Nihayet 16 Nisan geldi ve geçti. Henüz sonuçlar resmi olarak açıklanmasa da görünen o ki ucu ucuna bir referandum seçimi ortada ve burun farkı ile “ evet “ çıkmış gibi görülüyor.
Burun farkı ile önde olan evet savunucuları böyle bir durumda ne kadar ülkeyi rahat ve huzurlu yönetecekler gerçekten düşündürücü.
Diğer bir düşündürücü olay da bu halkın durumu gençliğin durumu.
Seçim günü akşamı sonuçları büromda ki televizyonda izliyordum ve sandıklar açıldıkça sonuçlar il il geldikçe önce açık ara önde görünen EVET oyları sandıklar açılıp ilerledikçe sayıldıkça HAYIR oylarının artması neticesinde beraberlik yakalanmıştı.
Ben heyecanla devamını izlerken Büromun altında bulunan bir kafe de onlarca genç çok yüksek seste ki müzik eşliğinde “ lingo lingo şişeler “ türküsü eşliğinde oynayıp zıpladıklarını duyuyordum.
Ülkede seçim mi yapılıyor tek adam mı oluyor demokrasi mi katlediliyor hiiç ama hiiç umurlarında bile değil.. işte böyle bir gençlik duyarsız ilgisiz vasıfsız ve en düşündürücüsü de bunlarla ortaya çıkan seçim sonuçları..
OHAL kapsamında KHK kılıcının başta durduğu bir ortam da yapılan ve burun farkı ile kazanılan bu oylama ne kadar insanların ya da kazananların içine sinecek onu da bilemiyorum.
Öncelikle muhalefet kesiminin oy oranı bakımında büyük ortağı CHP Malatya da nasıl bir çalışma yaptı ne kadar çalışma olanaklarını zorladı zorladı mı?
Bunu ileri ki süreçte ele alacağız ancak şunu da kesinlikle söylemek isterim ki bütün illerde AKP ve destekleyenlerin oyu ciddi anlamda düşerken burada oyların artmış olması bunların ne kadar beceriksiz ilgisiz yetersiz ehliyetsiz liyakatsız olduğunu açıkça göstermektedir. Bu nedenle bunlarda az çok siyasi terbiye varsa siyasi ahlak varsa bir an önce o makamları ehline bırakır çeker gider evlerinde rahat oturabilirler mi bilmem ancak oturmaya çalışırlar.
Düşünün ki ilin muhalefet milletvekili seçim sonuçları daha yeni yeni açıklanmaya başlarken sonucu beklemeden ne oldu ne yapmışız ne kadar çalışmışız sonuç nedir demeden ve beklemeden sanki bir görevli gibi seçim bitti işi bitti tavırlarla Malatya da kayboldu nefesi Ankara da aldığı söylendi.
Bu vekil Malatya da “ tek adam “ yönetimlerinin eksilerini ve diktatörlüğü çağrıştırdığını sözüm ona Malatyalılara anlattı. Daha doğrusu anlatmaya çalıştı. Hâlbuki kendisi yaptığı anti demokratik uygulamalar ve parti içerisinde demokrasiyi katlederek bu şehirde CHP içerisinde tek adam olarak kaldığından bu gün Malatya CHP çökmüş durumda.
Önce demokrasiye sen inanacaksın ve uygulamaların örnek olacak ama yok sende o kabiliyet yetenek ve en önemlisi düşünce yok.
Son durumu özetlemek gerekir se; AKP iktidarının desteği Cumhurbaşkanının gayri fiili olarak başkanlık sistemini yürüttüğü son iki yılı sözde değerlendiren MHP bu gayri fiili durumu resmiyete çevirmek ve başkanlık sistemini böylece bir rejim değişikliğine dönüştürerek tek adam rejimini çevirmek ve meşrulaştırmaya çalışıldığı ortada.
Başta CHP siyasileri ve birçok siyasi düşünceler de hararetle buna yani tek adamlığa ya da başkanlığa ya da nasıl bir sistem se Cumhurbaşkanlığı sistemine böyle adlandırılan bir idare sistemine karşı çıkarak muhalefet yapıyorlar.
Tabii olan da bu. Çünkü getirilmek istenen parlamenter sistemi demokrasiyi Cumhuriyeti yıkarak faşizmin ayak seslerini inletecek olan tek adam rejimidir. Yani bu bir sistem değil rejim değişikliğidir.
Buraya kadar işin prosedürü
Esas konuya gelecek olursak;
Her iki tarafta savundukları siyasete ya da referandumda ki konuya samimi olarak inanmalı kalben inanmalı ve öyle savunmalı.
Örneğin şu gün için “TEK ADAM “ a karşı gelip sen siyasi hayatında TEK ADAM gibi hareket ediyorsan bu açık açık sahte bir eylem yapmak kendi kendine tahkiye yapmaktır ve de halkı kandırmaktır.
Örneğin Malatya da CHP milletvekili de aynen bu şekilde bir muhalefet yürüterek hayır diyor.
İyi güzelde her hayır diyen gerçekten hayatının her bölümünde ya da siyasi yaşamında da örneğin “ tek adam “ düşüncesine karşı mı ya da uygulamalarında bunun örnekleri var mı?
Bakın Malatya CHP örgütünü şöyle bir düşünün.
