Böyle bir başlık ta nereden çıktı diyebilir beni eleştirebilirsiniz. Saygı Duyarım.
Ancak disipline muhtaç disipline edilmesi gerekenler başka birilerini disipline etmek için görevlendirilmiş yetkilendirilmiş ise işte o zaman düşünmek ve irdelemek gerekir gerekiyor diye böyle bir başlık attım.
Demokratlığın soysalı sosyal olmayanı zaten olmaz demokratsan demokratsın yoksa da değilsin.
Demokrat insan zaten disiplinli oturmasını kalkmasını bilen bilgili birikimli terbiyeli bir insan olmak zorundadır. Böyle olmazsa da ona demokrat denilmez. Özet olarak önce insan olacaksın sonra ne olacaksan olacaksın. İnsan olunmadan insanlığın gereklerini değerlerini yerine getirmedikten sonra ne olursan ol hava cıva insanlıktan nasibini almamış hiçbir işe yaramayan sadece bir varlıksın o kadar.
Düşünün ki bir siyasi parti var CHP. Cumhuriyetle birlikte kurulan Cumhuriyet ve istiklal savaşı sonunda Atatürk’ün kurduğu ve iki değerim eserim den biri dediği parti.
Aslına bakarsanız Atatürk ün kurduğu ve iki eserinden biri Olan O CHP 12 Eylül faşizmi ile kapandı. 12 Eylülden sonra 1994 yılında açılan ve şu anda siyasette ana muhalefet olan CHP o CHP değil zaten şu an ki yöneticilerde bunu kabul ediyor ve yeni CHP diyorlar.
Bu parti yani şimdiki yeni denilen CHP nin bir bölümü sözüm ona kendisini sol, sosyal demokrat parti olarak tanımlıyor. Ama sadece tanımlıyor.
Bir bölümü de ulusalcı Kemalist olduklarını iddia ediyorlar. Onlarda aslında diğerleri de ne yaptıklarını bilmiyor sadece bir kez daha nasıl vekil olurum olabilirimin hesabını ona göre ayarlıyorlar.
Gerçek anlamda uygulamalarda icraatlarda hiç alakası olmayan hatta çok kritik anlarda oylamalarda hepsi Hızır gibi yetişiyor iktidarın ayağına çamur kar değmesin diyerek yoluna karo Taşı döşüyor.
Sol adına emekten yana Kürt sorunundan ve çözümünden yana insan hakları yönünde özgürlük ve barış adına uygulanmakta olan her türlü baskı ve şiddete karşı bu güne kadar hiçbir şekilde hiçbir icraatları olmadı. Görmedik göremedik
Tam aksine mecliste “ yasalara aykırı ama evet diyeceğiz “ diyerek milletvekilliği dokunulmazlığının kalkmasına yardımcı olarak bana göre parlamentonun kapanmasına neden oldular ve işlev siz bir parlamento yaratarak parlamenter sistemi yok ettiler.
Ve de AKP nin ekmeğine yağ bal sürdüler sürmeye devam ediyorlar
Kendisini yeni olarak ilan ediyor ancak neresi ne şekilde nasıl yeni olduğu hiç çözülmüyor bilinmiyor.
Genel politikaları da yerel politikaları da tutarsız gerçekten asıl olan sol ve devrimci disipline muhtaç durumdalar. Ama önce disiplinli olmayı öğrenmesi için disipline ihtiyacı olmayanların olması lazım
Tabi böyle bir ruhla yönetilen yöneticilerinde disipline muhtaç bir zatı muhteremi de disiplinin başına getirmesi doğal değil mi?
Parti içi demokrasiyi yok sayarak, parti içerisinde tek adam olacak diktatörlük yapacaksın sosyal demokrasi ilkeleri doğrultusunda mücadele etmeyeceksin, sosyal demokrasi ilkelerini yok sayacaksın sonra da sol, sosyal demokrat olduğunu iddia ederek halkın karşısına çıkacaksın.
İşte burada durun.
Bu halk size sandıkta hadi canım sizde der diyecek.
Ancak sizi boş verin, olan bu ülkeye bu halklara olacak. Sizlerin nasıl olsa tuzu kuru olan fakir fukaraya garibana olacak.
Son il ilçe yerel kongreleri hatırlayalım. Malatya’nın merkezinde iki büyük ilçesi var.
Battalgazi ve Yeşilyurt ilçeleri.
İkisinin toplam nüfusu günlük giriş çıkışları da sayarsak 650 – 700 bin.
Malatya’nın toplam nüfusu 780 bin belki şimdi Suriyelileri de sayarsak ki artık onları da Türkiye vatandaş saymaya başladılar 800 bin olmuştur. Bu durumda Malatya nüfusunun % 80 – 85 i bu iki ilçede yaşıyor.
Bu ilçelerden Battalgazi ilçesinin ilçe başkanlığını Malatya’nın eski baro başkanı Av. Selahattin Sarıoğlu yapıyordu. Sayın Avukatımızı o kadar zorlamış ve biat ettirmek istemiş olacaklar ki sayın başkan 16 Nisan referandumunda oylama biter bitmez önce başkanlıktan bir müddet sonrada partiden üyelikten istifa etti.
