CHP 3 – 4 Şubat tarihlerinde Ankara da ARENA kapalı spor salonunda son yılların en kalabalık ve katılımlı kongresini gerçekleştirdi. Gerçekten son on yılın belki de en kalabalık kurultayı gerçekleşti.
En kalabalık diyorum çünkü çok kalabalıktı içeri girmek kurultayı izlemek çok zor olan bir işti.
Ben ve arkadaşlarımızda dahil bir çoğumuz içeriye giremediğimiz kendimize yer bulamadığımız için dışarıda ki görselden izleriz dedik ancak o da çalışmayınca en yakın gençlik parkına giderek genel başkan adaylarını dinlemeyi başardık.
Bu kalabalık neden di ? Niçin bu kadar insan erken saatlerde o spor salonunu doldurmuştu.?
Öncelikle tüm Türkiye de olduğu gibi o gün orada da insanlar artık bunalmış OHAL ve KHK ile yönetilen bir ülkede baskının şiddetin ve hukuksuzluk adaletsizliklerin hesabını belki sorar
Diyerek beklentilerinden gelmişlerdi.
Yolsuzlukların hırsızlıkların çok fazla yaşandığı yaşanmaya devam ettiği bir süreçte CHP yi bu baskılara ve hukuksuzluklara karşı koyacak koyabilecek bir alternatif olarak görenler akın akın o spor salonuna akın etmişlerdi.
Sivil toplum kuruluşlarından sonra Siyasetçilerin özellikle de 6 milyondan fazla oy almış bir parti yöneticilerinin eş başkanlarının tutuklanmış olması artık ülkede tek ses tek adam tek siyasetçinin varlığı ile yasama yürütme ve yargının etkisizleştirilmesi karşısında güçlü bir kadro oluşur mu? diyenlerin katıldığı bir kurultaydı.
Gerçekten Türkiye de ana muhalefete çok önemli görevlerin düştüğü bunun içinde mevcut genel merkez kadroları ile bu görevlerin yapılmadığı yapılamadığı bir süreçte bir değişim dönüşüm görmek ve özgürce barış içerisinde yaşama hayalleri ile insanlar orada o kalabalıkları oluşturdu.
Büyük bariyerleri büyük güç ve kuvvet harcayarak geçen içeriye girebilmek için çok çaba sarf eden vatandaşlar ne yazık ki sonuç olarak umduklarını bulamadan eski tas eski hamam aynı yapı aynı insanların tekrar göreve gelmesini bütün acılarla sızlayarak yeniden korku ve dehşetle evlerine döndüler.
Salon çok kalabalık tüm türbin ve vatandaşlar hep bir ağızda “ Muharrem ince “ diye slogan atarken delege bölümünde çok az ve cılız sesler bu slogana katılıyor ken onlardan sonra delegeler Kılıçdaroğlu lehine slogan atmaya başlayınca da bu kez türbinlerde çok cılız sesler çıkıyordu.
Netice olarak kurultay sonucuna da dikkatle bakıldığında görülüyor ki türbin ve halk Muharrem ince derken önce 1081 imza ile aday gösterdikleri ancak sandıkta 790 delege oyu ile desteklenen de ancak Kılıçdaroğlu idi.
CHP Tarihinde beklide bu güne kadar bu kurultay kadar zor günlerde yapılan bir kurultay görmediği gibi bu kurultay kadar da şaşırtıcı yanıltıcı kandırık çı bir kurultay yapmadı.
Düşünün ki genel olarak daimilerle birlikte 1260 delege var ve bunun 1081 genel başkan kılıçdaroğluna imza vererek genel başkan adayı olmasını sağlıyor ancak oylama sonucunda kılıçdaroğluna 790 oy çıkıyor. Peki, geri kalan imza veren ancak oy vermeyen 291 oy sahibi kim kimler ne oluyor? Kim kimi kandırıyor?
Aynı şekilde Muharrem ince de önce gerekli imza tamam denilerek aday olduğu açıklanıyor daha sonra 49 oy mükerrer diye bir şaibe ortaya atılıyor arkasında kılıçdaroğlu hiç de kendisine yakışmayacak bir şekilde bana verilen imzaların 49 unu muharrem beye verin diyerek düşmüş olan siyasetin seviyesini biraz daha düşürüyor. Ancak işin garibi aday olmak için imza toplayamadı toplanmamış diyen ortanın hokkabazlarına inat Muharrem inci 447 oy alarak bütün kart hokkabazların dilini sesini kesti. Yanlış anlaşılmasın ben CHP üyesi de bir adayında tarafı değilim.
Sadece gözlemlerimi yazıyorum.
