CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun başlattığı adaletsizliğin dip yaptığı bir ortamda adalet yürüyüşünü başlatması ve kazasız belasız provokasyonsuz sonuçlandırması gerçekten Türkiye tarihine yazılacak bir hak, hukuk, adalet arama eylemi olarak tarihe geçti
Doğrusunu söylemek gerekirse ilk baştan sona kadar yürüyüşün provoke edilmesinden, kontrol edilemeyecek noktalara varmasından dolayı şüphelerim vardı bu anlamda da rahatsızdım nerde ne zaman bir provokasyon olur olacak zannederek bekledim.. vessalam tedirgindim.
Fakat öyle olmadı.
Doğrusunu söylemek gerekiyor ki, CHP Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu belki de genel başkan olduğu günden bu güne doğru bir eyleme karar verdi ve onu gerçekleştirdi.Çok yazıldı çizildi belki ben de birkaç kez yazdım geçmişi bırakalım 16 Nisanda da YSK önüne kadar yürüyüp orada bir oturma eylemi yapsa idi şimdi bu günkü durumların belki de büyük çoğunluğu uygulanmayacak bu kadar insanlar tedirgin olmayacaktı.
Bu adalet yürüyüşü göstermiştir ki bu ülkede gerçekten inançlı kararlı ilkeli bir muhalefet var ve bu %50 nin çok üzerinde..Zaten bu eylem de gösterdi ki bütün baskıya, bütün kısıtlamalara tehditlere rağmen muhalefetin bir şeyler yapabileceğinin görülmüş olmasıdır.
Her ne kadar CHP genel başkanı bu işi başlatmış olsa da onunla ve onun arkasında adalet isteyen hukukun üstünlüğünü ve demokrasiyi savunan Cumhuriyetten yana olan on binler kümelenerek bir düşünce etrafında kitleselleşerek doğru bildikleri bir lider ile beraber yürüdüler.
Doğru bir dil, toplumun genelini kuşatıcı bir söylem, herkese dokunacak mesaj içeren bir eylemin toplumda karşılık bulması, milyonlarca insanın bu çabadan heyecan duyması çok kıymetli.
İstenilen demokrasi ve Adalet hepimizin ortak değeri. Adalet bu ülkede herkese ama herkese lazım.
Adalet Bir ülkenin olmazsa olmazıdır.
Adalet olmazsa ülke olamayız. Varlığımızı sürdüremeyiz. İnsan gibi bir yaşam kuramayız.
Hangi görüşten, hangi inançtan, hangi ideolojiden olursak olalım insanlığın var olduğu her yerde her zaman hepimizin en fazla ihtiyaç duyduğu bir değerdir..Adalet..
Başlatılan bu adalet ve demokrasi yürüyüşü bize, toplumun bütününe hitap etmenin, toplumu harekete geçirmenin, ortak duygu oluşturmanın çok zor olmadığını gösterdi. Özellikle ana muhalefetin şimdiye kadar ki korkak ürkek tavrını değiştirdi değiştirmeye de devam edecektir.
Ülkeye lazım olan adalet ve demokrasi Cumhuriyeti koruyup kollama gibi değerler hepimizin ortak paydası. Her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının aslında koruması ve kollaması gereken değerler.
Bu nedenle bu yürüyüş ülke genelinde ortak değerler doğrultusunda hareket eder ayrıştırıcı sloganları, sembolleri, bayrakları dili kullanmadığımızda bir çabanın toplumda nasıl bir karşılık bulduğunu gösterdi.
Artık ortak kararlar alarak hareket etme zamanı. Çünkü bu gün ülkemizde kara bir bulut kaplamış göz gözü göremez durumdayız ve dibi belli olmayan bir uçuruma doğru sürükleniyoruz.
Bence artık ideoloji, inanç, mezhep kavgasından hepimiz yorulduk. Emperyalizm hep böl parçala yönet taktiği ile bizleri hepimizi yıllardır bölüyor parçalıyor ve ağa keyfiyle yönetip yönlendiriyor.
Artık bizler ülkesini ve ülkede yaşayan halkları seven herkes her inanç ve mezhepte ki topluluklar bir araya barış içerisinde özgürce gelmeliyiz gelebilmeliyiz. İşte bu yürüyüş bu demokratik eylem bize bunu göstermiş ispat etmiştir. Türkiye de yaşayan Kürtler, Türkler, Aleviler, Sünniler Araplar Çerkezler velhasıl toplumun farklı kesimleri ortak bir amaç için adalet için barış için özgürlük ve demokrasi için kolayca bir araya gelmiş gelebilmiştir. Sadece katılanlar değil, katılma imkânı olmayan, çeşitli nedenlerle katılamayan milyonların da bu yaklaşımdan, bu söylemden, ortak bir değer etrafında toplanmaktan büyük bir heyecan duyduğundan hiç şüphem yok.
