Önümüzde ki günlerde il kongresi olacak. Tahmin ediyorum Tarih olarak 23 Aralık belirlenmiş. Yani bir hafta bile kalmayan İl başkanlığına resmen Ahmet Küçükşahin den başka aday yok
Şu gün itibarı ile kafasında adaylık geçirenler düşünenlerde ses yok ancak pusuya yatmışlar ağababadan işaret bekliyorlar kimi işaret eder edecek ağababanın keyfinde. Şu an aday olmak isteyenlere adaylığınızı neden açıklamıyorsunuz diyorlar onların cevabı şartlar oluşmadı konjüktör tamamlanmadı oluyor. Şartlar ve konjüktörün hepsi ağababadan o kime göz kırparsa şartlarda konjüktörde tamamlanmış olacak gibi görünüyor. Yoksa öyle başka bir teorik pratik nasıl çalışalım nasıl ve kiminle partinin oyunu yükseltiriz belediyeyi nasıl alır bir milletvekilini daha nasıl çıkarırız diye bir çalışma falan filan yok hepsi icazet bekliyor o kadar.
Mevcut olan 6 yıldır da orada sadece oturan İl başkanı basına ve kamuoyuna bir açıklama yaparak bu kongrede aday olmayacağını 6 yıldır bu görevi yaptığını söyledi.
Evet, altı yıldır o il başkanı Malatya da CHP ni yönetti yönlendirdi ancak şöyle bir geriye dönüp baktığımızda hiçbir başarı yoktur. Siyasetçinin başarısı oy almak oyunu fazlalaştırmakla ölçülür. Ancak bu altı yıllık süreçte ne oy fazlalaşmış ki tam aksine oylar her seçimde düşmüş bu yapı ile giderse büyük ihtimalle önümüzde ki seçimlerde bir milletvekili bile çıkaramayacak iki ilçe de belediye başkanlığı kazanmış bunun da birini kaybedecek durumdalar.
O nedenle bu il kongresinde mutlaka bir değişim şart. Mevcut altı yıllık il başkanı bu insan kendi özgür iradesi ile bunu gerçekleştiriyorsa tebrik etmek gerekir.
Yok her hangi bir kata kulla varsa!! da yazıklar olsun!!. Erkek adamın ağzında söz çıkar sözünü yiyenlere de ne denir siz benden iyi bilirsiniz. Bu açıklamadan sonra o şahıs tekrar aday filan olursa inanın her türlü kişiliği kimliği yok olur ve bu ilde başkanlık zaten yapamıyordu iyicene batar Vallahi adama teneke takarlar benden söylemesi.
Diliyorum bu 23 Aralıkta da ben aday değilim ancak beni zorla aday ettiler diyerek el altında delegelerde imza toplatılmaya.
Şayet öyle bir durum olursa aynı kutuda çıkan dolar gibi bir başkan kutuda çıkarsa bunun insanlık adına demokrasi adına kişilik adına bu yaptığı arıza telafi edilemez bunu da belirteyim.
Diliyorum CHP de yeni bir gelişmeler değişimler olur mevcut yönetim in yerine daha çağdaş laik demokratik hukuk devletini koruyup kollayacak güçlendirilmiş parlamenter sistemi benimseyen özellikle genel başkanlarının günlerce yürüyerek aradığı HAK, HUKUK, ADALET İ hayata geçirecek bir yeni yönetim olur oluşur.
Oluşturulurda Malatya halkı demokrasi ve barış özgürlük taleplerine bir adım daha yaklaşmış olur diye düşünüyorum
****************************
Ahmet Küçükşahin “……Eğer böyle bir şey yapılıyorsa bunun Türkçe karşılığı
SAHTEKÂRLIKTIR, KAYIT DIŞILIKTIR.”
