17 milyon öğrencinin ideallerini gerçekleştirmesinde bir nebze de olsa katkısı olan ya da katkısı olmasını istediğimiz yarın başlayacak olan 2017-2018 eğitim-öğretim yılı için diyorum ki:
Din eksenli, Türk-İslam odaklı, ırkçı, dinci, mezhepçi, gerici, hurafeci... Eğitimi red eden ve bu gerici ırkçı dinci eğitime karşı;
Lâik, demokratik, bilimsel, anadilde, eğitim için mücadele etme kararlılığında bulunacak olan bütün öğretmenlerimize öğrencilere ve velilere başarılar dilerim.
Altını çizerek bir kez daha diyorum ki Bu ülkenin kalkınması büyümesi demokratikleşmesi ve laik leş me si ancak ve ancak demokratik laik bilimsel eğitimle olur olacaktır.
Hacı Bektaşi Veli der ki:
"Bilimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır"
Dikkatle tüm Dünyayı özellikle orta doğuyu izleyin bakın en çok ölümler en az okuyan coğrafyada oluyor.
Dünyaya ve yapılan istatistiklere şöyle bir bakalım
DÜNYADA KİTAP OKUMA ORANI.
Fransa %21
İngiltere %21
Japonya %14
İran %13
Rusya %13
Abd %12
Almanya %11
İspanya %9
Mısır %7
Türkiye %0.01
CNN
İşte Dünya da ki eğitim ve kitap okuma değerimiz değerde değil de durumumuz bu. Başka bir şeyler yazmaya gerek var mı? Bilmem.
Neyse…………
"TEOG' a gösterilen ilgi boşa değil: Bu sene imam hatiplerin orta kısmı ilk mezunlarını verecekmiş. Geçen sene imam hatip 6. ve 7. sınıflara yapılan TEOG deneme sınavlarında, 400 puanı geçememiş çocuklar, altında kalmışlar.
Bu durum CB ye raporlanmış. İmam hatipte eğitim seviyesi yükseltilmek yerine sınav sistemini değiştirip bu çocukların 480 ve ustu puanlardaki Anadolu liseleri ve fen liselerine girişleri sağlanacak.
Yani okulların eğitim seviyesi yükseltilmeyip ülkenin genel eğitim ve sınav sistem seviyesi düşürülecek. Amaç bu olunca, çözüm de böyle vahim oluyor."
Bütün bunları bir kenara bırakalım ve 15 yıllık AKP iktidarları döneminde eğitimle ne kadar nasıl oynanılmış nasıl bu durumlara beklide daha da kötü durumlara geldik geleceğiz?
AKP iktidarlarında milli eğitim bakanlığı yapanlar ve söylemleri
Dikkatle bakar ve okursak gelen gidenin yaptığını müfredat değişikliğini daha da büyüğü sistemi beğenmediğini ve değiştirilmesi gerektiğini belirtmektedirler
1. Bakan Erkan Mumcu: Eğitimi sil baştan ele alıyoruz. Sistemi değiştiriyoruz.
2. Bakan Hüseyin Çelik: Önceki sistem problemli. Sistemi değiştiriyoruz.
3. Bakan Nimet Çubukçu: Eğitim çok önemli. Eski sistemi değiştiriyoruz.
4. Bakan Ömer Dinçer: Böyle sistem olmaz. Sistemi değiştiriyoruz.
5. Bakan Nabi Avcı: Sistem çok sıkıntılı. Değiştiriyoruz.
6. Bakan İsmet Yılmaz: Böyle sistem mi olur? Sistemde köklü değişiklik yapıyoruz.
Eğitim istikrar olması gerekirken eğitim de ki istikrarsızlık ve belirsizlikler yazboz tahtası ortada.
Eğitimi yazboz tahtasına dönüştürenlerin eğitimine ve yaşam şekline bir baktığınızda ne bildikleri ne de yaşam şekillerinde hayır yok olduğunu görürsünüz çünkü asıl olarak kendileri eğitimsiz.
Çoğunluğu biat eden kafası örümcek ağına dönmüş kimseler
Bakın son 15 yılda yapılan sistem değişiklikleri:
1) Üniversite katsayı farkı arttırıldı (2003)..
