Kabul et sekte etme sekte 12 Eylül faşist diktatörlüğün yazdığı yazdırdığı mevcut Anayasamızın yürürlükte olan 2. Maddesi “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir” diyor öyle yazıyor
Ancaak
Bana her hangi bir yerde anında üç beş kelimelik yalan söyle deseler ben aynen madde 2 deki yukarda yazılı olan sözleri tekrar tekrarlarım. Çünkü teorik olarak orada yazılı var ancak pratikte uygulama da hiç yok
Osmanlının yıkılması ile birlikte istiklal savaşı sonucunda Mustafa Kemal Atatürk ve bütün silah arkadaşları tarafında zorluklara rağmen başarılarak kurulan bu ülke bu Cumhuriyet kurulduğu günden bu yana ülkemiz hiçbir zaman tam anlamı ile tüm kurum ve kuruluşlarının yerli yerine oturtularak uygulanan demokratik laik ve sosyal hukuk devleti olmamış olamamıştır.
Öncelikle bu ülkede diyanet işleri başkanlığı denilen ve laik demokratik sisteme tam ters durumdaki kurum bu dönemde kurulmuş ve bu güne kadar devasa bir biçimde desteklenerek bütçeler sağlanarak gelmiştir. Eh bu durum taa o zamandan itibaren laikliği yok etmiş demokrasiyi katletmiştir.
Neden demokrasiyi katletmiştir.?
Demokrasinin olmazsa olmazı laikliktir.
Demokrasinin olmazsa olması bütün halkların kardeşliği olduğu gibi dinler mezhepler arası barıştır. Dostluktur birleştirici bütünleştirici olmaktır. Hoşgörüdür, paylaşımcılıktır, insan haklarıdır
Peki, Cumhuriyetin kurulması ve akabinde 1924 anayasasının ilk etapta değiştirilmesinden sonra bu ülkede ne dayatılmıştır.
Türk ve İslam ( Hanefi Sünnilik mezhebi )
Halbuki laik ve demokratik ülkelerde Hiç bir kesimin veya zümrenin, ya da inancın diğerinden önceliği veya üstünlüğü olmaz olmamalıdır! olmamıştır
"Laik devlet", herkese, her inanca "eşit mesafede" olur...
Bugüne kadar bunu ben bu ülkede görmedim göremedim.
Ne AKP iktidarı öncesi, ne de sonrası...
Önceleri de devlet her yere olduğu gibi alevi yerleşim yerleri de dahil olmak üzere “ okul “ yerine "cami" yapıyordu, şimdi de...
Türkiye de cami sayısı okul sayısının çok üstünde
Önceleri de devlet diyanetin her türlü giderlerini" karşılıyordu, şimdi de...
şimdi üstelik zırhlı Mercedes’lerle gezdiriyorlar
1960'li yıllarda din dersi öğretmenleri bizi zorla sıralar üzerine çıkartıp "namaz" kıldırıyorlardı...
Arapça Duaları sureleri ezberlemediğimiz için sınıfı geçemeyeceğimiz gibi, ellerimizi "cetvellerle " dövdüklerini hiç unutmam unutamam
Bu günde din dersi mecburi. okullarda mescit zorunlu olmuş durumda
Artık şunu kabul etmeliyiz; "T.C. Devleti bir Türk – Sünni devlet olarak kuruldu ya da kurulduktan sonra bu düşünceye devletin ideolojisine dönüştürüldü. Her dönem dönüşmeye devam etti şimdi daha da fazla dönüşüyor dönerken koyulaşmaya başladı buradan da radikalleşerek şerii düzene daha doğrusu karanlık bir yolda uçuruma doğru hızlı yol alıyor...
Ne yapmak lazım?
