Benim yaşım 65 in üzeri olmaya başladı. Ben çocuktum kanal boyunda bulunan stadyumun yanına salon yapıldı ve adına da ATATÜRK SPOR SALONU denildi.
Çünkü Daha önce yapılmış olan ancak kapalı tribünü de sonra yapılan İNÖNÜ STADYUMU da aynı yerdeydi ve İnönü ile Atatürk orada da birleştirilmişti. Malatya ya Malatyalılara yakışan da buydu.
Son birkaç gün içerisinde Başbakan Binali Yıldırımın Malatya kongresine katılmak üzere İlimize gelecek olması dolayısıyla afişler asılıyor anonslar yapılıyor ve adres olarak ta “ Malatya kanal boyu spor salonu “ önü gösteriliyor.
Ben bir an tereddüt ettim ve hafızamı zorladım acaba AKP bizim kanal boyumuza yeni bir spor salonu mu yaptı? Diye. Fakat çok da zorlanmadım çünkü ben biliyordum ki öyle bir iyilik ya da güzellik yapmaya hizmet getirmeye bunlar kendilerini yormazlar.
Ne de olsa hazır ancak her an yıkılması yok edilmesi gündemde olan kanal boyunda bir ATATÜRK kapalı spor salonu var onun adını değiştirelim demiş olacaklar ki o spor salonunu yani ATATÜRK SPOR salonunu işaret ediyorlarmış.
AKP nin en üst yöneticisinden en alt birimine kadar herkeste bir İnönü Atatürk alerjisi var.
Yine kanal boyunda bulunan bir parkın adı Mahkemece tescillenmesine rağmen hiç birisi hiçbir zaman oraya İSMET PAŞA PARKI demedi diyemedi diyemiyorlar..
O parka “Hürriyet “ parkı demekte ısrar ediyorlar. Hürriyet parkının tarihçesi de:
Hürriyet parkı Şimdi ki vali konağı bitişiğinde ki çocuklara tahsis edilen yerde ki ses sanatçılarının akşamları konserler yaptığı özel bir kişilere kiraya verilen çevresi çerçevesi belli bir mekândı.
Malatya’nın tarihçesi ve tarihi siyasi değerleri anlatılırken hep İnönü ismini ıskalıyor ve oradan çok hızlı bir şekilde geçiyorlar.
Neyse bütün bunlar artık olmaması gerekiyor ama oluyor da buradan gerçekten tekrar soruyorum
Ne zamandan beri Atatürk Kapalı Spor Salonu’nun ismi Kanalboyu Kapalı Spor Salonu oldu.
Gerçekten merak ediyorum.
Nerede ne zaman değişti hangi belediye meclisinde ne zaman kaç kişi ile karar adlınızda bu gün hiç yüzleriniz kızarmadan Müslümanlıkta en haram olan yalanlarla böyle bu şekilde afişler yapıyor anonslar çağrılar yapılıyor?
Şimdi bir kez daha sormak istiyorum sizin Atatürk ve İsmet İnönü den alıp veremediğinizi açık açık söyleyin derdiniz nedir ne istiyorsunuz?
Hâlbuki Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü Bu Cumhuriyetin bu ülkenin kurucuları.
Halbuki İsmet İnönü Malatyalı ve Malatya’da uzun yıllar milletvekili olarak meclise gitmiş hem başbakan hem de 2. Cumhurbaşkanlığı yapmış bir devlet adamı.
Bu iki büyük devlet adamı cepheden cepheye koşarak Anadolu halkını hareketlendirip istiklal savaşını tüm arkadaşları ile birlikte zafere ulaştırmasalardı kazanmasalar Allah muhafaza kaybetselerdi siz Malatya da onların ismini silmeye ıskalamaya çalışanlar sizlerin hali nice olurdu hiç düşündünüz mü?
Sizler bu ülkede bu isimlerle bu kimliklerle dolaşabilir siyaset yapabilir il başkanı ilçe başkanı belediye başkanı milletvekili bakan olabilir miydiniz? Vallahi de billahi de ne olacağınızı ne olacağımızı ben bile kestiremiyorum. Adımız ne olurdu? Bilemem.
Bu gün ortalıkta tek devlet tek millet tek dil tek bayrak diye dolaşabilir miydik?.
Bunların da ötesinde bu kutsal dinimizi bu kadar rahat yaşayabilir miydik?.
