ALTIN
 3.022,60
DOLAR
 34,3205
STERLİN
44,5531
EURO
 37,4161

 

Bildiğiniz üzere kısa bir yıl önce 17 Aralık ve 25 Aralıkta çok büyük operasyonlar yapılarak çok ciddi anlamda yolsuzluklar ortaya çıkarılmıştı.

İran kökenli Türkiye de ki sanatçımızla izdivaç yapan bir şahsiyet uzun süre takip edilmiş ve neticede göklere bakanların ve onların çocuklarının da içinde olduğu onlarca kişi karakollara emniyetlere götürüldü bazıları tutuklandı bazıları serbest bırakıldı.

Koskoca bir bankanın genel müdürü paraları saklayacak yer! Bulamadığı için evde ayakkabı kutusuna saklamış olduğu görüldü ve tutanaklara öyle geçti. Birçok genç göğe bakanların çocuklarının evinde bir ik üç değil tam yedi tane para kasası yatak odalarında yatakların üzerinde milyon dolarlar, eurolar sere serpe dağınık halde yakalandı.

Evde 30 milyon Euro bulunduran en üst ve büyük göğe bakanın oğlu bu tartışmalar operasyonlar meydana gelince baba ben bu parayı ne yapayım diye soruyor baba da oğlum dağıt bitir diyor.

Çocuk ne yapsın daha yeni hayata başlamış bir adam birden Eurolar gemicikler arasında kendini bulunca şaşırıyor babasının dağıt kelimesini bile anlayamıyor ne yapayım baba diyor. O da tekrar tekrar dağıt evde bir şey bırakma diye iyice tembih edince ne yapsın çocuk az değil 30 milyon euro yani 90 trilyon tl. Neticede dağıtıyor dağıtıyor.

Ticaretten sorumlu başka bir göğe bakan kolunda bir servet taşıyarak gününü gün ediyor.

Başka bir göğe bakan hem de dâhiliye ile ilgili göğe bakan o İran uyruklu enişteye sana herhangi bir şey olursa senin önüne yatarım diyor tabii yatar adam on milyon dolarları sevgili evladı ile birlikte cukkalara koyuyormuş.

Başka bir tane var ki Avrupalarda ki işlerle ilgilenirken ve İslamiyet’in kitabı Kuranı kerimin ayetlerin den bir tanesi olan bakara suresi ile ilgili olarak “ Akara Bakara “  ile bir nevi dalga geçercesine yorumlarken bir den paraya ihtiyaç hâsıl olmuş olacak ki İranlı enişte buna da bir şekilde 1,5 milyon dolarcık! indirmiş.

Bütün bunlar büyük kentin polisiye nazırları tarafında takip edilmiş dosyalar yapılmış son zamanlarda herkesin her yerde yaptığı hazırlayıp konuşurum ha seninde tapelerin var… ha.. Denilen tapeler hazırlanmış ve icraata geçilmiş.

Ala vere şurada burada derken onlarca kişi operasyonla yakalanmış.

Tabiii bütün bunlar yapılırken başta baş göğe bakan olmak üzere icraatın başında olanlar abandone olmuş boksör gibi kendine gelmeye çalışarak bunun bir iktidarı yıkma operasyonu olduğunu tez elden dillendirmişler ve bunu ancak ve ancak paraleller yapar diyerek daha doğrusu yolsuzlukların üzerine paralel bir örtü örterek en az on yıldır yan yana can cana oldukları bir yapının kendilerine tuzak kurduğunu söyleyerek o yolsuzlukları o ayakkabı kutularında ki dolarları evde ki euroları unutturarak haklıda bir şekilde buna inandırarak karşı atağa geçerken bir şekilde de her ne kadar düşünülmesi gerekirken kendi senaryolarına inandırmışlar ve hücuma geçmişlerdir.

İlk etapta paralelcilere hitaben “ ne istediniz de vermedik?“ ancak sonradan saldırmaya başlamışlardır.

Toparlanan icraatın başındaki ve arkadaşları “ bunların inlerine kadar gireceğiz “ diyerek daha düne kadar başarı ödülleri verdikleri polisiye nazırlarını şeflerini müdürlerini tek tek göz altılarına aldırmış bazılarını tutuklatmış bazılarını görevden almış velhasıl polisiye yani dahiliyenin inine girmiş bitirmek üzere gibi görülsede onlarda çin askeri gibi oralara buralara girmişler pek de temizleneceğe de benzemiyorlar..

Daha sonra kadılar hakimler savcılara sıra geldi başta anlı!! Şanlı!! Ergenekoncuları hiç yoktan delil ve davalarla yargılayanları olmak üzere az çok da olsa şüpheli kadı ne kadar varsa allak bullak edildi hepsi yerinden yurdundan edildi onlarında inine girildi mi?