Başta da söylediğim gibi Geç kalındı Şöyle yapsaydı daha iyi olurdu böyle olsa şöyle olurdu vs vs eleştiriler yapabiliriz ancak bu zaman o zaman değiiiil.
Ülkede tam bir kaos yaşanıyor. Ülkemiz iç ve dış politikada ekonomide tam bir boşluk yaşıyor. Ortadoğu kan ağlıyor ve birileri bizi bu kan gölünün içine çekerek boğmak yok etmek istiyor.
Bu güzelim Türkiye’mizin halklarını dinci Araplaştırmak Ortadoğululaştırmak istiyorlar.
O nedenle biz şucu bucu demeyeceğiz. Ülkesini seven Cumhuriyeti seven ve isteyen adaletten demokrasiden yana olan bölünmez bütünlüğü savunan herkes ama herkesle birlik beraberlik içerisinde omuz omuza yürüyeceğiz yürüye ceğ iz. Ta ki hak hukuk ve adaletli özgür barış dolu bir Türkiye’yi yeniden yaratana kadar yürüyeceğiz yürüye ceğiz
Son yürüyüş bize çok ders verdi hepimiz bu dersten kendimize ne kadar düşüyorsa o kadarını alacağız çünkü ne dersek diyelim ülkemiz açısından umut vadeden bir tablo çıktı ortaya. Daha da çıkacağından başka
Demek ki hedefi tekleştirip içini doldurarak yüründüğünde yol arkadaşımızın kimliğini, inancını, mezhebini, görüşünü sormadan bir araya gelmenin ne kadar kolay, ne kadar heyecan verici odlunu da böylece öğrenmiş oluyoruz zaten en öneli tecrübe ve öğrenim de bu olmuştur.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun en büyük başarısı o yolu yürüyerek kat etmiş olması değil. Tabii ki 69 yaşında bir adamın 450 km yol yürümesi hem de yüz binlerle birlikte yürümesi önemlidir ve değer taşır
Kemal kılıçdaroğlunun asıl yaptığı Yürüyüş boyunca kullandığı barışçı dil, seçtiği kelimeler, toplumun farklı kesimlerine değecek mesajlar, tavırlar… en büyük başarısı buydu.
Bu yürüyüşe Kemal kılıçdaroğlunun kendisini kurtarma gibi algılayan birçok şaşkın siyasi sapkın gibi bakmamak gerek. Bu yürüyüş bir ülkenin varlığını koruma, sürdürme ile birlikte toplumun insan gibi yaşam mücadelesi olarak görmek gerek. Cumhuriyet ve demokrasinin yeniden inşası için atılan çok önemli bir adım olarak görmek ve yaşamak gerek.
Bu eylemden heyecan duyanların hepsi tek bir görüşe mensup insanlardan oluşmuyordu. Bu yürüyüşte siyaseten CHP, MHP, ÖDP, EMEK, SP, HDP Lİ Ancak esas olarak ta aynı bu siyasiler gibi Ülkesi için endişe duyan, ülkedeki haksızlıktan, hukuksuzluktan, adaletsizlikten, ayrımcılıktan canı yanan herkes vardı orada.
Kısaca bir kez daha altını çizerek diyorum ki İdeolojik sembolleri, sloganları, söz ve davranışları bir tarafa bırakıp farklılıklarımıza saygı duyarak ortak değerlerimiz etrafında bir araya gelmeliyiz.
Zaten başka da yapacağımız bir şey yok.
O nedenle bunun farkına varmak, bu yürüyüş ile ortaya çıkan birlikteliği sürdürmek, herkesin özgürce, eşit yurttaş olduğu barış içerisinde Al bayrak altında büyüyen gelişen demokratik TÜRKİYE yi kurmak zorundayız.
Bakın arkadaşlar değerli okuyucularımız AKP Genel başkanı Erdoğan, Ana muhalefet lideri CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşünü hedef aldı. “Sokaksa sokak diyen kişi asıl kendisinin sokağa çıkamaz hale geleceğini iyi bilmelidir” dedi
Bu açıkça bir tehdittir. Bizim anayasamıza göre de suçtur. Adaletin tek kişinin elinde olduğu ülkemizde adalet hukuk adına bu söylemlere bir şey yapamayacağımıza göre yapılacak olan bugünde bu günden sonrada Kemal Kılıçdaroğlu ve adalet demokrasi isteyen herkesle omuz omuza yollarda yürümek onu yollarda yürümekte yalnız bırakmamak olmalıdır.