Cumhuriyet Halk Partisi bir kaç gün sonra ," Kurtuluş Savaşı"nın önemli simgesi olan Çanakkale'de bir etkinlik düzenleyecek.
Geç de olsa coşku verici bir eylemdir.
Zenci lider Martin Luther King'in "bir hayalim var" dediği gibi
Biz de CHP nin kabuğunu kıracağını, statükoyu aşacağını, çağdaş ve doğrultu tutarlılığına sahip, emek öncelikli, Sosyal Demokrat bir parti olabileceğini "hayal" ve "ümit" edebilir miyiz?
Çanakkale'de,
Nelerin tartışılacağını henüz tam olarak bilmiyoruz.
"Adalet, hak, hukuk" ağırlıklı bildirimlerin yapılacağını biraz biliyoruz.
Çok da umuyoruz.
"Adalet, Hak, Hukuk" çok önemlidir.
Adaletin herkesi kucaklamasını isterken;
Yoksulluğun ortadan kalkmasını,
Yolsuzlukların hesabının sorulmasını
Herkesin emeğinin karşılığını almasını,
Üretimde, yönetimde ve denetimde paydaşlık bilinci taşıyan yurttaşların çoğalmasını,
"Toplumsal Barış" içinde hak ve özgürlüklerin kullanılmasını,
Bilim ve sanatın ışığıyla aydınlanan "Laik Türkiye"nin "Çağdaş Dünya"da saygın ve onurlu yerini almasını öngören programların üretilmesi gerekmektedir.
Bütün bunlar üç günlük Çanakkale çıkartması ile sağlanamaz.
Peki, bu programlar üzerinde çalışılmadı mı?
Bu programlar uzun uzun "Sosyal Demokrat Düşünce Atölyeleri"nde tartışılmadı mı?
Evet.
Çalışıldı. Tartışıldı.
Öncülüğünü Sayın Murat Karayalçın ın yaptığı Sosyal Demokrat Hareket (SDH) 1998 yılında gerçekleştirdiği ve Türkiye Kurumsal Reformlar Projesi'ni tartıştığı Sosyal Demokratlar Konferansında (SODEK) ülkemizin değişim ve dönüşüm gereksinimini dile getirmiş, temel parametrelerini ortaya koymuştu.
SODEK yeni üretim sisteminden, emeğin örgütlenmesine,
Sosyal güvenlikten, Eğitim, sağlık, gençlik, Kadın ve çevreye,
Yargı - Hukuktan, yönetime,
Kürt Sorunundan inanç özgürlüğüne,
Yeni toplumsal Kimlik tanımına kadar, 17 başlığı konu aldı.
Bu konular Türkiye'nin en yetkin kişileri tarafından çok derin ve çok yaygın olarak tartışıldı.
SODEK çalışmalarına katkı veren Sadun Aren Hocamızı, Ahmet İsvan Başkanımızı ve Cezmi Kartay Valimizi rahmetle anıyorum.
Yıllar süren bu Önemli çalışmalar yapılırken kimi Cumhuriyet Halk Partililer alaycı dil kullanıyorlardı.
"atölyeden vaz geçin fabrikaya dönün" gibi aymazlıklar.
Biliyorum CHP nin "aklı başında" olanları o çalışmaları haklı buluyordu..
Çok gecikildi ama henüz bitmedi O bilgiler bir yerlerde saklıdır,
Murat Karayalçın'a başvurulduğu takdirde varılan sonuç bilgilerinin verebileceğini umuyorum.
SDH sorunların çözümü için kurumsal yenilenme ile birlikte yeni bir siyaset yapma tarzının ele alınması gerektiğini de önerdi.
Fakat o günün kulakları kapalıydı.
O günlerin gaflet ve bencilliği,
Şimdi, dayatmayla Türkiye'yi uçurumun kenarına getiren "gerici, bağnaz, çağdışı bir değişiklik tehlikesi" ile burun buruna olduğumuzun farkında mıyız?.
SDH Çalışmalarına burun bükenler ne diyecek?
Merak ediyorum.
