16 Nisan da yapılan referandumun üzerinde yaklaşık iki ay geçmesine rağmen belli gücün baskısı ve YSK nın anti demokratik kararları sonucunda aslında %55 olan hayır oyları %48,5 lara düşürülerek başkanlık sisteminin önü açılmış durumda
Aslına bakarsanız Türkiye de demokrasi güçleri ve “ HAYIR “ da birleşenler 16 Nisan’da başarılı bir sınav verdiler ve sınıfı geçtiler
Belki de Türkiye de ilk defa toplumun çok büyük bir kesimi demokrasi ve Türkiye nin birliği beraberliği iriliği diriliği paydasında buluştu…
Şimdi Bize hepimize düşen bu buluşmayı bu birlikteliği beraberliği asgari müşterekimiz olan ülkenin demokrasinin Cumhuriyetin korunması kollanması adına bir arada omuz omuza olmak korumak ve geliştirmek…
Hayır, bloğu Türkiye’de geleceğin barışın özgürlüğün cumhuriyet ve umudun adı…
Bu umudumuzu geleceğimizi korumazsak sonuç çok karanlık bir evreye dönüşür dönüşüyor…
Artık herkes şunu iyi bilsin ki Türkiye’de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak…
16 Nisan’la başlayan anti demokratik ve meşru olmayan süreç Cumhuriyetle demokrasi ile barışla hesaplaşmada yeni bir evre…
16 Nisanın meşru olmayan durumu siyaseti de her yönüyle değiştirecek-değiştiriyor…
Öncelikle bu ülke bir 15 Temmuz faciası kalkışması yaşamış 249 insanımız öldürülmüş binlerce insan yaralanmış. Bunu yapanlar yaptıranlar senaryosunu yazanlar yazdıranlar mutlaka en ağır şekilde cezalandırılmalıdır.
Ancak kurunun yanında yaşta yanmamalı. Bank Asya yı kuran kavurmacılar salıverilip o bankaya bir şekilde kira parası yatıran biçareler içerde kalmamalı
Bu uygulamalar bu baskı ve şiddet neticesinde yürütülen iktidar uygulamaları FETÖ bahanesi ile uzatılan OHAL ve ona dayandırılarak yapılan KHK lar la demokrat Atatürkçü Kürt alevi ne kadar önde gelen kamu görevlisi siyasetçi var ise hepsi işinden gücünden oldu bunların çoğunluğu halen ceza evlerinde. Türkiye de yaşayan ve Türkiye Cumhuriyeti yasaları ile kurulan ve genel seçimlerde 7 milyona yakın oy alan yerel seçimlerde 3 – 4 tane büyük şehir olmak üzere birçok ilde ilçede belediye başkanlıkları kazanan bir parti yok edilmek üzere çünkü başta eş genel başkanları bütün belediye başkanları il ve ilçe yerel yöneticilerinin hepsi tutsak edilmiş çürümeye terk edilmişler.
Bunlar yetmemiş başta Atatürk çizgisinde yayınlar yapan Cumhuriyet gazetesi yazarları ve çalışanları eften püften sebeplerle onlarda tutsak edilmiş durumda. Buda yetmedi tamamen Atatürk çü yol izleyen Sözcü gazetesi mercek altına alındı en son suçlanması gereken fetö cü suçlaması gibi kara bir gömlek giydirilerek elamanlarını içeri aldılar sahibi hakkında kovuşturma başlattılar.
16 Nisan referandumunda en çok “ evet “ verin terör belası bitsin şehit gelmesin dediler bir şekilde evet li referandum yarattılar ancak terör durmadı tam aksine 50 günde dört tanesi Malatya da olmak üzere 58 şehit verildi.
Kısaca 16 Nisan birilerini koruyup kollamanın dışında uygulanmak istenen yasalar çerçevesi olduğu ve bu yasaların hayata geçmesi ile ülkenin değil bir ailenin geleceği sonsuza dek garanti altına alınmış olacak. Bu günden itibaren ülkede yüzlerce askerimiz Arap katara gidip Arap şahlarını korurken kaçı nerede nasıl katledilecek onu da Allah bilir.
15 Temmuz kalkışması araştırılsın deniliyor AKP oyları ile ret ediliyor.
Helikopter kazası araştırılsın deniliyor ha keza AKP tarafında mecliste ret ediliyor
Ancak katara asker gönderelim yasa teklifi alel acele meclise getiriliyor ve AKP oyları ile kabul ediliyor.
Netice olarak AKP Köpeksiz köyü görmüş enine boyuna değneksiz köyü istediği şekilde dizayn ederek adım adım dolaşıyor.
Bu ülkede HSYK, BAŞBAKAN ve BAKANLAR, TSK, AKP ve MİLLETVEKİLLERİ, yani yasama, yürütme, yargı, güvenlik güçleri valiler kaymakamlar bir tek yerde tek komutla yönetiliyorsa o ülkede demokrasiden insan haklarından özgürlüklerden bahsedilmez bahsedilemez.
Birde bunlara muhalefeti katarsak CHP ve MHP gibi tabii ki tek komutu veren adına baldan yenmez durum ortaya çıkar çıkıyor.
Peki bütün bunlara nasıl eriştiler Ülke neden bu duruma düştü düşürüldü? Neden niçin bu kadar serbest dolaşıyor dolaşabiliyor?