Kendisi milletvekili olduktan sonra yerine birini seçtirdi pardon belirledi ve o oldu. 3 Ay sonra onu beğenmedi (aynı davutoğlu gibi ) yönetimini istifa ettirdi ve yukardan baskı yaparak onu aldırdı. Yerine aynı yönetimde kendine biat edecek adamı buldu onu atattı.
Bütün ilçe başkanlarını kendi belirledi bütün delegeleri kendi ve iki üç kişi belirledi bütün seçime girecek belediye başkanlarının sırasını kendi belirledi sadece ikisi hele biri Hekimhan zorla seçildi. Ön seçim adı altında adrese teslim sözde seçimi yaptırarak sözde ön seçimle kendisini ilk sıraya koydurdu ve seçildi.
Şimdi bütün bunları toparlar bir araya getirirsek Reisin yaptıkları ile Malatya CHP örgütünde bunca yapılan anti demokratik uygulamaların kendi konumlarına göre ayrı ayrı baktığımızda bir biri arasında ne fark var Allah aşkına.?
Demek ki sözde değil özde ve samimi olarak davranacak ve gereğini öyle hiç korkmadan yılmadan ve inanarak sahtecilik yapmadan olduğun gibi görünerek göründüğün gibi de olarak yalansız hilesiz tahkiyesiz hareket edeceksin ve yaptıklarına önce sen inanacaksın.
Yoksa bu gün hayır der yarın ne yapacağı belli olmayan adam olursun. O zaman da o adamlığın her yerde her zaman da çok ciddi anlamda tartışılır tartışılıyor ondan da haberiniz olsun.
Şimdi böyle bir vekil ve onun atadığı yönetim sözde yöneticilerin yapacağı işte bu kadar olur. Bunu 6 – 7 seçim ve referandumlarda hep gördüler hep kaybettiler ancak hiç yerlerinde kıpırdamadılar sanki 404 ile yapıştırmışlar. Bırakın kardeşim CHP ne oy veren demokrat insanların oylarını artık heba etmeyin.
Gelinen ortamda bu oylama daha henüz resmiyet kazanmamış olsa da ortada bu rejim değişikliğine Türkiye Cumhuriyetinin yarısı HAYIR demiş yarısı da itirazlar halen var olsa da EVET demiş.
Peki bu durum ortada iken seçilecek cumhurbaşkanı böyle bir tablo ile ne kadar rahat hareket edecek ya da edebilecek mi? Bana göre çok ama çok düşündürücü bir tablo var ortada ve bütün herkesin iktidarın muhalefetin çok ciddi anlamda düşünmesi ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin çıkar ve menfaatleri doğrultusunda al bayrağımızın ilelebet dalgalanması doğrultusunda kararlar vermeliler.
Suriye, Irak, Libya, Mısır da olduğu gibi Tek adam ya da diktatörlük heveslilerinin hem kendi sonları hem de ülkelerinin sonları ortada.
O tek adam olduğunu sananlar çoğu lağım çukurlarında tek başlarına anormal bir şekilde öldürülürken ülkeleri de param parça oldu halen de o ülkeler üzerinde pazarlıklar yapılıyor o ülkelerde ki insanlarda darmadağınık oldular büyük çoğunluğu ölürken bir bölümü de başta ülkemizde olmak üzere göçebe oldular oluyorlar.
Göçebeleri göçmenleri kabul eden bir ülke iken halkı göçebe olan bir ülke durumuna Allah bizi düşürmesin. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları diğer ülkelerin vatandaşı gibi ülkesini terk etmez şartları ve koşulları ne olursa olsun ülkesinde direnerek yaşamaya devam eder.
Netice olarak tekrar söylemek gerekirse referandumda çıkan sonuç gerçekten düşündürücüdür.
AKP 2002 yılında ilk siyasi seçimi ile iktidar olurken yükselişi üç büyük ilde olmuştu. Bu gün bakıyoruz AKP bu üç ilde düşüşte ve gerilediği görülüyor bu anlamda AKP de durumunu mutlaka değerlendirecektir değerlendirmeli ve seçim sonuçlarını bu değerlendirme içerisine de almalıdır.
Yine söylüyorum tekrar ediyorum Matematiksel olarak seçim de önde olan Evet aslında Başta Tayyip Erdoğan olmak üzere AKP yöneticilerine verilen bir uyarıdır da. Yani burun farkı ile önde olabilirsin ancak dikkatli ve akıllı olman ülkeyi kaoslara sürüklemeden yönetmeniz gerekir çünkü % 50 ye çok yakın bir kitle de sizlere HAYIR demiştir.
Aslında hepimiz herkes bu ülkede şapkasını önüne koyup düşünmeli ve bu sonuçlarda dâhil Türkiye yi tam olarak genç yaşlı erkek kadın siyah beyaz laik anti laik ulusalcı Kemalist Kürt Türk Çerkez Arnavut vs vs her kimse ciddi anlamda tahlil etmeli etmeliyiz.
Ve hep kendi kendimize sormalıyız bu ülke atalarımız dedelerimizin kanları ile kurtardığı kurduğu bu güzel ülkemiz nereye gidiyor diye hepimiz herkes bir dada bir daha düşünmeliyiz.
Şayet bu düşüncelerimizi düşünerek hayata sağlıklı bir düşünce koyamazsak biz bu tür düşündürücü seçimleri daha çok ama çoook yaşarız.
