Yoğurtçu Parkına gönderilen mesaj ile 2013 Diyarbakır Newroz meydanında okunan mektup arasın da bana göre hiç bir fark yoktur. İki mesaj aynı manaları taşıyor. Laik, demokratik birleşik bir Türkiye diyor.
Bizi Türkiye'de bir arada tutacak olan şey, Türklüğümüz ya da Kürtlüğümüz değildir; Aleviliğimiz ya da Sünniliğimiz değildir; Sağcılığımız ya da Solculuğumuz değildir.
Bizi bir arada tutacak olan; Eşit, adaletli, özgürlüğü ve barışı sağlayacak güçlü bir demokratikleşmedir. ( Selahattin Demirtaş Edirne kapalı ceza evi ).
Bu iki mektup' mu ülkenin bölünmesinden yana olan bir mesaj' mı yoksa özel bir TV programına katılan AKP milletvekilinin '' yeni bir devlet kuruyoruz. Lideri de Recep Tayyip Erdoğan’dır'' diyen' mi bölücülük yapıyordur.
Yıllardır bu ülkenin gerçek unsurları olan Kürtler ve Aleviler demokratik haklarını istediklerinde kıyamet koparıyordunuz.
Bunlar bölücü ülkeyi bölecekler diye başlarını getirmedikleri şey kalmadı.
Bu açıklamayı bir CHP ya da HDP Milletvekili yapsaydı, ne olurdu.
Gerçi AKP milletvekili doğru da söylüyor.
AKP iktidarı ile birlikte Türkiye Cumhuriyeti diye bir şey kalmadı.
Bu ülkede Laik, demokratlık çağdaşlık önceden de tam olarak yoktu olmadığı gibi AKP ile birlikte tamamen bitti.
Çağdaş Eğitimin yerini ve okulların yerini '' imam hatip '' okullar aldı.
Her okulun adı, imam hatip olarak değiştirildi.
Tüm kamu kurumlardaki Müdürler yandaş müdürlerdir.
Türbanlı öğrencilerin hedefi eğitim hakkı iken şimdilerde tüm kamu kuruluşlarında neredeyse türbansızlar içeri alınmayacak duruma gelindi.
Müftülüklere nikâh kıyma yetkisinin verilmesi de çok ayrı tartışmalara neden olacaktır.
Aslında bu durumda koyu olan dindarlarda rahatsız ama korkularında seslerini çıkaramıyorlar.
Aslında Türkiye gibi bir türlü laiklik ile muhafazakârlık arasında gidip gelen bir türlü çağdaşlaşmayı beceremeyen ülkelerde, HDP modeli doğru anlatılırsa her kesim kabul eder.
HDP 7 Haziran havasını bir türlü estiremedi.
Bunun en büyük nedeni 15 Temmuz darbe girişimi bahane edilerek HDP 'yi bitirme çabasıdır.
Erdoğan'ın karşısındaki tek muhalefetin HDP ve Demirtaş tır.
Dışarıda olan diğer HDP' li milletvekillerin Demirtaş gibi radikal olmamalarından kaynaklanıyor.
Ülkenin nereye doğru gidildiğini herkes yavaş yavaş anlamaya başlıyor.
Bu ülke meselesi sadece bir türlü rayına giremeyen CHP ve HDP' nin sorunu değildir.
Demokrasi mi, yoksa Şeriat mı buna karar verecek ulan bu ülkenin halklarıdır.
Herkes birbirlerinin inancına ve ırkına saygı duyduğu zaman siyasi rant çı lara gerek kalmaz.
Bunun önlemleri alınmasa Erdoğan sonrası ülkeyi ayakta tutacak kimse kalmaz.
Gerçek bölünme o zaman olur.
Erdoğan'ın da onu görmesi lazım.
Şu an korku ile yönetiyor hiç kimse ses çıkaramıyor.
Erdoğan sonrası çok iyide olmayan kaoslar olabilir.
Bunda da tüm ülkenin halkları zarar görür.
Yeni bir devlet kuruyoruz söylemlerini kimse kendiliğinden ortaya atmaz.
Bu güne kadar görevinde ise bu daha da düşündürücüdür.
İnsanın burnuna kötü kokular geliyor.