ALTIN
 3.022,60
DOLAR
 34,3205
STERLİN
44,5531
EURO
 37,4161

 

 

Emek en kutsal değerdir.

Bu emeğe saygıda, bir o kadar kutsaldır.

Geçen gün ilk KHK ile sendikal eylemler gerekçe gösterilerek görevden alınan Adıyaman Eğitimsen Eş Başkanı Ayşegül Yüce taş’ı yeni iş yerinde ziyaret ettim.

Bir kısa röportajım oldu.

Bu haftaki köşemizi öğretmenimize ayırdık.

 

Kaç yıldır Öğretmensiniz?

       A.Y: İhraç olduğum zaman 9,5 yıl olmuştu. Ama öğretmenlik ve öğrencilik hiç bitmiyor.

KHK ile görevinize son (yani ihraç) edildiğinizi nasıl bildiniz?

       A.Y:  Sabah uyandım okula gitmek için hazırlanıyordum ki, aynı yönetimde olduğum arkadaşım aradı, KHK ile görevden alındığımızı söyledi. Hemen İnternete baktım şok oldum.

FETÖ / PYD mücadele adı aldın da Emek sendikasının eylemleri gerekçe gösterilerek görevden alındınız. Ne alakası vardır.

       A.Y: KHK ile görevimize son verilirken hiç bir gerekçe gösterilmemişti. Ama biz sendikal faaliyetlerimizden dolayı ihraç edildiğimizi tahmin ediyoruz. Aslında bizi ihraç edenlerde biliyor ki biz her zaman devlet içinde konuşlanmış bu tür tarikatlar, cemaatlerle mücadele ediyoruz. O yüzden böyle bir bağ kurulması saçma olur.

Eş Başkanlığı yaptığınız, sendikanın FETÖ / PDY ile ters düştüğünü herkes iyi biliyor. Bu nasıl bir karardır?

      A.Y: Bu tür yapılara her zaman karşı olduk ve mücadele ettik. Bu karar tamamen bir siyasi karardır.

Darbe bir fırsata dönüştürülerek kendisine muhalif olan herkesi'' temizleme '' operasyonudur.

İhraç kararı karşısında ailenizin ve sevdiklerinizin olumlu ya da olumsuz tavrı ne oldu?

      A.Y: Ben Annemin olumsuz yönde etkileneceğini düşünmüştüm. Düşündüğümün tersine ''Annem güçlü bir kadın her ne olursa olsun bizi utandıracak bir şey yapmadığınızı biliyoruz'' . Toplumun sorunlarını yüksek sesle dile getirdiğiniz için ihraç edildiğimizi vicdanen rahat ve her konuda yanımda durdu. Tüm sevdiklerim de aynı şeyleri düşünüyor. Gerçekleri söylediğim için işsiz kaldığımı söylediler.

FETÖ/ PDY ile ilişkisi olan kişileri görevden alındı. Bu nasıl bir çelişki?

       A.Y: Aslında önceki soruların arasında cevabını vermiştim. Darbe bahane edilerek '' Allah'ın bir lütfü '' muhalefet olan kesime karşı bir ''sivil ''darbeye dönüştürüldü. Kendi içinde birçok çelişki barındırıyor. Ayrıca kafamızda birçok şüpheye neden oldu.

İnsanların açlık ile terbiye edilmesi, insanları inandıkları düşünceden vazgeçir ir mi?

       A.Y: Bizi açlıkla ne de başka yöntemlerle tek tipleştirmeye ya da biat etmeye zorlayabilirler. Biz düşüncelerimizi, doğrularımızı ifade edeceğiz.

İhraç edilen Emekçilerin çoğu gariban çocukları olmasına ne diyorsunuz?

      A.Y.;  Kamu emekçileri zaten bu ülkenin en yoksul kesiminin çocuklarıdır. Hepsi yıllarca çok büyük emekler vererek meslek sahibi oldular. Hiçbir arkadaşımız kopya çekti, nede FETÖ ' nün yılarca devlet içinde verdiği referanslarla bir yere geldi. Hepsi alının teri ile bir ve emeğiyle onuruyla yaşadı.

İhraç edilen arkadaşlarınız çeşitli iş yeri açıyor. Buna ne diyorsunuz?

      A.Y.: Sonuçta hayat devam ediyor. Bizler bir yandan mücadele sürdürürken bir yandan da hayatımızı idare etmek için çalışmak zorundayız. Bu aynı zamanda bizleri işte atanlara yönelik bir mesaj da içeriyor. Sizler bizi açlıkla terbiye ediyorsunuz ama biz hangi iş olursa olsun emeğimiz ile onurumuzla yaparız. Yaptığımız işten onur duyarız.

 Siz bir Öğretmen olarak '' çiçekçi '' dükkanı açtınız. Buna ne vesile oldu?

     A.Y:  İhraç olan arkadaşlarımız farklı illerde ''çiçekçi '' bu işi yapıyor. Bu işin zevkli olduğunu hemde bizimde yapabileceğimizi uygun bir iş olduğunu söylediler bizde düşündük bize mantıklı geldi.