CHP de kongre sürecinin son finali Malatya da kongre ve kültür sarayının en zemin katında 200 kişilik bir salonda tam bir tiyatro gibi yapıldı. Çok az da olsa gelen delegelerin ve birkaç tane benim gibi yolunu şaşırarak gelen vatandaşlar gülerek ama düşünerek izlediler.
Sonuçta ilk gün Battal gazi ikinci günde Yeşilyurt ilçe başkan ve yönetimleri ile birlikte Sayın Ahmet Küçükşahin in ısrarla vurguladığı gibi demokrasiden yoksun hukuksuz ve güçlülerin yani genel de seçim kazanamayan ancak kongreleri hep kazananların işine gelecek şekilde. Her iki ilçe dede il delegeleri de hem de tüzüğe rağmen sayıları artırarak yazdılar seçtirdiler.
Gülerek ve düşünerek diyorum çünkü gerçekten oynanan bir oyundu artistleri de figüranları da belli idi.
Düşündüler gerçi çok az sayıdaydı azınlıktaydı bunlar. CHP nin düştüğü nereden nereye geldiğini görüyor ve vah vah diyerek düşünüyorlardı.
İki gün üst üste yapılan Malatya’nın 780 bin nüfusunun 600 bininin yaşadığı Yeşilyurt ve Battalgazi ilçe kongrelerinde her seçimde aynı kişiler konuştu. Kongreye %45 i katılmayan masa başında yapılan delegelerin ne konuşacağı olabilir ki. Vekil derseniz tam bir çılgın. Bütün Konuşmaları türbine oynaması her zaman ki hali idi. ve izlenen tiyatronun senaristi ve baş rol oyucusu olarak gerçekten her ne kadar partinin altına kibriti koyuyor olsa da kendisini garantiye almak içim bütün gerekenleri yaptı allah için söylemek lazım.
Eski milletvekili Muharrem Kılıç ve eski Yeşilyurt ilçe başkanı iken alavere dalavere ile düşürülen ve Önümüzde ki seçimlerde il başkanı adayı olduğunu açıklayan Ahmet Küçükşahin in konuşmaları kongrelere damgasını vurdu. Bu gün hak hukuk Adalet diye tahkiye yapıp her türlü haksızlığı hukuksuzluğu adaletsizliği yapanlar bu sözlerde bu manifestoda ders alırlar mı? alacaklar mı?
Hiç zannetmiyorum ama yine de okumalarında fayda var diye düşünüyorum.
İŞTE O KONUŞMA (AHMET KÜÇÜKŞAHİNİN KONGREDE KONUŞMASI
“ Yapacağım konuşmamda “demokrasi”, “hukuk” ve “güç” kavramlarına değinmek istiyorum.
DEMOKRASİ,
Demokrasi,“halkın egemenliği” anlamına gelen Yunanca bir sözcükten türetilmiştir ve vatandaşların doğrudan ya da seçim yoluyla aralarından bir temsilci seçerek bir hükümet kurmasına dayanan yönetim şeklidir.
Demokrasiden söz edebilmek veya demokrasi kavramının içini doldurabilmek için hukukun uygulanması, bununla birlikte yönetimin şeffaf olunması gerekir.
Bunu, CHP İl teşkilatına uyarlayacak olursak, üyelerin veya delegelerin kendilerinin sisteme dahil olmalarını sağlayan kurultay sürecini ve yaşanan olayları bilmesi gerekir. Bu şeffaflık ile mümkündür.
Şeffaflık, yaşanan süreci bilmek demektir. YANİ;
- Her üye, yalnızca kayıtlı olduğu muhtarlık bölgesinde aday olup seçilebilir. (Kongreler Kılavuzu, s.7)
- Delegeler, CHP bilgisayar sistemine sadece ikamet ettikleri kendi mahallelerinde kaydedilebilir. Diğer mahallelerde yazılması mümkün değildir.