Birinci derecede bu halk olan bitenden haberdar değil çünkü o halk bu güçler tarafında ölmeyecek kadar karnı doyuruluyor yakıtı şekeri makarnası temin edilerek oy devşiriliyor. Bazılarına baskı ve zulüm uygulanarak korkutuluyor sindiriliyor
İkinci derece de de sdiyasi muhalefet yok olmasından kaynaklanmaktadır.
2002 yılından bu güne kadar ki AKP iktidarının geliş gelişme ve son durumuna baktığımızda hep muhalefetin desteği ile önce milletvekili bile olamazken CHP ve Baykal sayesinde vekil olmuş başbakan olunmuş Abdullah gül MHP sayesinde cumhurbaşkanı olmuş. HDP hep bu işlerin dışında kalmış muhalefet olmuş ancak gücü yetmemiş. O büyük erk hemen HDP lileri cezalandırmak adına meclise dokunulmazlıkların kaldırılması teklifini getirmiş MHP balıklama uçmuş CHP de “ yasalara aykırı ancak yine de evet diyeceğiz “ demiş arkasında da milletvekillerine hayır diyeni kapıya atarım demiş. Neticede dokunulmazlık kararı yasallaşmış ve Atatürk’ün kurduğu meclisi Atatürk’ün kurduğu parti milletvekillerinin desteği ile yok edilmiş meclis fiili olarak değilse de aktivitesi bitirilmiştir. Çünkü halen halkın iradesi oyu ile seçilen 11 vekil tutsaktır.
Peki bütün bunlara dur demesi karşı çıkması ve bu çıkışlarında direnerek ilkeli bir duruş sergilemesi gereken siyasi kurum kimdir? Halkın 12 milyon küsur oy verdiği CHP ve onun genel başkanı ile yöneticileridir.
16 Nisan günü akşam YSK ve bazı güçlerin haksız bir şekilde ilan ettiği referandum sonuçlarına YSK önünde milletvekilleri ile birlikte oturulsa idi birkaç saat te oraya yüz binler toplanırdı ve bu gayri meşruluğu halen sabit olan karar meşru şeklini alırdı.
Mecliste dokunulmazlıklar kaldırılırken bu karar hem yasalara aykırı hem demokrasiye ters özgür iradeye karışmamamız gerekir diyerek hayır deselerdi meclisin meşruiyetini kurtarmış olurlardı.
Bırakın bunları demokrasiden yana olduğunu ülkeye demokrasi getireceğini söyleyen partide genel başkan bazı konularda eksik ve yanlış yapıyor diyen Fikri sağlar anında disipline sevk edildi ve bir yıl hak mahrumiyeti ile birlikte kınama cezası aldı. Yani Fikri sağların önümüzde ki süreçte olması muhtemel kurultay da genel başkan adayı olma iradesini yok ettiler
Bütün bu olumsuzlukları alt alta yazarak çoğaltabiliriz.
CHP bunların hiç birini yapmadı hep AKP nin değirmenine su taşıdı.
CHP şu günlerde kongre sürecine girdi ya şimdi tüm Türkiye de kongre tartışmaları başlar kavgalar başlar enerjilerini bu yolda harcamalar başlar.
Ancak biz iyi biliyoruz ki CHP’de yapılan tartışmalar Türkiye’de nasıl iktidar oluruz üzerine değil; parti içinde nasıl iktidar oluruz üzerinden yürüyor…
Yine de biz bildiğimiz tecrübemizi sizlere aktaralım
CHP artık bu saatten sonra bugünkü anlayış ve siyasetle tarzda siyasetle başarılı olamaz…
CHP artık yeniden yeni kadrolarla ve sol sosyal demokrat ideoloji ile yola çıkmalı şu an ki kadrolarla başarılı olamaz…
CHP ye yeni seçilecek yeni zihinler siyasi teori ve pratiği yaşamış kadrolar yeni dönemin yeni görevlerinin farkında ve bilincinde olmak zorundadır…
CHP Hayır güçlerinin birliğini sağlamak ve hiçbir ayırım yapmadan ön yargılı olmadan Hayır’ı büyütmek göreviyle karşı karşıyadır…
Eğer CHP bu kurultayda bunu yapacak kadroları genel başkanı seçer ve göreve getirirse bunu başarabilirse 2019’da ki iki seçimi de demokrasi güçlerinin kazanmasına öncülük edebilir…
Kurultay ile yeni bir genel başkan yeni bir parti meclisi ve onların içerisinde çıkacak olan MYK Kongre ve kurultaydan sonra CHP nin yüzünü bundan sonraki kurultayları düşünerek parti içi iktidar olmaya değil, demokrasi güçleriyle birleşmeye hatta tek başına iktidar olmaya dönmelidir…
Bakın AKP Recep Tayyip Erdoğan ın perde arkasından perde önüne geçerek genel başkan olması ile yönetimde birçok değişiklik yaptı hükümette de yapması bekleniyor.
CHP de mutlaka ama mutlaka değişime gitmeli önce hayır bloğunu artırarak korumalı demokrasiye ve cumhuriyete laik sosyal ve hukuk devletine ancak böyle sahip çıkabilir.
Aksi takdirde “ Türkiye laiktir laik kalacak” ya da “ Mustafa kemalin askerleriyiz “ gibi içi boş sadece sloganlarla yolun karanlığına kadar gömülür kalırız.
