Gençlik yıllarımızda bizi coşturan,
İsmet Paşa'nın iki veciz sözü vardı
Biri, "Namus erbabı. namussuzlar kadar cesur olmalıdır"
Diğeri, "Eşkiyanın bu gece ne yapacağı bilinmez"
Yanılmıyorsam Paşa bu sözleri, İçişleri Bakanı Faruk Sukan'ın bir gece, kimi Adalet Partisi Gençlik kolları militanlarının da katıldığı Meclis aranmasından sonra söylemişti..
Milletvekili ve Senatörlerin oda ve dolaplarının bir gece yarısı aranması, Türkiye'yi ayaklandırmıştı.
Q günden sonra;
Yaptığımız mücadelenin "namuslularla namussuzlar mücadelesi" olduğunu sıkça tekrarlardık.
İki gün önce Sakarya valisi İlhan Balkanlıoğlu'nun "İsmailağa Tarikatı" müritlerinin "Tekbir" naraları eşliğinde göreve başladığını yazmıştım.
Cumhuriyet Gazetesinde, Işık Kansu
Bu gün Aynı konuya daha derinlik kazandırmıştır.
Işık Kansu AKP'nin varlık nedeninin cemaatler olduğunun altını çizerek,"AKP nin kuruluş sürecinde dinsel vakıf ve örgütler önemli rol üstlendi" diye yazmaktadır.
Ülkeyi Yönetenlerin cemaat bağlantıları açısından çok önemli Olan ve Tuğgeneral Halil Helvacıoğlu imzasını taşıyan, İstanbul Jandarma Komutanlığına ait 27 Şubat 2004 tarihli belgede: "Necip Fazıl Kısakürek'in Seyit Abdülhakim Arvasi dergâhının etkisiyle Tarikat- Cemaat ilişkilerine katıldığı ve Milli Görüş hareketinin önde gelen isimlerinin yetişmesinde önemli rol oynadığı, Recep Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül'ün bu isimlerin başında geldiği" belirtilmektedir.
Aynı belgede, Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Binali Yıldırım ,Başbakan yardımcısı Recep Akdağ gibi AKP nin önde gelen isimlerinin "Nakşibendi Tarikatının İskender paşa Dergahı"na bağlı oldukları yazılıdır..
Bir önceki yazımda yazmıştım.
İçişleri, Sağlık, Adalet Bakanlıklarından "Menzil Tarikatı"nın boru sesleri yükseliyor.
Mustafa Kemal'in "Kastamonu Nutkun"da Söylediği gibi Türkiye Cumhuriyeti Devleti;
Şeyhleri,
Seyitleri,
Dergahlari
Tarikatları,
Müritleri,
Meczupları barındırmıyorsa, bu olanlar da neyin nesidir.
Demek oluyor ki; "Demokratik, Laik, sosyal, hukuka bağlı Türkiye Cumhuriyeti'"ni "Cemaatler Koalisyonu" yönetiyor.
Bu aklın alabileceği bir yönetim tarzı olamaz.
Cemaatler, Tarikatlar mürtecidiler.
İlkel bir devlet tarzını getirmeye çalışıyorlar.
Adım atışlarından da "Teokratik" düzen arzusu ile kavruldukları anlaşılıyor.
O halde;
Bundan sonra yapılacak mücadele;" Namuslularla namussuzlar" ın değil.
Mürteciler ile Laik, demokrat ve hukuka bağlı Cumhuriyetçilerin mücadelesidir.