- Eğer böyle bir şey yapılıyorsa bunun Türkçe karşılığı, SAHTAKARLIKTIR, kayıt dışılıktır. “Ben yazarım” deniyorsa, örneğin “Yeşilyurt üyesine seni Battalgazi’de delege yazdım” gibi bir şey söyleniyorsa bu, ya YALANDIR ya da HUKUKSUZDUR.
HUKUK,
- Hukuk demek, kanunlara, tüzüklere, yönetmeliklere uymak demektir.
- Hukuk demek, güçlünün gücünü sınırlamak demektir.
- Hukuk demek, güçsüzü güçlü karşısında korumak demektir. (Zira her istediğini yapabilen veya yaptırabilen güçlünün hukuka ihtiyacı bulunmamaktadır.)
- Hukuk demek, ortak zemin demektir.
- Hukuk demek, yarış için eşit zemin demektir.
- Hukuk demek, hak edenin hak ettiği yere gelebilmesi demektir.
- Hukuk demek, kendini CHP üyelerinden güçlü zannedene ders vermek demektir.
- Hukuk demek, çalışmayı teşvik etmek demektir.
- Hukuk demek, daha çok çalışanın kazanması demektir.
- Sonuç olarak hukuk demek, demokrasi demektir.
- Eğer hukuk olmazsa koltuğa oturup da kalkmak bilmeyeni ölene kadar oradan kaldıramazsınız.
- Demokrasilerde bütün güçler hukukla sınırlıdır, hukuk siyasetten üstündür.
Hukuk olmazsa yöneticiler çalışmaya ihtiyaç duymazlar ve “çalışıyormuş gibi” yaparlar ve oluşan boşluğu propaganda ile doldururlar.
CHP’nin değerli ÜYELERİ, bugün için değerli DELEGELERİ;
- Sizlerin kimseye yaranmaya ihtiyacınız yoktur. Aksine bizlerin sizlere yaranması gerekiyor. Çünkü muhtaç olan biziz.
- “SİZİ DELEGE YAZDIM” diyenlere gülün, delege yazdım demek pervasızlıktır, hukuksuzluktur, haddini aşmadır. UNUTMAYINIZ DELEGE YAZILMAZ, DELEGE SEÇİLİR.
- “Sizi delege yazdım” diyen şahıs, aslında bana minnet duy demek istiyor.
- “Sizi delege yazdım” diyen, güç bende demek istiyor. Güçlü benim demek istiyor.
- Yeşilyurt İlçesinin sayın delegeleri sizler kimsenin himmeti ile delege yazılmadınız. Sizler seçildiniz.
- Seçim esnasında oy vererek iradesini gösterenler; iradelerini doğru veya eğri kullandılar, bu kişinin kendi vicdan muhasebesidir.
- Ancak kimseye minnet borcunuz yoktur.
GÜÇ GÖSTERİSİNİN VEYA GÜÇLÜYMÜŞ GİBİ CAKA SATMANIN İKİ MANTIĞI VARDIR:
- Birincisi oy verecek vatandaşı aşağılamak, onun güçsüz olduğunu, vereceği bir oyun pek bir anlam ifade etmediğini bilinçaltına yerleştirmek,
- İkincisi kendisinin güçlü olduğunu vurgulamaktır.
- Zira, halkımız güçlüyü çok sevmektedir. Kıblesini güce göre ayarlamaktadır.
Oysa vatandaş güce tapınma yaklaşımından kurtulsa; güçlünün kendi olduğunu, asıl güçsüzün karşısına güçlüymüş gibi dikilenler olduğunu görecektir.
Sonuç olarak, hukuk, adaylara eşit mücadele ortamı yaratır. Yetenekleri ve çalışkanlığı öne çıkarır. Daha iyinin ve daha çok çalışanın hak ettiği yeri alabilmesi için hukukun üstünlüğüne inanmak gerekir. Demokrasiye inanmış olan ve Türkiye Cumhuriyeti’nin umudu olan CHP’nin bütün birimlerinin hukuka uymak zorunluluğu vardır.