Bütün bunlar yapılırken o büyük banka müdürü dahil üç göğe bakanın oğlu ile birlikte İran uyruklu eniştemizin eşi tv ler de göz yaşlarını dökerek halılar ıslattı ve hasretine dayanamadığı çocuğunu da doğuracağını ilan etmesi ile birlikte derhal tahliye edildi arkasında da takipsizlik kararı verilerek sözde temizlendiler. Yapacak bir yok temizlendiler mi temizlenmediler mi onu da ALLAH bilsin bilir.

Baş göğe bakan tabii bu arada dâhiliyeyi daha çok güçlendirdi gazla, copla, takım taklavatla güçlendirdi yetmedi herkese her şeye anında yargı denetimsiz müdahale etme yetkisini de yasallaştırdı ve tam bir polis Devleti olmak yolunda yolun büyük bölümünü aştı geçti az kaldı.

Her yere her ine girip çıkan ve oralarda temizlik yapan baş göğe bakan bu kez bir kademe daha üste atlayarak Cumhurun padişahı dolayısıyla da tam bir diktatör olma yolunda.

Bütün bunlar geçen yıl 17 Aralıkta başladı bu güne kadar geldi.

Gelelim bu senenin 14 Aralık ayına.

Kadıların içinde bulunduğu adliyeyi dize getiren icraatın başındakiler emniyet güçlerinin de inine girip temizlik yaptıktan sonra sıra paralelcilerin Medya ayağını temizlemeye gelmiş olacak ki

14 Aralık Pazar günü ilk uyanıp televizyonları açtığımızda ihracatın başında bulunanların havuz medyası ,magazin ve aşk filimleri gösterirken muhalif televizyonlarda bir operasyon olacağı falan filan adamlar gözaltına alınacağı falan filan basın organlarının en üst kademesinde bulunanlarla birlikte birçok matbuat çalışanı yazanı çizenin de “ paralel  “ ci olduklarından dolayı gözaltına alınacakları söyleniyordu.

Gerçi devletli bazı zatı muhteremlerin yönettiği tv ler Paralelciler gözaltına alındı şöyle oldu böyle oldu diye ara gazlar verseler de işin aslı o adamlar yönettikleri kurumların önünde durup basın açıklamalarını yaptılar ve gidip kendi ayakları ile teslim olacaklarını söylediler ve sonradan duyduğumuza göre de gidip “biz geldik “ demişler.

Öncelikle şunu belirtmek isterim ki Demokrasinin temel kurumu olan basın ve ifade özgürlüğü, yaşanan son olaylarla, eskisinden daha ağır bir darbe yemiş baskı dönemine girmiştir.

Bu güne kadar Gerçek sebebini bilemeden ve adil yargılanma hakları ihlal edilerek 200’e yakın gazeteci terör örgütü üyeliği iddiasıyla cezaevinde tutulmuştur tutulmaktadır.

 Şimdi de basın kurumları ve organlarını da tutuklayan bir dönem yaşanmaktadır. Yeniden gazeteciler gözaltına alınmaktadır. Bu gelişmeler basının özgür olmadığı ülkeler sınıfında yer alan Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğünün cezalandırılması anlamına gelmektedir. Demokratik ülkelerde basın ve ifade özgürlüğü cezalandırılamaz. Basına vurulan her darbe demokrasiye vurulan darbedir. İnsanların halkın haber alma özgürlüğüne vurulan faşist darbedir.

Bu nedenle ben burada yüksek sesle sesleniyorum; Türkiye’de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ve gelişmiş demokrasilerin kabul ettiği ölçütlere uygun basın ve ifade özgürlüğüne ulaşıncaya kadar tüm gazetecilerin dayanışma içinde olmasının önemini bir kez daha hatırlatmak istiyor tüm basın mensuplarını bu darbeye karşı demokratik haklarını kullanmaya davet ediyorum.

Bu gün bir takım düşüncesi anlayışı inancı ne olursa olsun “ Gazetelere Televizyonlara kısaca BASINA baskın yapılmakta yarin başkasına bir günde sana olur.

 Hiçbir gazeteci basın mensubu arkadaşım hiçbir basın kurumu kuruluşu bunu unutmasın. Bu yapılan Önce demokrasiye sonra basına ve en önemlisi de halkın haber alma hakkına yapılan baskıdır darbedir.

Bunu kim hangi iktidar yapıyorsa ben ve benim gibi düşünenler  bunu şiddetle ve nefretle kınıyoruz .

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.