ALTIN
 3.042,49
DOLAR
 35,5025
STERLİN
43,1833
EURO
 36,2485

 

 

Adaletin bittiği yerde devlet de bitter. Devleti, mafya babalarında ayıran tek kavram adalettir. Mafya kabadayıları da haraç alırlar, kafa keserler, işkence ederler ama adaleti demokratik devletler sağlarlar. Adalet giderse, geriye şiddet kalır, öfke kalır, kin ve nefret kalır ve anarşi kalır.

Türkiye’de, bir süredir muhalefet adalet arıyor. Adalet için yürüyor. Egemenler ise adaletin sağlanması için hiçbir şey yapmıyor. Tam tersine adalet arayan kesimleri suçluyor.

Bu ülkede 12 Eylül referandumunda sonra 160 tane FETÖ’ cü hâkim atandı ve Yargıtay seçimleri bir gecede FETÖ yanlılarının eline geçti.

Bu ülkede hâkimler ve savcılar verdikleri kararlardan dolayı tutuklandılar, ama onları oraya taşıyan Adalet Bakanlarına hiçbir şey olmadı.

Bu ülkenin ordusu FETÖ’ cü hâkim ve savcılara ikram edildi ve Bir cemaat koca bir orduyu çözdü.

Bu ülkenin seçilmiş belediye başkanları FETÖ yanlıları tarafında toplatılıp içeriye tıkıldı.

Bu ülkede Rıza Sarraf’ın öncülüğünde dağıtılan paraları herkes gördü. Bu hâkim ve savcıların FETÖ’ cü olması nedeniyle kimse mahkemeye bile çıkarılmadan berat ettirildiler.

Bu ülkede milletvekilleri kürsü dokunmazlığına inanarak bir şeyler ifade etmeye çalışırken, tutuklandılar.

Bu ülkede devleti yönetenler, hâkimlerin kararlarına itiraz ettiler, hâkimler karar vermekten korkmaya başladılar.

Bu ülkede onlarca televizyon kapatıldı. Basın yandaş ve muhalif olarak ikiye bölündü. Bütün bunlar yaşanırken demokrasi söylemleri de hiç eksik olmadı.

Bu ülke dışarıda gelip Suriye’ye gidip savaşmak isteyenlere ev sahipliği yaptı ve kendi geleceğini tehlikeye attı.

Bu ülke Suriye iç savaşında taraf oldu. Komşumuz Suriye parçalandı. Suriye’nin parçalanması sonucu ortaya çıkan PYD den bu defa da rahatsız olmaya başladılar.

Bu ülkede bu milletin anasını…  Diyen iş adamlarına bir şey olmadı, ama bir dilim baklava çalanlar hüküm giydi.

HSK üyelerinin 7 tanesini AKP VE MHP seçti. Geriye kalan 6 tanesini cumhurbaşkanı seçti. Anayasamıza da yargı bağımsız ve tarafsızdır diye yazıldı.

 

Cumhuriyet gazetesi yazarları FETÖ yanlısı olmakla suçlandılar ve tutuklandılar.

Sözcü Gazetesi muhabiri ve sahibi FETÖ yanlısı olmaktan dolayı tutuklandılar.

KESK üyeleri FETÖ yanlısı olmakla suçlandı ve meslekten ihraç edildiler.

Köylünün meraları birilerine peşkeş çekildi.

 

15 Temmuz darbe sonrası sol muhalefet FETÖ ile hiç alakası olmadan FETÖCÜLÜKLE suçlandılar.Eleştiriler darbecilikle bastırıldı ve  baskı altına alındılar..

Bu ülkede devlet memuru alımlarında mülakat uygulandı ve bu mülakatla muhalefete ait kişiler elendiler.

Bu ülkede Alevilerin ibadet hanelerini yasaklandı.

Gezi direnişinde ölen gençlerin katillerinin çoğu bulunamadı.

Daha buraya hukuksuzluklarla ilgili yüzlerce madde sıralayabiliriz. Biz buraya bir nokta koyalım ve Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşüne dönelim. Sayın Kılıçdaroğlu Anayasanın kendisine tanıdığı bir hakkı kullanıyor. Kimse bundan rahatsız olmasın.

Bu ülkede onca olumsuzluğa ve hukuksuzluğa karşı sesini yükseltiyor. Bu direniş tabanda da kabul görüyor.

Anayasanın 34. Maddesi der ki :”Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.

Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla ve kanunla sınırlanabilir.”

Bütün bu olumsuzlukların bir tek panzehiri vardır o da DEMOKRASİDİR.   

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.