Ülkede birliği beraberliği gerçekten laik demokratik sosyal hukuk devletini yeniden ve tüm kurum ve kuruluşları ile inşa etmemiz için asgari müştereklerimiz olan “ demokrasi ve laiklik “ kavramlarını yaşatmak hayata geçirmek için bir ve birlik beraberlik içerisinde kaynaşmalı birleşmeli kenetlenmeliyiz. Asgari müşterekimiz olan “ demokrasi ve laik çağdaş sosyal hukuk devleti “ olmak için Bir bütün olmak lazım. Bunun başka bir izaha tarzı yok ya öyle olacağız ya da köle olacağız faşizme yenik düşeceğiz. Ben şahsen yenik düşmekten yana değilim
Birlik beraberlik içinde iri ve diri olursak faşizmi de din tüccarlarını da sandıklarda yeneriz dolayısıyla iktidar olmamamız için neden yok.
Bu sistemin düzelmesi için demokrasinin laikliğin uygulana bilmesi için önce sandıkları patlatarak iktidarı temiz ellere teslim etmek lazım.
İktidar olduğumuzda ilk olarak yapacağımız işler…
Türkiye tam laik bir cumhuriyet olacaksa ki amaç bu.. başta "diyanet" kaldırılmalıdır! Kaldırılacak
Eğitim müfredatı çağdaş laik cumhuriyet üzerine yapılacak
"LAİK Devlet" hiç bir zaman özel olarak "Sünniliğin" ritüellerini ne dile dolamalı, ne de zikretmeli!
Okul kitaplarında, her inanca eşit derecede bilgi amaçlı yer verilecek...
Hiçbir inanç hiçbirinden üstün olmayacak, bunun çağrıştıracak ifade veya söylemlere yer verilmeyecek...
Peki, bu ülkede Kürtler ve aleviler ne olacak tı?
Bu güne kadar Onlara hep ezildiler baskı ve zulüm gördüler
Özellikle ve öncelikle bu etnik yapı ve mezhep bir an önce asimile edilmekten baskı ve zulüm görmekten kurtarılmalı ve en kısa zaman da ülkede genel olarak barış sağlanmalı
Türk, Sünni, Kürt Alevi, Ermeni laz Çerkez herkes bütün insanlar inançlar barış içerisinde birbirlerini severek dostça yaşamalı yaşatılmalı.
Bu güne kadar Kürtlere ve Alevilere yapılan kahpece saldırılar katliamlar unutulmadı unutulmaz unutulmayacak
O katliamları baskıları yaşayan yerlerinde yurtlarında olan Tabii ki Kürt ve Aleviler vardı halende varlar Onlar bu güne kadar bu dayatmalara hiç boyun eğmediler Dersimde, Maraş ta Malatya, Gazi ve Sivas ta ve daha bir çok yerde çok büyük bedeller ödediler ödemeye de devam ediyorlar.
Kürtler ha keza özellikle 1983 ten sonra kirli bir savaş var ve devam etmektedir. Bu çatışmalarda 50 binden fazla en 7 – 8 bini polis asker olmak üzere vatandaşımız kardeşimiz insanımız ölmüş öldürülmüştür.
Roboski de Cizre de Silopi de Hakkâri de Sur da ve bölgede birçok yerde canlı canlı katledilmiş bölgede birçok yerde taş üstünde taş bırakılmamış baskı ve zulüm bütün hızıyla devam ediyor.
Bu faşist anlayışa uygulamaya katliamlara anında dur denilecek. Denilmeli Barış hemen şimdi denilmeli
Bu ülkede Aleviler Kürtler ve azınlıklar eşit yurttaşlık statüsünde olacak öyle ce herkes dostça birbirini kabul ederek yaşayacak
Bu ülkeye gerçek bir demokrasi gelecek. Demokrasilerde olmazsa olmaz olan seçimlere milli iradeye saygı duyulacak. Peki, bu gün ne yaptılar
TBMM de 3. Parti olan ve özgür iradeyle 6 milyon oy alan partinin eş başkanları tutsak seçilmiş bütün belediye başkanları ve il ilçe yöneticileri ceza evinde.
