Sonun da Cumhurbaşkanı ülkemizin girmiş olduğu krizin baş sorumlusunu buldu.
En büyük suçlu '' obezite '' denen hastalıktır.
Cumhurbaşkanı haksız da değildir.
Neymiş '' seçimle gelen seçimle, gidecekmiş '' öyle bir alış veriş olmaz.
Kendisini dahi bazı konularda obezite olmakla suçladı.
Eleştirdi ve öz eleştirisini yaptı.
Her ne kadar Cumhurbaşkanı için üniversite okumamış deseler de bir cerrahçı olduğunu gösterdi.
Adam neşterini eline aldı.
Obezite ile mücadele etmek için'' çareyi midede '' buldu.
Obezitenin başlıca nedeni dengesiz besleme olduğunun kanısına vardı.
Çareyi mideyi küçültmede buldu.
Obezitenin zararlarını anlatırken, vatandaşında sağlığını düşünüyor.
Ama kendilerine bir anda maaşlarına iyi bir artış yaptılar.
Bu rekor maaş zammı kendilerinde ''obeziteye '' yol açmasın.
Adamlar sırtını milletin dini duygularına bağlayıp ülkeyi kendilerinin itiraf ettikleri gibi '' parsel parsel '' satılar.
Bu koltuklar babasının tapulu malıymış gibi bırakmaya niyetleri yoktur.
Yolsuzluklarla hızsızlık ile elde etikleri bu koltukların sayesine hepsi kendileri dahi servetlerinin Hesabını bilmiyorlar.
Ülkenin içine düştüğü bu krizin acısını da '' deprem sigortası, ÖTV vergisi '' gibi vergilerle halktan çıkarmak istiyorlar.
Büyük şehirleri kendilerine han olarak görenlerin hesapları incelensin ülkeyi krizden çıkarır.
İstifa etsinler gitsin demek onların suçlarına ortak olmak demektir.
Çevrenizde asgari ücretle ya da çalışan birinin obez olduğunu gördünüz mü?
Ya da bir çiftçinin ''obez '' olduğunu gördünüz mü?
Bu ülkenin yükünü ne asgari ücretle çalışan, nede çiftçiler yüklemesinler.
Türkiye'de alt basamakla üst basamak arasında çok büyük fark vardır.
Dünyanın hiç bir yerinde böyle bir durum yoktur.
Hani Avrupa ülkeleri bizleri kıskanıyor ya hiç bir Avrupa ülkesinde
Cumhurbaşkanın maaşı ile Asgari ücretli işçi arasında böyle bir maaş uçurumu yoktur.
Cumhurbaşkanın bir aylık maaşı, bir asgari ücretle çalışan işçinin 28 aylığına eş değerdedir.
Bir işçinin günlüğü 47 liradır.
Cumhurbaşkanın günlüğü 1,300 liradır.
Bu durum Bakanlarda da Milletvekillerinde aynıdır.
Danışmanlarının aldıkları paralarının hadi hesabı yoktur.
Dünyanın en verimli ovaları olan '' Konya ovası, Çukur ova, Harran ovası, vb '' gıda ambarlarımız var. Ne yazık ki buğdayı dışarıdan alıyoruz.
Dünyanın en önemli yaylarımız, hayvancılığa müsait yerlerimiz yasaklı olduğu için etti dışarıdan alıyoruz.
Köylü ürününü yetiştirip bedavaya getirmez ise Şehirde alır. Hazırda olanı da ona verir. Ortada kalır.
Ülkenin şu anki durumu budur.
Ne diyelim bu ''obezite '' bu ülkeyi bu duruma düşürdü.
Herkes sırtını devlete dayamış bol bol götürüyor.