonra bir an için dolmuştan inerek protesto etmeyi düşünmedim değil.

 Ancak böylesi bir tutumun benim açımdan bir acizlik olacağı düşüncesiyle inmekten vaz geçip dolmuş ücretini ödedikten sonra dolmuş’un arka koltuklarının boşluğunu fırsat bilerek şoför’e bu nasıl bir anlayış, bu nasıl bir psikoloji farklı düşünen bir insan için ölüm dilemeniz ne kadar doğru.

Sonra toplumun çok farklı kesimleri, milliyetçiler, dindarlar, sosyal demokrat olarak kendini tanımlayanlar farklı inanç ve etnik guruptan insanlar farklı tercihte bulunacaklarını söylerken “terörist mi” bunlar bunu böylemi anlıyorsunuz. Sonra siz bir esnafsınız dolmuşunuza binen farklı düşünen, giyinen tercihleri olan insanları bu farklılıklarından dolayı bir muameleye tabi tutuyor musunuz? Hoşunuza gitmeyeni indirip hoşunuza gideni ücretsiz götürüyor musunuz? Sorularıma karşılık gayet kararlı bir şekilde “Bu benim düşüncem” diyerek yanıt verince tartışmanın sonunu kestirdiğimden diyalogu tamamladım.

Öyle inanıyorum ki buna benzer her gün binlerce diyalog yaşanıyordur. Dolayısıyla toplumsal gerilimi iç çatışma boyutuna taşıyacak olan bu zehirlenmenin sebepleri konusunda fazla bir şey demeye gerek yok. Referandumu toplumun önüne koyan iktidar partisi sözcüleri Cumhurbaşkanından Başbakanına, Diyanet başkanlığından cami imamlarına, kanaat önderlerinden Mahalle muhtarlarına, valisinden Kaymakamına, EVET tercihinden yana söz alan herkes HAYIR diyebilecek herkesi “terörist” olarak yaftalarken dolmuş Şoförü için gerekli İDOLL ü zaten oluşturmuşlardı.

Bu zehirlenme sadece maddi ve siyasi olgular üzerinden oluşturulmadı. Her gün onlarca TV kanalında günün 24 saati en yetkili ağızlar, kutsal değerler, inanç ve ulusal semboller üzerinden adeta toplumsal hafızayı akamete uğratacak ölçüde propaganda bombardımanına tabi tuttular.  İslam peygamberiyle özdeşlik kurmaktan, bireyin her iki cihandaki konumunu belirlemeye,  farklı tercihlerinden dolayı insanların eş ve e kızlarına el koymanın helal oluşundan insanların mallarına ve mülklerine el konulmasına, İnsanların çalışma haklarından yoksun bırakılmalarından, zindanlara doldurulmalarına kadar söylenmedik yapılmadık bir şey kalmadı. Allah bir daha böyle bir referandumu bu ülkeye nasip etmesin.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.