2) Müfredat değiştirildi (2004)
3) 3 yıllık lise dört yıla çıktı (2005)
4) LGS gitti OKS geldi (2005)
5) OKS yerine 3 aşamalı SBS (2007)
6) ÖSS yerine YGS ve LYS geldi (2009)
7) Üniversite girişte katsayı kaldırıldı (2009)
8 ) Üç aşamalı sınav kalktı yerine yine tek sınav (2010)
9) Düz liseler Anadolu Lisesi oldu (2010)
10) 4+4+4 Eğitim sistemi geldi (2012)
11) Tek SBS yerine birçok sınav geldi (2012)
13) TEOG ilk defa uygulandı (2014)
14) TEOG kaldırılacak (2017)
Görüldüğü gibi 2002 – 2003 eğitim öğretim yılından yani AKP iktidarının iş başına geçmiş olup bakanlıklar göreve başladığı günden bu güne eğitimle hepsi oynamış hepsi karıştırmış ve görüldüğü gibi ortaya bir acılı sıkıntılı ismine de hiç benzemeyen aşure çorbası çıkmış
Eğitim sistemiyle neden bu kadar oynadıklarını hala anlamadınız mı?
Amaç dindar filan yetiştirmek değildir.
Gençleri cahil bırakarak bir yandan kendilerine körü körüne itaat edecek militan bir nesli çoğaltmaktır.
Diğer yandan cehalet arttıkça insanlar yoksul kalacak ve gelir dağılımından alacağı pay da azalacaktır... Böylece ulusal gelir daha az kişiye pay edilecektir.
Şimdi temel sorular şunlar:
Bu ülkede bir milli eğitim bakanlığı, oturmuş bir eğitim sistemi ve müfredat oldu mu olacak mı var mı?
Dünyada,"eğitim sistemi" n de, sistemsizliği, sistem haline dönüştüren ve yap-bozu ilke edinen tek ülke, Türkiye...
Eskiler boşuna dememişler Türkleri savaşla yenemezsiniz ama dinci yobazları çoğaltın Bu ülkeyi ve ülkenin geleceğini yıkmak ve karartmak için, eğitimi bozun" diye.
Eğitimi yönettiğini iddia eden ama ne yaptığını bilmeyen ve eline yüzüne bulaştıran bu ehliyetsiz liyakat sız sözde bakanlar bundan sonra daha kaç tane geleceği meçhul AKP zihniyetli bakanlar bir toplumun geleceğinin inşa edileceği sağlam bir eğitim sistemi inşa edebilir mi?
Yıllardır hepimiz daha doğrusu bu ülkede gerçekten sağlıklı bilimsel demokratik eğitimden yana olan bütün insanlar çok uzun yıllardır milli eğitim politikalarının her iktidarın kendi siyasi bir anlayış içerisinde müfredat hazırlandığını ve bunun yanlış olduğunu hep yüksek sesle bağırıyoruz haykırıyoruz ancak kimseye dinletemedik. Sesimizi ya ulaştıramadık ya da bu sesimize hiçe sayarak bizleri dinlemediler.
2002 den bu yana 6 bakan milli eğitim bakanlığına atanmış her gelen sistem den şikayet etmiş ancak hiç birisi sağlıklı bilimsel demokratik bir sistem oluşturmamış oluşturmak için çaba bile sarf etmemiş. Bütün hepsi reisin ağzına bakıyorlar şunu yapın derse onu bunu yapın derse de bunu yapıyor sadece bakanlık yazan yere imza atıyorlar. Kısaca eğitime katkı sunalım eğitimi çağdaşlaştıralım bilimselleştirelim din derslerini çekelim ya da isteyenin girebileceği seçmeli ders yapalım diye bir düşünceyi yapmayı bırakın düşünmek bile istemiyorlar.
Çünkü kendilerini yöneten yönlendiren zihniyetin hiç öyle bir talebi düşüncesi yok onlarında dolayısıyla olması mümkün değil.
