ALTIN
 3.022,60
DOLAR
 34,3205
STERLİN
44,5531
EURO
 37,4161

 

 

 

   Şırnak ile Cizre arasında, Cudi dağı eteğinde kömür ocakları bölgesinde bulunan 3 no lu açık kömür ocağında 17 ekim 2017’ de yaşanan göçükte 7 işçi hayatını kaybetti. Ancak bu haber savaş, şiddet gürültü ve patırtısı arasında doğru dürüst haber bile olamadı.

   Her gün ortalama beş insanın ölümüyle sonuçlanan iş cinayetlerine iş kazası diye bilmek için insani hasletlerden yoksun olmak gerekiyor. Çünkü tamamen insan kusuru ve hatta kastından kaynaklı nedenlerle tekrarlanan bu cinayetler dünyanın gelişmiş veya gelişmekte olan hiçbir ülkesinde rastlamak mümkün değildir.

    Böylesine yüksek oranda ölümlü iş cinayetlerinin önlenemediği ülke sıralamasında ilk sıralarda gelmekteyiz. Kendisini dünyanın 16. Büyük ekonomisi sıralamasına yerleştiğini iddia eden ülkemizin iş güvenliği alanında ısrarla sürdürdüğü sorumsuz ve acımazsız tutumunu hiçbir ekonomide rastlamak mümkün değildir.

   Sadece çalışma alanında değil, yaşamın bütün alanlarında yaşam hakkına yönelik ciddi ihlallerin olağan hale geldiği bir sistemde elbette maden ocakları veya değer iş kollarında yaşanan iş cinayetlerinin sıradan basit kazalar olarak değerlendirildiğini biliyoruz,

    Ancak bu tutum insani ve ahlaki olmaktan uzak olduğu gibi, vatandaşının yaşam hakkını korumakla sorumlu devlet anlayışına da aykırı bir durumdur.

   Devlet şiddetinin maksimize olduğu, her gün beş on insanın çatışma ve baskınlarda yaşamını kaybettiği ülkemizde iş cinayetlerinde yaşanan ölümler sıradan doğal ölümlerden sayılır hale gelmiş bulunmaktadır. Oysa alınacak basit önlemlerle bu ölümlerin önlenmesi mümkün iken ek maliyet unsurları gerekçe gösterilerek iş kanunundaki düzenlemelerin iş ve sermaye kesiminin memnuniyetini esas aldığı için benzer iş katliamlarının her geçen gün artmasına yol açmaktadır.

    Maden ocakları ve benzeri ağır iş kollarında işletme tekniği ilkel ve yüzyıl öncesiyle aynı olmasına karşın kar maksimizasyonu esas alınarak sermayenin yüz yıllık geleceği tasavvur edilirken,  yoksul çaresiz emekçilerin ekmek parası uğuruna ortaya koydukları yaşamları karşılığında yeni devşirme tüccarların geleceği güvence altına alınmaktadır.

    Şırnak’ta 7 işçinin ölümüyle sonuçlanan iş katliamı tam da bu tanıma uymaktadır. Acarsan holdinge ait taşeron bir firma tarafından işletilen her türlü denetimden yoksun ilkel koşullarda üretim yapılan bir kömür ocağında tamı tamına 7 insan yaşamını yitirdi.

   Hayatını kaybeden işçilerin isimleri şöyle:  Mehmet İzler, Sevkan Üstün, Yılmaz Mağrur, Mesut Mağrur, Vedat Özden ve Ramazan Uğur, Abdullah Kayaş. Tamamıyla İnsan kusurundan kaynaklı ihmal ve tedbirsizlik nedeniyle tekrarlanan bu cinayetlere iş kazası denilerek geçiştirmenin geçerli ve vicdani bir mazereti bulunmamaktadır.

    Temel nedeni taşeron çalıştırma, sendikal örgütlenmeyi engelleme, üç beş kuruşluk işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirini kar hırsıyla almama sonucunda 2017 yılının ilk dokuz ayında toplam 1410 işçi yaşamını yitirdi. Böylesine bir toplu soykırımı iş kazası veya kaderle ifade edilerek geçiştirilmesi ancak zalimlikle ifade edilebilinir.

    OHAL ve KHK lerin işçi haklarını iyice geriletildiği, iş güvenliği mücadelesinde emeği ve mücadelesi olan akademisyenlerin kovulduğu, iş Güvenliği önlemlerinin ortadan kaldırıldığı bir ortamda yaşanan işçi ölümlerinin kimsenin omurunda olmadığı bir dönemi bütün acımazsızlığıyla yaşıyoruz.

   Yaşam hakkına yönelik rutin hale gelen bu sorumsuzluk ve kuralsızlık bir an önce son bulmalıdır. Sektör el olarak dünyada iş kazalarını en aza indiren ülkelerin uygulamaları model alınarak bu vahşi katliamlara son verilmelidir.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.