Öyle çelişkiler le dolu bir sistemdeyiz ki milletvekillerin dokunulmazlıklarını anayasaya aykırı ama “ evet “ diyen CHP milletvekili bile içerde.
Halkın özgür iradesine kesin olarak saygı gösterilecek seçimle gelen seçimle gidecek
Şu günlerde alacak belediye başkanı kalmadığı için olacak ki reis bu kez AKP başta büyükşehir belediye başkanlıkları olmak üzere bir çok belediye başkanını istifa ettiriyor etmeyenlerin sonu ne olacak bakacak göreceğiz.
Demokrasinin uygulanacağı laik demokratik sosyal hukuk devletinde bunlar olmaz olmayacak.
Yeter ki aklımızı başımıza alalım bir olalım iri olalım diri olalım ve faşizme karşı demokratik laik çağdaş sosyal hukuk devletini Demokratik Türkiye’yi hep beraber inşaa edelim
Bir anı ve alıntıyı dikkatle okursak “Darvin ve evrim teorisi öğrencilik yıllarımızda da eğitimin en önemli sorunu idi. Evrime inananlar birde kutsal kitaplardaki yaratılış efsanesine inananlar. Ayrışır ve çatışırdı, 12 Eylül darbeciler Evrime inanmayı dinsizlik hatta komünistleşme kabul ettikleri noktada mecburi din dersini getirmişlerdi.
Bu hesaptandır ki hala darbecilerin koyduğu o yasalara dokunulamıyor. Üstüne yeni örmeler yapılmaktadır.
Bilimsel eğitim ve evrim teorisi yok artık
Akılcılık hiç yok hep dine dayalı
Buşh dahi Evrime karşı akıllı tasarım demesi bile tepki yaratmıştı Amerika bilim çevrelerinde.
Bunlara göre evrimcilik dinsizliktir. Laiklik ve laik eğitim dinsizliktir.”
Bu mantığın yaşaması yaşatılması için Bu ülkede benim aklımın erdiği 1960 yılından bu güne kadar 4 – 5 tane faşist baskıcı diktatörce darbeler son olarak ta darbe girişimli oldu..Üst akılda Bir şey değişmedi
AKP İktidarında 6 milli eğitim bakanı değişti hepsi sistemden şikâyetçi oldular ancak sisteme hiç dokunmadılar teferruatlarla uğraştılar üst akılın istediği şekil istediği bir biçimde devam ediyor…
Ve hep halkımız kaybetti ülkemiz kaybetti içerdeki ve dışarıda ki emperyal güç ve tetikçi iş birlikçiler kazandı.
**************
Hiç bir kesimin veya zümrenin, ya da inancın diğerinden önceliği veya üstünlüğü olmamalıdır!
Şu günler Muharrem ayının sonu ve aşureler her yerde yeniliyor dağıtılıyor.
Aleviler sessiz sakin hiçbir çatırtıya patırtıya mahal vermeden oruç tuttu tutanların orucu kabul olsun
Aleviler, oruçlarını nasıl ki propaganda, şov aracına veya malzemesine dönüştürmüyorsa, "Sünniler" de aynısını yapmalıdır.
Ramazan ayında neden bütün insanlara hatta ülkeye sınırlamalar getiriliyor, neden gece gündüz medyada bu tema işleniyor, insanların kafaları karıştırılıyor?
Neden gece yarıları davulla insanlar rahatsız ediliyor?
Bu rahatsız edici "şov" öteden beri var, AKP döneminde "zirve" yaptı!
Bilinmeli ki, Türkiye hepimizindir!
Tekrarla söylemek gerekirse Hiç bir kesimin veya zümrenin, ya da inancın diğerinden önceliği veya üstünlüğü olmamalıdır!
Eğer "biz demokratlar" bunun üzerine biraz zaman ayırıp düşünürsek, en azında gericilerin gücünü azaltmış oluruz! diye düşünüyorum