Bu al bayrağımızı bu kadar güzel göklerde şanla şerefle dalgalandırabilir miydik?
Bütün bunlar yazarken söylerken bizim başbakanın gelişine karşı olduğumuzu hiç kimse düşünmesin. Tam tersi başbakanın Malatya ya gelmesi bizleri yerel halkı çok da memnun eder.
Bu memnuniyet yerel anlamda yapılacak hizmetlerdir. Çevre yolumuz hızlandırılsa ikinci bir üniversite yapılsa işsizlik sorunu çözümlense, ilimizde çalışan taşeron işçilere kadrolar verilse, kayısımıza pazarlar bulunacak faaliyetler yapılsa, Şehir merkezi trafiğine çözümler bulunsa olsa da olsa kötümü olur hiç de kötü olmaz ama…………….
Bizim yerel AKP yöneticileri vekilleri keşke Atatürk isminin silinmesi için sarf ettikleri enerjiyi şu saydığım yapılaması gereken yapıldığı zaman tüm yerel halkın memnun olacağı işlerin yapılması başlanması bitirilmesi için dosya hazırlasalar en azında Malatya halkının çok büyük bir bölümünü üzmemiş tüm Malatya halkını da sevindirmiş olurlardı.
ŞEKER FABRİKALARI VE PANCAR ÜRETİCİLERİ
AKP iktidar olduğu 2002 yılından bu güne kadar sayamayacağımız hatırlayamayacağımız ismini telaffuz edemeyeceğimiz ne kadar devletin hepsinin de kar ettiği kurumlar kuruluşlar bir bir satıldı satılıyor.
Malatya da Cumhuriyetin kuruluşundan sonraki süreçte şimdi ismine bile tahammül edemedikleri Atatürk ve İsmet İnönü döneminde üç tane çok büyük sanayi kuruluşu olan Şeker, Tekel ve mensucat fabrikaları yapıldı. Bu üç devasa fabrikadan sonra Malatya’mıza Devlet tarafında yapılan fabrika yok.
Ancak Bu gün millilikten bahseden hatta hiç kimseye kaptırmamak için yoğun çalışmalar yapanlar milli değerlerimizin hepsini sattılar özelleştirmeler adı altında eş dost ahbap ve yandaşlara peşkeş çektiler.
Malatya da Tekel fabrikası vardı ve en az 3 bin kişinin çalıştığı zamanlarda üç vardiyalı kadınlı erkekli istihdam sağlanıyordu. Şimdi satıldı yerine AVM yapıldı. Binlerce tütün ekicisi köylümüz vardı hepsi perişan edildi tütüne kota konuldu ve üretim bitti.
Yine Mensucat fabrikamız vardı orası da en ez 3 – 4 bin kişi vardiyalı çalışanı ile vardiya dağılımında tam bir bayram gibi coşkular yaşanıyor özellikle sıtma pınarı semtimizin esnafı da burada ki iki fabrikanın sayesinde yaşamlarını idame ediyorlardı. Orayı da sattılar pardon peşkeş çektiler AVM yapıldı.
Üçüncü olarak ta şeker fabrikamız devasa bir alanda devasa bir fabrika olarak pancar üreticileri ile on binleri istihdam eden bu sanayi değerimiz yanından yöresinden şuna değmiş buna değmemiş diyerek her tarafını aldılar kopardılar işgal ettiler tesis adı altında beton yığını yaptılar ve orada küçücük bir üretim fabrikacık bıraktılar.
Milli olmaktan milliyetçi olmaktan bahseden iki genel başkan şu an 2019 un seçim hesaplarını yapıyorlar ittifaklar kuruyorlar. Ne yaparsa yapsınlar ne edeceklerse etsinler ancak demokrasi zemininde etsin yapsınlar ancak milli değerimiz olan şeker fabrikalarımıza kıymasınlar. Şeker pancarı üreticilerimize kıymasınlar.
Türkiye son üç beş yıla kadar Dünya ülkelerine şeker ihraç ederken ne yazık ki son üç beş yıldır şeker ithal eder duruma düştük. Sadece Şeker de değil tüm üretimlerimiz durdu tüketimlerimiz en çok bir biçimde çoğaldı.
Üretmeden Tüketen toplumlar devletler bir şekilde bir gün iflas eder. İflas eden bir yerde ne millilik kalır ne de milliyetçilik kalır bunu da bilelim.
