Ülkemiz Cumhuriyetimiz şu günlerde çok zor ve sonu belirsiz günlerden geçiyor. Bir taraftan sınırı korumak adına yapılan çatışmalar bir yandan ekonomik zorluklar bir yan dan da ülkede ki sosyal hayatın haddinden fazla bozulmuş olması.
Orta doğuda on yıllardır devam eden savaşlar sonucunda İran, Irak, Afganistan diğer İslam ülke vatandaşları ve en çok da Suriye den olmak üzere 3 – 4 milyondan fazla mülteci ülkemizde barınmaya hatta yerleşmeye çalışıyorlar.
Şu gün itibarı ile çoğu Devletimizin desteği ile yaşamını sürdürüyor. Özellikle de gençleri ( 18 – 45 yaş arası ) ülkemizde sahillerde ya da varoşlarda ya da metropol illerimizde tabir caiz se fındık kırıyorlar bizim genç askerlerimizde onların topraklarını korumak için bu karda kışta yağmurda çamurda askerlik görevini yapıyor ölüyor öldürüyor.
Gerçekten ben şaşıyor şaşkınlık kadar da hayretler içerisinde çok zaman kendi kendime soruyorum bu ülkede neler oluyor. Kimler ne amaçla ne yapmak istiyor.
Geçen hafta Türkiye gündemini AFRİN savaşından da fazla meşgul eden 115 küçük yaştaki çocukların bir üniversite hastanesinde hamile kalmış olmaları ve akabinde o hastane de yasal olmayan yollarla ve bir şekilde hamile bırakılan küçük yaşta ki kız çocuklarına doğum yaptırıldığıkonuşuldu.
Her ne kadar vatandaşlar olarak duyarlı insanlar olarak çocuk istismarına karşı her geçen gün savaşmaya çalışsak da ortaya çıkan skandallar bizleri üzmeye ve şaşırtmaya devam ediyor.
Bildiğiniz gibi Bir zamanlar muhalefet gurubu çocukların taciz ve tecavüzlere uğramasının araştırılması için verdiği önerge ne yazık ki AKP iktidarı tarafında ret edilmişti.
Belki o zaman verilen araştırılma önergesi ret edilmeyip kabul edilse idi şimdi bu ülkede bu çirkinlikler bu yüz kızartıcı utandırıcı olayları duymayacak yaşamayacak gündemimizi meşgul etmeyecekti
Ancak bu rezalet bu şerefsizlik ne yazık ki bütün hızıyla devam ediyor. Çocuklarımızın istismar edildiği yetmezmiş gibi bir de kurumların bu çirkinlikleri örtbas etmeye çalışması da adeta utancın üzerine mum dikiyor! Eh hoca cemaat misali işte
Hürriyet'in araştırmasına göre İstanbul Küçükçekmece’deki Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne 5 aylık süreçte gelen, yaşları 18’in altında 39'u Suriyeli 115 çocuğun hamile olduğu ortaya çıktı. Hastanede görevli görevli olduğu kadar da duyarlı insanlıktan nasibini almış helal süt emmiş bir personel, çocuklarla ilgili kayıtların polise bildirilmediğini saptayınca önce tutanak hazırladı sonra durumu savcılığa bildirdi.
Hastanede altı yıldır görev yapan Ş.İ.N., 18 yaşından küçük çocuklara ilişkin bilgilerin adli birimlere ulaştırılmasının zorunluyken, 1 Temmuz 2001 doğumlu bir çocuğun hamileliğiyle ilişkin kayıtlara hastane sisteminde ve sosyal hizmet biriminde tutulmadığını fark etti
Ş.İ.N., daha sonra hastaneye 1 Ocak 2017- 9 Mayıs 2017 tarihleri arasında gelen 115 çocuğa ilişkin kayıtlar tek-tek inceledi. Kayıtlara göre, hamile oldukları tespit edilen 115 çocuktan 77’sinin 15 yaşın üstünde, 38 çocuğun 15 yaşından önce hamile kaldıkları anlaşıldı.
Bütün bu olan bitenler tam bir kaos tam bir edepsizlik haysiyetsizlik.
Bu kaosu bu edepsizlikleri haysiyetsizlikleri ortaya çıkaran Ş.İ.N mükâfatlandırılacak yerde ne yazık ki bu güzel kalpli insan yerinden başka bir yere maalesef sürgün edildi
Peki, ülkemizde bir tek bu olay mı oldu koskocaman HAYIR…
Bakın aşşağıda ki olayları izleyin ve görün birilerinin araştırılmasını istenen taciz tecavüz olaylarının ret edildikten sonraki yapılan kan donduran utanç tablosu
Müslümanların iddialara göre % 99 yaşadığı ülkede çocuklara istismarlardan ve ufak yaşta hamile kalan kız çocuklarından bazıları.
İddialara göre % 99 Müslümanların yaşadığı ülkemizde bu ülkede çocuklara istismarlardan ve ufak yaşta hamile kalan kız çocuklarından bazıları halen nerede ne yapar hangi kadın tüccarlarının elinde hangi barda pavyonda birahanede kimin masasında meze olmakta her türlü şiddete maruz kalmakta olduğunu kimlere gecelik satıldığını hiç kimse bilmez bilemez
Müslüman’ım diyen bu ülkede bunlar yaşanırken Avrupa’nın çağdaş demokrasiden nasibini almış ülkelerinde bu tür şerefsizlikler 0 noktasında olduğu gözlenmektedir.
Kısaca basına yansıyan Bütün bunlar ülkemizde olan bu tür olayların belki de milyonda biri.
Peki, bu durum insan olan insana dokunmaz mı hoş görülebilinirimi?
Bu ülke de normal yaşantısını sürdüren vatandaşın can mal güvenliği kalmamış.
Her türlü başıboşluk her türlü rezalet almış başını deli koyun gibi gidiyor ve kötü gidiyor. Şayet Allah muhafaza bir yerlere toslarsa daha yerinde kalkmaz kaldırılamaz.
Afrinde sınırları korumak adına savaşa girdik te keşke birde içeride olan yolsuzluklarla, edepsizliklerle, hırsızlıklarla, yoksulluklarla, da savaşa bilseydik diye düşünüyorum.
Ben savaşların her türlüsüne karşıyım hep barıştan dostluklardan özgürlüklerden yanayım ancak yukarda saydığım savaşlar ülkede barışı sosyal yaşamda ki barışı sağlayacağından on pisliklerle de savaşmaktan yanayım.
Kısaca herkes bütün halkımız kafasını iki elinin arasına almalı ve bence derin derin düşünmeli ve sormalı nedir bu durumlar ve bu ülkede neler oluyor demeli.
Bu ülke hepimizin herkesin.