Çocuklarla ilgileniyordunuz. Şimdi çiçeklerle arasına ne gibi fark vardır?

        A.Y. :Ben aslında hayatın bir bütün olduğuna inanıyorum. Her çocuk  nasıl özel ,farklı karaktere sahipse, çiçeklerde öyledir. Ben çocukları çok seviyorum. En inatçı ve sorunlu  çocuğun  ruhunu bile değiştirebilirsiniz. Çiçeklerde çocuklar gibi narin varlıklardır. Hangi iş olursa sevgiyle yapılırsa bir farkının olduğunu düşünmüyorum.

Rengârenk çiçeklere baktığınızda öğrencileriniz aklınıza geliyor mu?

      A.Y.: Öğrencilerim aklında hiç çıkmıyor 9,5 yıl boyunca her öğrencim faklı bir konuma sahiptir.

Onları çiçekler ile kıyaslamak doğru olmaz, ama yapı olarak çiçeklerde çocuklar gibi farklı özelliklere sahip.

OHAL nedeniyle hiç bir dilekçe ve şikâyet kabul edilmiyor. Bir umudunuz var mı?

      A.Y.: Ben ihraç olduktan sonra sendikamız hukuk bürosu aracılığıyla Danışta ya  başvuru yaptı. Danıştay yetkisizlik kararı verip idare mahkemelerine gönderdi. Şubatta yayınlanan bir KHK ile bir komisyon kurulacağına karar verdi. Komisyon 7 kişiliktir. 150 bin dosyayı inceleyecektir. Bu komisyon Temmuz ayının başlaması ile dilekçeleri kabul etmeye başladı. Tüm bu davaların ve komisyonların siyasi karar vereceklerini düşünüyorum. Nasıl ki bir gecede yayınlanan bir KHK ile işimizden olduysak, bir KHK ile işimize döneceğimizi umut ediyoruz. Hukuk geç yerini bulacaktır diye düşünüyorum.

İnsanların Sendikal faaliyetler gerekçe gösterilerek ihraç edilmesi doğru bir karar mı?

       A.Y. : Sendikal faaliyetler hem idare mahkemelerin hem de AİHM' in daha önce vermiş olduğu on binlerce karar doğrultusunda suç olmadığı yasal güvenceye almıştır. Anayasaya da aykırı değildir. Türkiye'nin altına imza atığı bir çok uluslar arası sözleşmede güvence altına almıştır. Sendikal eylemler suç değildir. İşimize geri döneceğiz.

İhraç olduktan sonra sendikanız maddi ve manevi yanınızda oldu mu?

A.Y.: Sendikamız dayanışma kültürünün olduğu köklü bir sendikadır. Bizlerin Eğitimsen' de  ve KESK ' de örgütlenmesindeki en büyük etkenlerden biri de dayanışma kültürüdür. Hem maddi hemde manevi hem de hukuki olarak dayanışma gösteriyor. Diğer sendikalar birbirlerine kapıyı açmaz iken, bizler bir arada daha güçlüyüz.

 İşinize geri dönseniz böyle bir ihracın başınıza geleceğini bilseniz Sendikal eylemlere yine katılır mısınız?

       A.Y.: Ben katıldığım eylemlerin doğruluğuna ve haklılığına inandığım için katıldım. Yarın aynı şeylerin yaşayacağımı bilsem yine katılırım. Doğru olduğuna inandığım değerlerin savunmaktan vazgeçmem. Her şeyden önce faaliyetlerimiz meşru ve halkın vicdanında haklı faaliyetlerdir.

Son olarak şunları dile getirmek istiyorum. Çok zor ve karanlık günlerden geçiyoruz. Adaletin ve vicdanın yitirildiği günler. Haksız bir şekilde ihraç edilen arkadaşlarımız direniyor. Nuriye ve Semih, işimizi geri istiyoruz diye bedenlerini açlığa yatırdılar. Adalet ve vicdanı olmayanlar onları içeri atılar.  Her türlü zulme uğrayan Veli Yüksel'de direnmeye devam ediyor. Ülkede Adaleti ve vicdanı sorgulayan siyasi partiler adaletsizliği yollara düşerek, parklarda etrafları ablukaya alınarak adalet ve vicdan nöbeti tutuyorlar. Aslında haksızlığa ve hukuksuzluğa uğrayanların bir araya gelmekten başka çare yoktur diye düşünüyorum. Umarım önümüzdeki günlerde Nazımın söylediği gibi '' motorları maviliklere sürer çocuklar'' her şeyden önemlisi umudumuzu koruyoruz ve adaletin en yakın zamanda gerine ulaşacağını bekliyoruz.

Bende diyorum ki, en kısa zamanda sap ile saman ayrılmış olur.

İnsanlar yollarda ve parklarda ''adaleti '' aramazlar.

       A.Y; Teşekkür ederim..

Biz teşekkür ederiz ve diliyoruz siz ve sizin gibi haksız ve hukuksuz görevden alınan ihraç edilen tüm emekçiler işlerine ve aşlarına kavuşurlar

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.