Faşizm, ideolojik olarak kendinden olmayan, yani kendisi gibi düşünmeyen, kendi ırkından olmayan, herkesi düşman görür ve imkân bulursa imha eder.
Yakın tarihimizdeki Alevi katliamları da böyle olmuştur. Aleviler birilerinin çizdiği din anlayışının kalıplarına sığmıyorlardı. Kimseye biat etmiyorlardı. Kalıplara sığmadıkları için de birileri onları kâfir ilan ettiler ve Maraş’ta, Çorum’da, Yozgat’ta, Sivas’ta, Madımak’ta, Gezide, Gazide vs vs. katlettiler.
Son olarak HDP eski ve tutuklu milletvekili Aysel Tuğluk’ un annesi Hatun Ana, Ankara’da toprağa verileceği sırada bir gurup faşist ortaya çıktı. Aleviler ve Ermeniler aleyhinde sloganlar atarak Alevilerin cenazesinin bu mezarlığa gömülemeyeceğini söylediler. Cenaze sahipleri de cenazenin tekrar sökülmesinde korktukları için, cenazelerini mezarda tekrar sökerek, memleketi Tunceli’ye götürdüler.
Bu olayda sonra kamuoyu gerçek bir tedirginlik yaşadı. Çünkü bu bir ilkti. Faşizm devletten aldığı güçle kural tanımadan cenazelere bile saldırıyordu.
Faşistler, tarihin her döneminde devletten beslenerek saldırmışlardır. Devletin güvencesi olmadan kimseye saldıramazlar. Her saldırı sonrasında ise onlar ödüllendirilir. Sivas’taki Madımak Katliamının avukatlarının çoğunluğu milletvekilliği ile ödüllendirildi.
Bu toplum bir günde bu hale gelmedi. Yıllardır bunun alt yapısı birileri tarafından hazırlanıyordu.
Toplum biz ve ötekiler olarak zaten bölünmüştü.
Bunlara göre bir tek ırk vardı,bir tek din vardı,bu din ve ırk kalıbına girmeyenler ise vatan hainiydi.
15 Temmuz FETÖ darbesi bahane edilerek OHAL ilan edildi.
KHK lar ile bu kesime ait insanlar işinde ihraç edildi.
OHAL ile kimsenin hak arama şansı kalmadı.
OHAL koşullarında hiç de şartları eşit olmayan, bir referandum yapıldı.
Öğretmen alımlarında Mülakat uygulandı ve kendinde olmayanlar elendi.
OHAL ile hiç hak etmeyen insanlar rektör yapıldı.
FETÖ bahane edilerek muhalefetin üzerine gidildi.
Eğitim, dindar ve kindar nesillerin yetiştirilmesi üzerinde kurgulandı.
Atatürk müfredattan çıkartıldı. Din eğiti ve ırkçılık öne çıkartıldı.
İşte Hatun Ananın mezarına saldıran güruh bu şartlarda yetiştirildi ve milisleştirildi.
Şimdi ben burada soruyorum; Eğer mezarlarımız yan yana olmasına tahammül edemeyenler,aynı sokakta ,aynı mahallede yaşayan ötekilere nasıl tahammül edecekler.?
Bu tahammülsüzlük yarın bizi Suriye gibi çatıştırırsa bunun sorumlusu kim olacak.
Orta doğuda ilahlar yeniden haritalar çizmeye çalıştıkları bir süreçte geçiyoruz. Eğer ötekileştirilen halklar çatıştırılmazsa haritaların çizimleri de imkânsız gibi görünüyor. Yoksa bu güruh BOP projesi gereği bizi bir iç çatışmaya mı sürüklemek istiyor.
İlahlar sınırları yeniden belirlemek için bunlara bu görev mi verildi. Bütün bu ihtimaller araştırılmalı diye düşünüyorum. Çünkü görünen fotoğraf çok korkunçtu. İlk defa bir cenazeye saldırılıyordu.