Türkiye seçim sürecine yavaş yavaş ısınmaya çalışıyor. Hükümet %10 barajının devamından yana direniyor. HDP ise parti ile seçime gideceğini söylüyor. Hal böyle olunca da bütün işler karışıyor. HDP diyor ki AKP yi düşürecek yegâne güç HDP dir. Nasıl mı? Diyorlar ki eğer HDP %10 barajını aşarsa yaklaşık 80 milletvekili çıkaracak, bu da AKP nin tek başına iktidar olmasının önünü kesecek. Peki, HDP barajı aşamazsa ne olacak? İşte o zaman AKP Kürt bölgelerinin tamamının vakiliklerini alacak. Anayasayı tek başına değiştirecek güce ulaşacak. Başkanlık sistemi ile katı bir rejim oluşacak. Türkiye’de yeni bir sürece girmiş olacak.
Türkiye’nin görünen tablosu bu.
Yıllardır din,ırk ,mezhep üzerinde politikalar ülkeyi buraya sürükledi.
Toplum kutuplaştı ve ayrıştı. HDP nin barajı aşamamsı ülkeyi farklı bir mecraya sürükleyecektir.
Nasıl mı?
1-Kürtler parlamentonun dışına atılmış olacaktır. Dışarıda ve içeride bunun tepkileri çok büyük olacaktır.
2-Çözüm süreci muhatapsız kalacaktır.
3-HDP muhalefeti meclis dışında yapmaya çalışacaktır.
4-Alınan son olağanüstü yasalar ile (İç güvenlik paketi) sokak muhalefetinin üzerine gidilecek sokaklar karışacak.
5-Başkanlık düzen ile birlikte Sünni inançlı dinselleşme hız kazanacak. Aleviler kendilerini güvende his etmeyecek ve yeni ittifaklar arayacaklar.
6-Laik ve sekiler düşünen Türkler yeni bir yol ayrımına gelecekler.
7-Ulusalcı laik güçler sokaklarda hak aramayı denemeye çalışacaklar.
8-AKP yolsuzluk dosyalarını kapatmak için yargıyı tamamen kendisine bağlayacak.
9-AKP iktidarda kalmak için her yolu deneyecek.
17-25 Aralık operasyonları Türkiye’nin kırılma noktası oldu. Bana bir şey olmaz diyen bir iktidar bir anda savcıları kapılarında buldular. AKP ne yapacağını şaşırdı. Yolsuzluklar açıkta, yani halkın gözleri önünde yapıldı. Ayakkabı kutuları dolusu paraları herkes gördü. Paraların alış verişini kasetlerde izledi.
AKP bu kasetlere montaj dedi tutmadı. Paraları polis koydu dedi, ama paralar faizleri ile birlikte kendilerine ödendiğinde bu para benim değil demediler. Bu kasetlerin sahte olmadığını Adli Tıp onayladı. Böylece kaçacak yerleri kalmadı. Tek çareleri yüce divana gitmemekti.
AKP seçimlerde aldığı oylarla aklanacağını sandı. Ama aklanamadı. Herkes bilir ki aklanmanın yeri sandık değil, adil olan mahkemelerdir. Ama ne hikmetse AKP kurduğu mahkemelere de güvenmiyor. Yüce divan denince ayaklarının bağı çözülüyor. Demek ki korkulacak şeyler var ki bunlar mahkemelerden korkuyorlar. Toplum bunları neden sorgulamıyor bilmiyorum. Bildiğim tek şey toplum din ve mezhep ekseninde kutuplaştı. Sonuçta hırsız da olsa arsız da olsa toplum kendi taraftarına sahip çıkıyor.
Artık yapılan yolsuzlukları ayetlerle açıklamaya çalışıyorlar. Ama başaramıyorlar. Geçen hafta bir yerel kanal sunucusu AKP Adıyaman Milletvekiline diyor ki, siz bir yakınınızı bir yere milli eğitim müdürü olarak atamışsınız doğru mu? Metiner de cevap verirken, bir ayette alıntı yapıyor, diyor ki” Ayet diyor ki Akrabalarınızı koruyunuz.” Sunucu diyor ki “Siz bunun için mi akrabanızı kayırdınız. Cevap çok ilginç:”Yahu sen ayete de mi karşı geliyorsun.” Diyor.
Ne yapalım toplumu bu hale getirenler utansınlar.
Bir din alimi de bu yolsuzluklar için “Yolsuzluk hırsızlık değildir.”dememiş miydi.
Kimse çıkıp demedi ki benim cebimde çıkan vergilerimi, sen özeline geçiriyorsun da bunun adı hırsızlık olmuyor da ne oluyor?