Esas olarak ta biat ettirilmeye çalışılmasa ve kendi halinde siyasi çalışma yapmasına müsaade edilseydi bana göre partiye yararlı olur ya da olabilirdi. Adam kızdı küstü ve çekti gitti
Yeşilyurt ilçemizde de aynı senaryo yine vekil ve il başkanı delege seçimleri sırasında baskı üstüne baskı istedikleri delegeleri yazdırmak istediklerinde hayır bu işte emeği geçenler ve hak edenler delege olacak diye karşılık alınca Mevcut ilçe başkanı Ahmet Küçükşahin in yönetiminde ki yeterli sayıyı istifa ettirerek başkanı düşürdüler. Yerine anında kendilerine biat eden etmeye müsait olan birini aynı gün atadılar ve kongre de ki il delegelerini kafalarına göre ayarlayıp yazarak kongre yaptılar. Yeşilyurt ilçe başkanlığına da bu güne kadar parti ile hiçbir ilgisi bağı olmayan kapalı kutu olan hakkında birçok dedikodular olan bir genç Avukatı seçtirdiler.
Eski başkan Ahmet küçükşahin emekli asker Ergenekon davasında uzun yıllar ceza evinde yatmış Atatürk ilkelerine bağlı bir partili iken o da parti üyeliğinden istifa etmiştir.
Peki, ben burada soruyorum bu günkü il başkanına ve vekile bu mu siyaset? bu mu halkla halkın iktidarına yürümek?
Her türlü iktidar gücünü kullanıp delegeyi kişisel hedeflerine göre belirleyeceksin, birisinin işareti ile bir yere geleceksin, sonra da sol, sosyal demokrat olduğunu iddia edeceksin.
Bu kafayla sen değil Demokrat veya solcu olmak sıradan sosyal demokrat, bile olamazsın.
Diğer yanda yine Ankara da Kurultayda değişime değil güce parmak kaldıracaksın. Anahtar liste ile seçimi bir şekilde bloklaştıracaksın Sonra da sol sosyal demokrat olduğunu iddia edeceksin. Hadi canım sende.
Parti iyi idare edilmiyor,
Tüzük ve gidişat iyi değil olanlar hep anti demokratik diye eleştirenlere de parti zarar görüyor aman ha önümüzde seçim var birlik olalım diyeceksin.
Biz bunları taaa örgütler seçim sürecine başlamadan hatta seçimler sürecinde söyledik.
Önümüzde bir 2019 süreci var ve çok önemli Türkiye nin Cumhuriyetin var olma yok olma
2019 Atatürk'ün iki eserinin yok olma, var olma yıldır. Gelin birlik olalım, seçmene umut verelim dedik. Bu partiden kırmadan dökmeden toparlayıcılık yapacak bir değişime ihtiyaç var o nedenle bu kata kulla ları yapmayın bir araya gelin ve bu değişimli birlikteliği sağlayın dedik ama Kulaklarınızı tıkadınız, umurunuzda olmadı.
Aynı şekilde 36. Kurultay da da mutlaka bir değişim ve taze bir kana illerde olduğu gibi burada da ihtiyaç vardı ancak herkes yerinde herkes makamında. Sonrada sol, sosyal demokrat olduğunu iddia edeceksin. Hadi canım sende
Şimdi bu günde halktan tabandan Aldığınız tepkileri görünce de zamanı değil partiye zarar veriyorsun diyeceksin. Sonrada sol, sosyal demokrat olduğunu iddia edeceksin. . Bunun adı açıkça Ses çıkarma benim çıkarlarım doğrultusunda hareket et demektir.
Bak arkadaş bizim Türkiye’mizin Cumhuriyetimizin tüm halkların canı yanıyor
Mevcut sistem yönetim yöntem, milletimizin hür iradesine karşı girişilen yasakçı, ayrımcı zihniyetin adından başka bir şey değildir.
Farklı fikirlerin, düşüncelerin, halkların mezheplerin yaşam tarzlarının ayaklar altına alındığı, demokrasinin insan haklarının barışın katledildiği dönüm noktalarından biridir.
Bu nedenle artık “BEN” demeyi bırakıp “BİZ “ diyelim. Bu yangını bu acıyı durduralım bu ülkemizi Cumhuriyetimizi düşmanlarından ve dinci hokkabazlardan kurtaralım.
Peki, o zaman ne yapacağız?
CHP olarak özüne dönecek sol parti gibi örgütlenip sol ilkeler çerçevesinde eğitilerek partiyi bilgili deneyimli ehliyetli asıl sahiplerine bırakacaksın. Bu parti ilelebet ana muhalefet partisi değil artık iktidara yürümek durumundadır hatta zorundadır.
Bu partiye esas zarar verenler statükoculardır, Ülkede iktidar olmayı değil kendi iktidarını düşünenlerdir, Küçük olsun benim olsun diyenlerdir.
O nedenle halk olarak mutlaka bir araya gelip faşizme ve her türlü baskıya şiddete karşı durmak bertaraf etmek için örgütlenmeliyiz bir araya gelmeli birbirimizi sevmeliyiz
Birilerine de haykırmalıyız , Oturduğun yerde partiyi yönettiğini sanıyorsun. Ancak yanılıyorsun onca yıllardır gördüğümüz gibi öyle yönetim yöneticilik olmuyor.
Ayağa kalkacak siyaset üretecek halkı örgütleyecek halkla birlikte haksızlığa hukuksuzluğa yokluğa yoksulluğa baskıya zulüme karşı duracak direnecek ve başaracaksın
Yok bunlarla uzaktan yakından ilgilenmeyerek bu gün olduğu gibi küçük olsun benim olsun dersen Horoz ötmese de Güneş doğacağı gibi sen olmasan da parti idare edilir ama işte öyle idare edilir.