LAİK, BİLİMSEL, DEMOKRATİK, ANADİLDE EĞİTİM İSTİYORUZ
17 milyon öğrencinin ideallerini gerçekleştirmesinde bir nebze de olsa katkısı olan ya da katkısı olmasını istediğimiz yarın başlayacak olan 2017-2018 eğitim-öğretim yılı için diyorum ki:
Din eksenli, Türk-İslam odaklı, ırkçı, dinci, mezhepçi, gerici, hurafeci... Eğitimi red eden ve bu gerici ırkçı dinci eğitime karşı;
Lâik, demokratik, bilimsel, anadilde, eğitim için mücadele etme kararlılığında bulunacak olan bütün öğretmenlerimize öğrencilere ve velilere başarılar dilerim.
Altını çizerek bir kez daha diyorum ki Bu ülkenin kalkınması büyümesi demokratikleşmesi ve laik leş me si ancak ve ancak demokratik laik bilimsel eğitimle olur olacaktır.
Hacı Bektaşi Veli der ki:
"Bilimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır"
Dikkatle tüm Dünyayı özellikle orta doğuyu izleyin bakın en çok ölümler en az okuyan coğrafyada oluyor.
Dünyaya ve yapılan istatistiklere şöyle bir bakalım
DÜNYADA KİTAP OKUMA ORANI.
Fransa %21
İngiltere %21
Japonya %14
İran %13
Rusya %13
Abd %12
Almanya %11
İspanya %9
Mısır %7
Türkiye %0.01
CNN
İşte Dünya da ki eğitim ve kitap okuma değerimiz değerde değil de durumumuz bu. Başka bir şeyler yazmaya gerek var mı? Bilmem.
Neyse…………
"TEOG' a gösterilen ilgi boşa değil: Bu sene imam hatiplerin orta kısmı ilk mezunlarını verecekmiş. Geçen sene imam hatip 6. ve 7. sınıflara yapılan TEOG deneme sınavlarında, 400 puanı geçememiş çocuklar, altında kalmışlar.
Bu durum CB ye raporlanmış. İmam hatipte eğitim seviyesi yükseltilmek yerine sınav sistemini değiştirip bu çocukların 480 ve ustu puanlardaki Anadolu liseleri ve fen liselerine girişleri sağlanacak.
Yani okulların eğitim seviyesi yükseltilmeyip ülkenin genel eğitim ve sınav sistem seviyesi düşürülecek. Amaç bu olunca, çözüm de böyle vahim oluyor."
Bütün bunları bir kenara bırakalım ve 15 yıllık AKP iktidarları döneminde eğitimle ne kadar nasıl oynanılmış nasıl bu durumlara beklide daha da kötü durumlara geldik geleceğiz?
AKP iktidarlarında milli eğitim bakanlığı yapanlar ve söylemleri
Dikkatle bakar ve okursak gelen gidenin yaptığını müfredat değişikliğini daha da büyüğü sistemi beğenmediğini ve değiştirilmesi gerektiğini belirtmektedirler
1. Bakan Erkan Mumcu: Eğitimi sil baştan ele alıyoruz. Sistemi değiştiriyoruz.
2. Bakan Hüseyin Çelik: Önceki sistem problemli. Sistemi değiştiriyoruz.
3. Bakan Nimet Çubukçu: Eğitim çok önemli. Eski sistemi değiştiriyoruz.
4. Bakan Ömer Dinçer: Böyle sistem olmaz. Sistemi değiştiriyoruz.
5. Bakan Nabi Avcı: Sistem çok sıkıntılı. Değiştiriyoruz.
6. Bakan İsmet Yılmaz: Böyle sistem mi olur? Sistemde köklü değişiklik yapıyoruz.
Eğitim istikrar olması gerekirken eğitim de ki istikrarsızlık ve belirsizlikler yazboz tahtası ortada.
Eğitimi yazboz tahtasına dönüştürenlerin eğitimine ve yaşam şekline bir baktığınızda ne bildikleri ne de yaşam şekillerinde hayır yok olduğunu görürsünüz çünkü asıl olarak kendileri eğitimsiz.
Çoğunluğu biat eden kafası örümcek ağına dönmüş kimseler
Bakın son 15 yılda yapılan sistem değişiklikleri:
1) Üniversite katsayı farkı arttırıldı (2003)..