Esas olarak baktığımızda bu kurultayda siyasi bir kurultay olmasına rağmen hiç ülkenin kalkınması büyümesi özgürleşmesi ve barış içerisinde yaşaması için benim dinlediğim kadarı ile doğru dürüst bir kelime kullanılmadı. Her iki aday da aldılar Recep verdiler Tayyip attılar Erdoğan tuttular AKP.
Evet, bunlar konuşulmalı tartışılmalı ancak siz ne yapacaksınız sizin terör ile ilgili Afrinde savaşa girilmiş çare ve somut öneriniz ne? Ülkede elli yıldır devam eden bir Kürt sorunu var çözüm ne olmalı? Yasama yürütme ve yargı ne durumda? Ülke yi şucu bucu diyerek bölüyor Alevilerin evleri işaretleniyor yeni bir Maraş Sivas lar yaratılmaya çalışılıyor silahlı milis güçler ortalıklarda fink atıyor
Aleviler yıllardır CEM evi diyor birçok hak ve hukuklarının verilmediğini söylüyor ve çözüm bekliyor bunlarla ilgili ne düşünüyorsunuz Ekonomi batmış dış politikamız bitmiş bunlarla ilgili çözüm önerileriniz ne töbe hiç bunlara değinen olmadı.
Her iki aday da havadan cıvadan ve tek bir adamı konuşarak sözlerini bitirdiler
Birinci gün genel başkanın seçimi arkasında kumanya ile zehirlenmeler ve umduğunu bulamayan halkımız vatandaşlarımız yine umutsuzca yine ne olacak bu Türkiye nin hali diyerek orada ayrıldılar.
İkinci gün bu kez PM yarşı başladı.
60 kişilik PM ne 488 kişi müracaat etmişti. Mevcut milletvekillerinin büyük çoğunluğu aday eski meclis üyeleri aday. Demek ki bu vekiller ve PM üyeleri bu güne kadar görevlerini layıkıyla yapmışlar ki yarım kalan görevlerini devam ettirmek için yeniden aday oluyorlar diyeceğim ancak halkımız bana çok kızar. Hiç birisi hiçbir şekilde görev yapmadılar yapamıyorlar. Yapsalar 8 seçimdir seçime gidiliyor hiç birinde seçim galibiyeti olmadığı gibi her seçimde oy kaybı var.
Hiçbir yere gitmeyelim Malatya ya şöyle bir bakalım.
Mevcut milletvekili 2010 yılından bu yana vekil daha önce de il başkanlığı yapmıştır. Şu an da ki il başkanı da Hüseyin baştürk ü düşürdükten sonra önce il yönetimi içinde seçilmiş daha sonra da sözde seçimlerle gelmiş halen bu gün sözüm ona il başkanı.
O tarihten bu yana Malatya da yapılan seçim sonuçlarını ciddi bir şekilde incelendiğinde görülecek ki her yıl seçmen sayısı düşmüş tür ve son 2015 kasım seçiminde seçilen vekil çok az bir oyla Avrupa dan gelen oylarla ancak seçilebilecek duruma düşmüştür.
Bu tabloya ve genel başkanın son kurultayda ki seçimine baktığımızda anlaşılan o ki ne kadar seçim kaybedersen ne kadar başarısız olursan o kadar parti içinde galibiyet alıyor seçim kazanıyorsun. Kısaca bunlar genel seçimlerde değil ama parti içi seçimlerde her türlü anti demokratik uygulamaları ortaya koyarak bu anlamda çok çalışarak çok başarılılar. İşte Kılıçdaroğlu işte Malatya il başkanı Kiraz.
PM de 488 aday olmasını belki birileri demokrasi ve çok seslilik olarak değerlendirebilir ancak hiç de öyle değil.
Burada “ BEN “ Var “ BİZ “ Yok
Partiyi büyütmek iktidara taşımak iktidar olmak demokrasi insan hakları sorunlar bunların hepsi falan filan ve hiç kimsenin umurunda değil. Hiç birinin derdi de değil ama ülkenin geleceği bu böyle devam ederse ki ediyor karanlık zehir zemberek Allah esirgesin.
Varsa yoksa ben olayım ben olursam iyi ben olmazsan her şey tufan.
Netice olarak Türkiye CHP de bir değişim dönüşüm bekledi ancak bu beklenti gerçekleşmedi. Gerçekleşmediği gibi daha da kötü bir duruma doğru yelkenler açıldı.
Ülkede demokrasi ve barış ve her türlü özgürlük isteyenlerin umutları gelecek bahara kaldı.
Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete mi? Karanlıklara mı? Bilmiyoruz