ALTIN
 3.042,49
DOLAR
 35,5025
STERLİN
43,1833
EURO
 36,2485

 

 

CHP eski il başkan Hüseyin Baştürk öldü. Hüseyin Baştürk’ün ölümü Malatya’nın demokratik kamuoyunu derinden etkiledi. Hüseyin Baştürk burjuva siyasetinin pisliklerine bulaşmamış tertemiz bir insandı. Ama burjuva siyasetinin pisliği onu da kısa bir sürede harcadı.

Ben bugün burada dostum, arkadaşım Hüseyin Baştürk’ün kısa siyaset hikâyesini anlatmaya çalışacağım.

CHP İl Başkanı olan Veli Ağbaba 2011 seçimlerinde milletvekili aday aday olması nedeniyle il başkanlığı görevinden istifa etti. Veli Ağbaba’nın yönetim kurulu üyelerinin birisi de Hüseyin Baştürk’tü.

Veli Ağbaba’nın istifasından sonra, Veli Ağbaba’nın önerisi ile Hüseyin Baştürk il başkanlığına yönetim tarafında getirildi.

Hüseyin Baştürk’ün il başkanlığına getirilmesi, il başkan vekili Enver Kiraz tarafında ilgili birimlere bildirildi.

Hüseyin Baştürk’ün il başkan olmasından sonra partide bir canlılık başladı. Partinin başarı ivmesi hızla yükseldi. Ama partiye sahip olmak isteyen güçler Hüseyin Baştürk’ ten hiç de memnun değillerdi. Çünkü Hüseyin Baştürk birilerinin değil, kendi inisiyatifini kullanıyordu. Bu da partiye sahiplenmek isteyen güçleri rahatsız ediyordu.Hüseyin baştürk ün dik duruşunu kabul etmediler kabullenemediler.

CHP Malatya İl Örgütünü, kendi ailelerine bağlı, bir yan kurum yapmak isteyenler, Hüseyin Baştürk’ü istifaya zorladılar. Hüseyin Baştürk bunlara karşı direndi ve istifa etmedi.

 CHP il yönetimi Partiye sahip olmak isteyen güçler tarafında sıkıştırıldı.Bir avukatın bürosunda gizli gizli  toplandılar.Hüseyin Baştürk’ün il başkanlığında alınması için tüzüğü tartıştılar.Sonuçta ,yönetim olarak toplu istifa etmeye karar verdiler.Çünkü toplu istifa Hüseyin Baştürk’ün ve yönetiminin düşmesi anlamına geliyordu.

Ben o zaman CHP de “Kültür Komisyonu Başkanıydım. Hüseyin Baştürk beni çağırdı ve olup bitenleri bana anlattı. Ben bunları yazayım mı? Diye sordum. Yok, yazma dedi. Hüseyin Baştürk bu olup bitenler karşısında çok rahatsız olmuştu. Hüseyin Baştürk birileri tarafında altının oyulduğunun farkındaydı. Ne yapmalı diye sorunca, biraz daha beklemek gerek dedi.

CHP il binasının bir alt katında toplanan yöneticiler istifa kararı almışlardı. Artık Hüseyin Baştürk’ün ipi çekilmişti ve altı oyulup devrilecekti. Hüseyin Baştürk, CHP ye sahip olmak isteyen güçlerin kontrolüne girmiyordu dik duruyor kişileri değil partinin kurumsal yapısına saygı gösteriyordu parti için çalışıyordu o nedenle o bazı kişilerce gitmesi gerekiyordu.

İlk önce şimdi cenazenin ilk saflarında duran Enver Kiraz yönetimde de istifa etti. Enver Kiraz’dan sonra Hakkı Akkoyun,Basri Sarı,İsmail Balaman,Mustafa Men güç istifa etti .Daha sonra Ali Canan Fidan,Gülseren Korkmaz,Cumali Gündoğan,Ali Rıza Mengüşoğlu,Günnur Tabel istifa etti.15 Kişilik parti yönetiminde 10 kişi istifa etmiş geriye 5 kişi kalmıştı .Geriye kalanlar şu isimlerden oluşuyordu.Hüseyin Baştürk,Coşkun Kurt,Gülay Çelebi Doğan,Bülent Karakuş,Ali Cücemen kalmışlardı.

Hüseyin Baştürk bu istifalar karşısında artık direnemedi ve istifa etmek zorunda bırakıldı.

2011 seçimlerine birkaç ay kalmıştı. Seçimleri beklemeden bunlarının yerine atamalar yapıldı. Enver Kiraz il başkanlığına atandı. Artık Hüseyin Baştürk yoktu. Artık egemenler kendi istekleri doğrultusunda bir yönetim oluşturmuşlardı.

Bu yönetim tüzük gereği delege seçimlerini seçimle yapması gerekirken masa başında delege yazdı. Çünkü halk desteği yoktu. Böylece bu atanmış yönetim kendini hısım akrabalarını delege yaparak seçtirerek meşrulaştırmaya çalıştı. Hüseyin Baştürk bunları kürsüde anlatırken ağladı.

Böylece atanmış olan Enver Kiraz ekibi kendini seçtirerek yönetime geldi. Parti böylece tek adamın kontrolüne girdi ve aile partisi oldu.

Atanan isimlerin yetersiz olduklarını o zamanki gazetemde yazdım. Beni partide ihraç ettiler. Ben Ankara 19 Asliye Hukuk Mahkemesine dava açtım ve üyeliğimi yeniden kazandım.

Böylece Hüseyin Baştürk ile beraber siyaset dışına atıldık. Ben köşemde yazılarıma devam ettim. Hüseyin Baştürk de yapılan bu haksızlıkları adaletsizliği kabul edemedi ve stresli bir yaşamdan sonra bu amansız hastalığı yakalandı ve öldü.

İşin ilginç yanı Hüseyin Baştürk’e bu acıları yaşatanlar bir dönem yerden yere vuranlar timsah gözyaşları döktüler ve toprağa verildikten sonra da mezarlıkta protokol sırasına dâhil oldular ve taziyeleri kabul ettiler. Ne diyelim, felek gözün kör olsun. Sevgili dostum, toprağın bol olsun.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.