2) Müfredat değiştirildi (2004)
3) 3 yıllık lise dört yıla çıktı (2005)
4) LGS gitti OKS geldi (2005)
5) OKS yerine 3 aşamalı SBS (2007)
6) ÖSS yerine YGS ve LYS geldi (2009)
7) Üniversite girişte katsayı kaldırıldı (2009)
8 ) Üç aşamalı sınav kalktı yerine yine tek sınav (2010)
9) Düz liseler Anadolu Lisesi oldu (2010)
10) 4+4+4 Eğitim sistemi geldi (2012)
11) Tek SBS yerine birçok sınav geldi (2012)
13) TEOG ilk defa uygulandı (2014)
14) TEOG kaldırılacak (2017)
Görüldüğü gibi 2002 – 2003 eğitim öğretim yılından yani AKP iktidarının iş başına geçmiş olup bakanlıklar göreve başladığı günden bu güne eğitimle hepsi oynamış hepsi karıştırmış ve görüldüğü gibi ortaya bir acılı sıkıntılı ismine de hiç benzemeyen aşure çorbası çıkmış
Eğitim sistemiyle neden bu kadar oynadıklarını hala anlamadınız mı?
Amaç dindar filan yetiştirmek değildir.
Gençleri cahil bırakarak bir yandan kendilerine körü körüne itaat edecek militan bir nesli çoğaltmaktır.
Diğer yandan cehalet arttıkça insanlar yoksul kalacak ve gelir dağılımından alacağı pay da azalacaktır... Böylece ulusal gelir daha az kişiye pay edilecektir.
Şimdi temel sorular şunlar:
Bu ülkede bir milli eğitim bakanlığı, oturmuş bir eğitim sistemi ve müfredat oldu mu olacak mı var mı?
Dünyada,"eğitim sistemi" n de, sistemsizliği, sistem haline dönüştüren ve yap-bozu ilke edinen tek ülke, Türkiye...
Eskiler boşuna dememişler Türkleri savaşla yenemezsiniz ama dinci yobazları çoğaltın Bu ülkeyi ve ülkenin geleceğini yıkmak ve karartmak için, eğitimi bozun" diye.
Eğitimi yönettiğini iddia eden ama ne yaptığını bilmeyen ve eline yüzüne bulaştıran bu ehliyetsiz liyakat sız sözde bakanlar bundan sonra daha kaç tane geleceği meçhul AKP zihniyetli bakanlar bir toplumun geleceğinin inşa edileceği sağlam bir eğitim sistemi inşa edebilir mi?
Yıllardır hepimiz daha doğrusu bu ülkede gerçekten sağlıklı bilimsel demokratik eğitimden yana olan bütün insanlar çok uzun yıllardır milli eğitim politikalarının her iktidarın kendi siyasi bir anlayış içerisinde müfredat hazırlandığını ve bunun yanlış olduğunu hep yüksek sesle bağırıyoruz haykırıyoruz ancak kimseye dinletemedik. Sesimizi ya ulaştıramadık ya da bu sesimize hiçe sayarak bizleri dinlemediler.
2002 den bu yana 6 bakan milli eğitim bakanlığına atanmış her gelen sistem den şikayet etmiş ancak hiç birisi sağlıklı bilimsel demokratik bir sistem oluşturmamış oluşturmak için çaba bile sarf etmemiş. Bütün hepsi reisin ağzına bakıyorlar şunu yapın derse onu bunu yapın derse de bunu yapıyor sadece bakanlık yazan yere imza atıyorlar. Kısaca eğitime katkı sunalım eğitimi çağdaşlaştıralım bilimselleştirelim din derslerini çekelim ya da isteyenin girebileceği seçmeli ders yapalım diye bir düşünceyi yapmayı bırakın düşünmek bile istemiyorlar.
Çünkü kendilerini yöneten yönlendiren zihniyetin hiç öyle bir talebi düşüncesi yok onlarında dolayısıyla olması mümkün değil.
Bütün bu olumsuzluklara rağmen her yokuşun bir inişi olacak ve bu ülke çağdaş medeniyete devletlere er geç kavuşacak ve onlarla demokratikleşme adına LAİK, BİLİMSEL, DEMOKRATİK, ANADİLDE EĞİTİM müfredatlarını en çağdaş bir anlayışla sunarak yarışacak ve bu güzelim Türkiye bu al bayrak altında her türlü eşitliği özgürlüğü ömür boyu yaşayacak yaşayacağız.